Bugün kahvaltı sonrası dilime bu şarkı dolandı ve mırıldanırken birden TRT Müzik programında çok sevdiğim Münir Özkul' un ipeksi sesi ve sahne rahatlığıyla bu şarkıyı seslendirdiğini hatırladım.
Tam pazar sabahına yakışacak tatlı, latif ve bir o kadar da özlemle dolu bir şarkı/video paylaşmak istedim. Gününüz bu sesin kadife yumuşaklığında geçsin.
"Bence ziyan olmuş, eski deyimiyle heder olmuş bir değerdir." - İhsan Oktay Anar
5.(isim) Bir ulusun sahip olduğu sosyal, kültürel, ekonomik ve bilimsel değerlerini kapsayan maddi ve manevi ögelerin bütünü.
"Edebiyat, sanat, fikir, ilim ve başlıca değerlerimize toptan bir bakış lütfeder misiniz, efendim!" - Ahmet Kabaklı
6.(sıfat) Uğrunda belli bir bedel ödenecek veya belli bir zahmet göze alınacak nicelik veya nitelikte olan.
"160 odası olan otelin dekorasyonu ile iç donanımı görülmeye değer bir güzellikteydi." - Adnan Özyalçıner
7.(isim, felsefe) Kişinin isteyen, gereksinim duyan bir varlık olarak nesne ile bağlantısında beliren şey.
8.(isim, matematik) Bir değişkenin veya bilinmeyenin sayı ile anlatımı.
* * * * *
Deyim veya Birleşik Fiil Olarak Kullanımı :
Değer biçmek : Bir şeyin değerini belirtmek, bir şeye değer koymak.
Değer vermek : Değerli saymak, önem vermek.
* * * * *
Birleşik Kelime Olarak Kullanımı :
Değer Analizi, Değer Artırma, Değerbilir, Değerbilmez, Değer Düşümü, Değer Düşürme, Değer Düşürümü, Değer Katma, Değer Kuramı, Değer Yargısı, Değerler Dizisi, Artık Değer, Bağıl Değer, Eş Değer, Geçer Değer, Günlük Değer, Hazır Değer, İzafi Değer, Katma Değer Vergisi, Kayda Değer, Milli Değer, Mutlak Değer, Nominal Değer, Salt Değer, Saygıdeğer, Taşınır Değer, Toplumsal Değer, Ulusal Değer, Uygun Değer, Yaklaşık Değer, Beyan Değeri, Birleşme Değeri, Borsa Değeri, Piyasa Değeri, Satış Değeri, Viskozite Değeri, Sosyal Değerler.
(Çok fazla kelime yer aldığından, açıklamaları olmadan sadece kelimeleri yayına aldım. Anlamları için TDK sözlükten bakabilirsiniz.)
* * * * *
Kelime Kökeni :
Eski Türkçe tegir “pay, hisse, kıymet” sözcüğünden evrilmiştir. Bu sözcük Eski Türkçe teg- “eşit olmak” fiilinden Eski Türkçe +()r ekiyle türetilmiştir.
Tespit edilen en eski Türkçe kaynak ve kullanım örnekleri :
Eski Türkçe: [Kaşgarî, Divan-i Lugati't-Türk, 1073]
ol at tegirinde boḳurdı [[atı değerinden ucuza verdi]]
Türkiye Türkçesi: [Ahmed Vefik Paşa, Lehce-i Osmani, 1876]
ABD'li besteci, söz yazarı, gitarist, vokalist, müzik yapımcısı ve aynı zamanda americana grubu Low Stars'ın kurucu üyesi olan Russo, müzik kariyerine rock müzisyeni olarak başladı ve Tonic grubunun kurucu ortağı oldu. 2006 yılında birden fazla film ve TV projesinde çalışırken stüdyoya yardımcı olması için davet edildi ve bu süreçten ne kadar keyif aldığını fark etti.
The Umbrella Academy, Lucy in the Sky, Altered Carbon, Mile 22, Lizzie, Three Christs, Snowfall, Fargo, Legion ve Counterpart başta olmak üzere çeşitli film ve televizyon dizilerinin yanı sıra Star Trek serisi Star Trek: Discovery, Star Trek: Picard ve Star Trek: Strange New Worlds ve For All Mankind'da besteci olarak yaptığı çalışmalarla da tanınır. Ayrıca mini dizi The Night Of ve beğenilen video oyunu What Remains of Edith Finch'in müziklerini de yaptı. Fargo'daki çalışmasıyla 2017'de Sınırlı Dizi, Film veya Özel Dalda En İyi Müzik Bestesi dalında Primetime Emmy Ödülü'nü kazandı.
Legion ve Fargo benim izlediklerim arasında en çok hatırladığım ve sevdiklerim. Bu pazar yayına Fargo film müziğini ekledim. Genç besteciye, daha uzun yıllar bir çok film/diziye besteleriyle ruh katacağı ödüllü çalışmalar diliyorum.
"Başka türlü yazamazdı, canı isterse hem onun yazacağı çok tesirli, firaklı olurdu." - Refik Halit Karay
* * * * *
Kelime Kökeni:
Arapça frḳ kökünden gelen firāḳ, "ayrılık, birbirinden ayrı kalma" sözcüğünden alıntıdır. Bu sözcük Arapça faraḳa “ayırdı” fiilinin fiˁāl vezninde masdarıdır.
Artık :1.(sıfat) İçildikten, yenildikten veya kullanıldıktan sonra geriye kalan.
2.(isim) Bir şeyin harcandıktan veya kullanıldıktan sonra artan bölümü; çıktı.
"Dibinde bir yudumluk kararmış çay artığı vardı." - Yusuf Atılgan
3.(sıfat) Daha çok, daha fazla.
4. (zarf) (a'rtık) ► Bundan böyle.
"Artık onlar en lüks gazino ve barlara gidiyorlar, gecelerini oralarda geçiriyorlardı." - Tarık Buğra
5. (isim, müzik) Büyük ve tam aralıkların yarım ses artmış hâli.
6.(isim, tarih) Geriye kalmış, arkaya kalmış kimse.
"... Selçuklu Sultanı Kılıç Arslan'ın az fakat disiplinli ordusunun kılıç artığı olmaktan kendilerini kurtaramamışlardı." - Fevzi Samuk
* * * * *
Birleşik Kelime olarak kullanımı :
Artık değer :(isim, ekonomi) İşçinin, iş gücünün karşılığı olarak ödenen değerin üzerinde ürettiği ve işverenin, karşılığını ödemeksizin sahip olduğu ek değer.
"Marksçı dilin değişken anamalı sadece emekçi ücretlerini dile getirir çünkü sadece emekçi ücretleridir ki artık değer üretir." - Orhan Hançerlioğlu
Artık emek :(isim, ekonomi) İşçinin, ek süre içinde harcadığı ve sonucunda artık değer yarattığı, karşılığı ödenmeyen emek.
Artık göl :(isim, coğrafya) Deniz ve gölün kuruması veya çekilmesi sonucunda oluşmuş yeni göl.
Artık gün : (isim) Artık yıllarda şubat ayına eklenen yirmi dokuzuncu gün.
Artık yıl : (isim) Dört yılda bir gelen 366 günlük yıl; seneikebise.
1996, 2000, 2004, 2008 gibi dört ile bölünebilen her yıl, artık yıldır.
Eksik artık :(zarf) Elde ne varsa.
Üretim artığı :(isim, ekonomi) Ekonomide üretim fazlalığı.
* * * * *
Kelime Kökeni :
Eski Türkçe art- fiilinden +Ik sonekiyle türetilmiştir. Art- kelimesi ise *ār "arka, sırt" sözcüğünden +It önekiyle türetilmiştir.