Arapça rḳḳ kökünden gelen raḳīḳ, "ince, yufka" sözcüğünden alıntıdır. Sözcük, Arapça raḳḳa "inceldi" fiilinin sıfatıdır. Aynı kökten gelen "rikkat" kelimesinin anlamı da "incelme, incelik ve duyarlık gösterme" olarak açıklanır.
İsveç'in Uppsala kentinde doğan Johannes Bornlöf, solo piyano, epik orkestra ve dubstep (elektronik müzik) gibi etkileyici sayıda türe uzanan müzik geçmişine sahip bir müzisyen. Daha iki yaşındayken ilk enstrümanı olan davul çalmaya başlamış. Johannes, 11 yaşındayken ağabeyinden piyano öğrenmeye başlamış ve liseyi bitirdikten sonra müzikle ilgili her şeyde uzman olmak için İsveç'in merkezindeki Dala-Järna kasabasında bulunan stüdyoda çalışmaya başlamış. Bugün, yaşadığı evinden beste yapmaya devam etmekte. Müzisyenin yoğun çalışmalarının sonucunda beş parçası Spotify'da 20 milyondan fazla tıklanmış. 2016 ile günümüz arasında, "The 50 Greatest Epic Piano Pieces" dahil olmak üzere çok sayıda EP ve birkaç tam albümü yayınlanmış bulunmakta.
Pazar günü için, seveceğinizi düşünerek dinlendirici bir parçayı yayına aldım.
Keyifli bir hafta sonu diliyorum.
{ಠ,ಠ}
|)__)
-”-”-
Duyuru: Bir seyahatten dolayı 4-17 Kasım arası blogda yayın olmayacak.
Sahne adı "Little Bird" olan Amerikalı caz saksofoncusu, besteci, aranjör ve müzik grubu kurucusu Heath, 25 Ekim 1926'da Philadelphia, Pennsylvania'da doğdu. Basçı Percy Heath ve baterist Albert Heath'in kardeşidir. 1975'te kardeşleriyle birlikte "Heath Kardeşler" müzik grubunu kurdu. John Coltrane, Stanley Cowell, Benny Golson, Specs Wright, Cal Massey, Johnny Coles, Ray Bryant, Nelson Boyd, Miles Davis, Kenny Dorham, Gil Evans, Milt Jackson, Nancy Wilson, Gerald Wilson ve Art Farmer gibi önemli müzisyenlerle ortak çalışmalar yaptı. Heath başarılı müzik çalışmalarıyla üç defa Grammy Ödülü'ne aday gösterildi. 19 Ocak 2020'de yaşlılığa bağlı nedenlerden Loganville, Georgia'da 93 yaşında öldü.
Yayına aldığım parça, oldukça sakin bir pazar günü vaat ediyor. Gregory Porter' ın melodiye, suda yüzer gibi eşlik eden harika sesi ile çok şık bir tatil günü diliyorum hepinize.
Cansiparane :(zarf, Farsça) Canını verircesine, özverili bir biçimde.
"Çopur Apti, maksat uğruna cansiparane çalışmaktadır." - Refik Halit Karay
Kelime Kökeni :
Farsça cān جان "can" ve yine Farsça sipurdan, sipār سپر "ısmarlamak, tevdi ve teslim etmek" sözcüklerinin bileşiğidir.
Not: Hepimiz bu kelimeyi "cansiperane" şeklinde kullanmaya alışık olduğumuzdan, doğrusunu ben de TDK sözlüğünden öğrenmiş bulunmaktayım. Etimoloji sözlüğüne baktığımda, kelime orada halen "cansiperane" şeklinde yazmakta.
İngiliz film, televizyon ve konser bestecisi, aynı zamanda şef ve radyo-televizyon sunucusu olarak da tanınan Wiseman, Londra'nın kuzeybatısındaki Belsize Park'ta doğdu. İlk öğrenimlerinin ardından Guildhall School of Music and Drama'da piyano ve kompozisyon eğitimi aldı, James Gibb ile piyano ve Buxton Orr ile kompozisyon çalıştı. Kraliyet Müzik Koleji'nde misafir profesör olan besteci, 2008 yılında Kraliyet Filarmoni Orkestrası'nın 60. doğum günü kutlamaları kapsamında prömiyerini yaptığı Different Voices" ı besteledi ve eser artık sıkça seslendirilmekte.
Film endüstrisine yaptığı hizmetlerden dolayı 2004 Yeni Yıl Onur Ödülleri'nde Britanya İmparatorluğu Nişanı Üyesi olarak atandı, Trinity College of Music ve Guildhall School of Music and Drama'nın Onursal Bursları ile ödüllendirildi. 2015 yılında Sussex Üniversitesi'nde Müzik Doktoru derecesine kabul edildi. Film ve televizyon film müziği çalışmaları sayısız ödül alan Wiseman'ın "Wilde Stories" albümü Grammy Ödülü'ne aday gösterildi ve 2003 yılında Channel 4 için yapılan bir dizi animasyon filminde kullanıldı. Wiseman'ın, Kraliçe'nin 95. doğum gününü kutlamak için çıkardığı "The Music of Kings and Queens" albümü, Helen Mirren ve Damian Lewis'in anlatımıyla, Haziran 2021'de piyasaya sürüldüğünde Birleşik Krallık Klasik listelerinde 1 numaraya yükseldi.
Bugün bir kadın besteciyi keyifle ağırladık. YouTube sayfasında çalışmalarını takip edebilirsiniz.
19 Mayıs 1961'de Dublin'de doğup büyüyen Ronan, İrlanda Kraliyet Müzik Akademisi'nde klasik piyano eğitimi aldı. Pop ve Rock müziğe ilgi duydu ve yazma yeteneklerini, besteci olarak kariyerine odaklanmadan önce çeşitli gruplarda çalarak geliştirdi. İlk çalışmaları arasında televizyon dizisi Waterways, RTE (İrlanda Ulusal Televizyon Yayıncılığı) için TV Haber Teması, Coca Cola, Guinness ve Milli Piyango için hazırladığı TV reklamları yer almaktadır.
İrlanda'da ve yurtdışında yaptığı çalışmalarla tanınan Ronan, 60 ülkede 60 milyon kişi tarafından izlenen muhteşem "Lord of the Dance" filminin müziklerini bestelemesi için Michael Flatley tarafından görevlendirildi. "Lord Of The Dance" in soundtrack albümü 1 milyondan fazla kopya satarak dünya çapında altın statüsüne ulaştı. Ayrıca Michael Flatley'in muhteşem iki dans gösterisi olan Feet Of Flames ve Celtic Tiger'ın müziklerini besteledi.
Ronan, Universal Records ile solo sanatçı olarak sözleşme imzalayarak, "Solas" ve "Anthem" adlı iki başarılı albüm çıkardı. "Solas", kendi ülkesinde altın statüsüne ulaştı ve ABD Billboard New Age Top 20 Listelerinde ilk 10'a girdi. Fransa'da Top 10'a giren bir single'ı, ABD Billboard Top 20 World Music listelerinde ikinci solo albümü "Anthem" yer aldı. Ronan'ın film ve TV çalışmaları arasında ödüllü uzun metrajlı film "My Friend Joe and Sky Movies" ve Bob Hoskins, Rhys Ifans ve Anna Friel'in başrollerini paylaştığı Syfy Televizyon dizisi Neverland'in müziklerini bestelemesi de yer alıyor.
Sanıyorum bu ödüllü bestecinin en çok tanınan eseri, Lord Of The Dance' den eklediğim yukardaki videoda yer alan bestesidir. Kelt müziklerini sevenlerin de, YouTube kanalından albümlerini incelemesini tavsiye ederim.
Müziğin güne kattığı sakinlik ve huzur içinde kalmanız dileklerimle,
Ekim 1961'de İtalya'nın Adriyatik kıyısı, Rimini yakınlarındaki Santarcangelo di Romagna'da doğan Guerra, daha sonra Bologna'da Maestro Ettore Ballotta ile kompozisyon ve düzenleme eğitimi aldı. Roma'ya taşındıktan sonra, kariyerine doğa belgeselleri için müzik besteleriyle devam etti. İlk film müziği, Omar Sharif ve Lea Massari'nin başrollerini paylaştığı 1990 yapımı "Viaggio d'Amore" filmi için besteledi.
“Cahil Periler”, “Karşı Pencere”, “Kutsal Yürek” ve “Mükemmel Bir Gün” denince aklınıza mutlaka Ferzan Özpetek ismi geliyordur ancak bu filmlere damgasını vuran muhteşem müziklerin yaratıcısı olan Andrea Guerra' da yanında yerini almalı kesinlikle. İrili ufaklı birçok ödüle notaları sayesinde uzanan Guerra, Ferzan Özpetek’in yakın arkadaşı ve vazgeçilmez bestecisi olarak tanınıyor. Televizyon ve belgesel müziklerinden sonra adım attığı sinema sektöründe 18 yıldır birbirinden önemli işlere imza attı ve yüzlerce ödül aldı. İtalyan sinemasında bir çok örneğin yanısıra, dünya çapında nam salmış, “Hotel Rwanda”, “Angela”, “Donkey Xote”, “Umudunu Kaybetme” ve “The Accidental Husband” gibi filmlerde de müzikal gücünü ortaya koydu.
Pazar günü için seçtiğim müzikle sizlere keyifli bir Ekim ayı diliyorum.
Demokratik hak ve özgürlüklerin baskı altında tutulduğu, bütün yetkilerin bir elde veya küçük bir yönetici grubunun elinde toplandığı demokratik olmayan (devlet düzeni); bütüncül.
"… siyaset esnafıyla aydınlar koalisyonunun, "halk adına" totaliter diktasına dönüşmüş…" - Attila İlhan, Aydınlar Savaşı
Kelime Kökeni :
Fransızca totalitaire, "devletin topyekûn egemenliğini hedefleyen siyasi ideoloji" sözcüğünden alıntıdır. Fransızca sözcük, İtalyanca lo stato totalitario "total devlet" deyiminden alıntıdır. (Sözcüğün ilk kullanımı: 1920' de İtalyan siyasetçi Benito Mussolini tarafından olmuştur.)
Kelime, Tonalite isimli yayına yorumundan esinlenerek Sevgili Duygu Özkan sayesinde yayına alınmıştır.
Kanadalı yazar, şair, söz yazarı ve müzisyen Cohen, 70'lerde pop, kabare ve dünya müziği üzerine çalışmalar yapmış, 80'lerden itibaren tipik olarak bas bariton tonda söylediği şarkılarına kadın vokalistler ve elektronik birleştiriciler eşlik etmiş, çalışmalarında genellikle din, yalnızlık, cinsellik ve kişiler arası karışık ilişkileri konu edinmiştir. 82 yaşında vefat eden, eserleri bir çok sanatçıya ilham veren ve seslendirilen sanatçının bir bestesini konu ediyoruz bugün.
Leonard Cohen'in "Famous Blue Raincoat" şarkısı, popüler müzik tarihinin en sevilen ve gizemli şarkılarından biridir. Şarkı 1970 yılında yazılmış ve ilk olarak "Songs of Love and Hate" albümünde yer almış. Her zaman olduğu gibi bu şarkı hakkında da çeşitli spekülasyonlar söylenip, durmuş.
"Famous Blue Raincoat" birçok farklı temaya ve duyguya değinen bir şarkı. Şarkıdaki en belirgin temalardan bazıları aşk, ihanet, affetme ve pişmanlıktır. Şarkının anlatıcısı, üç kişi arasındaki ilişkiyi, yani anlatıcının kendisi, Jane ve şarkıda "kardeşim, katilim" diye anılan adamı anlatıyor.
Şiirsel ve içe dönük yazı tarzıyla tanınan Cohen, bu şarkıda da zengin, çağrıştırıcı imgeler ve metaforlar kullanmış. Sanatçının hayatındaki bir aldatma olayından esinlendiği, erkek ve kadının kimliği hakkında bir çok rivayet ortaya atılmasına karşın Cohen sessizliğini korumuş, sadece atıfta bulunduğu ünlü mavi yağmurluğun aslında kendisine ait olduğunu belirterek, bir röportajda şunları söylemiş: "O zamanlar iyi bir yağmurluğum vardı, 1959'da Londra'da aldığım bir Burberry. Elizabeth onun içinde bir örümcek gibi göründüğümü düşündü. Astarı çıkardığımda daha kahraman gibi gözüktü ve yıpranmış kollar biraz deri ile tamir edildiğinde ihtişam kazandı. Her şey açıktı. O günlerde nasıl giyineceğimi biliyordum. Yetmişli yılların başında Marianne'nin New York'taki çatı katından çalındı. Son zamanlarda pek giymiyordum zaten."
Şarkıyı dinlerken (özellikle 70 ve 80 lerdeki şarkılar konusunda bilgili olan dostlar) bir yerinde "When I Need You" şarkısını dinlediklerini sanacaklardır, hemen konuya açıklık getireyim. Daha önce yayına konuk ettiğim Leo Sayer' in 1977 de bestelediği şarkının, Cohen' in bestesinden esinlendiğini düşünerek birileri dava açmış ve sonrasında anlaşmaya varılmış.
Kısacık hayatımız boyunca bize iyi hissettirecek müzikler dinlemek dileğiyle,
1945 yılında İngiltere' de doğan Clapton, The Yardbirds, Bluesbreakers, Cream, Blind Faith, Derek and Dominos gibi gruplarda çaldı. "Tears in Heaven" isimli şarkısıyla 6 dalda Grammy ödülü kazandı.
Çalışmalarıyla kendini bir blues gitaristi olarak kanıtladı ve hayranları, o dönemde ona "God" (Tanrı) lakabını taktılar. Derek and the Dominos adlı grupla çıkardığı "Layla and Other Assorted Love Songs" albümündeki Layla, en çok bilinen şarkılarından oldu. Bu şarkıyı da incelemeye alacağım birazdan. 4 yaşındaki oğlunu kaybetmesinin ardından ona yazdığı 'Tears In Heaven' şarkısı listelerde 2. sıraya kadar çıktı. Toplam 19 Grammy ödülü bulunmakta olan sanatçı şimdilerde bir sinir hastalığı olan periferal nöropati ile uğraşmakta ve çalışmalarını çok aza indirmiş bulunmakta.
Bugüne seçtiğim şarkı, kendine özgü gitar riff'i ve duygusal sözleriyle tanınan, tüm zamanların en romantik şarkılarından biri olan 'Wonderful Tonight'. Aslında bu şarkıdan önce "Layla" isimli şarkıya da bakmak gerekiyor. Zira Clapton, bu şarkıyı o zamanlar George Harrison'ın karısı Pattie Boyd' a olan hayranlığı ve gizli aşkı için yazmış. Şarkı, 12. yüzyıl destanı Leyla ve Mecnun'un hikayesinden esinlenerek, Clapton' ın hislerine tercüman olmuş.
Diğer şarkı "Wonderful Tonight" ise, Clapton nihayet aşık olduğu kadınla beraberken ve bir akşam dışarı çıkmak için Pattie Boyd' un hazırlanmasını beklerken ortaya çıkmış. Şarkının kendisine yazıldığı Boyd, 2008'de The Guardian'a verdiği demeçte şunları söylemiş; "Ben üst katta elbiseleri denerken o gitarını çalıyordu. Saçım, kıyafetim, makyajım için o kadar fazla zaman harcadım ki, aşağı yanına indiğimde beni geciktiğim için azarlamasını bekliyordum. Ama o, 'Gel bak, şunu dinle!' dedi."
Tüm heyecanıyla sevdiği için hazırlanan bir kadına "muhteşem görünüyorsun" demek, üstelik bunun için bir de şarkı bestelemek bir kadın için hayattaki en romantik ve mutluluk verici şey olsa gerek. Dinlediğiniz tüm şarkılar hayatınıza ilham olsun dileğiyle.
19 Şubat 1957' de doğan ve asıl adı Johann (Hans) Hölzel olan Falco, Avusturyalı şarkıcı ve müzisyendir. "Yaşadığı süre boyunca gerek avangart yaşam tarzıyla, cüretkar fikirleriyle oldukça tartışmalı bir kişilikti. Lakin şarkı söylemedeki ve yazmadaki yeteneği tartışmaya kapalıydı zira müzik konusunda zamanının ustalarından biri olarak kabul görüyordu. 80’lerin başlarında müzik camiasında çoktan uluslararası nam salmıştı, bunun nedeni İngilizceden başka dillerde de (Almanca ağırlıklı) şarkılar söyleyebiliyor olmasıydı. Zaten su götürür bir kişiliği olan sanatçı, 1985 yılının son günlerinde tekli olarak yayımladığı “Jeanny” şarkısı ile ilk önce Almanya’da daha sonra ise uluslararası çapta adeta bir bomba etkisi yaratmıştı."
Böyle yazıyordu araştırmam esnasında bilgileri edindiğim sayfalarda. Bense onu yalnızca tartışmalı "Jeanny" parçasıyla tanımış ve parçanın yasaklandığı ile ilgili haberleri görmüştüm. Şarkıyı belki bilenleriniz vardır, farklı tarzıyla gitgeller yaşatan, dinlerken garip bir duygulanım içinde hissettiren bir parçaydı.
Dünya'nın gelmiş geçmiş en etkileyici baladlarından biri olan "Jeanny" şarkısı ilk olarak 1984 yılında Falco tarafından seslendirilmiştir. “Jeanny” şarkısının sözlerinin yarısı İngilizce, yarısı Almancadır. Şarkının kasvetli sözleri ve adeta sözlerini tasdikleyen müzik videosu, insanlar tarafından uygunsuz ve karanlık bulunmuş hatta farklı ülkelerdeki bazı televizyon ve radyo programları tarafından boykot edilip, gösterilmesi yasaklanmıştır. Şarkıya Doğu Almanya bölgesinde resmi sansür uygulanmış, Batı Almanya’da sansür uygulaması olmasa bile çoğu yayıncı bu şarkıyı yayımlamayı reddetmiştir. Fakat bu durum şarkının listelerden düşmesini sağlamayıp, aksine tam 6 Avrupa ülkesinde bir numara olmasına vesile olmuş uluslararası bir hit haline dönüşmüştür.
Falco, şarkıyı yazarken o sıralar Viyana’da süregelen genç kadınların kaçırılması olaylarından etkilendiğini, şarkının bir sapığın düşünceleri hakkında olduğunu fakat bunun tabi ki failin eylemlerini temize çıkarmadığını, sadece tematik bir kurgu yarattığını yani sözlerin tamamen hayal ürünü olduğunu söylemiştir. Ayrıca şarkının ilhamını seri katil Jack Unterweger‘den aldığını da belirtmiştir. Ancak seri katili yücelttiği gerekçesiyle feministler tarafından boykot edilmiştir. Tüm bunların yanı sıra şarkı hakkında daha farklı ve bir çok enteresan hikâye, hatta tabiri caizse şehir efsanesi bulunuyor.
Bilinen ilk hikaye şöyle: Mafya adına çalışan Johann, Jeanny adında bir kadına âşık olur. İkili evlenmeye karar verir fakat Jeanny, Johann’ın mafya adına çalıştığını bilmemektedir. Bir gün Johann’ın tabancasını bulan Jeanny gerçeği öğrenir. Kocasından bu mesleği bırakmasını ister. Johann bunun kolay olmadığını, mafyanın peşine düşeceklerini söyler fakat karısı ısrar etmektedir. Johann aşkını seçer ve mesleği bırakır. Çift artık mafyadan uzakta bir yerde yaşamaya başlar. Bir gün Johann eve geldiğinde Jeanny’i bulamaz ve ne olduğunu hemen anlar, polise haber verir. Jeanny’nin ölü bedeni tecavüz edilmiş bir halde ormanda bulunur. Johann’ın bildiği üzere bunu mafya yaptırmıştır fakat yine mafyanın düzenlemesi ile tüm suç Johann’ın üzerine kalır. Bunun üzerine Johann müebbet hapse çarptırılır. İntihar etmeden önce bu şarkının sözlerini yazar, Falco da bu sözleri şarkıya dönüştürür. Bu hikâye klip ile de oldukça uyuşmaktadır.
İkinci hikaye ise şöyledir: Pedofili ve sapık bir adam Jeanny adlı küçük bir kızı takibe alır. Onu uzun süre gizliden gizliye izlemeye başlar ve gözüne kestirir. Günün birinde kıza tecavüz eder ve hapsi boylar. Kızın ailesi bu olayı örtbas etmeye çalışır. Bunlara daha fazla katlanamayan Jeanny canına kıyar.
Çok tartışmalı bir şarkıyı ele aldık bugün, ancak şarkıyı seslendiren Falco, 6 Şubat 1998 tarihinde trajik bir şekilde, 41. doğum gününe günler kala kendi aracıyla Dominik Cumhuriyeti'nde bulunan Villa Montellano'ya giderken bir otobüsle çarpışarak, ölür. Ardından halen çok konuşulan bir şarkı bırakarak, bu dünyadan, sonsuzluğa uğurlanır.
Daha önce dinlemeyenler için şarkı nasıl bir duygu uyandırıyor açıkçası merak ediyorum.
Şiddetsiz ve herkesin insanca yaşadığı bir dünya dilerim.
(Kelime halk arasında iri yarı, uzun, sevimsiz, kocaman, cüsseli gibi anlamda kullanılmaktadır.)
"Mağaza lüks bir yat gibi cilalanmış ve parlaktı, ince halı üzerinde pek kazulet duran ayakkabılarımız yüzünden, çıkarken onu tekrar boydan boya katetmeye çekiniyorduk." - Louis Ferdinand Celine – Gecenin Sonuna Yolculuk
*******
Kelimenin Kökeni :
Halk arasında yaygın olarak kullanılan kazulet kelimesi, dilimize Arapçadan geçmiştir. Kazurat sözcüğünden türetilmiş olan bu kelimenin anlamı çirkindir. Genellikle davranışları kaba saba olan ve ağır hareket eden hantal insanlar için kullanılan bu sözcük, Türkçe dışında Bulgarca ve Arnavutça gibi Balkan dillerine de geçmiştir.
Bugünkü yayına, anılarımızın ne kadar güçlü olabileceği ve zaman akıp giderken kaybettiğimiz şeylerle başa çıkmanın nasıl zorlaşabileceğini hatırlatan bir yazı hazırladım. Dinlediğimiz tüm şarkılar, insan deneyiminin ve başkalarıyla bağlantı kurmanın önemine vurgu yapan güçlü hatırlatıcılardır. "Better Things" adlı enfes diziyi izlerken, dizide bir çok bölümde geçen şarkılara baktığımda, hayatımızın önemli anlarına eşlik eden bu ölümsüz notalar ve sözlerin hakkını teslim etmek gerekir dedim ve böyle bir yayın çıktı ortaya.
Tom Waits, son birkaç on yılın en ikonik müzisyenlerinden biridir. Tam adı; Thomas Alan Waits 7 Aralık 1949 yılında Amerika' da doğmuş, şarkıcı, besteci ve oyuncudur. Çıkardığı kendine özgü hırıltılı sesler, deneyselliğe olan meyli; blues, caz ve vodvil gibi rock öncesi türlere sevgisi ile müzik adına sıra dışı bir kişilik oluşturmaktadır. Dünyanın dört bir yanındaki izleyicilerde yankı uyandıran sayısız şarkı yazdı. Bu şarkılardan biri 1973'te piyasaya sürülen "Martha". Şarkı, telefonu eline alan ve yıllar öncesinden eski bir sevgilisini arayan bir adamın hikayesini anlatıyor. Şarkı basit olmasına rağmen, derin bir nostalji ve özlem duygusuyla doludur.
"Martha", Tom Waits tarafından henüz 22 yaşındayken yazılmış. Waits'in kendisine göre şarkı, o zamanki kız arkadaşı Kathleen Brennan ile yaptığı bir konuşmadan ilham alarak yazılmış. "Eski bir sevgiliyi bir daha görsen ona ne derdin?" diye konuşuyorlarken, Waits bu fikri alır, yıllar boyunca sayısız insanın kalbine dokunan, akıldan çıkmayacak kadar güzel bir şarkıya dönüştürür.
"Martha"nın sözleri basit ama derin. Eski bir sevgiliye ulaşan bir adamın hikayesini anlatıyor. Konunun özüne inmeden önce sohbete küçük bir konuşma ile başlar. Ona eski günleri hatırlayıp hatırlamadığını sorar ve sonra kalbini ona dökmeye başlar.
Şarkıdaki en dokunaklı satırlardan biri, adamın "Seni aradığım için üzgünüm ve sadece seninle bir dakika konuşmak istedim" demesidir. Bu çizgi, adamın hissettiği yalnızlık ve pişmanlık karışımını mükemmel bir şekilde yakalar. "Martha" da keşfedilen birkaç tema var. En belirgin olanı kayıp aşk teması. Adam açıkça konuştuğu kadını özlüyor ve aralarındaki şeylerin nasıl bittiğine dair pişmanlıkla dolu. Şarkıda yer alan bir diğer tema da zamanın geçişi. Adam, Martha'yla son konuşmasından bu yana kaç yıl geçtiğini anlatıyor. Birlikte olduklarından beri ne kadar çok şeyin değiştiğinin açıkça farkında ve bu gerçekle başa çıkmak için mücadele ediyor. Son olarak, nostalji teması var. Adam, hayatında kendisi için açıkça çok önemli olan bir döneme bakıyor. İlişkilerinin detaylarını büyük bir netlikle hatırlıyor ve o günlere dönmek için bir özlem duygusuyla doluyor.
"Martha", Tom Waits'in en sevilen şarkılarından biri haline geldi. Yıllar boyunca Elvis Costello ve Bruce Springsteen de dahil olmak üzere sayısız sanatçı tarafından yorumlandı. Şarkı genellikle Waits'in inanılmaz derecede basit sözler ve melodilerle derin bir duygu yakalama yeteneğinin bir örneği olarak gösteriliyor.
Umarım şarkı, notasıyla ya da hikayesiyle sizin de duygularınıza dokunmuştur. Hepimizin güzel hikayeleri olan şarkılarımızın olması dileğiyle.
Müzikli, keyifli bir sonbahar dilerim,
{ಠ,ಠ}
|)__)
-”-”-
not: görsel, theartdesk.com dan alıntıdır.
yazıdaki bilgiler beatcrave.com dan alıntılanmıştır.
Tonalite :(Fransızca)1. (isim, müzik) Belirli bir tonda yazılmış müzik parçasının niteliği.
2.(isim) İnsan sesinin rengi.
"Sesinizin tonalitesi mükemmel." - Nazım Hikmet
Kelimenin Kökeni :
Tonalite, Fransızca ton “1. gerilim, 2. çalgı telinin gerilimi, ses perdesi, vurgu” sözcüğünden alıntıdır. Bu sözcük Latince aynı anlama gelen tonus sözcüğünden evrilmiştir. Eski Yunanca aynı anlama gelen tónos τόνος sözcüğünden alıntıdır.
Nafaka : (Arapça) 1. (isim) Geçinmek için gerekli olan şeylerin bütünü, geçimlik.
"Çoluk çocuğunun nafakası için geceli gündüzlü örs başından ayrılmayan demirciyi göreyim, dedim, bir gün." - Necip Fazıl Kısakürek
2.(isim, hukuk) Birinin geçindirmekle yükümlü bulunduğu kimselere, mahkeme kararıyla bağlanan aylık.
Birleşik Fiil veya Kalıp Söz olarak kullanımı :
Nafaka bağlanmak : Yasaca, bakılması zorunlu olan kişiye mahkeme kararıyla evlat, koca gibi bir kimsenin, geçim parası vermesini sağlamak.
Nafaka sağlamak : Geçinecek kadar para temin etmek.
Kelime Kökeni :
Arapça nfḳ kökünden gelen nafaḳa, "1. Gider, harcama, bedel, 2. İslam hukukunda eşin geçimi için harcanan tutar" sözcüğünden alıntıdır. Arapça sözcük, "çıktı, sarfetti, harcadı" sözcüğünün ismi merresidir.
Aynı kökenden gelen infak ve nifak kelimeleri için de etimoloji sözlüğündeki açıklamalar aşağıdaki gibidir.
Arapça nfḳ kökünden gelen infāḳ "harcama" sözcüğünden alıntıdır. Arapça nfḳ kökünden gelen nifāḳ "1. İslam cemaati içinde ikilik çıkarma, 2. Genelde bölücülük, hizipçilik" sözcüğünden alıntıdır.
Geleneksel Filistin müziği çalan bir ud üçlüsüdür. Üçlü, aslen Nasıra şehrinde doğmuş ve şimdi zamanlarını Nasıra, Ramallah ve Paris arasında bölüştüren Samir, Wissam ve Adnan Joubran kardeşlerden oluşuyor. Joubran kardeşler, zengin bir sanatsal mirasa sahip, tanınmış bir aileden geliyor. Anneleri Ibtisam Hanna Joubran, Muwashahat'ı (Arap İspanya'sında ortaya çıkan şiirler) söylerken, babaları Hatem, Filistin ve Arap dünyasındaki en ünlü yaylı çalgı yapımcıları arasındadır.
İlk ud üçlüsü olan gruptan, en büyük erkek kardeş Samir Joubran, Joubran Trio'nun kurulmasından yaklaşık on yıl önce, 1996 yılında başarılı bir müzik kariyerine başladı. Samir, 1996'da Taqaseem adlı iki beğenilen albüm çıkardı ve ardından 2001'de "Sou'fahm" geldi. Üçüncü albümü için Samir, küçük kardeşi Wissam'ı düetlerde kendisine eşlik etmesi için davet etti. Bu albüm (Tamaas), 2003 yılında piyasaya sürüldü. Bir turneden döndükten sonra Samir, en küçük kardeşi Adnan ile bir üçlü kurmayı teklif etti. Ağustos 2004'te Paris'teki Lüksemburg Bahçeleri'nde Le Trio Joubran hayata geçti. Dünya basınında haklarında çıkan övgü dolu yazılarla tanınan Joubran kardeşler, enstrümanlarını tek bir ses gibi büyüleyici biçimde çalıyor. Ud ve Arap lavtasının en büyük virtüözlerinden olarak gösterilen Joubran kardeşler enstrümanlarını kendi ruhlarının sesi ve bedenlerinin çarpan kalbi olarak ifade ediyor. Paris Olympia’dan New York Carnegie Hall’a uzanan farklı konser salonlarında binlerce kişiye konser veren kardeşler, ülkemizde de konserler verdiler.
Dört kuşaktır « Ud » yapımcısı ve müzisyenlerinden oluşan bir aileden gelen üç kardeş, büyük dede, dede, baba ve şimdi Samir, Wissam ve Adnan bu enstrümanı bir tutkuya, beceriye ve hayata dönüştürdüler. Filistinli üç kardeş, dünya çapında aranan müzisyenler olan Le Trio Joubran, büyük bir bireysel ve kolektif çaba ile müziğe ve halka duyulan derin sevgi ve saygı sayesinde sanatlarında ilerliyorlar.
********
Sanatçıları, yangın yeri olan bir ülkeden, ülkemizin güzelim şehri İzmir' deki yangınlara geliyorum bu müzikle. Yanımızda termosta çay ve bisküvilerle gittiğimiz ormanlık alanların üstünden, kırmızı alevler doymak bilmez canavarlar gibi geçti, gitti. Geriye şehrin üstünü tamamen kaplayan bembeyaz dumanlar, her tarafa yağan kül ve genzi yakan koku kaldı.
Anlamsız, bomboş, ümitsiz, hissiz insanlar, şehirler haline geldik.
Bir ağıt gibi dinleyelim bugün bu müziği, belki, bir gün, kimbilir....
2008' den beri blog dünyasındayım. Yazdıklarımı okuyup yorum yazan ve yazdıklarını okuyup yorum yazdığım bloggerlarla en sonunda kaçınılmaz olanı gerçekleştirmiş ve buluşmuştuk 2010 senesinde. Sonrasında başka bloggerların da katılımıyla çemberi genişletmiş ve keyifli anılar katmıştık blog dostluklarına. Ben şehir değiştirip İzmir' e yerleşince yolu buradan geçen dostlarla buluşup görüştük.
İzmir' de ilk blogger toplantısını Sevgili Kırmızı Ruh ile birlikte organize ettik ve 11 Ağustos 2024 güzel bir gün olarak, herkesin kişisel tarihinde yerini aldı diye düşünüyorum. Günün öğle saatlerinde buluşup akşama kadar beraber olmanın açıklaması budur sanırım. Sevgili Ceren, buluşmayı tatlı üslubuyla öyle güzel aktarmış ki ben buradan okumanızı öneririm.
Büyük incelikle güne katılan Makbule Öğretmenime, uzun zamandır torun sevdası ile blogtan da uzak kalan ama bugüne katılım sağlayan Kaplan Diary ve güzel eşine, sırf buluşma için İstanbul' dan kalkıp gelen Balthus' a, tanımaktan çok memnun olduğum zarif kızımız Bir Garip Şeyma' ya, benim tatlı dostum Sadece C. ye ve önerisiyle bugünü oluşturmamızı sağlayan Sevgili Kırmızı Ruh ve değerli eşine teşekkür etmek istiyorum. Büyük ve kalabalık bir İtalyan aile sofrası gibi kahkahanın, neşenin ve tadına doyulmaz sohbetlerin olduğu bu harika günü daima hatırlayacağım.
İskenderiye' de dünyaya gelen Yunan şarkıcı, Mısır'da gerçekleşen siyasi olaylar nedeniyle, ailesi ile birlikte 6 yaşındayken Atina'ya yerleşti. Sanatçı atletizm alanında bir kariyer sürdürmeyi planlarken ünlü besteci ve söz yazarı Dimos Moutsis ile tanıştı. Moutsis, ondaki müzik yeteneğini keşfedip, 1975 yılındaki ‘Tetralogia’ adlı ilk albümünde kendisi ile işbirliği yaptı. Sanatçı, bu tarihten itibaren her biri altın ya da platin statüsü kazanmış bulunan 28 albüm çıkarmıştır. Ayrıca ünlü söz yazarı Lina Nikolakopoulou'yla olan çalışmaları ile de tanınmıştır.
Birçok Yunanlı ve yabancı sanatçı ile ortak çalışmalar yürüten Alkistis Protopsaltis, Yunanca’nın yanı sıra İngilizce, İspanyolca, Fransızca, İtalyanca, Çince gibi dillerde de şarkılar söylemiştir. Protopsaltis, başarılarla dolu sanat yaşamının yanında, 2015 yılında geçici kurulan hükümette Turizm Bakan Yardımcısı olmuştur.
Dinlenmeye çekildiğim şu dönemde kitap okuyup, film seyretmekteyim, Netflix'te yayınlanan bir filmde bu şarkı ile karşılaşıp, müziğe bağlandım ve YouTube' da aratınca ünlü şarkıcı George Dalaras' ın seslendirdiği bir video buldum. Algoritmalar, internette arattığınız bir şeyin çeşitli versiyonlarını önünüze serdiği için hemen akabinde yayına aldığım sanatçının videosuna tıkladım, tıklayış o tıklayış. 😍
Şarkıyı ezberleyip sürekli söylemeye başlayınca, tatili falan bir tarafa bırakıp bu pazar için yayın hazırlamam gerektiğini anladım. Şarkıda kullanılan enstrümanların zenginliği kulakları doldurduğu kadar kalbi de, tek bir boş yer kalmamacasına dolduruyor. İnsanı fark ettirmeden sarıp sarmalıyor. Zaten sözleri de, şu aralar iyice sıkkın olan canlara bir dokunuş, bir renk veriyor. Abarttığımı düşünüyor olabilirsiniz ama inanın ben evde bağıra çağıra bu şarkıyı söylüyorum ve içi kararmış, neşesi sönmüş herkese, her şeye "sizi seviyorum" demek istiyorum, sevgiyi canlı tutmanın bilinciyle.
Hepimizin payına düşen pazar günü müziği işte budur dostlar.
Sevgili Kırmızı Ruh ile Ağustos ayında İzmir ziyaretinde bir buluşma ayarlamak için konuşmuştuk ve o bloğunda şurada yazı yayınladı. Belirlenen tarih 11 Ağustos 2024 saat 12:00 Balçova' daki Agora Avm içinde Kahve Dünyası' nda buluşuyoruz. Orayı tercih etmemizin sebebi havaların aşırı sıcak oluşundan ötürü serin bir yerde, üstelik sigara içenler için kafenin büyük bir bahçesinin de seçenekler arasında olması sebebiyledir.
Asıl adı Virginia Wynette Pugh olan sanatçı, 1942'de Mississippi' de dünyaya geldi. Annesi öğretmen, babası ise bir grupta gitar çalan ve şarkı söyleyen hevesli bir müzisyendi. Babası o daha 9 aylıkken beyin tümörü nedeniyle öldü. Annesiyle birlikte büyükanne ve büyükbabasının yaşadığı Tennessee' ye taşındılar. Babasının müzik aletlerini çalmaya başladı. Okulda piyano dersleri aldı ve iki arkadaşıyla beraber bir grup kurdular. Üçlü sık sık gospel etkinliklerinde birlikte şarkı söyledi. 17 yaşındayken annesine rağmen bir evlilik yaptı ve hemen hamile kaldı. Büyük zorluklar yaşadıktan sonra evliliğini bitirdi, dede ve ninesinin yanına Alabama' ya taşındı.
Şansı yaver giden sanatçı bir tv şovunda çalışmaya başlayarak, ekranda boy gösterdi. Müzik şirketleriyle görüşmeler yapan Tammy, bazısından olumsuz cevaplar aldı ama yılmayıp devam edince sonunda 1966'da Epic ile bir kayıt sözleşmesi imzaladı. Listelere giren bir single çıkardı ancak hala istediği çıkışı yapamamıştı. 1967'de Epic, "Your Good Girl's Gonna Go Bad"i yayınladı. Billboard country single listesinde üç numaraya yükseldi ve Wynette'in ilk liste başarısı oldu. Aynı adlı ilk albümü de 1967'de piyasaya sürüldü ve Billboard Country LPs listesinde yedi numaraya ulaştı. Ardından David Houston ile düet yaptığı "My Elusive Dreams" şarkısı, bir numara olduğu ilk country single'ı oldu. Albümün devamı, 1967'de Billboard ülke listesinde bir numaraya yükselen solo single "I Don't Wanna Play House" oldu. Daha sonra Tammy'e En İyi Kadın Country Vokal Performansı dalında Grammy Ödülü kazandırdı. Sonraki single'ları 1968'e kadar ülke listelerinde bir numara oldu. 1969' da ikinci Grammy ve en iyi kadın vokalist ödüllerini kazandı. Kazandığı ödüller ile birlikte Tammy, country müziğin ticari açıdan en başarılı ve popüler sanatçıları arasındaydı artık. Bu dönemde Tammy'nin kişisel hayatında çeşitli olaylar meydana geldi. Bu olaylar arasında 3 kez evlenip boşanması, kısa süreli ilişkileri ve polisiye olaylar yer aldı. Ayrıca ağrı kesicilere bağımlılığa yol açan sağlık sorunları ortaya çıktı. Yine de ticari başarısı devam etti. Solo single'ları listelerde zirveye çıkmasa da ilk ona girmeye devam etti. Tammy, beşinci ve son kez George Richey ile evlendi. Çift daha önce birlikte şarkılar yazdı ancak evlendikten sonra eşi tam zamanlı menajeri oldu. Ticari ilişkilerin yanı sıra birkaç albümünün de yapımcılığını üstlendi.
1993'te Tammy, Loretta Lynn ve Dolly Parton ile birlikte "Honky Tonk Angels" adlı stüdyo albümünü kaydetti. Parton bu çalışma için, "birimiz gitmeden önce bu projeyi yapmak istediğini" açıkladı. Tammy hayatı boyunca sağlık sorunlarıyla boğuştu. Hayatının son yıllarında sağlığı daha da kötüleşti ve 6 Nisan 1998'de Nashville, Tennessee'deki evinde uyurken öldü. Öldükten sonra da olaylar durulmadı. Kızları için yazdığı vasiyeti, o süreçte kayboldu ve mirastan başkaları yararlandı. Kızları da bunun üzerine annelerinin ölümünü soruşturmaya başladılar. Ceset mezardan çıkarılıp otopsiye alındı, şaibeli sayılacak ilaçlar bulundu ancak daha sonra davalı kişilerle uzlaşmaya varıldı. Vikipedi' de daha fazla detaylarını bulacağınız hayatı oldukça yoğun ve fırtınalı geçmiş. Onca yaşanmışlıktan geride kalan şarkılarında her şey oldukça açık.
Ses rengini beğendiğim sanatçının, söylediği yıllarda feminist gruplarca çok tutucu ve muhafazakar bulunarak eleştirilen şarkısını yukarda yayına ekledim. Sanatçı önerisi için Sevgili Nazlı Toaç' a teşekkürlerimle,
Bu yayından sonrası için bir yaz molası istiyorum izninizle. 3 ay sonra tekrar buluşmak üzere.