3 Ekim 2016 Pazartesi

ayrılık mektubu









"Gerçek soru; ölümden sonra yaşamın var olup olmadığı değil, 
ölümden önce senin hayatta olup olmadığındır."



Ne kadar zamandır bu bankta oturuyordu hatırlayamadı. Elinde iki sayfa mektup öylece kalakalmıştı. 

20 sene evli olduğu adam onunla görüşmesinde tek kelime edememiş ve eline bu mektubu vermişti. Çok önceden hazırlandığı belli olan davranışları, karısından gelebilecek her tür hakaretamiz tavıra karşı gardını almış hali, oldukça dostane bir hareket ve "Güle güle git, özgürsün" cümlesi karşısında büyük şaşkınlık yaşamış, mavi gözlerini kocaman açarak "Gerçekten mi?" diyebilmişti.

Ne yapılabilirdi ki, gitmeyi gerçekten kafasına koymuş ve ruhen zaten uçuşta olan birini zorla tutmaya çalışmak ne ifade edebilirdi ki? 

Ama çok hem de çok kızgındı ! Ne kadar zamandır rol yapmaya çalıştığını düşündüğünde bazı sahneler, bazı yazılı ve sesli mesajlar bu adamın kocaman bir yalancı olduğunu gösteriyordu. Oysa karşılıklı "bir gün bıkar, sevmekten vazgeçerlerse bunu mutlaka birbirlerine söyleyeceklerini" konuşmuşlardı. 

Hayat bu komik sahnelerden ibaretti galiba, kendini durmadan yalanlayan insan denen varlık gerçekten ne zaman farkedecekti iç dünyasının realitesini ve bunu en önce kendine yalan söylemeden ifade edebilecekti.

20 yıl öncesinde kendine bir mektupla evlenme teklif eden adamdan, şimdi yine bir mektupla ayrılma teklifi alıyordu. 

Bu ayrılmanın hangisi üzerinde nasıl bir etki yaratacağını, hayatını nasıl etkileyeceğini şimdiden bilemeyiz ancak sözcüklerin dağarcığında yoğrulmuş, duygu ve isteklerini gün ışığı kadar net ifade edebilen birinin yeni yaşamında pek de tökezlemeyeceği aşikardır.

O' na yolunun aydınlık ve sevgi dolu insanlarla örülü olduğunu söylemek yeterlidir !





{ಠ,ಠ}

|)__) 
-”-”-