Kadir, Kader, Mukadderat.. Mukadderat.. diyip dudaklarını sıkıp uzun uzun yere bakar büyüklerimiz, sevdiğimiz biri zamansız öldüğünde. O nedenle bu kelimeyi çok sevmem.. Keşke "piyangoyu kazandı, muhakkeraaaat" şeklinde olumlu durumlarda da kullanılsa ama kader, yazdı bunlar nedense hep olumsuz durumları "havale etmek" için kullanılıyor... İlginç geliyor bana, çünkü böyle böyle kelimeye psikolojik bir ruh da katıyorsun.
Şimdi Amerika'da yaşayan çok eski bir arkadaşım var o çok kullanırdı bu sözcüğü ben de ondan duymuştum ilk. Yüzünde yarı alaycı bir gülümseyemeyle, boynunu büküp, "mukadderat" derdi nerden öğrenmişse 18 yaşındaydık o zaman. :)))))
Küçük Joe, Ya bu büyükler bizi küçükken çok etkilediler. Adeta sahne gerisindeki suflörlerimiz oldular -bir zamanlar- söylediğimiz laflar bedenimizden büyüktü oysa :)))
"Bir kelime" dizisinde garip bir psikolojiye girmeye başladım:) Yeni kelimeleri heyecanla bekliyor, bildiğim bir kelime çıkınca çocuklar gibi sevinirken, bilmediğim bir kelime çıkınca üzülüyorum:) (Yeni bir kelime öğrenmek pek tabi ki çok keyifli) Bu arada şuan çocuk gibi mutlu olan anlardan birindeyim bu kelime ile:)
SzgnBsl, Ah gülümsettiniz beni :)) Böyle bir yansıması olduğunu hiç düşünmemiştim ama doğru valla. İnsan bildiği bir şey olduğunda seviniyor. Ben de sizin kadar sevindim. :D Teşekkür ederim bu duyguyu paylaştığınız için.
Ezelde Allah tarafından belirlenip takdir edildiği için meydana gelmesi kaçınılmaz ve karşı konulmaz olan şeyler; başa gelecekler, alın yazısı, yazgı, kader şeklinde açıklamasına ulaştığımız "mukadderat" kelimesini daha çok bir cenaze zuhur ettiğinde, taziyeye gittiğimizde cenaze sahibini teselli etmek için kullanırız. "El hükm-ü lillah" yani hüküm Allah'ındır deriz ardından da bu konuda yapılabilecek bir şey olmadığını ve teslimiyet göstermemiz gerektiği konusunda "elden bir şey gelmez, mukadderat" deriz.
Kaleminize, emeğinize ve yüreğinize sağlıklar dilerim. Selam ve saygılarımla.
Recep Altun, Genellikle başa gelen kötü şeylerde söylendiğini duydum hep bu kelimenin. Tek bir kelime belki ama içindeki yoğun anlamla ağırlaşıyor. Yorumunuzla katılımınıza çok teşekkür ederim.
Aka Gündüz kelimeyi olumsuz anlamda kullanmamış gibi. Cümlenin geçtiği paragrafı bulmak lazım ama duygudan soyutlanmıs, üzgün bir anlam yuklenmemis üzerine. Film ilanı güzelmiş🙂
Filmgündemi, Aslında evet, sanki karşı taraf bir şeye direniyor, bu kişi de ben ve ilahi güç öyle istiyoruz diyor gibi görünüyor. Bildiğimiz ve tasvir ettiğimiz o kullanımın dışında gibi :) İlana bayıldım ben de :)
unutmadım, evet, burda son 2 yılda filan çıkaranlar var, daha öncekiler yok, ondan önce blogda yazıp da çıkaranları okuyup yazmıştım blogda, senin eskiden kitabın olduğunu biliyoom, hatta hikaye kalpli kadın vardı, o okumuştu :) hikaye kalpli kadın ile çok yakındık ama o bıraktı blogu :)
Ah evet ya, ben de hala adresi duruyor. Napıyor acaba? Bir sürü blogger yok. Mesela Öneri.com mu bir blog vardı film ve diziler hakkında yazardı. O da yazmıyor.. Son yazı dediğin hangisinden bahsettin acep?
hikaye kalpli, bilmiyom, istanbul gaziosmanpaşa'da çalışıyordu, hukuk veya muhasebe bürosu idi galiba :) öneri makinesi duruyor, az yazıyor, blogu, öneri makinesi idi, guguldan bulman kolay yani :) son yazı diye, bu kitap çıkaran blogçular yazımı kastetmiştim, pandemide kitap çıkaran sayısı birden arttı da, toplu halde görmek istersin belki diyee dedimdi, senin kitap da kadıköy sahaflarında varmış, alırım pandemiden sonraaa yazarım onu da okuyups :)
Hah Öneri Makinesi, blogrolumda var zaten takip ediyorum ama artık çok çok az yazıyorlar. Haklısın pandemide kitap çıkaranlar çoğaldı, evet listeye baktım, gelip bir daha bakayım. Deep ne dicem, bloğunda benimki gibi sana ulaşmak isteyenler için mesaj kutusu yapsana, ne iyi olur. Bir de eğer bulamazsan kitabı ben sana gönderirim, elimde var çünkü. <3 :)
mesaj kutusu neymiş bilmiyom bi bakayım, blogumda yanda site adresim var orda mail adresim var ordan yazıyolar genelde bana ama ben maili çok zor görüyom, hiç bakmıyom maile, hep bloga bakmaktan yani, sabah ve akşam iki kere giriyom ya bloguma, genelde bana herkes blogda yazıyor her şeyi, yayınlamıyom tabii, mail yazan olursa gelip mail yazdım diyor yoksa görmüyom, bir ton da bildirim geliyor, insta, twit filan iştee :) kitabı gönderirsin biliyoms tabii, ama kendim gidip kadıköyden sahaftan almam daha keyifli :) zaten bak son yazımda belirrtim, pandemide eve kargo da getirtmiyom, netten alışveriş de yapmıyom. seneye filan bulurum ki yaa :) mentos, naneli şeker var ya çok severim, momentos deyince aklıma hep önce o geliyoo :)
Bloğumda sol tarafta "bana ulaşmak isterseniz" diye bir kısım var, onu demek istemiştim. Bloggerin kendisinde var ekleyebilirsin yani. Neyse tamam o zaman bulamazsan kitabı haber ver.:)) Ah mentosu ben de severim... demek ki hiç aklından çıkmıyorum ohh ne güzel :)))
İlkaycığım, Minicik fotoğraftan gülen bir yüz görmek ne güzel :) Evet cümle iyi bir örnek. Bazen tam zamanında karşımıza böyle cümleler çıkar, sevindim iyi hissettirmesine. :)
Mukadderat bildiğim, kullandığım ama hiç sevmediğim bir kelime. Kader de öyle. Geçenlerde Amor Fati başlıklı yazımda bahsetmiştim biraz. Sevmiyorum çünkü mukadderat diye bir şey yok, yarının ne getireceğinin önceden belirlenmiş olduğuna ve alnımıza yazılan bir yazgı olduğuna inanmıyorum.
"Bu yılın en meraklı filmi" ilândaki bu cümle beni benden aldı:))) Eskiden filmler epey meraklıymış demek. Şimdiki filmlerde hiç merak yok:)
Kaystros Tyrha, Evet, o yazınızı yorumlar dahil okudum :) ben henüz herhangi bir şey yazamadım oraya ama denk getirdim mukadderat kelimesini :)) Tam olarak o duyguya bağlı olmadan ama yaşarken de bir şeylerin farkına varmaya başladığım bir zaman dilimi var. Düşündüklerimi net şekilde ifade edebilmem için bir gecemi feda edeceğim, çünkü ancak öyle çıkıyor yazacaklarım. :)
Arayınca önüme geliyor ilgili gif ve fotolar, bu da aynen öyle oldu :))) Teşekkür ederim yorumunuza.
Aynı köke bağlı pek çok kelime var dilimizde. Kadir, kader, mukadder, takdir, muktedir, iktidar, kudret vd...
Kaystros Tyrha'nın yorumu için küçük bir cevap eklemek isterim. Mukadderat ile ilgili fikirleri tamamen onu bağlar ve biz buna saygı duyarız. Mukadderat'a inanmıyor olmak onu yok etmez. Yarının önceden belirlenmiş olduğunun en kesin kanıtı ölümdür. Yani insan yaşadığı son olayla kaderin varlığını ispat eder. Nihayetinde benim bu yazıyı okumam, yorum yazmam, hepsi büyük resmin içine dâhil. 🙂
Bir Edip, Aynı kökten bir çok kelime var haklısınız fakat hiç biri mukadderat kelimesi kadar duygu, beden tavrı ve ses tonlaması içermiyor "bana göre". Tek başına tiyatrasal havası olan bir kelime diye düşünüyorum :)
Burda yazılan her yorum elbette kişilerin kendi düşünce ve bakışlarıyla ilgili ve kendilerini ifade etmek için buradalar. Haklısınız ölecek olduğumuz gerçeğiyle yaşıyoruz. Sanırım ölüme gelene kadar o çizgide gerçekleşen, gerçekleşmek üzere olan şeyler biraz seçimle alakalı gibi. Hepimizin önüne iki yol ya da üç yol çıkmıştır seçmemiz gereken. Bu yolların hepsi aynı yere mi bağlanacaktır yoksa üçünün de farklı sonuçları mı olacaktır? Geriye dönük düşündüğümden değil ama bu konu her açıldığında hayatımın dönüm noktaları gelir gözümün önüne. :)
Spama düşen yorumlar denetimden geçerek yayınlanacaktır.
Kadir, Kader, Mukadderat..
YanıtlaSilMukadderat.. diyip dudaklarını sıkıp uzun uzun yere bakar büyüklerimiz, sevdiğimiz biri zamansız öldüğünde. O nedenle bu kelimeyi çok sevmem..
Keşke "piyangoyu kazandı, muhakkeraaaat" şeklinde olumlu durumlarda da kullanılsa ama kader, yazdı bunlar nedense hep olumsuz durumları "havale etmek" için kullanılıyor... İlginç geliyor bana, çünkü böyle böyle kelimeye psikolojik bir ruh da katıyorsun.
Sadece C,
SilHaklısın, sahne hep aynı, tek kelime söylenir ve gerisi ağır suskunluk.
Kelimeye ruh katma cümlesi tam oturdu :)
Şimdi Amerika'da yaşayan çok eski bir arkadaşım var o çok kullanırdı bu sözcüğü ben de ondan duymuştum ilk. Yüzünde yarı alaycı bir gülümseyemeyle, boynunu büküp, "mukadderat" derdi nerden öğrenmişse 18 yaşındaydık o zaman. :)))))
YanıtlaSilKüçük Joe,
SilYa bu büyükler bizi küçükken çok etkilediler. Adeta sahne gerisindeki suflörlerimiz oldular -bir zamanlar- söylediğimiz laflar bedenimizden büyüktü oysa :)))
Çok bilindik bir kelime. :) Hep olumsuz anlamda kullanılıyor.
YanıtlaSilDuygu Emanet,
SilEvet aynen :) döngüyü bizler değiştirelim bari :)
"Bir kelime" dizisinde garip bir psikolojiye girmeye başladım:) Yeni kelimeleri heyecanla bekliyor, bildiğim bir kelime çıkınca çocuklar gibi sevinirken, bilmediğim bir kelime çıkınca üzülüyorum:) (Yeni bir kelime öğrenmek pek tabi ki çok keyifli) Bu arada şuan çocuk gibi mutlu olan anlardan birindeyim bu kelime ile:)
YanıtlaSilSzgnBsl,
SilAh gülümsettiniz beni :)) Böyle bir yansıması olduğunu hiç düşünmemiştim ama doğru valla. İnsan bildiği bir şey olduğunda seviniyor. Ben de sizin kadar sevindim. :D Teşekkür ederim bu duyguyu paylaştığınız için.
Merhabalar.
YanıtlaSilEzelde Allah tarafından belirlenip takdir edildiği için meydana gelmesi kaçınılmaz ve karşı konulmaz olan şeyler; başa gelecekler, alın yazısı, yazgı, kader şeklinde açıklamasına ulaştığımız "mukadderat" kelimesini daha çok bir cenaze zuhur ettiğinde, taziyeye gittiğimizde cenaze sahibini teselli etmek için kullanırız. "El hükm-ü lillah" yani hüküm Allah'ındır deriz ardından da bu konuda yapılabilecek bir şey olmadığını ve teslimiyet göstermemiz gerektiği konusunda "elden bir şey gelmez, mukadderat" deriz.
Kaleminize, emeğinize ve yüreğinize sağlıklar dilerim. Selam ve saygılarımla.
Recep Altun,
SilGenellikle başa gelen kötü şeylerde söylendiğini duydum hep bu kelimenin. Tek bir kelime belki ama içindeki yoğun anlamla ağırlaşıyor.
Yorumunuzla katılımınıza çok teşekkür ederim.
Aka Gündüz kelimeyi olumsuz anlamda kullanmamış gibi. Cümlenin geçtiği paragrafı bulmak lazım ama duygudan soyutlanmıs, üzgün bir anlam yuklenmemis üzerine.
YanıtlaSilFilm ilanı güzelmiş🙂
Filmgündemi,
SilAslında evet, sanki karşı taraf bir şeye direniyor, bu kişi de ben ve ilahi güç öyle istiyoruz diyor gibi görünüyor. Bildiğimiz ve tasvir ettiğimiz o kullanımın dışında gibi :)
İlana bayıldım ben de :)
mukadderatta mafevk kelimesini çok sevmek varmış :) bi de son yazım ilginçli bi bak :)
YanıtlaSilDeeptone,
SilSen kaptın bu işi :))
Tamam bakıyorum.
unutmadım, evet, burda son 2 yılda filan çıkaranlar var, daha öncekiler yok, ondan önce blogda yazıp da çıkaranları okuyup yazmıştım blogda, senin eskiden kitabın olduğunu biliyoom, hatta hikaye kalpli kadın vardı, o okumuştu :) hikaye kalpli kadın ile çok yakındık ama o bıraktı blogu :)
YanıtlaSilAh evet ya, ben de hala adresi duruyor. Napıyor acaba? Bir sürü blogger yok. Mesela Öneri.com mu bir blog vardı film ve diziler hakkında yazardı. O da yazmıyor..
SilSon yazı dediğin hangisinden bahsettin acep?
hikaye kalpli, bilmiyom, istanbul gaziosmanpaşa'da çalışıyordu, hukuk veya muhasebe bürosu idi galiba :) öneri makinesi duruyor, az yazıyor, blogu, öneri makinesi idi, guguldan bulman kolay yani :) son yazı diye, bu kitap çıkaran blogçular yazımı kastetmiştim, pandemide kitap çıkaran sayısı birden arttı da, toplu halde görmek istersin belki diyee dedimdi, senin kitap da kadıköy sahaflarında varmış, alırım pandemiden sonraaa yazarım onu da okuyups :)
SilHah Öneri Makinesi, blogrolumda var zaten takip ediyorum ama artık çok çok az yazıyorlar. Haklısın pandemide kitap çıkaranlar çoğaldı, evet listeye baktım, gelip bir daha bakayım.
SilDeep ne dicem, bloğunda benimki gibi sana ulaşmak isteyenler için mesaj kutusu yapsana, ne iyi olur. Bir de eğer bulamazsan kitabı ben sana gönderirim, elimde var çünkü. <3 :)
mesaj kutusu neymiş bilmiyom bi bakayım, blogumda yanda site adresim var orda mail adresim var ordan yazıyolar genelde bana ama ben maili çok zor görüyom, hiç bakmıyom maile, hep bloga bakmaktan yani, sabah ve akşam iki kere giriyom ya bloguma, genelde bana herkes blogda yazıyor her şeyi, yayınlamıyom tabii, mail yazan olursa gelip mail yazdım diyor yoksa görmüyom, bir ton da bildirim geliyor, insta, twit filan iştee :) kitabı gönderirsin biliyoms tabii, ama kendim gidip kadıköyden sahaftan almam daha keyifli :) zaten bak son yazımda belirrtim, pandemide eve kargo da getirtmiyom, netten alışveriş de yapmıyom. seneye filan bulurum ki yaa :) mentos, naneli şeker var ya çok severim, momentos deyince aklıma hep önce o geliyoo :)
SilBloğumda sol tarafta "bana ulaşmak isterseniz" diye bir kısım var, onu demek istemiştim. Bloggerin kendisinde var ekleyebilirsin yani. Neyse tamam o zaman bulamazsan kitabı haber ver.:))
SilAh mentosu ben de severim... demek ki hiç aklından çıkmıyorum ohh ne güzel :)))
İlkaycığım,
YanıtlaSilMinicik fotoğraftan gülen bir yüz görmek ne güzel :)
Evet cümle iyi bir örnek. Bazen tam zamanında karşımıza böyle cümleler çıkar, sevindim iyi hissettirmesine. :)
Mukadderat bildiğim, kullandığım ama hiç sevmediğim bir kelime. Kader de öyle. Geçenlerde Amor Fati başlıklı yazımda bahsetmiştim biraz. Sevmiyorum çünkü mukadderat diye bir şey yok, yarının ne getireceğinin önceden belirlenmiş olduğuna ve alnımıza yazılan bir yazgı olduğuna inanmıyorum.
YanıtlaSil"Bu yılın en meraklı filmi" ilândaki bu cümle beni benden aldı:))) Eskiden filmler epey meraklıymış demek. Şimdiki filmlerde hiç merak yok:)
Kaystros Tyrha,
SilEvet, o yazınızı yorumlar dahil okudum :) ben henüz herhangi bir şey yazamadım oraya ama denk getirdim mukadderat kelimesini :))
Tam olarak o duyguya bağlı olmadan ama yaşarken de bir şeylerin farkına varmaya başladığım bir zaman dilimi var. Düşündüklerimi net şekilde ifade edebilmem için bir gecemi feda edeceğim, çünkü ancak öyle çıkıyor yazacaklarım. :)
Arayınca önüme geliyor ilgili gif ve fotolar, bu da aynen öyle oldu :))) Teşekkür ederim yorumunuza.
Aynı köke bağlı pek çok kelime var dilimizde. Kadir, kader, mukadder, takdir, muktedir, iktidar, kudret vd...
YanıtlaSilKaystros Tyrha'nın yorumu için küçük bir cevap eklemek isterim. Mukadderat ile ilgili fikirleri tamamen onu bağlar ve biz buna saygı duyarız. Mukadderat'a inanmıyor olmak onu yok etmez. Yarının önceden belirlenmiş olduğunun en kesin kanıtı ölümdür. Yani insan yaşadığı son olayla kaderin varlığını ispat eder. Nihayetinde benim bu yazıyı okumam, yorum yazmam, hepsi büyük resmin içine dâhil. 🙂
Bir Edip,
SilAynı kökten bir çok kelime var haklısınız fakat hiç biri mukadderat kelimesi kadar duygu, beden tavrı ve ses tonlaması içermiyor "bana göre". Tek başına tiyatrasal havası olan bir kelime diye düşünüyorum :)
Burda yazılan her yorum elbette kişilerin kendi düşünce ve bakışlarıyla ilgili ve kendilerini ifade etmek için buradalar.
Haklısınız ölecek olduğumuz gerçeğiyle yaşıyoruz. Sanırım ölüme gelene kadar o çizgide gerçekleşen, gerçekleşmek üzere olan şeyler biraz seçimle alakalı gibi. Hepimizin önüne iki yol ya da üç yol çıkmıştır seçmemiz gereken. Bu yolların hepsi aynı yere mi bağlanacaktır yoksa üçünün de farklı sonuçları mı olacaktır?
Geriye dönük düşündüğümden değil ama bu konu her açıldığında hayatımın dönüm noktaları gelir gözümün önüne. :)