Zuhur : (isim, eskimiş, Arapça) Ortaya çıkma, görünme, belirme, baş gösterme, meydana çıkma.
"Meclis azaları meyanından aykırı bir takım prensiplere temayül gösterenler zuhura başlamıştı." -
M. Kemâl ATATÜRK
Kelimenin birleşik fiil olarak kullanımı da aşağıdaki gibidir:
Zuhur etmek : Ortaya çıkmak, görünmek, belirmek.
"Hünerlerinizin inceliklerini, güzelliklerini anlamak için mütehassıslar zuhur etti." - Ahmet Hikmet Müftüoğlu
Kelime kökeni :
Arapça ẓhr kökünden gelen ẓuhūr 1. belirme, görünme, 2. görüntü, parıltı, gösteriş sözcüğünden alıntıdır.
Tarihte En Eski İlk Yazılı Kaynak :
Dede Korkut Kitabı (1400 yılından önce) : "Bu oğlan zuhur edeli Dirse Hanuñ nazarı bize eksük oldu."
{ಠ,ಠ}
|)__)
-”-”-
not: kullanılan gif, gifer.com' dan alıntıdır.
Kelimeyi biliyorum. Ancak müzisyeni bilmiyordum. Muhteşem, ve spotify'da hemen buldum, tüm albümlerini dinlemeye başladım, teşekkürler:)
YanıtlaSilBuraneros,
SilNe güzel, çok sevindim beğenmene. :)
Bunu da hiç duymamıştım.Ama zuhur etmek olarak kullanabilirim.
YanıtlaSilDada,
SilBenim en sık kullandığım biçimi de aynen yazdığın gibi "zuhur etmek" şeklinde. :)
Benim en sık kullandığım biçimi de aynen
YanıtlaSilBugothaer hoş geldiniz,
SilKullanımı daha pratik oluyor sanırım. :T
zuhur etmek, gördüydüm, eski romanlarda :)
YanıtlaSildeeptone,
SilEvet galiba en çok bu kullanımı biliyor ve kullanıyoruz. :)
bahar
YanıtlaSilMerhaba Adsız,
SilTek kelime bahar ile ne demek istediğinizi biraz daha açıklasaydınız keşke.
Kelimeyi duymuştum ama tam olarak anlamını şimdi öğrendim:))) Bu arada kuşlu video çok hoşuma gitti:)
YanıtlaSilkitapkesfi,
SilBazen bildiğimiz ama kullanmadığımız kelimelere örnek teşkil eden cümlelerle tam yerine oturuyor anlam. :) :T Martılı gif çok şeker gerçekten. :)
Dilde şu an daha çok "zuhur etmek" şekliyle yaşıyor kelime. Aynı kökten gelen birkaç kelimemiz daha var.
YanıtlaSilmazhar (olmak): iyi bir şeye ermek, ulaşmak
izhar: belirtme, gösterme, açığa vurma (Kur'an okuyanlar bilecektir kelimeyi)
müzahir: arkalayan, destekleyici, arka çıkan, yardımcı, sponsor
nevzuhur: yeni çıkma, zıpçıktı
zahir: açık, belli, dış yüz, görünüş (çoğ: zevahir, zevahiri [görünüşü] kurtarmak şekliyle kullanılıyor)
tezahür(at): bunu bilmeyen yoktur inşallah. :)
Kelimeyi incelerken sözlük "zehra" kelimesinin de Arapça parlamak, ışımak fiilinden geldiğini söylüyordu. Üstelik iki kelimeyi de aynı maddenin içinde değerlendirmişti. Zuhur kelimesi ﻇ harfi ile, zühre kelimesi ﺯ harfi ile yazılıyordu ama buna rağmen "aynı nihai kök" gibi bir kavramla iki kelimeyi birbirine bağlamıştı. Açıkçası biraz kafam karıştı.
zehra: ışıyan, parlak (dişil)
zühre: Merkür'den sonra Güneş'e en yakın gezegen, Çoban Yıldızı, Akşam Yıldızı, Çolpan, Çulpan, Kervankıran, Kervan Yıldızı, Venüs.
Zührevî kelimesi de buradan (zühre) geliyor ama nasıl bir anlam dönüşmesi olmuş bilemiyorum. Cinsel ilişkiyle bulaşan frengi, bel soğukluğu vb. hastalıklar için kullanılıyor zührevî kelimesi. Bildiğim tek şey, Zühre'nin, Aşk tanrıçası Venüs'le eş anlamlı olması. Buradan hareketle aşkın cinsel ilişkiye indirgenmiş olması kafamdaki cevapsız soruların sayısını artırmaktan başka bir işe yaramıyor. ;)
Bir Edip,
SilElinize sağlık yine detaylı bir inceleme yapmışsınız.
Zührevi kelimesi için son cümle benim aklıma yattı doğrusu :)