Hafta başında Dünya Tiyatrolar gününü kutladık. Ve ne yazık ki tam da kutlama gününde değerli sanatçımız Köksal Engür’ ü kaybettik. Sanatçı, henüz 10 yaşındayken TRT Ankara Radyosu "Çocuk Saati" programında kısa radyo tiyatrolarıyla mesleğe başladı. TRT'de programlara katılmanın yanında, seslendirme çalışmalarında da bulunan sanatçı, özel tiyatrolar ile Belediye Tiyatrosu ve Devlet Opera ve Balesi yapımlarında rol aldı. Erken bir kayıp maalesef, yolu ışıklarla dolsun.
Programı dinlemek için isterseniz yukardaki radyoya, isterseniz burayatıklayınız.
1984'te kurulmuş Türk rock grubudur. Türkiye'nin ilk Türkçe sözlü alternatif rock yapan grubudur ve önde gelen rock grupları arasında yer almaktadır. Tarzları, rock'ın dışında, "Türkçe sözlü rock yapılabilir mi?" sorusuna karşı tepki olarak gelişmiş, batı kaynaklı rock melodi ve ritimleriyle Anadolu melodilerinin bütünleştirilmesinden oluşmuştur.
Grubun temeli Nejat Yavaşoğulları tarafından atılmıştır. Genç yaşta müziğe başlayan, üniversite yılları döneminde çeşitli gruplar ile çalıştıktan sonra kendi solo plaklarını yapmaya başladı. 1984 yılında piyanist Sina Koloğlu ile tanışan Yavaşoğulları, önce akustik gitar ve piyano eşliğinde müzik yaptıktan sonra bas gitar ve davul eşliğinde daha rock bir hale kaydı. Bu dönemde Yavaşoğulları, konserlerinin adı olarak Mümtaz Soysal'ın bir makalesinin başlığından esinlenerek Bulutsuzluk Özlemi'ni kullanmaya başladı. 1986 yılında Piccatura ile anlaşan Yavaşoğulları, Koloğlu ve bas gitarist Kanöz Ozan ile ilk albüm Bulutsuzluk Özlemi'ni kısa bir zaman içinde kaydetti ve kendi adını da kapakta kullanarak yayınladı.
Türünün erken örneklerinden biri olan Bulutsuzluk Özlemi, çoğunlukla söz ve müzikleri Nejat Yavaşoğulları' na ait olan şarkılarla "protest müzik" yapmıştır. Grup, şarkı sözlerinde özellikle sosyolojik, psikolojik, ekonomik ve politik konuları işlemiştir. Grubun değişmeyen üyeleri Nejat Yavaşoğulları ve Sina Koloğlu'dur. 1990'lardaki çalışmaları ile Türkiye'deki rock müziğinin gelişimine olanak sağlayan Bulutsuzluk Özlemi, kendi türlerinin de ilklerinden biridir. Grupta ayrıca Akın Eldes, Sunay Özgür, Utku Ünal, Deniz Demiröz, Berke Özgümüş, Burak Güven, Serdar Öztop, Kanöz Ozan gibi müzisyenler yer almıştır. Grup halen aktif olarak stüdyo çalışmaları, albüm kayıtları, canlı konserler ve sahne gösterimleri yapmakta, aynı zamanda sosyal ve politik gündem maddeleri ile de yakından ilgilenmektedir.
Stüdyo albümleri sırasıyla Bulutsuzluk Özlemi, Uçtu Uçtu, Güneşimden Kaç, Yol, Numara, Felluce/Bağdat, Zamska!, Bedreddin. Konser Albümleri Yaşamaya Mecbursun, Bulutsuzluk Senfoni, Bulutsuzluk 20 Yaşında. Single çalışmaları ise Felluce Bağdat, Her şeyin Farkındayım, Hayat Geçerken Mücella ve Yeni Bir Gün. Son albümleri, Bedreddin, Ada Müzik etiketiyle 29 Ekim 2021'de piyasaya çıkmıştır. Nâzım Hikmet’in ‘Şeyh Bedreddin Destanı’ndan bestelenen eser, bir rock oratoryosu. Zaman ayırıp dinlemenizi tavsiye ederim. Bugünün ikinci şarkısı "Gezi Parkındayım, Her şeyin Farkındayım".
Bu hafta nevruz bayramını kutladık. Bütün cemreler düştü ve doğa muhteşem bir uyanışta. İzmir’ de geçtiğim her sokağa, çiçeklenmiş limon, turunçgil ağaçlarından, insanın aklını başından alan kokular yayılmakta. Bir yanda bahar renklenirken, öte yanda deprem bölgesindeki kardeşlerimiz için yapılacaklar da devam etmekte. Öğrencilere, ailelere, kendilerini toparlamaya çalışan dükkan sahiplerine destekler devam ediyor ve uzun bir yolculukta hep birlikteyiz. Birimiz değil, hepimizin yüzü güldüğünde daha mutluyuz, bunu biliyoruz.
Yayını dinlemek için ister yukardaki radyoya, isterseniz buraya tıklayabilirsiniz.
"Sevgilim kilometrelerce uzakta olsa da, nefhası halâ burnumda."
2.(isim, eskimiş) Esinti.
* * *
15. yüzyılda literatüre girmiş olan nefha kelimesinin ilk anlamı güzel kokudur. Bu kelime divan şairleri tarafından birçok mazmunda kullanılmıştır. Örneğin nefha-i semen, yasemin çiçeğinin güzel kokusu demektir.
Kelime, blogger Pelinpembesi tarafından önerildi. Yayına katkısından dolayı teşekkür ederim.
Tam adı Roderick David Stewart olan sanatçı, 10 Ocak 1945 Londra doğumlu, İngiliz poprock ve blues-rock sanatçısıdır. Şarkıcı, söz yazarı, müzisyen olan Stewart, gençlik yıllarında futbola tutkuyla bağlıydı. Brentfort Klübü’nde forma giyen Stewart, 1960’lı yıllarda folk sanatçısı Wizz Jones‘tan etkilenerek müzik kariyerine başladı. 1963 yılında Jimmy Powell And The Five Dimensions topluluğuna katılan Stewart, armonika çalıyordu. Daha sonra Brian Auger, Julie Driscoll, Mickey Waller, Rick Brown ve John Baldry ile Steampacket topluluğunun bir üyesi oldu. 1965’te Shotgun Express’e katıldı. “The Jeff Beck Group” adlı guruba katıldığında, artık tanınan bir isim haline gelmişti. Daha sonra solo kariyerine 1969’daki ilk albümü “An Old Raincoat Won’t Ever Let You Down” ile adım atmıştır. Sanatçının yaklaşık 50 yıllık sanat hayatında başta İngiltere olmak üzere birçok ülkede başarı elde eden şarkıları ve albümleri bulunmaktadır.
Şarkıcının en bilinen şarkıları, “Maggie May”, “You Wear It Well”, “Hot Legs”, “Da Ya Think I’m Sexy?”, “Forever Young” ve son olarak da “Have You Ever Seen The Rain?”dir. Ole Ole adlı parçası İskoç futbol meraklılarının marşı haline geldi. 150 milyona varan albüm satışıyla, İngiltere'nin en çok albüm satan şarkıcısıdır.
Yine Stewart’ın en çok satan single’ı da; 1978 çıkışlı disko hiti “Da Ya Think I’m Sexy?” adlı şarkısıdır. Sanatçının Hollywood’daki “Walk of Fame”de kaldırım taşında adı bulunmaktadır. 1990’ların başında çıkan Rhythm of My Heart adlı single, pop listelerine liste başı oldu.
Çok değişik bir ses tonuna sahip olan şarkıcı, bir ara ses tellerindeki polip için ağır ilaçlar kullanır, ancak bu durum gırtlak kanserine dönüştüğünden ameliyat olur ve aylarca hiç konuşmadan beklemesi gerekir. Daha sonra yeniden konuşmayı ve şarkı söylemeyi öğrenir. Benim Rod Stewart' ı ilk tanıdığım şarkı Sailing' dir ve benim için özeldir. Ayrıca, beni her dinlediğimde çok etkileyen bir şarkısı daha var.
"Have i told you lately that i love you".
Anlamı; "Son Zamanlarda Sana Seni Sevdiğimi Söylemiş miydim?"
Bu şarkı depremde yitirdiğimiz tüm kardeşlerim için çalsın.
Onları daima hatırlayıp, seveceğimizin idrakindeyiz ama şu an yanımızda ya da uzakta olan
tüm sevdiklerimiz için söylemeyi unutmayalım ve "sevgileri" yarına bırakmayalım.
Blog dünyasından blogları tanıttığım programın 46. sına geldik. 4 yayın sonra bu programı sonlandırıyorum bildiğiniz gibi. 50. ve son programda uzun yıllar blog yazarlığı yapmış ve vefat etmiş dostlarımızı da anacağım. Daha önce bu konuda sizlerden yardım istemiş ve bu dünyadan göç etmiş tanıdığınız bildiğiniz bloggerlar varsa, bana mail yoluyla ya da Instagram'dan da ulaşabileceğinizi iletmiştim. Sağolsun bazı arkadaşlarım bazı adresleri ulaştırdılar.
Belki o yayınları kaçırmış ve bu duyuruyu ilk defa okuyan arkadaşlar için tekrarlamak istedim.
49. yayına kadar iletmek istediklerinizi gönderebilirsiniz.
Programı dinlemek için ister yukardaki radyoya, isterseniz burayatıklayabilirsiniz.
"Sıkıntılara karşı uhulet ve suhuletle hareket et."
Uhulet(*) : Sessiz ve sakince.
Kelimenin etimolojisi :
Arapça shl kökünden gelen suhūlat, "1. akıcı ve yumuşak olma, 2. akıcılık, kolaylık, yumuşaklık, nezaket" sözcüğünden alıntıdır. Arapça sözcük Arapça sahila "akıcı ve yumuşak idi, kolay idi" fiilinin masdarıdır.
(*)Suhulet kelimesi, genellikle Uhulet kelimesi ile birlikte kullanılır ancak TDK sözlüğünde "Uhulet" kelimesi bulunmadığından ben kelime anlamını yazıp, yukardaki örnek cümlede de iki kelimeyi birlikte kullandım.
1968'de Deep Purple'ı kuran üyelerden biriydi. Grup, gitar riff'leri(*) ile org müziğini harmanlayarak hard rock müzik yapıyordu. Blackmore, gitar riff'leri bestelemede çok yetenekli olmasının yanı sıra hem klasik müzik etkileri taşıyan hem de blues temelli sololarıyla tanınır.
Solo kariyeri sırasında Blackmore, barok müzik etkilerini hard rock unsurlarıyla birleştiren hard rock grubu Rainbow'u kurdu ancak Rainbow zaman içinde popüler ana akım rock tarzına yöneldi. Daha sonra, eşi Candice Night ile birlikte geleneksel folk rock projesi Blackmore's Night'ı kurdu ve vokalisti merkez alan bir müzik tarzına geçiş yaptı.
Blackmore, eski bir Deep Purple üyesi olarak Nisan 2016'da Rock and Roll Hall of Fame'e kabul edildi. Guitar World ve Rolling Stone gibi yayınlar Blackmore'u tüm zamanların en büyük ve
en etkili gitaristlerinden biri olarak göstermektedir.
Kendisiyle aynı ay ve günde doğmuş olduğum "gitar sihirbazı" nı dinlemekten umarım keyif alırsınız.
Müzikli pazarlar,
{ಠ,ಠ}
|)__)
-”-”-
(*) Şarkılarda, tekrarlanan ve şarkının neyle ilgili olduğunu özetleyen lirik ifade "kanca" olarak adlandırılır. Müziğin kendisi açısından, tekrarlanan nota, akor deseni veya müzikal ifade dizisine "riff" denir. Riff'in en iyi örneklerinden birine buradan, bir diğerine de buradan ulaşabilirsiniz.
- Radyo Momentos' daki yayını sol üstteki ikona tıklayıp dinleyebilirsiniz.
Yazar Şermin Yaşar, instagram profilinde bir belgesel izlediğinden bahsettiğinde çok etkilendim,sizlerle paylaşmak istiyorum:
“Bir belgesel izlemiştim. Belgesel sular altında kalan bir ada hakkındaydı. İnsanlara önceden haber veriliyor tabii, herkes göç ediyor, eşyalarını alıyorlar, mezarlarını dahi, cami kapılarını dahi alıyorlar.
Geride evlerinden ve anılarından başka bir şey bırakmadıklarından eminler, emin olmaya mecburlar. Belgesel yıllar sonra çekiliyor; yaşlı bir ada sakini o günleri anlatıyor. “Ada sular altında kaldı. Günlerce kıyıdan yokluğunu izledik ve günlerce adanın yokluğunun üzerinde kuşlar döndü durdu.”
Çünkü ağaçlar da, onların yuvaları da sular altında kalmıştı. Ağaçlardan yuvaları toplamak kimsenin aklına gelmemişti. Kuşlar sular altında kalan yuvalarını arıyor, yuvasının nerede olduğunu suyun üzerindeyken bile biliyor ki tam da yuvanın olduğu yerde dönüyordu. Şimdi bakıyorum, bütün şehirlerimiz depremzedelere kapılarını açtı. Yine de kimisi yurdunu terk etmek istemedi.
Gelenler de bir an önce dönmek istiyorlar, olmayan evlerine, şehirlerine, yokluğa ve boşluğa dönmek istiyorlar. Halden anlamayanlar “dönmeyin, ne var orada” diye akıl veriyor.
En çok halden anlamamız gereken günlerdeyiz. Susmak bile daha iyi bir seçenek böyle zamanlarda.
Belki bu anlattığım hikaye halden anlamamıza yardımcı olur.
Çünkü kuşlar bile yuvasını arar, kuşlar bile yuvasını arar, kuşlar bile..”
2. (isim, eskimiş) Yüksek makamlardaki devlet adamları.
"Kendisi II. Abdülhamit devri ricalinden olmakla beraber bu servete hiçbir şey ilâve etmedi." - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
Kelimenin etimolojisini incelediğimizde;
Arapça ricāl "erkân, insanlar, özellikle yüksek rütbeli kişiler" sözcüğünden alıntıdır. Arapça sözcük Arapça rcl kökünden gelen racul "insan, adam ('ayakta duran, iki ayak üzerinde yürüyen' anlamında)"
sözcüğünün çoğuludur. Bu sözcük Arapça ricl "ayak" sözcüğünden türetilmiştir.
Portekizli fado şarkıcısı ve oyuncu. "Fado Kraliçesi" olarak bilinen Rodrigues, Fado' nun dünya çapında popülerleştirilmesinde etkili oldu ve kariyeri boyunca uluslararası seyahatler yaptı.
Amália, halen en çok satan Portekizli sanatçı olmaya devam ediyor.
Rodrigues, 1935' te şarkı söylemeye başladı. Bir fado mekanındaki ilk profesyonel işi 1939'da gerçekleşti. O sıralarda, Amália'nın potansiyelini fark eden ve özellikle orkestraya eşlik etmesi için çok sayıda melodi besteleyen, klasik eğitim almış besteci Frederico Valério ile tanıştı. 1940'ların başlarında Amália Portekiz'de ünlü bir şarkıcı oldu. Rodrigues, 1946'da 'Capas Negras' adlı ilk filmi ve ardından en çok bilinen filmi 'Fado' (1947) ile oyunculuğa başladı. İspanya ve Brezilya'da popülerlik kazandı. 32 albüm, 15 film çalışması vardır.
Sanatçının en tepelere çıktığı dönemler olduğu gibi, aşağıya çekildiği zamanlarda mevcut. 1970' lerde ajan olmakla suçlanmış ve hem Fado' dan, hem de Rodrigues'den nefret edilen bir dönem yaşamıştır.
1990 da 50. sanat yılını kutlayan şarkıcı, 1994' te 74 yaşındayken bir dizi hastalığına rağmen konser verir ve 1999' da Lizbon' daki evinde 79 yaşındayken vefat eder.
Dönemin başbakanı 3 günlük ulusal yas ilân eder.
Rodrigues, Portekiz' in en önemli figürleri arasında yer alan kadın sanatçıdır.
Mart ayı geldi mi, marteniçkalar bileklere takılmak üzere ortaya çıkar. Bu, Balkan ülkeleri için çok eski bir gelenektir. Şubat ayının son günü hazırlanır ve Mart ayının ilk günü evden çıkmadan önce takılır diyor gelenekler. Sağlık ve refah dilekleriyle hediye edilen bileklikler, bu sefer ülkeme yepyeni, ışıltılı, bilim ve adalet dolu günler getirsin diyorum.
Blog Dünyasında Bu Hafta programının 44. nü dinlemek için yukardaki radyoya ya da buraya tıklayabilirsiniz.