16 Ocak 2018 Salı

Bipolar 9





İlgili resim




Öykü, hastahaneden çıktığında kendini bir an önce eve atmak istediğini farketti. Anadolu yakasına nasıl gideceğini düşünürken, Marmaray' ın hastahanenin arka tarafında olduğunu öğrenince oraya doğru yönlendi. Araca binip son durak Ayrılık Çeşmesi' nde inince, tüm gerginlik birden boşaldı ve içine doğru ağlamaya başladı.

Sonraki günler Öykü bolca uyudu ve tik halinde "ben Öykü' yüm sen Nazlı' sın" cümlesini tekrar etti, saçma sapan şeyler yedi-içti, Validebağ parkının içinde yürüyüş yaptı, tek günlük yoga dersine katıldı. Derste öğretmenin başlamadan önce bir öğretiyi tekrar etmesi ona şifalı bir kelime gibi geldi. "Bırak! herşeyi bırak ve seyret."

Nazlı' dan ve doktorundan haberler geliyordu, ona ziyaret yapabilirsin dediler çünkü çabuk toparlamıştı kendini. Depresif halini baskılayan ve uykusunu uzun salınımlı bir ilaçla düzene koyuyordu fakat, en önemlisi manik halini baskılayan ilaç alınmamıştı hiç. Bunun eski doktorundan mı, yoksa bir yıldır doktor kontrolünü "ben hallederim" ci tavır içinde olan Nazlı' dan mı kaynaklandığını araştırıyorlardı. Ama görünen o ki, ilaç takviyesi ile anında dengeye gelmişti. Bu kadar basit miydi?

Öykü kendi yorgunluğunu düşündü, Öykü' nün anne-babası ve kardeşinin endişesini, üzüntüsünü, telaşları, bütün bu koşturmacaları, boşa giden en güzel zamanları ve en büyük darbeyi vuran, biraz özen ve dikkatle kendisinin sağlayacağı denge yerine, tüm bu hastahanelere yıllardır ödenen avuç avuç paraları. Geliri yüksek olsa da kimsenin böyle bir endişeyi hayatında istemeyeceği aşikardı. Çünkü suçlayan mazlum rolündeydi ve kimsenin kendini anlamadığını tekrarlıyordu. Ama hayatında onu anlayan insanlar da vardı ve yeterli olmalıydı. Öykü, Nazlı' ya tamamen "sağlıksızdır" damgası vurmak yerine, hep günün birinde bir şeyleri anlayacak düşüncesiyle baktığından ve Nazlı' nın hamuru çok iyi ve çok özel bir insan olduğunu düşünmesinden dolayı hep ayrıcalıklı davranmıştı. Dile kolay 30 senelik tanışıklıkları ve dostlukları vardı ve böyle de devam edecekti. Sadece onca potansiyeli varken tüm bunların açık bırakılan bir musluktan boşluğa akışına izin vermesine üzülüyordu. Duyduğu kadarıyla bazı hastalar 15 yıldan fazla atak geçirmeden düzenli hayat yaşayabiliyordu. 

Tüm yaşadıklarından sonra, tam atak anında yanında olmasının onun için bir şans olduğunu düşünerek, kendini ilaç ve doktor kontrolüne teslim etmesini dilemekten başka bir şey gelmiyordu elinden.






{ಠ,ಠ}
|)__) 
-”-”-




not: gif buradan alıntıdır.






6 yorum:

  1. ya gerçekten de doktor masrafı ne çok oluyodur yaaaa.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Senin ordaki hastahane 10 gün için 17 aldı desem inanır mısın? :/

      Sil
  2. Psikolojik hastalıkların tedavisinin başarıya ulaşmasında en büyük etken sanırım hastalığın kabullenilmesi. Bu gerçekleştikten sonra başa çıkmak kolaylaşıyor. Öykü, Nazlı için büyük bir şans bana göre. Hastalığını bildiği halde ve bunun kendisini yormasına rağmen Nazlı'yı terk etmiyor. Gerçek bir dost...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ah evet, kabullenme olduğu an herşey çözülecek sanırım. Öykü, tam zamanında ayağına gelen bir şans oldu onun için doğru. Katkılarınız için çok teşekkürler.

      Sil
  3. Gerçekten bu hastaneler bu konu da çok yüksek rakamlar istiyorlar rabbim kimseyi böyle durumlara koymasın inşallah...nazlının durumun biraz daha iyi olmasına çok mutlu oldum ❤heyecanla bekliyorum devamını o güzel yüreğine dert görmesin sevgiler 😊

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Devlet hastahanelerinin iyileştirilmesi gerek bu tür hastalar için de. Akıl yoksunu deyip, "nasılsa anlamaz" cı yaklaşımlar insanca olmuyor. Herkesn eşit şartlarda hizmet alması gerek. Elbet toparlayacak Nazlı, inşallah kısa süreli olmasın artık. Teşekkürler :)

      Sil

{ಠ,ಠ}
|)__)
-”-”-


Dikkat Spama düşen yorumlar denetimden geçerek yayınlanacaktır.

:)

;)

:D

:(

=(

:@

:X

:O

:P

:F

:Y

:A

<3


:T

:H