Popüler müzik yazan Amerikalı bir besteci olan Anderson, senfoni orkestrası için kısa melodik eserler besteledi. Birçok bestesi için solo piyano, konser bandosu, yaylı çalgılar üçlüsü ve piyano gibi diğer topluluklar için de düzenlemeler yaptı. Besteci, ciddi müziğin klasik formlarını kullanarak, 20. yüzyıl armonileri ve ritimleri ekledi. Massachusetts'te İsveçli bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Anderson, ilk piyano derslerini annesinden aldı ve daha sonra konservatuarda piyano eğitimine devam etti. 1925'te, Harvard Koleji'ne girdi ve burada müzikal armoni, kontrpuan, kanon, füg, orkestrasyon, kompozisyon ve kontrbas çalıştı. Bunlara ek olarak da org dersleri de aldı.
Harvard'da okumaya devam eden Anderson, Alman ve İskandinav dillerinde doktora yaptı. Anderson, İngilizce, İsveççe, Danca, Norveççe, İzlandaca, Almanca, Fransızca, İtalyanca ve Portekizce'yi akıcı bir şekilde konuştu. Harvard Üniversite Bandosuna liderlik eden sanatçının ilk eseri 1938 tarihli "Jazz Pizzicato" idi, ancak doksan saniyenin biraz üzerinde olan parça, dönemin üç dakikalık 78 rpm'lik bir single'ı için çok kısaydı, bunun üzerine aynı yıl "Jazz Legato"yu yazdı. Birleştirilmiş kayıt, Anderson'un imza bestelerinden biri haline geldi. Bestecinin müzik tarzı, yaratıcı enstrümantal efektler kullanarak, bazen daktilo ve zımpara kağıdı gibi ses üreten öğelerden yararlanmasıyla bilinir. Bir çok besteye imza atmış ve ödüller almış biri olarak 1958'de, Philip J. Lang'ın orkestrasyonuyla Broadway şovu Goldilocks'un müziğini besteledi. İki Tony ödülü kazandı. Anderson başka bir müzikal yazmadı, bunun yerine orkestra minyatürleri yazmaya devam etmeyi tercih etti. "The Typewriter", "Bugler's Holiday" ve "A Trumpeter's Lullaby" gibi eserleri okul gruplarından meslek örgütlerine kadar çeşitli orkestralar ve gruplar tarafından halen seslendirilmekte.
Amerikalı komedyen Jerry Lewis, bir televizyon skecinde "The Typewriter" ı canlandırmış, daha sonra 1963 yapımı "Who's Minding the Store?" adlı sinema filminde hayali bir daktiloda yazarak bu performansını tekrarlamıştır. O filmi izlemediyseniz hemen aşağıya o sahneyi gösteren eğlenceli videoyu da ekliyorum.
Pazar gününe bu eğlenceli müzik ve videoyla birlikte, gülümseyen yüzünüz eşlik etsin.
Yıllar sonra bir mim etkinliği için yazıyorum. Sevgili Blog Forum' un önderliğinde etkinlik anketi yapıldı ve iki soruluk bir yayını hazırlayıp, sundu bile bloğunda. Onun yazısını okumak isterseniz buraya tıklayabilirsiniz.
Lafı uzatmadan (bilirsiniz ki kısa cümleleri pek severim) hemen başlıyorum.
2025 Yılından Beklentilerin Neler?
Huzurlu bir ülke, yüzü gülen iyi eğitim almış, iyi beslenen, düşünerek hareket eden insanlar, sağlıklı olmak, gelecek kaygısı ve korkular olmadan yaşamak.
2024 Yılı Nasıl Geçti?
Benim için genel olarak iyi geçti, radyo ve blog yayınlarımı severek devam ettirdim, sağlığım iyiydi, büyük problemler yaşamadım. Ancak çevremde yaşananlardan etkilendiğim şeyler oldu, halen de olmakta. Hayatın devam ettiği gerçeğine sarılıyoruz hepimiz ama içten içe bir çürümeyi de, ölü balık gözlerimizle izliyoruz ne yazık ki. 2024 ün son haftalarını içimizde umutla, bir sonraki yıla devredeceğiz. Dilerim 2024 ü aratmayan, parlak bir yıl olsun yenisi.
Soruları hazırlayan Sinan' a teşekkürlerimi iletirken, mime katılmak isteyen herkesi davet ediyorum.
"İngiliz cephesinden at kaçırıp bize satan bedeviler dönüşlerinde bizim atlarımızı çalıp İngilizlere satarlardı." - Falih Rıfkı Atay
2. Vurarak veya sürterek ses çıkartmak.
"Bir yandan mızıka istiklal havasını çalıyordu." - Ruşen Eşref Ünaydın
3.(nesnesiz) Çalgı aleti ile bir müzik parçasını seslendirmek.
"Fevkalade zekidir, iyi dans eder, piyano çalar, tenis oynar, ata biner, avcıdır, kayakçıdır." - Refik Halit Karay
4.(nesnesiz) Ses çıkarmak, ses vermek.
"Hafif hafif ıslıklar çalan sesi eski keskinliğini kaybetmiştir." - Reşat Nuri Güntekin
5. Bir şeyi bir yere çarpmak, vurmak.
"Oklavayla açtığı yufkaları başının üstünde döndürüp mermere çalar, iyice yayar ve inceltirdi." - Sevinç Çokum
6. Üzerine sürmek.
"Ekmeğin üzerine yağ çaldı."
7. Bozmak, zarar vermek.
8. Çelmek. (*)
(*) Yolundan çevirmek, engel olmak, engellemek, kendi yanına çekmek, beğenisini, sevgisini kazanmak, gönlünü çelmek gibi daha bir çok anlamda kullanılmakta.
9. Madeni oymak, kalemle işlemek.
10. Benzemek, andırmak.
"Geniş alınlı, kırmızıya çalar, kahverengi saçlı, altın dişli tuhaf bir delikanlı gülümsedi." - Sait Faik Abasıyanık
11.(mecaz) Zamanı boşa harcatmak, ziyan edilmesine yol açmak.
12. (ağızlardan) Süpürmek, temizlemek.
"Tozu çalmak."
13. (dil bilgisi) Kök durumunda veya zarf-fiil eki alarak hızlı, aralıksız ve özensiz tekrarlanan anlamı veren birleşik kelimeler yapar.
* * * * * *
Atasözleri, Deyimler, Birleşik Fiiler veya Kalıp Sözler :
Çalıp Çırpmak : Hırsızlık yapmak.
"Müşteri ise her zamanki oyunbazlığıyla çalıp çırptıklarını eve yığıyordu." - İhsan Oktay Anar
Çalmadan oynamak :1. Çok keyifli ve sevinçli durumda bulunmak.
2. Bir işe çok hevesli görünmek.
Çalma elin kapısını, çalarlar kapını : "Kimseye kötülük yapma yoksa onlar da sana aynı kötülüğü yaparlar" anlamında kullanılan bir söz.
* * * * * *
Birleşik Kelime :
Çalçene :(sıfat) Durup dinlenmeden konuşan, çenesi düşük (kimse); geveze.
"Her zamanki gibi bilgiye aç, her zamanki gibi ağızları lafla, kafaları düşünceyle dolu çalçene yaratıklarız." - Ayla Kutlu
Çalyaka :(zarf) Yakasına yapışıp sıkıca tutarak.
"Kasım Efendi’yi çalyaka Kadı’nın karşısına çıkarttılar." - Aziz Nesin
Diskçalar :(isim) Özel yöntemlerle yoğun disk üzerine kaydedilen müzikleri dinlemeye yarayan araç.
Kasetçalar :(isim) Kaset çalan araç.
"Elinde harabelerden bulduğu eski küçük bir kasetçalar var. Bir de yine eski, harap bir kaset." - Nilgün Serimoğlu
Uzunçalar :1.(isim, müzik) Üzerine seslerin düşük devirle kaydedildiği büyük boyutlu plak.
"İlk uzunçaların hazırlıkları başladığında, her ikisi de son kartlarını oynadıklarını biliyordu." - Murathan Mungan
2.(isim) Bir sanatçının eserlerinin bir bölümünün yer aldığı kaset; albüm
Yürürçalar :(isim) Kulaklık aracılığıyla müzik dinlemeye yarayan, insanın üzerinde taşıyabileceği teyp.
* * * * * *
Kelime Kökeni :
Arapça mlw kökünden gelen imlāˀ إملاء "dikte etme, yazı yazdırma" sözcüğünden alıntıdır. Sözcük, Aramice/Süryanice mlē מל "1. dolu, 2. herekeli yani sesli harfleri bildiren noktaları doldurulmuş yazı" sözcüğünün ifˁāl vezni (IV) masdarı olabilir; ancak bu kesin değildir. Bu sözcük Aramice/Süryanice #mly מלי "doldurma" kökünden türetilmiştir.
Kelime, değerli blogger Recep Altun sayesinde yayına alınmıştır. Katkıları için teşekkürlerimle,
Michael David Rosenberg, bilinen sahne adıyla Passenger, İngiliz indie folk şarkıcısı, söz yazarı ve müzisyen. Rosenberg, 2003'ten 2009'a kadar aynı adı taşıyan bir grubun başında yer aldı; grup dağıldıktan sonra solo çalışmaları için "Passenger" lakabını kullanmayı seçti. Rosenberg en çok 16 ülkede listelerin zirvesine yerleşen ve YouTube'da 3,6 milyardan fazla görüntüleme toplayan 2012 tarihli "Let Her Go" şarkısıyla tanınıyor. Ancak ben, Sevgili Radyo Z' nin bloğunda tanıştığım parçasını misafir etmek istiyorum. Ruhlara ziyafet çekeceği konusunda garanti veririm.
Üretken bir şarkıcı-söz yazarı olan Rosenberg, bugüne kadar 14 stüdyo albümü yayınlamış, biri Passenger grubuyla ve 13'ü solo sanatçı olarak. Bunlardan en sonuncusu olan "Birds That Flew" ve "Ships That Sailed" 2022 yılının Nisan ayında vizyona girmiş. Ben yeni tanıştım kendisiyle ve tarzı, gitarıyla bütünleşmesi, sesinin farklı tonunu sevdim. Müziğine, bir çok enstrümanı ekleyerek zenginleştirmesi de etkilendiğim şeyler arasında. Genç yaşta klasik gitar öğrenen, 13-14 yaşında şarkı yazmaya başlayan, 16 yaşında okulu bırakarak sonraki birkaç yılını İngiltere ve Avustralya'da sokak çalgıcısı olarak geçiren genç müzisyenin şarkısına kulak verelim hep beraber.
Aralık ayının ilk gününden, keyifli bir pazar diliyorum hepinize.
Semender : (Farsça) 1. (isim, hayvan bilimi) Semendergillerden, uzun gövdeli, dört bacaklı, kuyruklu, kertenkeleye benzeyen, birçok türü bulunan bir hayvan, salamandra(*).
2.(isim) Ateşte yanmadığına hatta ateşi söndürdüğüne inanılan efsanevi hayvan.
"Köse Vezir, ateş içinde yanmayan bir semender gibi sakindi." - Ömer Seyfettin
_ _ _ _ _
(*)Salamandra :(Fransızca salamandre)1.(isim, hayvan bilimi) Semender.
2. (isim) Odalar arasında gezdirilebilen bir tür kömür sobası.
"Sac sobasından, çinisinden, salamandrasına kadar bu nesneler yaşayışın orta katında oturan insanlara benzerler." - Nâzım Hikmet
* * * * * * *
Kelimenin Kökeni :
Farsça samandar, "ateşten beslendiği söylenen efsane yaratık" sözcüğünden alıntıdır. Sözcük, 'Eski Yunanca' aynı anlama gelen salamándra σαλαμάνδρα sözcüğü ile eş kökenlidir.
Amerikalı bir müzisyen, yapımcı ve aktör olan sanatçı, kız kardeşi Billie Eilish için yaptığı söz yazarı ve yapımcı çalışmalarıyla tanınmıştır. Sekiz Grammy Ödülü ve toplam 13 adaylık dahil olmak üzere çok sayıda ödül ve övgü kazandı. Klasik Dışı kategorisinde Yılın Yapımcısı ödülünü alan en genç isim olarak tarihe geçti. Finneas, Yılın Kaydı, Yılın Albümü, Yılın Şarkısı ve En İyi Pop Vokal Albümü de dahil olmak üzere çok sayıda hit şarkı, albüm ve rekor kıran başarıların yapımcılığını üstlendi. Solo çalışmalarıyla En İyi Yeni Sanatçı dalında aday gösterilerek takdir toplayan sanatçı, aynı adlı filmdeki "No Time to Die" şarkısı üzerindeki çalışması ona bir Akademi Ödülü, bir Altın Küre ve bir Grammy daha kazandırdı.
Finneas, yapımcı olarak yaptığı çalışmaların yanı sıra kendi müziğini de yayınladı. İlk EP'si "Blood Harmony" 2019'da yayımlandı. İlk stüdyo albümü "Optimist "i 2021 yılında Interscope Records aracılığıyla yayınladı. Eğlence sektöründe adından söz ettiren çok yönlü bir aktördür. İlk oyunculuk deneyimini 2011 yılında komedi filmi "Bad Teacher" da öğrenci rolüyle yaşadı. İki yıl sonra, sırasıyla annesi Maggie Baird ve Jill D'Agnenica tarafından yazılan ve yönetilen "Life Inside Out" filminde başrol oynadı. Film çalışmalarının yanı sıra Finneas, "Modern Family" ve "Aquarius", Fox'un müzikal komedi-drama dizisi "Glee" de dahil olmak üzere çeşitli film ve televizyon projelerinde konuk oyuncu olarak yer aldı.
Bu üretimi bol genç müzisyen/aktör/yapımcıyı, "Disclaimer" dizisi için hazırladığı müziklerle farkettim. Diziyi izlemediyseniz müziğiyle başlar, belki diziyi de izleyerek devam edersiniz.
Keyifli, yumuşacık bir pazar geçirmeniz dileğiyle,
Her daim öğretmeye azimli, inanç ve umutla dolu değerli öğretmenlerimizin
Arapça rḳḳ kökünden gelen raḳīḳ, "ince, yufka" sözcüğünden alıntıdır. Sözcük, Arapça raḳḳa "inceldi" fiilinin sıfatıdır. Aynı kökten gelen "rikkat" kelimesinin anlamı da "incelme, incelik ve duyarlık gösterme" olarak açıklanır.
İsveç'in Uppsala kentinde doğan Johannes Bornlöf, solo piyano, epik orkestra ve dubstep (elektronik müzik) gibi etkileyici sayıda türe uzanan müzik geçmişine sahip bir müzisyen. Daha iki yaşındayken ilk enstrümanı olan davul çalmaya başlamış. Johannes, 11 yaşındayken ağabeyinden piyano öğrenmeye başlamış ve liseyi bitirdikten sonra müzikle ilgili her şeyde uzman olmak için İsveç'in merkezindeki Dala-Järna kasabasında bulunan stüdyoda çalışmaya başlamış. Bugün, yaşadığı evinden beste yapmaya devam etmekte. Müzisyenin yoğun çalışmalarının sonucunda beş parçası Spotify'da 20 milyondan fazla tıklanmış. 2016 ile günümüz arasında, "The 50 Greatest Epic Piano Pieces" dahil olmak üzere çok sayıda EP ve birkaç tam albümü yayınlanmış bulunmakta.
Pazar günü için, seveceğinizi düşünerek dinlendirici bir parçayı yayına aldım.
Keyifli bir hafta sonu diliyorum.
{ಠ,ಠ}
|)__)
-”-”-
Duyuru: Bir seyahatten dolayı 4-17 Kasım arası blogda yayın olmayacak.
Sahne adı "Little Bird" olan Amerikalı caz saksofoncusu, besteci, aranjör ve müzik grubu kurucusu Heath, 25 Ekim 1926'da Philadelphia, Pennsylvania'da doğdu. Basçı Percy Heath ve baterist Albert Heath'in kardeşidir. 1975'te kardeşleriyle birlikte "Heath Kardeşler" müzik grubunu kurdu. John Coltrane, Stanley Cowell, Benny Golson, Specs Wright, Cal Massey, Johnny Coles, Ray Bryant, Nelson Boyd, Miles Davis, Kenny Dorham, Gil Evans, Milt Jackson, Nancy Wilson, Gerald Wilson ve Art Farmer gibi önemli müzisyenlerle ortak çalışmalar yaptı. Heath başarılı müzik çalışmalarıyla üç defa Grammy Ödülü'ne aday gösterildi. 19 Ocak 2020'de yaşlılığa bağlı nedenlerden Loganville, Georgia'da 93 yaşında öldü.
Yayına aldığım parça, oldukça sakin bir pazar günü vaat ediyor. Gregory Porter' ın melodiye, suda yüzer gibi eşlik eden harika sesi ile çok şık bir tatil günü diliyorum hepinize.
Cansiparane :(zarf, Farsça) Canını verircesine, özverili bir biçimde.
"Çopur Apti, maksat uğruna cansiparane çalışmaktadır." - Refik Halit Karay
Kelime Kökeni :
Farsça cān جان "can" ve yine Farsça sipurdan, sipār سپر "ısmarlamak, tevdi ve teslim etmek" sözcüklerinin bileşiğidir.
Not: Hepimiz bu kelimeyi "cansiperane" şeklinde kullanmaya alışık olduğumuzdan, doğrusunu ben de TDK sözlüğünden öğrenmiş bulunmaktayım. Etimoloji sözlüğüne baktığımda, kelime orada halen "cansiperane" şeklinde yazmakta.
İngiliz film, televizyon ve konser bestecisi, aynı zamanda şef ve radyo-televizyon sunucusu olarak da tanınan Wiseman, Londra'nın kuzeybatısındaki Belsize Park'ta doğdu. İlk öğrenimlerinin ardından Guildhall School of Music and Drama'da piyano ve kompozisyon eğitimi aldı, James Gibb ile piyano ve Buxton Orr ile kompozisyon çalıştı. Kraliyet Müzik Koleji'nde misafir profesör olan besteci, 2008 yılında Kraliyet Filarmoni Orkestrası'nın 60. doğum günü kutlamaları kapsamında prömiyerini yaptığı Different Voices" ı besteledi ve eser artık sıkça seslendirilmekte.
Film endüstrisine yaptığı hizmetlerden dolayı 2004 Yeni Yıl Onur Ödülleri'nde Britanya İmparatorluğu Nişanı Üyesi olarak atandı, Trinity College of Music ve Guildhall School of Music and Drama'nın Onursal Bursları ile ödüllendirildi. 2015 yılında Sussex Üniversitesi'nde Müzik Doktoru derecesine kabul edildi. Film ve televizyon film müziği çalışmaları sayısız ödül alan Wiseman'ın "Wilde Stories" albümü Grammy Ödülü'ne aday gösterildi ve 2003 yılında Channel 4 için yapılan bir dizi animasyon filminde kullanıldı. Wiseman'ın, Kraliçe'nin 95. doğum gününü kutlamak için çıkardığı "The Music of Kings and Queens" albümü, Helen Mirren ve Damian Lewis'in anlatımıyla, Haziran 2021'de piyasaya sürüldüğünde Birleşik Krallık Klasik listelerinde 1 numaraya yükseldi.
Bugün bir kadın besteciyi keyifle ağırladık. YouTube sayfasında çalışmalarını takip edebilirsiniz.
19 Mayıs 1961'de Dublin'de doğup büyüyen Ronan, İrlanda Kraliyet Müzik Akademisi'nde klasik piyano eğitimi aldı. Pop ve Rock müziğe ilgi duydu ve yazma yeteneklerini, besteci olarak kariyerine odaklanmadan önce çeşitli gruplarda çalarak geliştirdi. İlk çalışmaları arasında televizyon dizisi Waterways, RTE (İrlanda Ulusal Televizyon Yayıncılığı) için TV Haber Teması, Coca Cola, Guinness ve Milli Piyango için hazırladığı TV reklamları yer almaktadır.
İrlanda'da ve yurtdışında yaptığı çalışmalarla tanınan Ronan, 60 ülkede 60 milyon kişi tarafından izlenen muhteşem "Lord of the Dance" filminin müziklerini bestelemesi için Michael Flatley tarafından görevlendirildi. "Lord Of The Dance" in soundtrack albümü 1 milyondan fazla kopya satarak dünya çapında altın statüsüne ulaştı. Ayrıca Michael Flatley'in muhteşem iki dans gösterisi olan Feet Of Flames ve Celtic Tiger'ın müziklerini besteledi.
Ronan, Universal Records ile solo sanatçı olarak sözleşme imzalayarak, "Solas" ve "Anthem" adlı iki başarılı albüm çıkardı. "Solas", kendi ülkesinde altın statüsüne ulaştı ve ABD Billboard New Age Top 20 Listelerinde ilk 10'a girdi. Fransa'da Top 10'a giren bir single'ı, ABD Billboard Top 20 World Music listelerinde ikinci solo albümü "Anthem" yer aldı. Ronan'ın film ve TV çalışmaları arasında ödüllü uzun metrajlı film "My Friend Joe and Sky Movies" ve Bob Hoskins, Rhys Ifans ve Anna Friel'in başrollerini paylaştığı Syfy Televizyon dizisi Neverland'in müziklerini bestelemesi de yer alıyor.
Sanıyorum bu ödüllü bestecinin en çok tanınan eseri, Lord Of The Dance' den eklediğim yukardaki videoda yer alan bestesidir. Kelt müziklerini sevenlerin de, YouTube kanalından albümlerini incelemesini tavsiye ederim.
Müziğin güne kattığı sakinlik ve huzur içinde kalmanız dileklerimle,
Ekim 1961'de İtalya'nın Adriyatik kıyısı, Rimini yakınlarındaki Santarcangelo di Romagna'da doğan Guerra, daha sonra Bologna'da Maestro Ettore Ballotta ile kompozisyon ve düzenleme eğitimi aldı. Roma'ya taşındıktan sonra, kariyerine doğa belgeselleri için müzik besteleriyle devam etti. İlk film müziği, Omar Sharif ve Lea Massari'nin başrollerini paylaştığı 1990 yapımı "Viaggio d'Amore" filmi için besteledi.
“Cahil Periler”, “Karşı Pencere”, “Kutsal Yürek” ve “Mükemmel Bir Gün” denince aklınıza mutlaka Ferzan Özpetek ismi geliyordur ancak bu filmlere damgasını vuran muhteşem müziklerin yaratıcısı olan Andrea Guerra' da yanında yerini almalı kesinlikle. İrili ufaklı birçok ödüle notaları sayesinde uzanan Guerra, Ferzan Özpetek’in yakın arkadaşı ve vazgeçilmez bestecisi olarak tanınıyor. Televizyon ve belgesel müziklerinden sonra adım attığı sinema sektöründe 18 yıldır birbirinden önemli işlere imza attı ve yüzlerce ödül aldı. İtalyan sinemasında bir çok örneğin yanısıra, dünya çapında nam salmış, “Hotel Rwanda”, “Angela”, “Donkey Xote”, “Umudunu Kaybetme” ve “The Accidental Husband” gibi filmlerde de müzikal gücünü ortaya koydu.
Pazar günü için seçtiğim müzikle sizlere keyifli bir Ekim ayı diliyorum.
Demokratik hak ve özgürlüklerin baskı altında tutulduğu, bütün yetkilerin bir elde veya küçük bir yönetici grubunun elinde toplandığı demokratik olmayan (devlet düzeni); bütüncül.
"… siyaset esnafıyla aydınlar koalisyonunun, "halk adına" totaliter diktasına dönüşmüş…" - Attila İlhan, Aydınlar Savaşı
Kelime Kökeni :
Fransızca totalitaire, "devletin topyekûn egemenliğini hedefleyen siyasi ideoloji" sözcüğünden alıntıdır. Fransızca sözcük, İtalyanca lo stato totalitario "total devlet" deyiminden alıntıdır. (Sözcüğün ilk kullanımı: 1920' de İtalyan siyasetçi Benito Mussolini tarafından olmuştur.)
Kelime, Tonalite isimli yayına yorumundan esinlenerek Sevgili Duygu Özkan sayesinde yayına alınmıştır.
Kanadalı yazar, şair, söz yazarı ve müzisyen Cohen, 70'lerde pop, kabare ve dünya müziği üzerine çalışmalar yapmış, 80'lerden itibaren tipik olarak bas bariton tonda söylediği şarkılarına kadın vokalistler ve elektronik birleştiriciler eşlik etmiş, çalışmalarında genellikle din, yalnızlık, cinsellik ve kişiler arası karışık ilişkileri konu edinmiştir. 82 yaşında vefat eden, eserleri bir çok sanatçıya ilham veren ve seslendirilen sanatçının bir bestesini konu ediyoruz bugün.
Leonard Cohen'in "Famous Blue Raincoat" şarkısı, popüler müzik tarihinin en sevilen ve gizemli şarkılarından biridir. Şarkı 1970 yılında yazılmış ve ilk olarak "Songs of Love and Hate" albümünde yer almış. Her zaman olduğu gibi bu şarkı hakkında da çeşitli spekülasyonlar söylenip, durmuş.
"Famous Blue Raincoat" birçok farklı temaya ve duyguya değinen bir şarkı. Şarkıdaki en belirgin temalardan bazıları aşk, ihanet, affetme ve pişmanlıktır. Şarkının anlatıcısı, üç kişi arasındaki ilişkiyi, yani anlatıcının kendisi, Jane ve şarkıda "kardeşim, katilim" diye anılan adamı anlatıyor.
Şiirsel ve içe dönük yazı tarzıyla tanınan Cohen, bu şarkıda da zengin, çağrıştırıcı imgeler ve metaforlar kullanmış. Sanatçının hayatındaki bir aldatma olayından esinlendiği, erkek ve kadının kimliği hakkında bir çok rivayet ortaya atılmasına karşın Cohen sessizliğini korumuş, sadece atıfta bulunduğu ünlü mavi yağmurluğun aslında kendisine ait olduğunu belirterek, bir röportajda şunları söylemiş: "O zamanlar iyi bir yağmurluğum vardı, 1959'da Londra'da aldığım bir Burberry. Elizabeth onun içinde bir örümcek gibi göründüğümü düşündü. Astarı çıkardığımda daha kahraman gibi gözüktü ve yıpranmış kollar biraz deri ile tamir edildiğinde ihtişam kazandı. Her şey açıktı. O günlerde nasıl giyineceğimi biliyordum. Yetmişli yılların başında Marianne'nin New York'taki çatı katından çalındı. Son zamanlarda pek giymiyordum zaten."
Şarkıyı dinlerken (özellikle 70 ve 80 lerdeki şarkılar konusunda bilgili olan dostlar) bir yerinde "When I Need You" şarkısını dinlediklerini sanacaklardır, hemen konuya açıklık getireyim. Daha önce yayına konuk ettiğim Leo Sayer' in 1977 de bestelediği şarkının, Cohen' in bestesinden esinlendiğini düşünerek birileri dava açmış ve sonrasında anlaşmaya varılmış.
Kısacık hayatımız boyunca bize iyi hissettirecek müzikler dinlemek dileğiyle,
1945 yılında İngiltere' de doğan Clapton, The Yardbirds, Bluesbreakers, Cream, Blind Faith, Derek and Dominos gibi gruplarda çaldı. "Tears in Heaven" isimli şarkısıyla 6 dalda Grammy ödülü kazandı.
Çalışmalarıyla kendini bir blues gitaristi olarak kanıtladı ve hayranları, o dönemde ona "God" (Tanrı) lakabını taktılar. Derek and the Dominos adlı grupla çıkardığı "Layla and Other Assorted Love Songs" albümündeki Layla, en çok bilinen şarkılarından oldu. Bu şarkıyı da incelemeye alacağım birazdan. 4 yaşındaki oğlunu kaybetmesinin ardından ona yazdığı 'Tears In Heaven' şarkısı listelerde 2. sıraya kadar çıktı. Toplam 19 Grammy ödülü bulunmakta olan sanatçı şimdilerde bir sinir hastalığı olan periferal nöropati ile uğraşmakta ve çalışmalarını çok aza indirmiş bulunmakta.
Bugüne seçtiğim şarkı, kendine özgü gitar riff'i ve duygusal sözleriyle tanınan, tüm zamanların en romantik şarkılarından biri olan 'Wonderful Tonight'. Aslında bu şarkıdan önce "Layla" isimli şarkıya da bakmak gerekiyor. Zira Clapton, bu şarkıyı o zamanlar George Harrison'ın karısı Pattie Boyd' a olan hayranlığı ve gizli aşkı için yazmış. Şarkı, 12. yüzyıl destanı Leyla ve Mecnun'un hikayesinden esinlenerek, Clapton' ın hislerine tercüman olmuş.
Diğer şarkı "Wonderful Tonight" ise, Clapton nihayet aşık olduğu kadınla beraberken ve bir akşam dışarı çıkmak için Pattie Boyd' un hazırlanmasını beklerken ortaya çıkmış. Şarkının kendisine yazıldığı Boyd, 2008'de The Guardian'a verdiği demeçte şunları söylemiş; "Ben üst katta elbiseleri denerken o gitarını çalıyordu. Saçım, kıyafetim, makyajım için o kadar fazla zaman harcadım ki, aşağı yanına indiğimde beni geciktiğim için azarlamasını bekliyordum. Ama o, 'Gel bak, şunu dinle!' dedi."
Tüm heyecanıyla sevdiği için hazırlanan bir kadına "muhteşem görünüyorsun" demek, üstelik bunun için bir de şarkı bestelemek bir kadın için hayattaki en romantik ve mutluluk verici şey olsa gerek. Dinlediğiniz tüm şarkılar hayatınıza ilham olsun dileğiyle.
19 Şubat 1957' de doğan ve asıl adı Johann (Hans) Hölzel olan Falco, Avusturyalı şarkıcı ve müzisyendir. "Yaşadığı süre boyunca gerek avangart yaşam tarzıyla, cüretkar fikirleriyle oldukça tartışmalı bir kişilikti. Lakin şarkı söylemedeki ve yazmadaki yeteneği tartışmaya kapalıydı zira müzik konusunda zamanının ustalarından biri olarak kabul görüyordu. 80’lerin başlarında müzik camiasında çoktan uluslararası nam salmıştı, bunun nedeni İngilizceden başka dillerde de (Almanca ağırlıklı) şarkılar söyleyebiliyor olmasıydı. Zaten su götürür bir kişiliği olan sanatçı, 1985 yılının son günlerinde tekli olarak yayımladığı “Jeanny” şarkısı ile ilk önce Almanya’da daha sonra ise uluslararası çapta adeta bir bomba etkisi yaratmıştı."
Böyle yazıyordu araştırmam esnasında bilgileri edindiğim sayfalarda. Bense onu yalnızca tartışmalı "Jeanny" parçasıyla tanımış ve parçanın yasaklandığı ile ilgili haberleri görmüştüm. Şarkıyı belki bilenleriniz vardır, farklı tarzıyla gitgeller yaşatan, dinlerken garip bir duygulanım içinde hissettiren bir parçaydı.
Dünya'nın gelmiş geçmiş en etkileyici baladlarından biri olan "Jeanny" şarkısı ilk olarak 1984 yılında Falco tarafından seslendirilmiştir. “Jeanny” şarkısının sözlerinin yarısı İngilizce, yarısı Almancadır. Şarkının kasvetli sözleri ve adeta sözlerini tasdikleyen müzik videosu, insanlar tarafından uygunsuz ve karanlık bulunmuş hatta farklı ülkelerdeki bazı televizyon ve radyo programları tarafından boykot edilip, gösterilmesi yasaklanmıştır. Şarkıya Doğu Almanya bölgesinde resmi sansür uygulanmış, Batı Almanya’da sansür uygulaması olmasa bile çoğu yayıncı bu şarkıyı yayımlamayı reddetmiştir. Fakat bu durum şarkının listelerden düşmesini sağlamayıp, aksine tam 6 Avrupa ülkesinde bir numara olmasına vesile olmuş uluslararası bir hit haline dönüşmüştür.
Falco, şarkıyı yazarken o sıralar Viyana’da süregelen genç kadınların kaçırılması olaylarından etkilendiğini, şarkının bir sapığın düşünceleri hakkında olduğunu fakat bunun tabi ki failin eylemlerini temize çıkarmadığını, sadece tematik bir kurgu yarattığını yani sözlerin tamamen hayal ürünü olduğunu söylemiştir. Ayrıca şarkının ilhamını seri katil Jack Unterweger‘den aldığını da belirtmiştir. Ancak seri katili yücelttiği gerekçesiyle feministler tarafından boykot edilmiştir. Tüm bunların yanı sıra şarkı hakkında daha farklı ve bir çok enteresan hikâye, hatta tabiri caizse şehir efsanesi bulunuyor.
Bilinen ilk hikaye şöyle: Mafya adına çalışan Johann, Jeanny adında bir kadına âşık olur. İkili evlenmeye karar verir fakat Jeanny, Johann’ın mafya adına çalıştığını bilmemektedir. Bir gün Johann’ın tabancasını bulan Jeanny gerçeği öğrenir. Kocasından bu mesleği bırakmasını ister. Johann bunun kolay olmadığını, mafyanın peşine düşeceklerini söyler fakat karısı ısrar etmektedir. Johann aşkını seçer ve mesleği bırakır. Çift artık mafyadan uzakta bir yerde yaşamaya başlar. Bir gün Johann eve geldiğinde Jeanny’i bulamaz ve ne olduğunu hemen anlar, polise haber verir. Jeanny’nin ölü bedeni tecavüz edilmiş bir halde ormanda bulunur. Johann’ın bildiği üzere bunu mafya yaptırmıştır fakat yine mafyanın düzenlemesi ile tüm suç Johann’ın üzerine kalır. Bunun üzerine Johann müebbet hapse çarptırılır. İntihar etmeden önce bu şarkının sözlerini yazar, Falco da bu sözleri şarkıya dönüştürür. Bu hikâye klip ile de oldukça uyuşmaktadır.
İkinci hikaye ise şöyledir: Pedofili ve sapık bir adam Jeanny adlı küçük bir kızı takibe alır. Onu uzun süre gizliden gizliye izlemeye başlar ve gözüne kestirir. Günün birinde kıza tecavüz eder ve hapsi boylar. Kızın ailesi bu olayı örtbas etmeye çalışır. Bunlara daha fazla katlanamayan Jeanny canına kıyar.
Çok tartışmalı bir şarkıyı ele aldık bugün, ancak şarkıyı seslendiren Falco, 6 Şubat 1998 tarihinde trajik bir şekilde, 41. doğum gününe günler kala kendi aracıyla Dominik Cumhuriyeti'nde bulunan Villa Montellano'ya giderken bir otobüsle çarpışarak, ölür. Ardından halen çok konuşulan bir şarkı bırakarak, bu dünyadan, sonsuzluğa uğurlanır.
Daha önce dinlemeyenler için şarkı nasıl bir duygu uyandırıyor açıkçası merak ediyorum.
Şiddetsiz ve herkesin insanca yaşadığı bir dünya dilerim.
(Kelime halk arasında iri yarı, uzun, sevimsiz, kocaman, cüsseli gibi anlamda kullanılmaktadır.)
"Mağaza lüks bir yat gibi cilalanmış ve parlaktı, ince halı üzerinde pek kazulet duran ayakkabılarımız yüzünden, çıkarken onu tekrar boydan boya katetmeye çekiniyorduk." - Louis Ferdinand Celine – Gecenin Sonuna Yolculuk
*******
Kelimenin Kökeni :
Halk arasında yaygın olarak kullanılan kazulet kelimesi, dilimize Arapçadan geçmiştir. Kazurat sözcüğünden türetilmiş olan bu kelimenin anlamı çirkindir. Genellikle davranışları kaba saba olan ve ağır hareket eden hantal insanlar için kullanılan bu sözcük, Türkçe dışında Bulgarca ve Arnavutça gibi Balkan dillerine de geçmiştir.
Bugünkü yayına, anılarımızın ne kadar güçlü olabileceği ve zaman akıp giderken kaybettiğimiz şeylerle başa çıkmanın nasıl zorlaşabileceğini hatırlatan bir yazı hazırladım. Dinlediğimiz tüm şarkılar, insan deneyiminin ve başkalarıyla bağlantı kurmanın önemine vurgu yapan güçlü hatırlatıcılardır. "Better Things" adlı enfes diziyi izlerken, dizide bir çok bölümde geçen şarkılara baktığımda, hayatımızın önemli anlarına eşlik eden bu ölümsüz notalar ve sözlerin hakkını teslim etmek gerekir dedim ve böyle bir yayın çıktı ortaya.
Tom Waits, son birkaç on yılın en ikonik müzisyenlerinden biridir. Tam adı; Thomas Alan Waits 7 Aralık 1949 yılında Amerika' da doğmuş, şarkıcı, besteci ve oyuncudur. Çıkardığı kendine özgü hırıltılı sesler, deneyselliğe olan meyli; blues, caz ve vodvil gibi rock öncesi türlere sevgisi ile müzik adına sıra dışı bir kişilik oluşturmaktadır. Dünyanın dört bir yanındaki izleyicilerde yankı uyandıran sayısız şarkı yazdı. Bu şarkılardan biri 1973'te piyasaya sürülen "Martha". Şarkı, telefonu eline alan ve yıllar öncesinden eski bir sevgilisini arayan bir adamın hikayesini anlatıyor. Şarkı basit olmasına rağmen, derin bir nostalji ve özlem duygusuyla doludur.
"Martha", Tom Waits tarafından henüz 22 yaşındayken yazılmış. Waits'in kendisine göre şarkı, o zamanki kız arkadaşı Kathleen Brennan ile yaptığı bir konuşmadan ilham alarak yazılmış. "Eski bir sevgiliyi bir daha görsen ona ne derdin?" diye konuşuyorlarken, Waits bu fikri alır, yıllar boyunca sayısız insanın kalbine dokunan, akıldan çıkmayacak kadar güzel bir şarkıya dönüştürür.
"Martha"nın sözleri basit ama derin. Eski bir sevgiliye ulaşan bir adamın hikayesini anlatıyor. Konunun özüne inmeden önce sohbete küçük bir konuşma ile başlar. Ona eski günleri hatırlayıp hatırlamadığını sorar ve sonra kalbini ona dökmeye başlar.
Şarkıdaki en dokunaklı satırlardan biri, adamın "Seni aradığım için üzgünüm ve sadece seninle bir dakika konuşmak istedim" demesidir. Bu çizgi, adamın hissettiği yalnızlık ve pişmanlık karışımını mükemmel bir şekilde yakalar. "Martha" da keşfedilen birkaç tema var. En belirgin olanı kayıp aşk teması. Adam açıkça konuştuğu kadını özlüyor ve aralarındaki şeylerin nasıl bittiğine dair pişmanlıkla dolu. Şarkıda yer alan bir diğer tema da zamanın geçişi. Adam, Martha'yla son konuşmasından bu yana kaç yıl geçtiğini anlatıyor. Birlikte olduklarından beri ne kadar çok şeyin değiştiğinin açıkça farkında ve bu gerçekle başa çıkmak için mücadele ediyor. Son olarak, nostalji teması var. Adam, hayatında kendisi için açıkça çok önemli olan bir döneme bakıyor. İlişkilerinin detaylarını büyük bir netlikle hatırlıyor ve o günlere dönmek için bir özlem duygusuyla doluyor.
"Martha", Tom Waits'in en sevilen şarkılarından biri haline geldi. Yıllar boyunca Elvis Costello ve Bruce Springsteen de dahil olmak üzere sayısız sanatçı tarafından yorumlandı. Şarkı genellikle Waits'in inanılmaz derecede basit sözler ve melodilerle derin bir duygu yakalama yeteneğinin bir örneği olarak gösteriliyor.
Umarım şarkı, notasıyla ya da hikayesiyle sizin de duygularınıza dokunmuştur. Hepimizin güzel hikayeleri olan şarkılarımızın olması dileğiyle.
Müzikli, keyifli bir sonbahar dilerim,
{ಠ,ಠ}
|)__)
-”-”-
not: görsel, theartdesk.com dan alıntıdır.
yazıdaki bilgiler beatcrave.com dan alıntılanmıştır.
Tonalite :(Fransızca)1. (isim, müzik) Belirli bir tonda yazılmış müzik parçasının niteliği.
2.(isim) İnsan sesinin rengi.
"Sesinizin tonalitesi mükemmel." - Nazım Hikmet
Kelimenin Kökeni :
Tonalite, Fransızca ton “1. gerilim, 2. çalgı telinin gerilimi, ses perdesi, vurgu” sözcüğünden alıntıdır. Bu sözcük Latince aynı anlama gelen tonus sözcüğünden evrilmiştir. Eski Yunanca aynı anlama gelen tónos τόνος sözcüğünden alıntıdır.