31 Aralık 2019 Salı

🎄 2020 🎅




Happy New Year GIF by Matthew Butler


2020

Güzel rakamlar, nedense bana umut vaadediyorlar. 

İçimden geçen cümleleri, neler yaşadığımı, nelere üzüldüğümü, nelerin beni heyecanlandırdığını, nelerin arkasından baktığımı, neleri beklediğimi ve daha onlarcasını burda yazmayacağım.

Hepimizin yaşadıkları var.

Ve hepimizin beklentileri.

Diyorum ki, "Güzel günler göreceğiz".

Tüm yaşanılan olumsuzluklara inat.

"2020, seninle güzel zamanlar geçireceğiz!"


 light new years GIF by Faith Holland


Happy New Year GIF by Migliore





{ಠ,ಠ}
|)__) 
-”-”-





not: kullanılan görseller burdan alıntıdır.





 

26 Aralık 2019 Perşembe

✂ Oldukça Kısa Öykü







Yüksek kaldırımın sokaklarında yürürken, bu şehrin nasıl da kendisini ağzında evirip çevirip tükürdüğünü hatırladı. "Olacağı varmış" diyemedi ama "Öleceğim varmış" sözcüğünü belli belirsiz ağzında geveledi. Sağından, solundan hatta tam içinden geçen insanlara "Kollayın kendinizi insan kardeşlerim, bu egosu yüksek şehir midesine oturtmak için aportta bekliyor sizi, kollayın kendinizi!" diye bağırdı. Kocaman kanatlarını çırparak yanıbaşına inen melek başını olumsuzca sallayarak "Nafile haykırış biliyorsun, onlar da tıpkı senin gibi önlerine geleni yaşayacaklar.. hadi yukarı gitme vakti" dedi. Omuzlarını gücü kalmamış gibi aşağı sarkıtıp, meleğin peşi sıra göğe yükseldi.






Not: Sevgili blogdaş Aysan, bloğunda beş cümleden oluşan kısa öyküler yazma etkinliği düzenledi sessiz sedasız. Anlatmak istediklerimizi kısaca, kelimede cimri davranarak ve öz şekilde nasıl aktarırız düşüncesi oldukça cazip geldi ve katıldım. Yukarda okuduğunuz benim kısa öyküm. Diğerlerine ulaşmak isterseniz buraya tıklayabilir ve okuyabilirsiniz.








{ಠ,ಠ}
|)__) 
-”-”-









13 Aralık 2019 Cuma

Görünmez Güç 💫








Michelle adında bir adam çölde kaybolmuş. Bir ara arkasını dönmüş ve kendi ayak izlerinin yanında bir çift ayak izi daha görmüş. Ve Michelle, görünmez bir gücün kendisiyle birlikte yürüdüğünü anlamış. Bu cesaretle devam edebilmiş ve yaklaşık on saat yürümüş. 

Artık gece çökmek üzereymiş ve Michelle çok yorulmuş. Bitap düşmüş. Sonra arkasını dönmüş ve ayak izlerinin yok olduğunu görüvermiş. Görünmez güce seslenmiş 

"Neden?" demiş,
"Neden hayatımda sana en çok ihtiyacım olan anda beni terk ediyorsun?" 

Görünmez güç cevap vermiş.. 

"Bir çift ayak izi görmen seni terk ettiğimi değil, seni kollarımda taşıdığımı gösterir."






{ಠ,ಠ}
|)__) 
-”-”-




not: görsel Google' dan alıntıdır.





4 Aralık 2019 Çarşamba

CANdan 🍃






"Sana duvar ördüysem, tuğlasını sen verdin."





Bu akşam gelmeyecek şükür. 

Çünkü ben, kendimle kalamıyorum. 

Çünkü benim doğamda yalnızlık var. Yalnızlığımın da bana ihtiyacı var. 

Çünkü yazmam gerek. Çünkü üretmek, içimde tıkılı kalan bez parçaları gibi bedenimi dolduruyor ve onu içimden çıkartamadığımda sürekli bir kabızlığa dönüşüyor.

Bir duvar gerek bana CANdan.



 
 

{ಠ,ಠ}
|)__) 
-”-”-








21 Kasım 2019 Perşembe

💦😨 UYAN 😄




Ben bu kadar güzel uyandırma şarkısı dinlememiştim. 

Sabah uyanamayanlara gelsin. 

Keyifle dinleyin. 







{ಠ,ಠ}
|)__) 
-”-”-






20 Kasım 2019 Çarşamba

ŞARKILARIN MUTLULUKLA İLGİSİ 🎈






Bu çocuğun yaptığı  müziği seviyorum.. Genetik kodu onun daha da mükemmel bir şeyler ortaya çıkarmasını sağlıyor. Hayata bakışı, müziğinin yumuşaklığı, kendini ifade edişi ve insanlara yaklaşımı bana keyif veriyor.

Bugün içimden onun müziklerini dinlemek geldi. Yarın sabah uyanamayanlara onunla sürpriz yapacağım :)


🎈





{ಠ,ಠ}
|)__) 
-”-”-






15 Kasım 2019 Cuma

KADIN KANUNU 💪 6284








Kadının telefonu çaldı. Ekrana baktığında tüm vücudunu bir ürperme aldı. Açmakla açmamak arası bir duyguda kaldı. Açmamasının karşı tarafı daha da kızdıracağını düşünerek açtı. 

Karşıdan gelen hakaretleri duyduğunda suratındaki ifade tamamen yerini korkuya bırakmıştı.

-"Sen ne aşağılık, ne adi bir kadınmışsın!" diyordu karşı taraf.

Bir süre dinledi, neyi yanlış yaptığını anlamaya çalışarak. 

-"Ne bu paket böyle?" diyordu karşı taraf.

Kendisinde kalan eşyaları çöpe atmasını söyleyen zihniyet, her eşyası tek tek katlanmış ve paketlenmiş bir şekilde gönderilince, ayrılığın kesin bir hal almasını mı kaldıramıyordu, yoksa kendisine bu kadar özen gösteren birini kaybetmiş olmaya mı tahammül edemiyordu acaba..

Elbette ikinci düşünceye ulaşacak insan henüz doğmadığından, birincisine bakmak durumunda kalıyoruz. 

-"Bileklik nerde, haa nerde? Seni adi, şerefsiz kadın" diye devam etti.

Kadın ise kendisine hediye olarak alınmış bir şeyi göndermeyi düşünemediği için kahrediyordu o anda.

"Tamam, bilekliği de, kolyeyi de gönderirim" dedi kadın.

-"Seni oro...."

Daha fazlasını dinlemedi, suratına kapattı telefonu ve yasakladı.

Neydi şimdi bu? Birbirine sevgi sözcüğü söylemiş insanların, yürümeyen ilişki sonrasında ağız dolusu küfür yemeleri normal miydi? 

Arkasından tehdit mesajları gelmeye başlayınca, başına kötü olayların geldiği kadınlar gibi olmamak için gerekli yerlere başvurmaya karar verdi.









{ಠ,ಠ}
|)__) 
-”-”-





not 1: Lütfen 6284 sayılı kanun ile ilgili bilgilenelim ve etrafımızı bilgilendirelim.
not 2: kullanılan görsel Google' dan alıntıdır.





14 Kasım 2019 Perşembe

Mim - Notalarla Yolculuk 🎶


Bloggerdaşlardan Sevdiğim Günlük bir mim başlatmış, Manxcat/KuyruksuzKedi' de devam ettirerek beni de mimlemiş. Onun yazısını okumak isterseniz -ki bence istersiniz, zira cidden seçtiği şarkılar bir numara- buradan ulaşabilirsiniz.

Mim konusu müzik ve hele de notalarla yolculuk olunca ben nasıl sadece iki şarkı seçebilirim onu bilemiyorum. Müzik deyince benim için akan sular durur, bloğumu izleyenler illa bir müzik yayınına maruz kalırlar. :)

Dünyanın kuruluşuna değil ama benim çocukluk zamanlarıma uzanan bir serüvendir bu. Müzikle ilk tanışmam annemin sesi, söylediği şarkılar ve çaldığı akordiyonla başlar. Sonrasında sabahın ilk ışıklarıyla birlikte açılan ve akşama kadar seslenmesini sürdüren radyomuz sayesinde devam eder. O zamanlar yayınlar bu kadar güçlü değilken, Trt Fm i dinleyebilmek için nasılda şekilden şekile girdiğimizi hatırlar gülümserim.

İlk anı yazları gittiğimiz Bostancı' daki kadınlar plajından. Galler Kaplanı diye anılan İngiliz şarkıcı, geniş oktavlı sesiyle müthiş güçlü şarkılar söylemişti. O sene "Delilah" şarkısı patlamış her yerde o çalıyordu. Deniz, güneş ve bir de Tom Jones' un sesi birbiri içine geçmiş bir üçlüydü. 

Etrafı kapalı "kadınlar hamamı" nda görünmek istemeyen iç kısımda denize girip serinlerken, bazıları da dışında da yüzüyordu. İşte o iç kısıma nail olanlardan ben çocuk, annesi tarafından mutlak surette tembihlenerek yalnız girmemem ve sadece merdivende oturabileceğim konusunda uyarılmışken, basamak basamak inip sınırları zorladığım anda kendimi suyun içinde buldum. Bağırmaya çalışırken de ziyadesiyle su yutup artık boğulma aşamasına gelmişken, birilerinin farketmesiyle kurtarılmıştım. Tersyüz edilerek içtiğim sular çıkartılırken, kulaklarımda "Dilaylaaaaa" diye bağıran koca sesli adamın bu şarkısı beynime kazındı. Şarkı ne zaman çalsa deniz, güneş, plaj ve boğulma seramonisi gelir aklıma :)



İkinci ve hayatıma değmiş milyonlarca şarkı arasından zorlanarak seçebildiğim şarkı ise bir film sahnesinden etkilenip, ağlayarak dinlediğim bu şarkıdır. "Hable con ella" -Konuş Onunla- isimli filmde duyguların açığa çıktığı bu sahne, bir şarkının sözlerini anlamasak bile duygusunun nasıl da geçtiğine mükemmel bir örnektir. Paloma isimli şarkıyla sizi başbaşa bırakıyorum. Yoksa kesinlikle başka şarkılar da eklemeye devam edeceğim :)





Şimdi mimleme zamanı o halde.

Beyaz Yakalı, Ephendy ve Ece Evren blogdaşlarımı mimliyorum.
Sevgiler,




{ಠ,ಠ}
|)__) 
-”-”-






11 Kasım 2019 Pazartesi

Ağaç Ev Sohbetleri #11






Sevgili Blogdaşlarımız Taha ve Edischar' ın başlattığı, bu hafta 11.sine erdiğimiz #Ağaç Ev Sohbetleri son hız devam etmekte. Bu haftanın konusu bendenizden efendim. 

"Ergenlik döneminizde rol model aldığınız biri var mıydı, kimdi? Yetişkin biri olduğunuzda bu rol model hakkındaki fikriniz aynı mıydı?"



Çocuklar, büyürken ailede birinden etkilenirler, erkek çocuklar babalarını örnek alırlar, kız çocuklar annelerini ya da kendinden büyükse ablalarını.

Davranışları, herhangi bir başarılarıyla toplumda kabul edilmiş ve örnek alınmaya aday kişiler, rol model olarak görülmektedirler. Mutlaka hayranlıkla baktığımız birileri vardır hepimizin. Kendimizi bu hayatta var etme çabalarımız biz küçükken başlar.

Ben nedense küçükken bir kız çocuğu olmama rağmen babamı örnek almıştım. Onun sakinliği ve sessizliğinin arkasındaki zenginliği farketmiştim. Bir insanın, kendinde saklı tutacağı ve zamanı geldiğinde ortaya çıkarmak üzere bilgi dağarcığının kapılarını yavaş yavaş açabileceğini ve bunun kendisine oldukça değer kattığını öğrendim. Onun ağzından çıkacak sorularımın cevaplarını, nasıl da tane tane dinlediğimi anımsıyorum. Kendi eliyle yaptığı kitaplığımızda çok kitap vardı ve mutlaka her akşam açar birini okur, sonra kafasını kaldırır, düşünür, arada kendi kendine sessiz hesaplaşmalar yapar ve sonra yeniden okurdu. Okumayı keşfetmeden önce onun anlatımları ile beslendim. Sorduğum herşeye cevap verirken, ben yeniden bir daha anlatsın, o bilgi dağarcığı hiç susmasın isterdim. O durumu, o yaşta tam bu cümlelerle kavradığımı elbette söyleyemem. Sadece izleyerek taklit etme yeteneğim, başkalarının bunu bende keşfine sebep oldu. 

Şiir, edebiyat, kitap okuma alışkanlığı, sanat müziğine yatkınlık, sır tutmak, yaptığı işte titizlik hep ondan görerek taklit ettiğim ama sonradan da hayatımın merkezine yerleşen özelliklerim oldular.

Ergenlik ve sonrasında etkilendiğim şair, yazar, gazeteci kimlikleri olan kişiler de oldu. Parça parça onlardan da hayatıma eklediklerim vardı. Ancak ilk ve en önemli etkilenmeyi babamda yaşadığımı şu anda gayet net görüyorum.

Şimdi rahmetli olmuş babamın ardından baktığımda, işinde ve düşüncelerinde çok iyi ama kendini gösterme, ifade etme konularında eksik olduğunu ve çekingen, içe dönük yapısını görüyorum. Bu yüzden yaşamda istediği tonda ses çıkaramadığını anlıyorum. 

Belki de bayrağı ondan tam da bu noktada bu yüzden devraldığımı, ileriye taşıdığımı algılıyorum. Babamı örneklediğim için memnunum ve kendimi geliştirmemi sağlayacak fikir yapısını bende işlediği için de.

Teşekkürler hayat !..



 



{ಠ,ಠ}
|)__) 
-”-”-




not: kullanılan görsel Google' dan alıntıdır.





4 Kasım 2019 Pazartesi

⚡ DİKKAT ❗









Negatif insanlara maruz kalmak, radyasyona maruz kalmak gibidir. Kısa süreli dozlara dayanabilirsiniz. Fakat sürekli maruz kalmak sizi öldürür.







T.S.Eliot








{ಠ,ಠ}
|)__) 
-”-”-





not: kullanılan görsel Google' dan alıntıdır.



27 Ekim 2019 Pazar

MELEK 👼








Otobüs mola vererek, tüm yolcuların gecenin karanlığında ihtiyaçlarını gidereceği hafif aydınlık ve oldukça sakin bir lokantaya yanaşmıştı. 

Herkesin ilk önceliği tuvaletlere koşmak oldu. Sonrasında buharları tüten tencere dizisinin başında tepsileriyle sıraya girdiler. Murat sabahtan beri bir şey yemediği için hemen çorba aldı kendisine. Tepsisiyle beraber yanyana koltukta seyahat ettiği adamın olduğu masaya yaklaştı ve "Oturabilir miyim?" dedi. Adam kafasını kaldırıp baktı ve başını salladı. 

Kendini tanıttı Murat ve bir şey yiyip içmek isteyip istemediğini sordu. Adam, "Sağol kardeşim, ben tokum ama bir çay içeriz beraber. Bu arada adım Fatih." dedi.

Murat çorbasını bitirince çaycıya el edip iki çay istedi. Havadan sudan konuştular. Nerden gelip nereye gittikleriyle ilgili bilgi verdiler birbirlerine ve çok yakın mahallelerden ortak tanıdıkları olduğu ortaya çıktı. 

Mola bitip yerlerine geçtiklerinde, gecenin soğuğu uykularını açmış, derin bir sohbetin içinde buldular kendilerini.

Murat, Fatih' in kolundaki dövmeyi görüp, beğendiğini söyledi. Kendisi de dövme yaptırmak istediğini ama cesaret edemediği gibi, uygun bir figür de bulamadığını söyleyince, Fatih hafiften gülümseyerek; "Bazen hayatındaki birinin isteğiyle bir bakmışsın bir şeyler yapmışsın" dedi.

Murat: "Nasıl yani?"

Fatih: "Kolumdaki kızımın ismi. Onu yazdırmamı kızım çok istedi."

Murat: "Melek güzel isim." dedi

Fatih: "Evet, güzel. Hayat garip silsilelerle dolu. Bir isim, iki ayrı hayat."

M. : "Nasıl abi?" diye sordu.

F. : "Yıllar önce çok gençken bir sevgilim oldu. Birbirimizi çok sevdik. 3 yıl boyunca birlikteydik. Evlenmek istedik ama annesi ve abisi karşı çıktılar. Hatta abisi bir keresinde beni bir yerde kıstırdı ve silahını ağzıma sokarak 'kardeşimden ayrılacaksın, yoksa ölürsün' dedi. Orda tamam dedim, beni bıraktı sonra yine buluştum sevgilimle." 

M. : "Sonra abi?"

F. : "Sonra sevgilim dayanamadı, rahat vermeyecekler bize dedi ve içimiz acıyarak ayrılmak zorunda kaldık. Birbirimize söz verdik. İsimlerimizi, bir gün çocuklarımız olursa onlara koyacaktık." Derin nefes aldı. "İşte kızıma koyduğum Melek onun ismi."

M. : "Çok üzücü cidden. Sevenlerin ayrılmak zorunda kalması beni hep üzmüştür."

F. : "Hayat bir sürü duygudan ibaret. O ismi kızımda yaşatmak bir nebze olsun beni mutlu etmiştir hep."

M. : "Peki o da senin adını koyabildi mi acaba?"

F. : "Çevrem epey geniştir. Nüfustan bir şekilde onun kaydını buldum. Evlenmiş ve eşinin görevi nedeniyle Trabzon' a yerleşmişler. Atladım gittim. Tanıdığım bir postacı arkadaşla adrese gittik. Zili çaldık. Kapıyı açınca şok oldu. 'Hoşgeldin' dedi. 'Hoşbuldum' dedim. Kolumdaki dövmeyi gösterdim. 'Kızımın adı' dedim. Çok şaşırdı ama yüzünde hafif bir tebessüm de yakaladım. Ondan aynı şeyi beklemiyordum. Ancak içeriye doğru 'Fatih oğlum gelir misin?' diye seslenince şaşkınlığım iki kat arttı. O da oğluna benim adımı vermiş. İkimiz de verdiğimiz sözü tutmanın huzurunu orda paylaştık. Zaman kısıtlıydı, vedalaştık, ayrıldık."

M. : "Ah be abi, bu ne hazin bir aşk hikayesi! Sonrası yok mu?"

F. : "Evlenmiş başkasının eşi olmuş birinden beklentim olamaz. Ben sadece ona sözümü tuttuğumu göstermek için gitmiştim. Ondan da aynı davranışı görmek mutlu etti. Eski günlerin hatırasına ikimiz de saygı göstermişiz. Bu bile çok değerli."

M. : "....."

F. : "Üzülme. Biz güzel anlar yaşadık ve hatırayı da koruduk. Bundan önemli bir şey yok bence. Şimdi ki aşkları ve kavgaları düşününce hele.."

M. : "Çok haklısın abi. Benimle paylaştığın için çok teşekkür ederim."

Sabahın ilk ışıklarıyla girdikleri şehir, yolculuğun sona erdiğine işaret ediyordu. Biri eski bir hatırayı yad etmenin huzurunu, diğeri ise böyle bir aşk yaşayabilme ihtimalini düşünüyordu.







{ಠ,ಠ}
|)__) 
-”-”-








not: Kullanılan görsel Google' dan alıntıdır.





22 Ekim 2019 Salı

GÜNE DAİR 🌞







Yumuşaklık, nezaket ve tevazunun içinde güç gizlidir. 

Kavgasız, gürültüsüz, 

içinizdeki gücün farkındalığında bir gün olsun bugün ve her gün.





{ಠ,ಠ}
|)__) 
-”-”-





not: kullanılan görsel instagram'dan alıntıdır.





14 Ekim 2019 Pazartesi

MANİ 4






Martılar oyuna çağırdı
bizim haylazı,
Simiti daima en uzağa
o atardı.
Ne yazık gidemedi oyuna,
Cebindeki son parayı 
vermişti dondurmaya.



-M©mentos- 



{ಠ,ಠ}
|)__) 
-”-”-



11 Ekim 2019 Cuma

MANİ ੩





Sıcacık ekmek kokusu
yayıldı fırından,
Çıkıverdim hemen
daldığım oyundan.
Unutup, vaktinde gitmedim diye
Annem kızmış,
bekler beni pencerede.




-M©mentos-







{ಠ,ಠ}
|)__) 
-”-”-





7 Ekim 2019 Pazartesi

MANİ ✌







Salıncağım, salıncağım
En sevdiğim oyuncağım.
Bıraksalar beni,
Taa bulutlara uçacağım.

 

-M©mentos-






{ಠ,ಠ}
|)__) 
-”-”-






3 Ekim 2019 Perşembe

MANİ ☝ (Var mı okumanıza mani?) 😁





Ağacın saçlarına tutunmuş kargalar,
Hepsi birden şarkı söyler dururlar.
Onları susturmaya gücüm yetmez,
Ama bir parça peynire kanarlar.


-M©mentos-







{ಠ,ಠ}
|)__) 
-”-”-










29 Eylül 2019 Pazar

Pazar Müziği 🎵





Burda güneşli, minik esintili enfes bir hava var. 
Radyoyu açtığımda bu şarkıya denk geldim. 
Bu tınılar bana yabancı değil dedim ama değişikti. 
 
Meğer hepimizin bildiği Azeri şarkıyı caz formatında düzenlemişler. 
Ortaya enfes, yumuşacık, kulaktan kalbe uzanan bir melodi ve ses çıkmış.
Dinlemekten keyif aldım. Hadi siz de dinleyin, beğenecek misiniz :)
 
İyi ve müzikli pazarlar.
 
🎵







{ಠ,ಠ}
|)__) 
-”-”-






27 Eylül 2019 Cuma

PYGMALİON/Bir Kelime - Bir Anlam







Mitolojik hikayede, Kıbrıslı heykeltraş prens Pygmalion, fildişinden bir heykel yontar. Galatea adını verdiği eserine de bitirir bitirmez aşık olur.

Beklentilerine uygun davranarak onu canlı bir kadın gibi sever, okşar, öper. Heykele duyduğu saplantıyı farkeden Tanrıça Aphrodite, Galatea' yı canlandırır ve yontucusuyla aşk yaşamasını sağlar.



''Kendini gerçekleştiren kehanet'' olarak literatüre geçen bu terim, beklenti yansıması olarak da tanımlanabilir. Bir nesne, kavram ya da kişiye olan beklenti ve tutumlarınız eğer algıya dönüşürse kesinlikle gerçekleşecektir. İmkansız bile gözükse, herkes hayallerini gerçeğe dönüştürebilir.

Tabii bu arada ne dilediğinize de dikkat edin. :)









{ಠ,ಠ}
|)__) 
-”-”-




not: konu google'dan alıntıdır.



22 Eylül 2019 Pazar

L' air Du Soir - Akşam Havası






Sabah ve akşamüstlerinin yavaş yavaş bedenimizi ürperttiği zamanlardayız artık. Ancak bazen yaptığım meditasyonlardaki betimlemelerin tam olarak karşıma çıkmasından da tatlı bir şaşkınlık ve ürperti yaşamaktayım açıkça söylemem gerekirse. 

Çekim yasası diyebilirsiniz ya da tam istenilen anda Tanrı katından sesimizin duyulması, her ne olursa olsun, bir şeylerin gerçekleşmesi mucize gibi geliyor bazen. 

Şu aralar hayatımda bir defter kapanıyor ve yepyeni başka bir defter açılmak üzere. Kapanacak defterin içindeki her bir objeye, insana tek tek teşekkür ediyorum. Yaşadığım eve, bahçeye, toprağa, ağaca, çiçeğe, kuşa, börtü-böcek ve komşular dahil herşeye, herkese.


dut ağacı, saksıda bodrum mandalina ağacı ve begonvil

arkada ev - önde dut ağacı


Salonun hemen önünde böyle bir ağaç nasip olduğu için teşekkür ediyorum hayata. Yaz güneşinin kızgın ışınlarından beni koruyan dallarına ve tüm yapraklarına. Meyvelerinin lezzetine, begonvilin renklerine, bol çekirdekli mandalinanın enfes kokulu tadına, kuşların şarkı söyleyerek bahçeye konmasına, topraktan çıkan, pişirilebilecek tür otlara, böyle bir eve ve herşeyin tadını çıkartabilecek sağlıktaki kendime...
 
Teşekkür/Şükür etmeyi bilmenin hazzı bambaşka. 

Şimdi yeni güzelliklere doğru yol alma zamanı. 💝


 







{ಠ,ಠ}
|)__) 
-”-”-






not: fotoğraflar ​M©MENT©S​ a aittir.



15 Eylül 2019 Pazar

Pazar Müziği 🎵





Eylül ayının tam ortası, sonbaharın güçlenen ayak seslerini artık daha iyi işittiğimiz bir pazar günü bir müzik ziyafeti çekelim istedim. 

Enfes görüntüler eşliğinde, senfoni orkestrası tınıları ve bir kadın sesinde çağıldamayı vaad ediyorum. 

Var mısınız? 😃









{ಠ,ಠ}
|)__) 
-”-”-







12 Eylül 2019 Perşembe

PHİLTRUM/Bir Kelime-Bir Anlam







Philtrum, üst dudağınızla burun delikleriniz arasındaki oyuğun anatomik adıdır. Yunanca öpmek anlamına gelen "Philtron" kelimesinden türetilmiştir.

Şöyle de bir mitolojik hikayeye sahipmiş; bebekler doğmadan önce hayat ve ölüm hakkında bütün bilgilere sahipmişler. Herşeyin başlangıcı ve sonunu, yaratılış ve evren hakkındaki bütün sırları bilirlermiş. Bir bebeğin doğma vakti geldiğinde melekler, bu bildiklerini kimseye anlatmasın diye onun dudaklarına işaret parmaklarıyla dokunurlarmış. İşte bu oyuk o anda oluşur, bebek susturulur ve bildiği her şey kendine kalırmış.









{ಠ,ಠ}
|)__) 
-”-”-







11 Eylül 2019 Çarşamba

Ağaç Ev Sohbetleri #02










Ağaç ev sohbetleri sevgili Edischar ve AkkurtTaha blogdaşlarımızın önayak olmasıyla başladı. Ben ikincisine yetiştim. Herkesin konu önerisinde bulunabileceği bu sohbetlerde, bu hafta İrem Can' ın önerisiyle can çekişen dünyamız ve doğa ele alınmakta. "Doğamız giderek tehlike sinyalleri veriyor. Küresel ısınma ve çevre kirliliği en had safhada. Bunlar için geri dönüşüm, sıfır atık, daha az tüketim hatta poşetlerin paralı olması gibi önlemler alınıyor. Siz bu konuda neler düşünüyorsunuz? Geleceğimiz için daha yaşanılır bir dünyayı nasıl sağlayabiliriz?"


Onların yazılarını aşağıya linkleriyle ekledim.






Çoğu bloggerın sayfasında yorum olarak fikirlerimi belirttim aslında ve söyleyeceklerim ve bilgi sahibi olmadığım konular da dahil, diğer blogdaşlar tarafından yazıldı. Benim buna katacağım daha ne olabilir bilemiyorum.

Hatırlarsınız belki, bir aralar sık duyduğumuz bir laf vardı, "biz bu dünyayı atalarımızdan miras değil, çocuklarımızdan emanet aldık" diye. Emanet aldığımız şeyi hor kullandık. Bu dünya, bu atmosfer, bu toprak, bu su hiç bitmeyecek sandık herhalde. Çok yakın gelecekte önce 3. dünya ülkeleri -ki çevre mühendisi bir arkadaşın yazdığına göre maalesef olmaya başlamış bile- ve daha sonra da o kendilerini ve sınırlarını özenle(!) koruyan parlak ülkeler de dahil olmak üzere, her yer birer çöplük olacak. Aileleri ve kendileri için onlarca yatırım yapan insanlık, ülke ve dünya geleceği için ciddi yaptırımlardan nasıl uzak kalabiliyor anlayamıyorum. 

Diğer bloggerların yazdığı gibi ben de bir takım önlemlerle yaşamayı denedim. Toprağım için tüm gıda atıklarını kompost' a dönüştürmeye, spreyli herhangi bir şey kullanmamaya, deodorantımı, diş macunumu, deterjanı hep en doğal malzemelerden kullanmaya çalıştım, halen de devam ediyorum. Ama yetmiyor biliyorum. Önlemler ülkeler bazında olmalı ve toplumlara indirgenmeli. 

Ben bahçemde güneş enerjisi kullanırken,  bahçenin yanından cayır cayır benzin yakarak giden aracın dumanına maruz kalıyorsam, toprağı zenginleştirmek için besin atıklarını dönüştürürken, benim devletim bir başka ülkenin çöpünü, zehirini ithal ediyorsa benim canım sıkılır !

Zaten canımın sıkılmasına da bakmaz, tüm dünya çöküşe doğru gider.

Son söz; 

"Son ağaç kesildiğinde, son ırmak kuruduğunda, son balık öldüğünde, beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak."














{ಠ,ಠ}
|)__) 
-”-”-








not: kullanılan görsel Edischar' ın bloğundan alıntıdır.





8 Eylül 2019 Pazar

1 Eylül 2019 Pazar

GÜZEL BİR EYLÜL BAŞLANGICI ve İYİ PAZARLAR







“Kenara gelin, dedi. Yapamayız, korkuyoruz! Dediler. 
Kenara gelin, dedi. Yapamayız, düşeceğiz! Dediler. 
Kenara gelin, dedi. Böylece geldiler. 
Ve onları itti. 
Uçtular. " 

Christopher Logue













{ಠ,ಠ}
|)__) 
-”-”-





27 Ağustos 2019 Salı

YİNE MİM / BİR MİM GELİR BİR MİM GİDER!






Yaşasın yeni bir blogdaşımız daha oldu ve o da mimciler kervanına katıldı 😀 
Hem bloğunu tanıyalım, hem de hazırladığı mime göz atalım isterseniz. Zira güzel sorular hazırlamış. Onun hazırladığı mim burada



1- Yaşınız 60-65 geldiğinde yaşamak istediğiniz yer?
  
Sanırım bu sorunun dışında kalıyorum. Zira artık olmak istediğim yer olan Ege' deyim. 2013 ten beri Egede geziniyorum :) Memnunum. Ancak son yurtdışı gezimde kalbim ve ruhum Ohri' de kaldı. Orayı da tercih ederim.

2- Bir hedefiniz var mı? Varsa neler?

Empati yapmayı artık bırakmak istiyorum!

3- Bloggerla nasıl tanıştınız?

2006 da blogcu.com' u keşfettim ve orda yayın hayatına başlamıştım. Ancak o sayfanın hizmetini sevmedim ve blogspot' a geçtim, geçiş o geçiş.

4- Gurur duyduğunuz başarılarınız varsa nelerdir?

Bir sene otistik çocuklara öğretmenlik yaptım ve 2 öğrencimin eğitiminde ilerleme sağladık. Bir diğer gurur duyduğum olay, elemanına mobbing yapan bir müdürü işten kovdurttum.

5- Boş vaktinizde neler yapıyorsunuz?

Kuş seslerini dinliyorum.



Nasılsa bu mimi bir çok blogger yapacak, o yüzden mimleme yapmıyorum. Can Uzunyol' a ve okuduğunuz için sizlere teşekkür ederim.






{ಠ,ಠ}
|)__) 
-”-”-