Blog ve bloggerları tanıttığım "Blog Dünyasında Bu Hafta" programının 36. sını dinlemek için yukardaki radyoya ya da isterseniz buraya tıklayabilirsiniz.
Bugün, benim de yeni tanıdığım bir ses misafirimiz olacak.
Ari Barokas (17 Temmuz 1971)
İnceledikçe sizler de göreceksiniz, kendine has albüm çalışmaları olan sanatçı aslında müzik camiasından. Yahudi kökenli Türk müzisyen, "Duman" grubunun bas gitaristliğini yapmış, ondan önce de Kaan Tangöze ile Mad Madame & Fly gruplarına cover çalmıştır.
İstanbul Devlet Konservatuarına girip, eğitimini yarıda bırakmış olan müzisyen, söz yazarı, besteciliğinin yanısıra, bas gitar ve akustik gitar çalmakta. Reklam müzikleri de besteleyen, "Serüven Azizleri" adlı topluluğun dağılmasından sonra, "Duman" grubuna geçen müzisyen, grubun çoğunluk şarkılarında, söz yazarı ve besteci olarak imzası bulunmaktadır.
Yukarda eklediğim ilk şarkı, ilk albüm çalışması "Lafıma Gücenme" den "Salaksın". Çok eğlenceli, manidar bir şarkı. Aynı albümden "Gavurlar" adlı şarkıyı da dinlemenizi öneririm, sözlerine dikkat ederek. Aşağıda eklediğim diğer şarkı ise "Bu Toprak Senin" albümünden. Albümü incelerseniz çok değerli sanatçıların eserlerinin yeni düzenlemeleri olduğunu göreceksiniz. Ben dinlerken çok keyif aldım, umarım sizler de seversiniz bu protest yanı olan değerli müzisyeni.
Haftanın sonuna ve yeni bir yıla yaklaşıyoruz. Kimi yerde telaş var, kimi yerde ise durağanlık. Bu hafta başında Türk Edebiyatının değerli isimlerinden Rıfat Ilgaz' ın oğlu Aydın Ilgaz vefat etti.
Babası Rıfat Ilgaz' la birlikte kurdukları Çınar Yayınları'nı devam ettiren Ilgaz, 2004' te Rıfat Ilgaz'ın "Hababam Sınıfı" ve "Sınıf" kitaplarıyla ilgili anılarını "Sınıf'ın Efsanesi" başlıklı kitabında topladı. Babasının eserlerine sahip çıkan ve çizgisinden çıkmadan koruyan Aydın Ilgaz' a Tanrı' dan rahmet diliyorum. Nurlarda uyusun.
35. programa konuk olanları ve programı dinlemek için yukardaki radyoya ya da burayatıklayabilirsiniz.
TDK' de tüm açıklama bundan ibaretti. Açıklamayı biraz daha genişletmek üzere internette yaptığım araştırmada aşağıdaki bilgileri edindim ve aynen buraya alıyorum:
Reenkarnasyon, yani eski Türkçe şekliyle "tenasüh", ruhun bir canlıdan ötekine, bazen de insandan hayvana ya da hayvandan insana geçmesi anlamına gelen tarih kadar eski bir dini inanç. Felsefede buna "ruh göçü" veya "ruh sıçraması" deniyor. Özetle, insanın bedeni ölünce, ölümsüz ruhu başka bir canlıya geçiyor. Ölen birinin kişiliğinin bazı durumlarda başka bir canlının vücuduna girerek yeniden dünyaya gelmesi, dünyada en eski ve en yaygın inanışlardan biridir. Dinlerin birçoğunda bu olguya rastlamak mümkündür. Bu inancın bazı öğelerine Hinduizm, Budizm, Sihler, Konfüçyanizm gibi dinlerde rastlanmaktadır.
Vikipedi' de Türk rock müzik sanatçısı diyor onun hakkında ama çok daha fazlası olduğunu hepimiz biliyoruz. Şarkıcı, söz yazarı (ben şair diyorum), besteci, gitarist.
Göçmen bir ailede dünyaya geldiği için müzikle yakın olması kaçınılmazmış bana göre. 5-6 yaşlarından itibaren ailede herkesin bir enstrüman çalması ve müzikle ilgili olması onu da teşvik etmiş. Mandolin ve solfej dersleri ile eğitimine başlanmış. Okul konserleri, orkestraları derken bir kız grubu kurma hayalini en sonunda Volvox ile gerçekleştirmiş. Müzikle daha yoğun ilgilenebilmek için ODTÜ Ekonomi bölümünü 2. sınıftan terk etmiş, İstanbul' a gelince de İstanbul Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümüne kaydolmuş. 1994 yılından itibaren solo çalışmalarına başlamış. 3 oktavlık ses aralığına sahip olan bu nevi şahsına münhasır solist, özel yaşamındaki acılardan sıyrılmak için şiire ve yaptığı bestelere sığınmış. Yukardaki videoda dinlediğiniz şarkı, bir süre bitkisel hayatta kalıp yaşam savaşı veren ve maalesef vefat eden ablasının ardından yaptığı beste.
Bu şekilde dinleyince çok daha içine girip, duyguyu sinir uçlarında hissediyor insan.
Magazinsel olmadığı için çok fazla göz önünde bulunmayan ama takip edenleri tarafından değeri çokça bilinen ve sevilen biridir. Bu şarkısını şu zamanda uyuyan herkes için yayına alıyorum.
Gülen gözlerinizle, ağız tadınızla keyifle, huzurla geçireceğiniz çok şık bir pazar günü dilerim.
Zaman koşarak gidiyor adeta. Aralık ayı ortasına gelmişiz bile. Gittikçe zorlaşan koşullar, yeni bir yıla girecek olmayı unutturup, heyecanı yok ederek, insanların yüzlerine mutsuzluk, inançsızlık ve öfke olarak yansıyor. Herkes kocaman bir soru işareti ile yaşıyor. Elbette yaşam devam ediyorsa, bizlerin de umudumuzu yitirmememiz gerekiyor.
Çünkü "gençliğimiz var ve her şeye rağmen her şey güzel olacak".
Haftanın konuk bloggerları kimler dinlemek için isterseniz yukardaki radyoya, isterseniz buraya tıklayın lütfen.
Bu küçük orkestra, Portland Oregon' da 1994 yılında piyanist Thomas M. Lauderdale tarafından kurulmuş müzik grubudur. Latin müziği, lounge, Avrupa Klasik Müziği ve cazı da kapsayan çok geniş bir müzik repertuarında eserler seslendirmektedirler. Müzik tarzları genellikle belli bir dönemin içerik ve stilini andıran "vintage music" olarak adlandırılır.
Yukardaki Türkçe eseri seslendirmeleri de bu stile tatlı bir örnektir. Zamanının çok sevilen bu eğlenceli şarkısını, onların ağzından dinlemek pazarınıza neşe katabilir diye düşündüm. :)
Pink Martini'nin diğer eserlerini youtube' dan bulabilirsiniz.
Geçtiğimiz günlerde güzel ve anlamlı kutlamalar vardı. 3 Aralık Dünya Engelliler gününü ve her bireyin potansiyel bir engelli olabileceğini idrak ettik. 5 Aralık Dünya Kadın Hakları ve Türkiye' de kadınlara seçme ve seçilme hakkı verilmesinin yıldönümünde, Atamızı rahmet ve minnetle andık. 6 Aralık ise , 2011 yılında değerli piyanistimiz Gülsin Onay' ın düşüncesiyle ortaya çıkmış Dünya Piyanistler Günü olarak kutlanıyor. Değerli piyanistlerimizin de günü kutlu olsun.
Şimdi blogları tanıtmaya başlayalım. Yukardaki radyoya tıklayıp dinleyebilirsiniz, eğer açılmazsa buradan da yayına ulaşabilirsiniz.
Bugün iki anlamlı bir kelimeyi incelemeye aldım. Birincisi inceltme harfiyle yazılıp, a harfi uzun okunan ve sevgi, bağlılık, tutkuyu anlatan "Âşık", diğeri de kısa okunan ve anatomi ile bağlantılı olup aşık kemiğini anlatan "Aşık". Yayında kelimeleri çalışırken iki kelime olduğunun farkına varılmadığını ve tek kelime gibi algılandığını hissedip buraya bir açıklama gereği duydum. Kelimelerin deyim ve birleşik fiil kullanımları da uzun olunca aşağıda bu çalışmaların arasında diğer kelimenin kaybolduğunu anlayıp iki kelimeyi de kırmızı ile renklendirdim. Bu aksaklık için özür dilerim.
Okunuşunu dinlemek için TDK sitesinden bakılabilir.
Âşık: (Arapça)
1.(isim) Bir kimseye veya bir şeye karşı aşırı sevgi ve bağlılık duyan, vurgun, tutkulu kimse.
"Güzeller deniz kenarına geldikleri zaman âşıklar da kale burçlarına ve bedenlerine dolarlar." - Asaf Halet Çelebi
2.(isim) Birbirini seven bir çiftten kadına oranla genellikle erkeğe verilen ad.
5.(ünlem) Ahbap, arkadaş anlamında kullanılan bir seslenme sözü.
"Âşık! Anlat bakalım, neler yaptın?"
* * *
Atasözü, deyim ve birleşik fiil olarak kullanımları da aşağıdaki gibidir :
Âşığa Bağdat sorulmaz : Bir şeye çok istekli olan kimsenin, o şeyi elde etmedeki zorlukları hiçe saydığını anlatan bir söz.
Âşığa Bağdat uzak değil : "Bir şeyi elde etmek için aşırı istekli olan kimseye, bu uğurda katlanacağı fedakârlıklar güç gelmez" anlamında kullanılan bir söz.
(Bir şeyin) âşığı kesilmek : Tutku durumuna getirmek.
"Boks merakından çok sonra güreşe merak sardı, güreş âşığı kesildi." - Haldun Taner
Âşığın gözü kördür : "Kendisini aşka kaptıran kimse, sevgilisinin kusurlarını görmediği gibi çevresinde olup bitenlerle de ilgilenmez" anlamında bir söz.
Âşık, âlemi kör, dört yanını duvar sanır : "Aşktan gözü kararmış kimse, hoş karşılanmayacak aşırı davranışlarda bulunur" anlamında bir söz.
Âşık etmek : Birinin kendisine bağlanmasını, kendisini sevmesini sağlamak.
"Tek erkek sevmeye ve bu erkeği kendime âşık etmeye ahdetmiştim." - Refik Halit Karay
Âşık olmak : Sevmek, tutulmak.
"Bir iki kez karşıdan görmekle nasıl âşık olduğunu, nasıl evlendiğini yüreği burkularak izledi." - Necati Cumalı
* * *
Birleşik kelime olarak kullanımı da aşağıdaki gibidir :
Badeli âşık : (isim, edebiyat) Düşünde bir pirin elinden aşk badesi içerek saz çalıp söyleyen halk şairi.
Sırsıklam âşık : (isim) Sırılsıklam âşık.
~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~
Aşık : 1.(isim, anatomi) Aşık kemiği.
2.(isim, mimarlık) Aşırma.
* * *
Deyim ve birleşik fiil olarak kullanımları aşağıdadır :
Aşığı cuk oturmak : İşi çok olumlu bir biçim almak.
(Biriyle) aşık atmak : 1. Yarış etmek, yarışmak.
"Yonca, bu iki erkek çocuktan ayrı bir yaratık olduğunu, onlarla aşık atamayacağını bilir." - Oktay Rifat
2. Boy ölçüşmek.
"Bunca kere Azrail'le aşık attıktan sonra adımız ödleğe çıkarsa bizi ilk önce sen sopa ile kovarsın da yeryüzündeki biricik anamızdan da oluruz." - Nihal Atsız
Aşık atmak (veya oynamak) : Aşık kemiğiyle oyun oynamak.
Aşık daima bey oturmaz : "İşi çoğunlukla iyi giden bir kimse, talihinin her zaman ona yâr olamayacağını bilmelidir" anlamında kullanılan bir söz.
* * *
Birleşik kelime olarak kullanımı da aşağıdaki gibidir :
Aşık kemiği : 1.(isim, anatomi) Çift tırnaklı hayvanların ön dizlerinde bulunan bir eklem kemiği.
2.(isim) İnsanın ayak bileğindeki çıkıntılı kemik.
Halk şiirine gönül veren ve konuşma dilini şiirleştiren Halk Ozanı Âşık Mahzuni' nin 453 plağı, 58 kasedi ve yayımlanmış 8 adet kitabı bulunuyor. Ayrıca TRT tarafından çekilmiş 2 adet belgeseli bulunmaktadır. 1989-1991 yılları arasında Halk Ozanları Federasyonu tarafından dünyanın en büyük 3 ozanı arasında gösterildi. Sivas Dramı adlı türküsünü, 1993 yılında yaşanan Sivas Katliamı' nda yaşamını yitirenlere ithaf etmiştir.
Ozanın doğum yeri Berçenek' e ithafen yazdığı "Oy Bizim Eller" ve "Acı Doktor" bestelerinin yanı sıra "Dom Dom Kurşunu", "Yuh Yuh", "Maraş' tan Bir Haber Geldi", "Gül Yüzlüm", "Dostum Dostum", "Han Sarhoş Hancı Sarhoş", "Çeşmi Siyahım", "Yalan Dünya", "Ağlasam mı?", "Bu Mezarda Bir Garip Var", "Ekmek Kölesi" gibi daha bir çok bilinen eser vardır. Âşık Mahzuni' nin türkülerini Gülden Karaböcek' ten, Zeki Müren' e, Zara ve İbrahim Tatlıses' ten, Ahmet Kaya' ya, Mahsun Kırmızıgül' den Murat Göğebakan' a ve Selda Bağcan' a kadar bir çok Türk Halk müziği ve pop müzik sanatçıları da seslendirdi.
Benim, bu değerli Ozana ait en sevdiğim ve dinlerken elimde olmadan gözlerimin dolduğu bestesi "Çeşmi Siyahım" türküsü. Ama pazar gününüzü hareketlendirmesi açısından, yukardaki türküyü seçtim.