30 Eylül 2017 Cumartesi

Dramalılar Köşkü


Bir şehirde yaşarken çoğumuz geçtiğimiz caddelerin, sokaklardaki binaların, çeşmelerin, heykellerin ve bunun gibi bir çok detayın farkında olmayız. Şehir bizim yaşadığımız ama derinliğini, tarihini, dokusunu bilmediğimiz bir yerdir çoğu kez. 

Tüm yaşam kaygılarından ve üstümüzdeki sıkıntı kırıntılarından silkinip, bir turist gibi gezmeye başladığımız zaman etrafımızda bulunan pek çok şey ışıldar, renklenir. Görmeyi seçerek, bir çocuk merakıyla etrafı algılamaya başlarız. 

İstanbul' daki çoğunluk yeri iyi bilirim. Keşifsever ve tarihe meraklı biri olarak, mekanların geçmişe ait kokuları, yaşanmışlıkları çoğu kez başımı döndürmüştür gezilerimde. Şu anda bulunduğum kentin hatırı sayılır yerlerini elimden geldiğince inceliyor, geziyorum. 

Sürekli bir koşturmaca içinde önünden geçtiğim yüksek duvarlı bina, nihayet ilgimi çekti. Kalabalığın içinden sıyrılıp belki kahve içer, dinlenirim diye baktığım yerde, Kent Müzesi yazısı beni çoktan içeri davet etmişti bile.

Gerisi fotoğraflarda gizli.

(not: detay bilgi ve daha fazla fotoğraf için şuraya bakabilirsiniz.)




 (* köşkün maketi)
 (*köşk girişi)

 Mutfak

  

 





 Misafirlerin kabul edildiği bölüm

 Hamamdan görüntüler

  


Bahçedeki kuyu





{ಠ,ಠ}
|)__) 
-”-”-





not: fotoğraflar ​M©MENT©S​ arşivindendir.
(*) lı fotoğraflar bağlantı verilen siteden alıntıdır. ​




19 Eylül 2017 Salı

mırıldanmalar...









Bir havuzun başındaydım.
Nasıl bir duyguysa beni saran,
sandım ki tüm dünya orda...
Her nesnenin ayrı bir rengi, 
ayrı bir biçimi,
ayrı bir mesajı, kokusu, tadı vardı.

Hepsini ayrı kıskandım !
Su gölgesi olup içine daldım.

Beni kabul et...
kabul et..
kabul...


S.Ö./2017













{ಠ,ಠ}
|)__) 
-”-”-




not: fotoğraf ​M©MENT©S​ arşivindendir.​




12 Eylül 2017 Salı

32 derece




Hala yazdayız. Eylül ama sıcak dorukta. Yaz; disiplini elden bırakmış bir öğrenci gibi hissettiğim mevsimdir. Yeme-içme, uyku, gezme vs alışkanlıklarının bozulduğu ama bir o kadar da düzeltmek için uğraşılmadığı bir zaman dilimi.

Bu zaman dilimine, biriktirme mevsimi diyorum. Geçenlerde internette bulduğum bir filmi izledim. 2017 Amerika-Kanada yapımı, Rememory.






Rememory, hatıraları seçip tekrar izlemenizi sağlayan devrimsel bir cihaz geliştiren ünlü bilim adamının esrarengiz ölümünü ve bu ölüm sonrasında yaşanan olayları anlatıyor. Bilim kurgu-dram türdeki filmde tanıdık bir yüz olarak Peter Dinklage ve Julia Ormond' u izlemek güzeldi. 

"Anılarımızın özetiyiz."

"Taşıdığımız en güçlü hatıralar, sevgi içeren anlardır."


*******

Severek izlediğim bazı bloglar artık yazmıyor, kimisi ise tamamen vazgeçiyor. Sonbaharın yaprak dökümünü anımsatıyor bu durum. Yerine yenileri geliyor elbet ama yine de blogdaş birilerinin eksilmesi, damağımda bir tadın eksilmesi gibi oluyor.

Yayın hayatına yeni başlamış bir blog keşfettim, az ve öz yayınları, araya katıştırdığı müzikleri var. Keyif aldım izlerken, okurken ancak bunu ona iletebileceğim ne bir yorum bölümü, ne de ulaşılacak bir mail adresi var. En iyisi burdan yazmak dedim :) 

merak ettiyseniz adresi aşağıda;

http://gabuzzicafe.blogspot.com.tr

Bazı izleyenleri ben de takip etmek istiyorum ancak onların sayfasını bulamıyorum. Bari onları da burdan yazayım da belki okur ve kendi bloglarını takip ederek, onları bulmama yardımcı olurlar. 

Moka, Tuğba Küçük, Arif Öztürk, Murat Cenk, Burcu C, Volchitsa.


İşte böyle...






{ಠ,ಠ}
|)__) 
-”-”-



not: Kullanılan görsel, Google' dan alıntıdır.




11 Eylül 2017 Pazartesi

Fragman






YOKTUM.

DÖNDÜM.

YAKINDA YAYINDAYIM.








{ಠ,ಠ}
|)__) 
-”-”-



not: fotoğraflar ​M©MENT©S​ arşivindendir.​