Aşina : (Farsça) 1. (sıfat) Bildik, tanıdık olan.
"Hiç değilse kütüphanede üç beş aşina yüz görebiliyordum." - Mehmed Niyazi
2. (sıfat) Daha önceden bilinen (şey).
"Galiba ilk defa oynuyorsunuz mösyö, dedi. Telaffuzu bana aşina geldi." - Halide Edip Adıvar
3. (sıfat) Bilen, tanıyan (kimse).
"Ümitsiz bir aşkın ne demek olduğunu bilirim, kalbi nasıl acıttığına aşinayım." - Selâmi İzzet
* * * * *
Birleşik Fiil olarak kullanımı :
Aşina olmak : Tanımak, bilmek.
"Onun lehçesine aşina olanlara göre gayet derin hikmet, pek ince manalar taşırdı." - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
* * * * *
Kelime Kökeni :
Farsça āşnā veya āşinā, "bilinen, tanıdık" sözcüğünden alıntıdır. Sözcük, Orta Farsça (Pehlevice veya Partça) aynı anlama gelen āşnāk sözcüğünden evrilmiştir ve yine Orta Farsça (Pehlevice veya Partça) āşnūtan, āşnāv- "duymak, algılamak, bilmek" fiilinden türetilmiş olup, Orta Farsça fiil Eski Farsça ā-χşnav- "bilmek" fiilinden evrilmiştir.
Bu kelime, blogger Kendi Dünyasında' nın hatırlatmasıyla yayına alınmıştır. Katkısına teşekkürlerimle,
{ಠ,ಠ}
|)__)
-”-”-
not: fotoğraflar M©MENT©S arşivindendir.