9 Ağustos 2021 Pazartesi

Celaliye 4







Arada İstanbul' a eve gidiyordum, yazlık ev çok kalabalık olduğunda. Orda başardıklarımı babama ballandıra ballandıra anlatırken, özlediğimi de farkediyordum. Uzak kaldığım her gün, tüm bu yaptıklarımı unutucağım diye içimi korku kaplıyordu. 

Nihayet tekrar oraya döndüğümde ilk işim, evdekilerle merhabalaşmayı oldukça kısa kesip kumsala inmek oluyordu. O sefer de öyle oldu. Ama ne denizde, ne sahil boyunca Ali' yi göremedim. Olur a, belki yemek yiyordur, belki öğle sonrası uykusuna yatmıştır ya da ailesiyle alışverişe gitmişlerdir diye kendimce fikirler ürettim durdum. 


Ama Ali yoktu, ne o gün, ne de sonraki gün. Denizde yaptığım aktiviteler beni çok meşgul ediyordu ama hep onun eksikliğini hissediyordum. Her an bir yerden karşıma çıkıp, yine beni yarışmaya zorlayan sorularıyla peşimde koşturacak sanıyordum. Ama yoktu. 


O bir kaç günde yüzme, dalış, daha büyük teknelerin altından geçiş, suyun altında uzun süre nefessiz duruş, iskeleden balıklama atlayış dahil tüm çalışmaları yaptım. Kendimi çok iyi hissediyordum. Ama yepyeni bir şey dikkatimi çekti. Kürek çekmeyi bilmiyordum. O kocaman sandala küreklerle hükmedebilir miydim ki? Bunun her şeyden zor olacağını düşündüm. Ve bu konuda bir şeyler öğrenmek için çalışmalara başladım. Site sakinleri ya da bizimkiler sandala bindiklerinde ben de onlarla gidiyordum. Ve kürek çeken kişiyi dört gözle izliyordum. Bir gün sandalla giderken içimdekini çıkardım. "Bana da kürek çekmeyi öğretir misin?", "Çok küçüksün ama..", "Küçüğüm ama çok güçlüyüm, n' olur öğret, lütfen?", gülümseyerek "Peki gel bakalım küçük kız" dedi ve sonrasında kürekleri nasıl kavrayacağımı, sudan çıkarırken yönünün asla değişmemesi gerektiğini, iki küreğinde aynı açıdan ve aynı anda denize girmesini, yoksa sandalın dengesinin ve gidiş yönünün bozulacağını, küreklerin suya yatay değil dik açıyla girmesi gerekliliğini göstererek ve sabırla anlattı.


Elime küreği aldığımda çok heyecanlıydım. Suyun üstündeydik ve bu koskoca sandala nereye gitmesi gerektiğini ben söyleyecektim. Minik ellerime sığmayan kürekleri tuttum ve bana gösterdiklerini uygulamaya başladım. İlk anda dengeyi tutturamadım. Sandal farklı kürek hareketleri nedeniyle olduğu yerde durdu. Tekrar denedim ve bu sefer acele etmeden yavaşça suya batırdım kürekleri ve yavaşça aynı anda çektim. Yaşasın, hareket etti sandal. Bundan sonrasında yavaş ve direktiflerle daha iyi hareket ettirdim. Koca sandalı denizin içinde sağa sonra sola döndürüyor, tam gaz küreklere yüklenip ileri doğru götürüyordum. Bu arada, sandalı çeviremeyeceğimiz denli dar bir alanda isek eğer, geri geri kürek çekerek hareket ettirmeyi de öğrendim. 




Öğrendiğim her detayı ablamla da paylaştım. İki kardeş sandalı alıp, bizim siteden biraz uzakta olan, Gül Yalı sitesinin iskelesine gidiyorduk. Marketinden bir gofret ya da bisküvi alıp, oraya gidişimizin hava atmak olmadığını gösteriyorduk aklımızca. Hey gidi günler... daha acemi olduğum zamanlarda, ablamla ben yine oraya gitmiş ve yanaşmaya çalışıyorduk. İskelenin altında yosunlar vardı. Ablam, "Sakın beni düşürme, aşağıda yosunlar var, nefret ediyorum yosunlardan" dedi. Sanki bu cümle, olmaması gereken bu durumu çağırmış ve gerçekleşmesini sağlamıştı. Sandalı yanaştırıp, elimle de iskeleyi tutmaya çalışıyordum. Ablam, sağ bacağını iskeleye attı, sol bacağı sandalda iken sandal iskeleden açılmaya başladı. Var gücümle iskeleye çekmeye çalışıyordum sandalı ama gücüm yetmedi. Ablam bacağını çekemedi, sandal daha fazla açıldı iskeleden ve beklenen oldu, ablam denize düştü. Onun "Yosunlar, yosunlaaarrr" diye bağırışını bugün bile hatırlıyor ve ancak bugün -çünkü o an, yolcusunu denize düşüren kaptan moduna girdiğim için suratım düşmüştü- kahkahalarla gülmekten kendimi alamıyorum.


O günlerde o kadar mutlu oldum ki, Ali' den önce bir şeyi iyice öğrenmiştim ve ona bunu yapıp yapamadığını sormak için, dönmesini sabırsızlıkla bekliyordum (!).




(sonrası)



(devam edecek)






{ಠ,ಠ}
|)__) 
-”-”-





not: kullanılan fotoğraf Yandexten alıntıdır.




14 yorum:

  1. Yanıtlar
    1. Rajani Rehana,
      Thank you so much. Your blog is also very good.

      Sil
  2. Ali' nin eksikliğini okurken bile hissettim. Nerelerdeymiş acaba? 😃 Ne güzel kürek çekmeyi de öğrenmişsin. Deniz olan bir yerde büyümediğim için denize dair bildiğim bir şey yok.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Duygu Emanet,
      O zamanlar hatırlıyorum da ben de Ali'yi göremeyince büyük eksiklik hissetmiştim. Ama günün birinde karşıma geçip yarıştırmak istediği şeyler olabilir diye kendimi geliştirmekten alıkoyamamıştım. :))
      Haklısın deniz yoksa bir şehirde zor ama ben sana tüm bildiklerimi öğretirim :)

      Sil
  3. Çok düşüncelisin, teşekkür ederim. :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Duygucuğum sen yeter ki İzmir' e yolunu düşür :) Sevgiler

      Sil
  4. ali gelsin de konuşsun onunla bu kürek işini hadiii :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Deeptone, ah ah nasıl sabırsızlıkla bekledim bilsen :))

      Sil
  5. Yanıtlar
    1. Klio'nun Şarkısı,
      Eninde sonunda gelecektir :))

      Sil
  6. "Ali sen kürek çekmeyi biliyor musun?"

    Ali de bilmese bile biliyorum der mi acaba senin gibi :) cevabı duymayacakmışız gibi buruk bir his var içimde ama hadi hayırlısı...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. KuyruksuzKedim,
      Elbette der bence çünkü erkek çocukları daha iddiacıdır bildiğim. Bu arada hissiyatına sevgiler gönderiyorum :))

      Sil
  7. Ali olmasa da rekabet tam hızla sürüyor. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Filmgündemi,
      Sanırım ben kendimle rekabetteymişim :))

      Sil

{ಠ,ಠ}
|)__)
-”-”-


Dikkat Spama düşen yorumlar denetimden geçerek yayınlanacaktır.

:)

;)

:D

:(

=(

:@

:X

:O

:P

:F

:Y

:A

<3


:T

:H