*****************
Baran, “of off” cümlesinden itibaren yazdığı tüm kağıtları eline aldı ve buruşturup köşede duran çöp kovasına fırlattı. Tam o esnada telefon çaldı. Yayınevinden arıyorlardı. Bu son öykünün geciktiğini, elini çabuk tutmasını söylüyordu ahizenin ucundaki yayınevi sahibi. Konuşmasını bitirdikten sonra ahizeyi sertçe yerine koydu.
Sipariş öykü yazılırsa böyle olur işte diye düşündü. Bu projeden bahsedildiğinde ilgisini çekmişti aslında. Bir kaç yazar, kendilerine verilmiş başlıktan yola çıkarak birer hikaye yazacak ve bu kitap olarak basılacaktı. Film dünyasında bir çok yönetmenin bir araya gelerek, kendi bakış açılarını sergiledikleri eserler gibi, onlar da bir kitapta bir araya geleceklerdi.
Ancak rahatsızlığının tam da bu döneme denk geleceğini bilmiyordu. Planlanmayan bir çok şey daha olmuştu. Hayatının orta merkezindeki kadın, bir başkasına aşık olduğunu söyleyerek gitmişti. Verilen konuya odaklanmaya çalışırken, eli ister istemez bir aşk öyküsüne doğru gidiyordu. Öte yandan daha çok taze olan yaralarını, kimseye göstermeden sarmaya çalışıyor, iki aşık insan arasında oluşması beklenen sahneleri yazarken ise; kalbi isyan ediyor, dünyadaki bütün aşkların gelip geçici olduğunu haykırmak istiyordu. Bu yüzden öykünün içine aniden kendini de katmış olduğunu farketti ve yazdıklarını silip attı.
Bir aşk; kağıtlar üstünde başlamayı bekliyordu. Başka zaman olsa, bir gastrolog ve astronomi uzmanının aşkını yazmak onun için dünyanın en kolay şeyi olabilirdi. Ancak şimdi, şu anda bir aşk acısı içindeydi ve bir aşk’ ın nasıl filizlendiğini, geliştiğini anlatacak enerjisi kalmamıştı. Öyle üzgündü ki, neredeyse bir ayda on yıl birden yaşlanmıştı.
Üç hafta önce sevdiği kadının gidişinden sonra kalbinde bir ağrı hissetmiş ve aniden olduğu yerde bembeyaz kesilerek bayılmıştı. Acilen hastahaneye kaldırılmış ve arka arkaya bir çok tetkikten geçtikten sonra doktoru “Sizde Ventriküler Septal Defekt var” demiş, daha sonra da kalp karıncığında delik olduğunu ekleyerek anlamasını sağlamıştı. Doktor, daha önce bir rahatsızlığı olup olmadığını sorduğunda aldığı cevabın “hayır” olmasına şaşırmıştı. Genellikle doğumsal bir rahatsızlık olarak tanımlanan bu hastalığın, eğer o yaştan beri varsa Baran’ ı bu yaşa kadar taşıması bir mucizeydi ama çocukluğundan itibaren hiç bir rahatsızlığı olmadığından, bunun yeni gelişen bir durum olması belki de son yaşadığı olaylara bağlanabilirdi. Ameliyat demişti doktor ancak Baran’ ın kan ve vücut değerlerine baktığında bunu hemen yapamayacaklarını anlatmıştı ona. En azından iki hafta iyi beslenecek ve dinlenecekti. Stresten uzak, ameliyata hazırlanmasını tavsiye etti. Haftada bir hastahaneye gelip kontrollerini yaptıracaktı.
Baran o zamandan beri evden dışarı çıkmadı. Hikayeyi yazabilmek için verdiği çaba, onu uykusuz, gıdasız ve bakımsız bırakmıştı. Bunların hiç bir ehemmiyeti yoktu onun için, kalbinin iki karıncığı arasında delik oluştuysa, hayatla arasındaki bağın da kopukluğunu ifade ediyordu bu ve onanmayacak bir kalbi taşımanın da anlamı yoktu.
Tekrar masanın başına oturdu ve yazmak için en başa, aşçı Ege ile astronom Deniz’ in hikayesine döndü. Artık ikisini birlikte tadacakları limonlu kurabiye ve aşka dalacakları buluşmaya hazırlamak için cümleyi yazacaktı ki, birden kolu uyuşmaya, nefes alamamaya başladı. Bir el sanki kalbini bir yandan sıkıyor, bir yandan bıçaklıyor gibiydi. Herşey bir anda oldu bitti. Sandalyesinden yere yuvarlandı, ağzından “aşk” a benzer bir kelime hırıltıyla çıktı ve o son nefesi oldu.
************
Basılacak kitaba yine de Baran’ ın hikayesini aldılar, devamını diğer yazarlar tamamladı. Geride aşk acısıyla biten hayatına inat, tohumlarını attığı bir aşk hikayesi bıraktı.
Gökyüzünde bir yıldızın kayıp gittiğini görürseniz, onlar Baran’ ın cümleleriyle kavuşamayan ve onun acısını yaşayan Ege ile Deniz’ in yıldızıdır.
(bitti)
{ಠ,ಠ}
|)__)
-”-”-
not: fotoğraf Google görsellerden alıntıdır.
Yazmanın en güzel taraflarından biri de bu. Duyguları, düşünceleri, bir nevi kendini ölümsüz kılmak. Baran ölmeden hemen önce ölümsüzleşmiş. Diğer bölümleri de okudum; ancak bütüne hakim olabilmek için bekleyeyim dedim. Çabuk bitti maalesef :( Kalemine sağlık.
YanıtlaSilBloğa yorum yapıldığına dair sesli uyarı geldiğinde, "Söz Sanatı" nın son yazısını okumaktaydım.. yarısına gelmiştim henüz ki karşılıklı ziyarette olduğumuzu farkettim :)
YanıtlaSilHaklısın, ölümsüzlük böyle bir şey sanırım. Hele ki yazılanlar okunursa çok daha değerli. Yalnız şimdi bloğuna gitmeliyim çünkü çok keyifli bir yazı var :)
Bu arada çok teşekkür ederim beğenin mutlu etti beni. <3
Adamı öldürdü işte nihayet,ben biliyordum böyle olacağını zaten diye düşünürken yarım saattir karşı masadan kendini dikizleyen kadına kaşlarını çattı ve hesabı işaret ederek mekanı terk etti. Uyuz mimentos 😒
YanıtlaSilMızmızsın sen !.. yorumlarında küçük hikaye sahneleri tasarlayacağına otur da bloğuna bir yazı yaz bakalım.. öyle seni izleyen kadınlara da dik dik bakma, hepten yalnız bir ağaç kalacaksın.. benden söylemesi Bauhaus :D
YanıtlaSilRakip firma o kabul edemem :)
YanıtlaSilTekzen çalışanı olduğumu söylemişmiydim ben ?
Bir arkadaşıma söz verdim sevgilisiyle birlikte karakalem portrelerini çizeceğime ve daha başlamadım bile. Ki son süre 14 şubat,ne blogu yazması abla 😯
Valla bana momentos diyene kadar senin adın da Bauhaus :)
YanıtlaSil(aa bak Tekzen' i de severim ben, bunu öğrendiğim iyi oldu, cepte bulunsun)
Tamam sen de yaptığın resmi koyarsın o zaman.. hatta şimdi çek fotoğrafını yayınla :) (kolay gelsin sana)
Şu an bir bölüm bile olsa anlamlı bulduğum hikâyenin bir seri olduğunu öğrenmek, bana sıkıntı ile karışık bir üzüntü yaşattı. Momentos, aradım, taradım e-maille takip butonunu soldaki kümenin içinde buldum. Ben bloğumun içinden yayınlara bakmayı genelde ihmal ediyorum. Takip ettiğim bloglara üye oluyorum ve haliyle kaçırmıyorum paylaştıklarını. 6 bölüm olduğunu şimdi gördüm ama tek bölümü okumak gibi dezavantajım oldu. Yarın ilk bölümünden itibaren okuyup, yine burada yorum yapmak üzere, sevgilerimle diyorum :)
YanıtlaSilBlogumda yeni bir yapılanmayı düşünüyorum açıkçası.. düşüncelerinizi öğrenmek isterim okuduktan sonra..
YanıtlaSilTeşekkürler ve sevgiler yürekten Ece hanım 😊
Olacağına bak momentos, inan o kadına çok kızdım :)) Allah'tan bölümü unutmuşum. Kadınların erkekleri nasıl etkileyebildiklerinin kanıtı bu. Onca yardımı dayatıp, bekler hâle getirip, birden onu yerle yeksan ederek gitmek. Bu hikaye benim aşka bakış açımı değiştirdi desem? Resmen kadın adamı dolaylı yoldan bitirdi. Ben böyle bir pişmanlık yaşamak istemem doğrusu. Yani kadın öldüğünü duysa vicdanı sızlar herhalde.Bu gece yatağıma çekildiğimde kendime biraz öneriler sunacağım :) İbret hikayesi gibiydi. Avrupai havası vardı, müzikleri her bölümde iki defa dinledim. Klasik batı müziğini çok severim zaten. Çok değişik bir ruh haliyle gidiyorum.
YanıtlaSilÖyküne bayıldım. Kutlarım. Sevgilerimle yine görüşmek üzere yavrum :)
Yılmadan okudunuz ya sizi sevgiyle kucaklıyorum Ece hanım.. :)
YanıtlaSilÇok teşekkür ediyorum, sizin de gözlerinize sağlık. İyi akşamlar
Bak Ece hanımda benle aynı fikirde abla :))
YanıtlaSilSayende evde kalıcam diyeyim sana ;)
Senin zaten niyetin yok deyiver de kurtul.. ha ! niyetin varsa söyle ben evericem seni söz Balthus :P :)))
YanıtlaSilKız olmaz mı niyetim, ama çook zor. Güzel olacak bayaa he entel dantel olacak falan. Zor yani, ama her türlü yardıma açığım hani ;) aa bi kuru soğana talim edecek onu eklemeli,yanisi olmaz cıkk:)))hadi iyi geceler,mekan kapanır net gider... :)
YanıtlaSil