Halel : (isim, eskimiş, Arapça) Bozukluk.
(Bozuk olma durumu; ayıp, halel, kusur, özür, defo, fesat, illet, sakamet, sekte.)
Birleşik Fiil ve Kalıp Söz olarak kullanımı aşağıdaki gibidir:
Halel gelmek : Bozulmak, zarara uğramak.
"İsterdim ki saçlarının rengine, dişlerinin parıltısına ve gözlerinin güzelliğine halel gelmemiş olsun." - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
Halel getirmek : Zarar vermek.
"Son nefesine kadar devlet adamı saygınlığına halel getirmeyen böyle bir metanet örneği olmuştu." - Haldun Taner
Halel vermek : Bozmak, sarsmak.
"Yeni mahalleler ayrı yerlerde şehrin tarihî kıymetine halel vermemek üzere inşa olunmaktadır." - Falih Rıfkı Atay
Kelime Kökeni :
Arapça χll kökünden gelen χalal, 1. bozma, yırtma, delme, 2. bozukluk, hasar, yırtık sözcüğünden alıntıdır.
{ಠ,ಠ}
|)__)
-”-”-
not: kullanılan gif, gifer.com dan alıntıdır.
Spama düşen yorumlar denetimden geçerek yayınlanacaktır.
Kelimeyi biliyorum fakat müzik! Şahane seçim. Elbet peşine düştüm lakin en şahane şarkıyı kapmışsın yine. Emeklerine sağlık, herkesin harcı değil onu bulmak sanırım. Çok teşekkürler:)
YanıtlaSilHaklısın, bir müzik buldum mu hemen üretimi yapanların diğer çalışmalarını da kontrol ediyorum. Bazı müzisyenler tek parçada ünü yakalıyor, gerisi gelmiyor ama bazıları da derya deniz gibi :)
SilMüzik zevkimiz benzeşiyor, o yüzden seçtiklerim sana da hitap ediyor :T Ben de sana teşekkür ederim Sevgili Buraneros :)
Merhabalar.
YanıtlaSilHALEL kelimesini ve anlamını çok iyi bilmekle birlikte HELAL kelimesiyle hem ses, hem de yazılış şekliyle aralarında hep bir bağ kurardım. Şu anda bu iki kelime arasında teknik olarak bir bağ ve ilişki var mı yok mu bilmiyorum. Kelimenin kökeni Arapça olduğu için dilimize göre etimolojisini de araştıramıyoruz.
"Yaptığın işe halel getirme." , "saygınlığına halel getirme." , "Bu olay kimseye halel versin istemem." , "Babamın saygınlığını haleldar edecek adamın alnını karışlarım."
Aslında şu Arapça ve Farsça kelimelerden bir kurtulabilsek, ne kadar iyi olacak. Almanlar bu işi çözmüşler ama maalesef biz çözemedik. Örneğin kökeni Yunanca olan Televizyon (tele=uzak, visio=görmek) kelimesi Almanya'da da bilinir ve kullanılır, ancak onlar kendi dillerine göre televizyon kelimesi için "Fernsehen" kelimesini türetmişler. Kelime birleşik yani iki kelimden oluşuyor. "Fern" uzak anlamına geliyor "sehen" de görmek anlamına geliyor ve ikisini birleştirince mana olarak "uzakları görmek" şeklinde televizyona Almanca bir isim vermişler. Konuyu, Almanca diline vakıf olduğum için oradan örnek verdim.
Halel kelimenin tanıtımı ve verdiğiniz bilgiler için teşekkür ederim. Emeğinize ve gönlünüze sağlıklar dilerim.
Selam ve saygılarımla.
Recep bey hoş geldiniz,
Silİyi yere değindiniz, haftaya da helal kelimesini yayına alıyorum, zira bir radyo yayınında konuşmacı, zarar gelmesin anlamında "helal getirmek" kelimesini kullandı ve konuşması aktı gitti. Farkında bile olmadı sanırım ama bir dinleyici olarak rahatsız oldum ve hemen not aldım kelimeyi.
Bu iki kelime ayrı köklerden geliyor. Halel, yukarda belirtildiği gibi xll kökünden, helal ise ḥll kökünden türemiş.
Dile getirdiğiniz konu önemli, her ulus kendi kelimelerini türetir, bir ara bizde de böyle bir çalışma oldu ama devamı gelmedi sanırım.
Verdiğiniz örnek cümleler ve açıklamalar için yürekten teşekkür ederim.
Saygılarımla,
Oldukça bilinen bir kelime ama sanırım toplumuz bunu sıklıkla "namusuna halel getirmemek" kalıbıyla kullanıyor.
YanıtlaSildövüşürken hanımefendi değilim,
SilHem öyle, hem de herhangi bir konuda da "halel getirmemek" olarak kullanıyorlar. :) :T
Ahahah gif bazen yapmak istediğim şey :) Yakup Kadri'den gelen örneği biliyordum. Cümle bağlamından tahmin edilebilir bir kelime.
YanıtlaSilŞu anda yorum yazmak için laptop arada kilitleniyor ve gifteki hareketi yapmamak için tutuyorum kendimi İlkay :D
SilHaklısın, anlamı tahmin edilebilir bir kelime :T
Aslında unutulmaya yüz tutmuş kelimelerden çok sık kullanılmıyor..
YanıtlaSilTabiii bana göre :)
Sonsuzluk ve Ötesi,
SilArada duyuyorum bu kelimeyi, tabii kendilerinden duyduğum insanların yaş ortalamasına bakınca, olabilir dedim :)
Bildiğim bir kelimeydi Momentos :) Sakin ol ve elindeki laptopu sakince masaya koy :)
YanıtlaSilYaşamdan Yazılar,
SilValla bu eylemi yapmak çok kolay ama yenisini nasıl alacağımı düşününce, doğal olarak sakinliyorum :D :)
günümüz Türkçesinde kullandığım bir kelime değil ama romanlarda ve eski filmlerde duyduğum bir kelimeydi. Aşağı yukarı kelimeyi ilk okuduğumda anlamını tahmin ettim 🌺
YanıtlaSilDear Monarosa,
SilEvet, çok haklısınız, kelimeye en çok oralardan kulak aşinalığı var.
Tahmin için de bravo deyip alkışlıyorum :) :Y :F
Bildiğim bir kelimedir ama hiç kullanmadım. Aile büyüklerimizin yeri geldiğinde bu kelimeyi kullandıklarını hatırlıyorum. Eski siyah beyaz Türk filmlerinden de duymuşluğum vardır.
YanıtlaSilMüzik hoştu. Evdekilere duyurmadan telefonu kulağıma dayayarak dinledim. :)) Aslında böyle dinlemek iyiymiş. Arka planda kalan enstrümanların tınılarını daha iyi ayırt edebildim. :)
Paylaşım için teşekkür ediyorum sevgili Sezer Hanım. Mutlulukla kalın. ❤️
Kullanım yerleri konusunda haklısınız Sevgili Nazlı Hanım. Hala kullanıldığını duymaktayım.
SilYayında farklı melodiler kullanarak zenginleştirmeye çalışıyorum, beğenileriniz olunca da mutlu oluyorum açıkçası. Kulaklıkla dinlemek de stereo etkisiyle tüm enstrümana hakim olunuyor, benim tercih ettiğim bir yöntem bu. :) :A
Çok teşekkür ederim yorumunuz için, kucak dolusu sevgiler benden <3
Bu çocukken çok duyduğum bir kelimeydi artık fazla kullanılmıyor sanırım ☺️
YanıtlaSilDerya,
SilKullanımı biraz daha azaldı, haklısın. :T