Birleşik fiil ve kalıp söz olarak kullanımına örnek:
İnayet etmek (veya eylemek) : İyilik ve yardım etmek, kayırmak, lütfetmek.
İnayette bulunmak : İnayet etmek.
İnayet ola : "Allah versin" anlamında, dilencileri savmak için kullanılan bir söz.
Kelimenin kökeni :
Arapça ˁny kökünden gelen ˁināyat "birini düşünme, ilgi ve ihtimam gösterme, hastaya bakma" sözcüğünden alıntıdır. Arapça sözcük Arapça ˁany "kastetme, anlam ifade etme" sözcüğü ile eş kökenlidir.
Herkese huzurlu, neşeli ve her anından keyif alacağı çok şık bir bayram dilerim.
Aziza Mustafa Zadeh olarak tanınan müzisyen, eserlerini çoğunlukla fusion ve caz türlerinde yaratmıştır, bazı eserlerinde muğam(*) ve avant-garde esintileri de göze çarpar. Azerbaycan müziğini ilk kez cazla bir araya getiren Vakıf Mustafazade'nin kızıdır. Annesi de Gürcü asıllı bir şarkıcı olan Aziza' nın müziğe olan ilgisi henüz sekiz aylıkken, babasının piyano ile çaldığı ezgilere, ağlayarak ya da dans ederek verdiği tepkilerle anlaşılan sanatçı, dans ve resim gibi sanatlarla da ilgilenmiştir. Üç yaşına geldiğinde ilk kez sahneye çıkan Aziza, doğaçlama vokalleri ile babasına eşlik etmiştir. Erken yaşlarda klasik piyano eğitimi almaya başlar ve Johann Sebastian Bach ve Frederic Chopin gibi büyük bestecilerin eserlerini inceler.
Aziza, onuncu doğum gününden iki gün önce trajik bir şekilde sahnede hayatını kaybeden babasının yarattığı duygu karmaşısını müziğine yansıtmıştır. Bu ölümün ardından annesi sahnelere veda ederek hayatını kızının müzik kariyerine adar. 17 yaşındayken, Washington'da düzenlenen Thelonious Monk Piyano Yarışması'nın birincisi olur.
1991'de kendi ismini taşıyan ilk albümünü, 1993 yılında ise ikinci albümü "Always" i çıkarır. Bir yıl sonra Phono Akademi Ödülü ve Echo Müzik Ödülü'nü kazanır. Müzik eleştirmenlerine göre müzikal tarzı, çok etkilendiğini söylediği Keith Jarrett'ı andırmaktadır. Her fırsatta Zeki Müren ve Âşık Veysel'e olan hayranlığını da belirtmekle birlikte, bir albümünde Âşık Veysel'in "Uzun İnce Bir Yoldayım" adlı türküsünü yorumlamıştır. Şu anda annesi ve aynı zamanda menajeri olan Eliza Mustafa Zadeh ile birlikte Mainz, Almanya'da yaşamaktadır.
Ben sanatçının "Dance Of Fire" albümündeki şarkılarını severek dinliyorum, yukarda da yayına aldığım eseri de bu albümden.
Müzikli pazarlar hepinize,
{ಠ,ಠ}
|)__)
-”-”-
(*) Muğam sözü, Arapça'daki makam sözünden türemiştir. Tahminen 14. yüzyıla kadar yakın doğu ülkelerinin ortak müziği olmuş ama daha sonra ortaya çıkan siyasi-iktisadi değişikliklerden dolayı parçalara ayrılmıştır.
"Bu mektup, manasız edebiyatlar ve tazallümlerden sonra şu satırlarla bitiyordu." - Reşat Nuri Güntekin
Birleşik fiil olarak kullanımı :
Tazallüm etmek : Sızlanmak, yakınmak.
"İlk iş olarak kardeşi sultana tazallüm edici bir mektup yazıp gizlice gönderdi." - Necip Fazıl Kısakürek
Kelimenin kökeni :
Arapça ẓlm kökünden gelen taẓallum “zulümle suçlama, zulüm atfetme” sözcüğünden alıntıdır. Bu sözcük Arapça ẓalama “zulmetti” fiilinin tafaˁˁul vezninde V. mastarıdır.
{ಠ,ಠ}
|)__)
-”-”-
not: - kelime sevgili Sadece C' den alıntılanmıştır.
İtalyan tenor, söz yazarı, besteci ve prodüktör Andrea, Alessandro ve Edi Bocelli' nin çocuğu olarak 1958' de dünyaya geldi. Doktorlar, annesinin hamileliği sırasında yaptıkları testlerde sakat doğacağını tahmin ettiler ve bebeğin alınmasını tavsiye ettiler. Bocelli' nin doğuştan görme sorunu olacağı neredeyse kesin gibiydi ve daha doğmamış bebeğe konjenital glokom teşhisi konuldu. Konjenital glokom benim gibi bilmeyenler için göz içi basıncı yüksekliğine bağlı olarak görme siniri ve dolayısıyla görme alanında ilerleyen hasar meydana gelmesidir. Annesi bebeği doğurma kararı aldı ve kürtaja karşı çıktı.
Bocelli çocukluk döneminde de müzikle ilgiliydi. Annesi, müziğin onu teselli edecek tek şey olduğunu düşüncesindeydi. 6 yaşında piyano derslerine başladı ve daha sonra flüt, saksafon, trompet, trombon, gitar ve davul çalmayı öğrendi. Bocelli'nin dadısı olan Oriana ona Franco Corelli' nin ilk plağını verdi, ilk defa o zaman tenor olmayı düşünmeye başladı. 12 yaşında, dernek futbol maçında meydana gelen bir kazadan sonra beyin kanaması geçirdi ve çok az olan görüşünü tamamen kaybetti. Bocelli çocukluğunda şarkı söylemeye çokça zaman harcadı. İlk konserini doğduğu yerden çok uzak olmayan küçük bir köyde verdi. İlk şarkı yarışmasını 14 yaşında Viareggio'daki Margherita d' Oro'da "O sole mio" ile kazandı. 1980 yılında liseyi bitirince, ardından hukuk eğitimi için Pisa Üniversitesine gitti. Para kazanmak için akşamları barlarda piyano çalıp, şarkı söyleyen Bocelli, 1987'de Enrica ile tanıştı ve sonrasında evlendi. Hukuk fakültesini tamamladı ve bir yılını mahkemeye atanan avukat olarak geçirdi. Sanatçı 1982'den beri, hem pop hem de klasik müzikten 15 solo stüdyo albümü, üç büyük hit albümü ve dokuz opera kaydetmiştir. Dünya çapında 90 milyondan fazla albüm satılmıştır. Klasik müziği uluslararası pop listelerinin zirvesine taşıyan crossover sanatçısı olarak başarılı olmuştur.
İlk derleme albümü Romanza, tüm zamanların en çok satan albümlerinden biri iken, Sacred Arias tarihte bir solo sanatçının en çok satan klasik albümüdür. Uluslararası şöhretine büyük katkıda bulunan "Con te Partiro" isimli parça ile Avrupa'da birçok ülkede 6 aya yakın bir süre müzik listelerinin başında yer aldı. Belki hatırlayanlarınız ve izlemiş olanlar vardır, Bocelli ilk online konserini Koronavirüs günlerinde "Umut İçin Müzik" adıyla 12 Nisan 2020'de YouTube ve kişisel web sitesinde canlı yayımlanmak üzere Milano katedralinde verdi. YouTube'da 3,5 milyon canlı izlenmeye ulaştı. Bu arada 90'lı yıllardan itibaren hayır konserlerine özel önem vermeye başlayan Bocelli, 2011 yılında kendi ismiyle hayır vakfını kurar. Andrea Bocelli Foundation, tıbbi araştırmalara destek sağlamaktadır. Hayata dair güçlü duygularını açıkça sergileyen Bocelli , amacının oldukça basit olduğunu söyleyerek şöyle devam ediyor: "En çok istediğim şey dinleyicimle iletişime geçebilmek. İdollerim beni nasıl etkilediyse ben de dinleyicilerimi öyle etkilemek istiyorum."
Bence bunu mükemmel şekilde başardı. Eminim sizler de aynı görüştesinizdir.
"Bir gazete muhabiri Adliye koridorunda, tımarhaneye girmek için elindeki arzuhâlle dolaşan Osman isminde bir eroinman hastasına rastlıyor." - Nazım Hikmet
1947 yılında Kütahya Tavşanlı'da doğdu. Henüz konuşmayı dahi bilmediği 2,5 yaşında yaptığı ilk bestesi "Doğanın Uyanışı" idi. İlk müzik eğitimini müzikolog olan babası Şeref Canku' dan aldı.
1958 de Ankara Devlet Konservatuvarı'nı kazanarak 6 yıl viyolonsel ve piyano eğitimi gördü. 1964 yılında klasik gitar ile tanışan Canku, bu enstrümana büyük bir tutkuyla bağlandı.
Çok kısa sürede gitar çalmayı öğrenip ülkenin en iyi gitar virtüözleri arasına adını yazdırdı. 1967'de Ankara Radyosu'nda açılan sınavı kazanarak Klasik Türk müziği teorisi ve pratiği üzerine eğitim gördü. 1969 yılında Selami Karaibrahimgil ve Ahmet Kurtaran ile birlikle Modern Folk Üçlüsü adındaki topluluğu kurdu.
Türk halk müziği'ni modernize ederek seslendirdi ve 15 yıl boyunca yurt içinde ve yurt dışında yüzlerce konser, televizyon ve radyo programları yaptı. 1974 yılında Hacettepe Üniversitesi Müzik ve Güzel Sanatlar Bölümü'nde müzik direktörlüğü ve araştırma görevlisi olarak çalıştı. 1993 yılında kendi adını taşıyan bir müzik dershanesi açtı. Halen bu müzik dershanesinde geniş bir kadro ile eğitim veren Canku'nun en büyük arzusu özel bir konservatuvar açarak geniş kitlelere hitap edebilmektir.
Merhum Bülent Ecevit’in Takalar isimli şiirini de besteleyen Canku, Sonsuza Dek, İnsanoğlu ve Yaşamak Güzel isimli şarkılarıyla müziğin unutulmazları arasına girmiştir. Canku’nun, botanik ve el sanatlarına kadar birçok farklı alanda hobisi vardır ve yayınlanmış üç de kitabı bulunmaktadır. Bu kitaplardan bir tanesi, şiirleri ve metafizik deneyimlerini konu alan Ey Dün Dan, diğer iki tanesi de müzik eserlerinden oluşan nota kitaplarıdır.
Canku' nun gitar konusundaki virtüözlüğüne minik bir örnek olarak son videoyu ekliyorum. Bir başka ülkede olsa sanatının zirvesinde olması muhtemeldi. En azından o sevdiği şekilde sürdürdü sanatını ve bizler de onu bu şekilde sevdik ve sevmeye devam ediyoruz.
"Gaybubeti sırasında geçen hadiselere dair tafsilatı bir kere de kulaklarıyla dinlemek istiyor." - Feridun Fazıl Tülbentçi
Birleşik fiil olarak kullanımı aşağıdaki gibidir:
Tafsilata girmek : Ayrıntılar üzerinde durmak.
"Daha fazla tafsilata girmeyi bugün zararlı gördüğüm için bu konuda susacağım." - Burhan Felek
Tafsilat vermek : Bir kimse veya bir şey veya durumun özelliklerini, inceliklerini ayrıntılarıyla, uzun uzadıya anlatmak.
"Size bugün uzun uzadıya tafsilatını verecek değilim." - Refik Halit Karay
Kelime Kökeni :
Arapça tafṣīlāt "ayrıntılar" sözcüğünden alıntıdır. Arapça sözcük Arapça fṣl kökünden gelen tafṣīl "bölümlendirme, ayrıntılandırma, ayrıntı" sözcüğünün çoğuludur. Bu sözcük Arapça faṣl "bölüm" sözcüğünün tefˁîl vezni (II) mastarıdır.
İstanbul doğumlu, piyanist, orkestratör, orkestra şefi ve besteci olan sanatçı, Türk sanat müziği bestecisi Münir Nurettin Selçuk ve tiyatro sanatçısı Şehime Erton'un oğludur. Beş yaşında piyano çalmaya başlamış, yedi yaşında ilk konserini vermiştir. Galatasaray Lisesi’nde eğitimine devam ederken, İstanbul Belediye Konservatuarı’nın piyano bölümünde de öğrenim gördü. Liseyi bitirdikten sonra Paris’e giderek Müzik Öğretmen Okulu’nun bestecilik ve orkestra yönetimi bölümlerini, aynı zamanda piyano, kompozisyon ve orkestra şefliğini de okuduktan sonra 1975'te Türkiye'ye döndü.
"Ayrılanlar İçin", "Sen Nerdesin", "Beyaz Güvercin", "İspanyol Meyhanesi" gibi parçaları bu dönemin şarkılarıdır. Ümit Yaşar Oğuzcan, Orhan Veli, Attilâ İlhan ve Nâzım Hikmet'in şiirlerinden bestelediği şarkıları seslendirmiş, 1976'da İstanbul Oda Orkestrası'nı ve kendi öğrencilerini yetiştirdiği Çağdaş Müzik Merkezi'ni kurmuştur. Ankara Sanat Tiyatrosu'nda 10 yıl çalışmış, Bilgesu Erenus'un "Nereye Payidar" oyunu için besteler, Uğur Mumcu'nun Sakıncalı Piyade' sinin müziklerini ve ayrıca "804 İşçi", "Ferhat ile Şirin", "Şeyh Bedrettin Destanı", "Tak-Tik", "Küçük Adam Ne Oldu Sana", "Rumuz Goncagül" ve "Galilei-Galileo" adlı oyunların müziklerini yapmıştır. "Sarıpınar 1914", "Üç İstanbul", "Cahide", "Hakkari'de Bir Mevsim" gibi filmlerin müziklerini bestelemiştir. Babası Münir Nurettin Selçuk’tan, Jacques Brel ve Ruhi Su’ dan etkilenen Selçuk, onların tarzından yararlanarak popüler bir müzik türü geliştirdi. 1998 yılında Kültür Bakanlığınca verilen Devlet Sanatçısı unvanını almıştır. Timur Selçuk son büyük konserini Nükhet Duru ile birlikte 27 Ağustos 2014 tarihinde Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu'nda vermiştir.
Müzikle ve müziği geliştirerek geçen dopdolu yaşamı, 6 Kasım 2020 tarihinde 75 yaşındayken sona erdi. Müzik dünyasına kattığı, onun sesinden dinleyip söylediğim tüm şarkılar için şükranlarımı sunuyorum. Huzur içinde uyusun. Yayının sonunda günümüze de çok uyan bir bestesini de ekliyorum.