"… bir müddet Bursa’da yaşadıktan sonra onsuz yapamayacağını defaatle söyleyen efendisinin yanına dönmesini, bu hâlin birçok kadınların başına geldiğini söyleyerek saatlerce nasihat etti." - Meliha İksel
(Defaat :(isim, çokluk, Arapça) Kezler.)
* * * * *
Kelime Kökeni :
Arapça dafˁāt دفعات "defalar" sözcüğünden alıntıdır. Sözcük Arapça dfˁ kökünden gelen dafˁat دفعة sözcüğünün çoğuludur.
"Burada yığınla gördüğümüz ölü kemikleri defaten yani bir defada işlenmiş bir cinayetin asarı değildir." - Hüseyin Rahmi Gürpınar
2.(zarf) Ansızın.
"Sönük bakan gözleri defaten parladı." - Hüseyin Rahmi Gürpınar
* * * * *
Kelime Kökeni :
Arapça dafˁatan دفعةً "bir defada, tek darbede" sözcüğünden alıntıdır. Sözcük, Arapça dafˁat دفعة "darbe, vuruş, defa" sözcüğünün zarfıdır.
Ek açıklama : "Defalarca" anlamında kullanımı galattır yani yanlıştır. Bir sonraki yayında "Defaatle" kelimesi incelemeye alınıp, iki kelime arasındaki fark aktarılacaktır.
1. (isim) Bir şeyin içinde bulunduğu koşulların hepsi; yer, vaziyet (I), hâl, hâlet, keyfiyet, mevki, manzara, pozisyon.
"Genel Sekreter, kazadaki sıtma durumu hakkında verdiğim uzun tafsilattan pek memnun kaldı." - Reşat Nuri Güntekin
2.(isim) Duruş biçimi; tavır.
3.(isim) Bireyin toplum içindeki ilişkileriyle belirlenen yeri.
* * * * *
Birleşik Kelime olarak kullanımı :
Durum eki, açık durum, coğrafi durum, geçerli durum, istenmeyen durum, ruhsal durum, seferî durum, süredurum, sürer durum, üç durum yasası, yalın durum, ad durumu, araç durumu, ayrılma durumu, belirtme durumu, birliktelik durumu, bulunma durumu, çıkma durumu, çiçek durumu, dış çizgiler durumu, duygu durumu, eşitlik durumu, gün durumu, hava durumu, ilgi durumu, isim durumu, kalma durumu, tamlayan durumu, uzaklaşma durumu, yönelme durumu, yükleme durumu.
(Liste uzun olduğu için kelimelerin açıklamalarını buraya alamadım. TDK' dan bknz.)
* * * * *
Birleşik Fiil veya Kalıp Söz olarak kullanımı :
... durumuna düşmek, ... durumunda olmak (veya bulunmak), durum almak, durumdan ders çıkarmak, durumdan vazife çıkarmak, durumu bozulmak, durumu düzelmek, durumunu açmak.
* * * * *
Kelime Kökeni:
(Bilgiler, Nişanyan sözlükten alıntıdır.)
Eski Türkçe turum “boy, endam” sözcüğü ile eş kökenlidir. Bu sözcük Eski Türkçe tur- fiilinden Eski Türkçe +Im ekiyle türetilmiştir.
Türkiye Türkçesi kullanımdan düşmüş bir sözcük iken, Dil Devrimi döneminde canlandırılmıştır.
(durum vaziyet)
Tespit edilen en eski Türkçe kaynak ve diğer örnekler :
Eski Türkçe: “boy” [Kaşgarî, Divan-i Lugati't-Türk, 1073]
"bir er turumı sūw" [bir adam boyu su]
Yeni Türkçe: “vaziyet, hal” [Cumhuriyet (gazete), 1934]
"Böylece yurd yarı koloni oldu. Bu durum kurtuluş savaşına kadar sürdü."
1.(isim) Bir ilin para işlerini yöneten en üst düzeydeki görevli.
2.(isim, tarih) Osmanlılarda maliye işlerinin en yüksek yetkilisi veya illerde maliye işleriyle uğraşan görevli.
"Defterdar, adından anlaşılacağı gibi defter tutar ve kalede çok sayıda silah tutar ağalar içinde az sayıdaki efendi grubundandır." - Mahir Aydın
********
Birleşik Kelime şeklinde kullanımı :
Asitane defterdarı : (isim, tarih) Tanzimat’tan önce maliye müsteşarı.
*******
Kelimenin Kökeni :
“Defterdar” kelimesi Arapça kökenlidir. “Defter” (دفتر) Arapça’da “defter” veya “kitap” anlamına gelirken, “-dar” eki ise “sahip” veya “görevli” anlamına gelir. Dolayısıyla “defterdar”, “defter sahibi” veya “defterleri yöneten görevli” anlamına gelir.
2. (isim) Erkek veya kadının evlilik dışı ilişki kurduğu kimse.
"Bir dostu vardı, belalı, çapkın bir delikanlı." - Hüseyin Rahmi Gürpınar
3. (isim) Sahibine sevgi gösteren hayvan.
Köpek insan dostudur.
4.(isim) Bir şeye aşırı ilgi duyan, koruyan kimse.
Kitap dostu.
5.(sıfat) İyi geçinen, aralarında iyi ilişki bulunan.
"Yüzleri tatlı, dilleri tatlı, dost insanlardı bunlar." - Tarık Buğra
Atasözleri, Deyim, Birleşik Fiil ve Kalıp Söz olarak kullanımı:
Dost acı söyler, Dosta düşmana karşı, Dost ağlatır, düşman güldürür,
Dost başa, düşman ayağa bakar, Dost bin ise azdır, düşman bir ise çoktur, Dost dostun ayıbını yüzüne söyler, Dost dostun eyerlenmiş atıdır, Dost edinmek (veya kazanmak), Dost ile ye, iç alışveriş etme, Dost kara günde belli olur, Dostlar alışverişte görsün (diye), Dostlar başına,
Dostlar başından ırak, Dostlar şehit, biz gazi, Dost olmak, Dost sözü acıdır, Dost tutmak, Dostun attığı taş baş yarmaz.
Birleşik Kelime olarak kullanımı:
Dost canlısı, Dost düşman, Dost kazığı,eş dost, kadim dost, yakın dost, zendost, aile dostu, baba dostu, can dostu, iyi gün dostu, kara gün dostu.
Kelime Kökeni :
Farsça dōst دوست "arkadaş, yar" sözcüğünden alıntıdır. Farsça sözcük, Eski Farsça aynı anlama gelen dauştā veya dauştar- sözcüğünden evrilmiştir.
Bu kelimeyi Sevgili Makbule Abalı Hocamın son blog yazısına ithaf ediyorum. 💖
TDK sözlük : (sıfat, Farsça diğer - kâm) Özgeci, özgecil.
(Bu açıklama yeterli gelmediğinden, bir başka anlatımı daha buraya ekliyorum.)
Lügat365 : Kendinden çok başkalarını düşünen. Özgeci. Dilimize Farsçadan geçmiştir. Başka manâsındaki diğer kelimesiyle, arzu ve sevgi manâlarına gelen kâm kelimesinin birleşiminden oluşmuştur.