Farzımuhâl : (Arapça) 1. (zarf) Olmayacak, gerçekleşmeyecek bir şeyi olacakmış, gerçekleşecekmiş gibi düşünerek, sayarak.
2. (zarf) Tutalım ki, sayalım ki, varsayalım ki.
"Farzımuhâl bizim tekir konuşmaya başladı." - Kaystros Tyrha' dan örnek cümle
(Bu kelime blogger Bir Edip' in önerisi olarak yayına alınmıştır. Katkısından dolayı kendisine teşekkür ederim.)
|)__)
-”-”-
Farzımuhâl ülkemizde enflâsyon tek haneli rakamlara düştü:)
YanıtlaSilKaystros Tyrha,
SilHani olmaz ya, biz söyleyelim yine de :))
Örnek cümle bana ait değildi sanırım. :)
YanıtlaSilBir Edip,
SilKaystros' un yayını altında yazışmıştık, örnek vermiştiniz, ben de ordan aldım :)
Yorumlara tekrar baktım. Cümleyi Kaystros kullanmış yorumların birinde. :))
SilHaklısınız, gözüm karıştırmış isimleri :))) Düzeltiyorum. Teşekkürler
SilMüzik çok hoş, dinlendirici. Piyano sesini çok severim. :)
YanıtlaSilKelimeyi bilmiyordum, farzı misale benziyor. :)
duygu emanet,
SilKeman ve piyano birlikte ne kadar ahenk içinde değil mi? :))
Farzı misal diye bir kelime yokmuş, aslı buymuş sevgili Duygu. TDK sayfasında ararsan göreceksin. :)
Teşekkürler,
farzımuhal corona bitmiş biz eski günlere dönmüşüz :)
YanıtlaSilSevKoz,
SilAh bunun gerçek olması gerek artık! :))
Merhabalar.
YanıtlaSilFarzımuhali; söyleniş kolaylığı, telaffuz kolaylığı sebebiyle (u,h) harflerini atarak "farzımal" şeklinde kullanıyoruz.
Bu kelimeyi ele almanız çok isabet olmuş. Her ne kadar Türkçe karşılıkları tam yerine otursa da farzımuhal ile birlikte Türkçe karşılıklarını da yer yer duruma göre kullanıyoruz.
Kaleminize, emeğinize ve yüreğinize sağlık ve mutluluklar dilerim. Selam ve saygılarımla.
Recep Altun,
SilBu kelimeyi farzımahal şeklinde kullanıyordum ben ve yıllardır da öyle biliyordum. Bir Edip sayesinde doğru kullanımın farzımuhâl olduğunu öğrendim. Aynı şekilde farzı misal diye kullananlar da var.
Sizin yazdığınız farzımal' i hiç duymadım, bölgelerin kullanımları farklı olabiliyor belki o yüzdendir. Elbette doğru sonuca ulaşmak önemli olan. :)
Katılımınız, yorumunuz için çok teşekkür ederim.
İlkaycığım,
YanıtlaSilKelime senlikse harika :)
Yiruma sanırım dizi-film müzikleri yapıyor diye biliyorum, belki ordan da tanıdık olabilir.
Yorumuna çok teşekkür ederim. :)
Kelimeyi biliyor olsam da kullanırken hep farklı telaffuz ettiğimi fark ettim:) Farzımahal olarak söylemek sanki daha kolay ama artık doğrusunu öğrendik ve böyle kullanacağız:)
YanıtlaSilSzgnBsl,
SilEvet haklısınız, belki söylerken u biraz a'ya dönüşebilir ama yazarken de böyle yaziyordum bilmeden.
Artık yeni haline alışacağız 😊
Çok teşekkürler yorumunuza.
Bu (birinci anlamında kullanılan) ''farzımuhal'' olarak değerlendirdiğimiz kelimenin bilimsel kanıtlarının da olduğunu duymuştum. Ve öğrenmiş oldum ki çok farzımuhal yapan bir insanmışım. :))
YanıtlaSilBugünün kazancı için çok teşekkür ederim Momentos. <3
Bu kelimeyi kullanmak için sabırsızlanıyorum! :)
Kendi Dünyasında,
SilBiz öyle düşünelim, elbet bir gün olur di mi ama :)
Çok mutlu oldum bu güzel yorumuna.
Sevgilerimi gönderiyorum <3
arapça mıymış bu kelime dedim :)
YanıtlaSilAhmet Ozan,
SilYerinde bir soru :)
Farzımuhal (f klavye kullanıyorum inceltme işaretini beceremedim bir türlü) kelimesinin anlamını biliyorum hatta kullanıyorum ama başlıkta görünce ilk anda yabancı geldi. Yazıları okuduktan sonra nasıl telaffuz ettiğimden de emin olamadım. Lakin bundan sonra düzgün kullanacağımdan eminim. :)) Yorumum biraz muğlak gelebilir ama gerçekten emin olamadım :))
YanıtlaSilFilmgündemi,
SilHaklısın canım, aynı şeyi bizler de yaşadık. Farzımahal, farzımisal halk arasında kullanılan şekli ama doğrusu bu şekilde imiş. :)
Teşekkür ederim katılımına. :)
Örnek cümle gif ilişkisi muhteşem.:) Kelime bildiğim, çok duyduğum ve kullandığım olduğu için yabancım değil, bir kankalık ilişkisi var bile diyebilirim; varsayalımı daha çok kullansam da:)
YanıtlaSilŞimdi ise postcat zamanı:)
Buraneros,
SilAh siz varsayalım deyince Ferhan Şensoy' un "Varsayalım İsmail" karakteri geldi aklıma :))
Kelimeyi farzımuhâl olarak mı biliyordunuz peki?
Başlangıçta doğrusunu okurken bile çoğunluğun yanlışıyla kullanıyordum. Sonra düzelttim, biraz büyümüştüm çünkü. TDK yoğun bir kelime üretme dönemine geldiğindeyse kendisiyle vedalaştım:)
SilEvet okurken ı, u, a biraz fazla geliyor, o yüzden kolaya kaçıyor ağız. :)
SilSize alkış o zaman :)
Podcast özel!
YanıtlaSilGülmekten mi yoksa daha çok keyiften mi ölüyorum bilmiyorum şu an Sevgili Momentos:)) Ama çocuk olduğumu şu an, biliyorum. Ne keyif! Biz çocukken daha, hikâye içeren 45'lik plaklar vardı, bayılırdık ( bilirsiniz dememeyi tercih ettim:)). Televizyon yoktu, çizgi kitaplarımız vardı ve ancak fuar zamanı, fuar içine kurulmuş perdelerde çizgi film izleyebiliyorduk. Şu an dinlerken o çocuğum ben... muhteşem bir yolculuk:)
Heyecan bu işte, şimdi baştan alıp sadece dinliyor ve imgelem modumu açıp masalın içinde bir rol kapıyorum:)
Sevgili Buraneros,
SilSeslendirirken aynı keyfi yaşadım gerçekten. :) Bizim evde pikap olmasına rağmen bu tür plaklar alınmamıştı, tek bir plak hatırlıyorum, o zamanlar Arda isminde bir çocuk şarkıcı çıkmıştı, onun plağı vardı o kadar. Ama radyodan dinlemişliğim çoktur, hele ki anneannemden müthiş seslendirmelerle masallar yer etmiştir hayatımda. :)
Ah çok sevindim böyle bir keyif yaşattığıma. Gidip bir kaç masal daha seslendiresim var :))
Teşekkürler,
Arda kardeş, bilmem mi, bizde de vardı, masal değil ama hatırladığım; o günlerde popüler br şarkının Türkçe haliydi, mamy blue'nun oy anama şeklindeki uyarlamasıydı sanki. Bana plakları enn amcam ve halaların bi tanesi alırdı, gençtiler ve ikisi de bekârdı ki ben için büyük şanstı bu:)
SilSeslendirin bence:)
Evet aynen dediğiniz gibi o şarkının plağı vardı bizde de. Yaşı bizi anlamaya yakın bir teyzemiz oldu şükür ki.
SilBugün çok verimli bir gün oldu doğrusu. Arka arkaya enfes yayınlar kayıt ediyorum. Her güne bir tane. :))
Teşekkürler tekrar.
Daha önceki yorumlarda nasıl yazdığımı açıkçası ben de hatırlayamadım. TDK kelimeyi farzımuhal şeklinde yazıyor. Yani sondaki a harfinin üzerinde şapka yok. Normalde hal-hâl ayrımını göstermek isteseydik olmak zorunda idi. Ama burada birleşik kelime olduğu için anlam karışıklığı olacak herhangi bir durum yok. Sanırım TDK bundan dolayı kullanmamış. Ancak muhalin kökündeki hâl kelimesi tek başına kullanılacaksa mutlaka şapkası olmalı.
YanıtlaSilKelime Arapça FARZ ve MUHAL kelimelerinin birleşmesiyle elde edilmiş.
Her iki kelimenin anlamına da ayrı ayrı bakmak gerekirse:
FARZ:
1. İslâm dîninde Allah’ın emri olduğu kesin bir delille sâbit olan, yapılması sevâp, özürsüz olarak terki büyük günâh, inkârı ise küfür olan itikadî, amelî, ahlâkî yükümlülük.
2. (Kelimenin asıl anlamından hareketle) Şart ve gerekli olan şey.
Kelimenin Arapça köküne inince karşımıza şu anlamlar çıkıyor: 1. çentik, işaret, 2. din veya yasa kuralı, ödev, 3. bir akılyürütmede tartışılmaz veri olarak alınan şey, varsayım. Bugün kullandığımız faraza, farazi, faraziye kelimelerinin köküdür aynı zamanda.
MUHAL:
Olması, gerçekleşmesi, yapılması mümkün olmayan, imkânsız
Muhalin etimolojisinde ise şöyle bir anlam mevcut: çelişkili, mantıken tutarsız, mümkün olmayan, bir şeyken başka şey olma.
Tabi burada muhalin kökü olan "hâl" kelimesine inmek lazım. TDK'nin verdiği anlamları birebir alıyorum buraya.
1. Bir şeyin içinde bulunduğu şartların veya taşıdığı niteliklerin bütünü, durum, vaziyet. 2. Tutum, tavır. 3. Şimdiki zaman, içinde yaşanılan zaman. 4. Güç, kuvvet, takat. 5. Kötü durum, sıkıntı, dert. 6. Durum.
Bu anlamların hepsi bugün kullanımda. Örnek cümleleri yorum uzamasın diyerek almadım. Merak edenler TDK sözlüğüne bakabilir. Burada dikkatimizi çekmesi gereken en önemli husus a harfinde düzeltme işaretinin (^) olması. Olmayan kullanımları da yazacağım aşağıya.
Peki etimoloji ne diyor hâl için? Onları da yazayım: 1. durum, 2. görünüm, varoluş evresi, 3. şimdiki zaman 4. döndü, dönüştü, evrildi, yöneldi, bir hale geldi, bir hal aldı, bir hale büründü, bir görüntü edindi. Tabi kök aynı ama anlamlar birbirinden çok bağımsız görünüyor. Asıl sorun biz dilimize kelimeyi alırken neredeyse bütün anlamları ile birlikte almışız. Şimdi size HAVALE, İHALE gibi kelimelerin de hâl kökünden geldiğini söyleyeceğim (aslında ben söylemiyorum, sözlük söylüyor) ağzınız açık kalacak. Aynı kökten gibi görünen muhalefet kelimesinin kökü başkadır. Not düşmüş olalım.
Buradan sonra yazılanların yukarıdaki kelime ile hiçbir ilgisi yoktur, bilginiz olsun. Peki, şapkasız yazılan "hal"in kaç farklı anlamı var? TDK üç anlam daha veriyor bize.
HAL 1. Çözme, çözülme, çözüm, eritme, analiz, tahlil, karışık bir sorunun içinden çıkma, sonuca varma.
Hani şu "işleri halletme" ifadesindeki hal. Ek alınca iki l ile kullanılır. Tahlil bu kökten gelir.
HAL 2. Sebze, meyve, bakliyat vb.nin satıldığı yer.
HAL 3. Tahttan indirme.
Bunlar TDK'nin verdiği anlamlar. Bunların dışında "sirke" anlamı var. Yukarıdaki birinci anlamla ilgili olabilir. Vücuttaki benek yani "ben" anlamı var. Bir şey daha söyleyip bitiriyorum. Bugün kullandığımız hala (babanın kız kardeşi) kelimesi de şapkasız bir "hal" kelimesinden gelmiştir. Ama ilginç olan Araplar "hala"yı annenin erkek kardeşi yani dayı için kullanırlar. Biz kelimeyi alırken nasıl bir anlam değişikliği yapmışız aklım almıyor.
Ey okuyucu epey karıştı kelimeler. Ama siz halledersiniz. Sakın hiç hâlim yok demeyin! 🙂
Bir Edip diyorum ve başka da bir şey diyebilecek miyim acaba bilmiyorum :)))))
SilSondan başlayayım "hal" in yazdığınız bir kaç anlamını bilmiyordum. Benek, tahttan indirme, sirke gibi. Araplarda hala diye dayıya dendiğini biliyordum, gerçekten nasıl olmuş da bu şekilde almışız kullanıma, hayret.
Şimdi en başa gidiyorum, "farzımuhal" de şapka var mı yok mu konusuna, bence burda bir sıkıntı var. Çünkü TDK bu kelimenin açıklama kısmında L ince okunur diyor, o zaman L den önceki harfe yansır bu incelik. Açıkçası ben bu okuma kısımlarına da baktığım için şapka koydum.
Güzel seslendirme için kesinlikle gerekli bence. Bir deneyin A yı kalın okuyarak, dediğim daha anlaşılır hale gelecek. :)))
A'nın üzerinde düzeltme işareti olacak mı, olmayacak mı? TDK dili karmaşık hâlden çıkarmaya çalışıyor. Bu sebeple olabildiğine az kullanmaya çalışıyor bu eki. Geçmiş dönemleri düşünüyorum, o kadar çok kelimede bu işaret vardı ki gerçekten içinden çıkılmıyordu.
SilYukarıda da söylediğim gibi burada hâl kelimesi tek başına kullanılmadığı için yani yeni bir kelimenin içinde olduğu için kullanmamıştır diyorum ben. Ayrıca TDK ince ve uzun okunacak her harf için bunu önermiyor zaten. Karışma ihtimali olan durumlar için kullanıyor sadece.
Sayfayı tekrar inceledim. Üç yerde kullanmamız gerektiğini söylemiş TDK.
1. Hal - hâl, alem - âlem, hala - hâlâ gibi yazılışı aynı ama anlamı ve okunuşu tamamıyla farklı kelimeleri ayırmak için.
2. İnce okunan g ve k sesleri için. Ama sonraki ünlüye konuyor işaret. Dergâh, gâvur, yadigâr, Nigâr; dükkân, hikâye, kâfir, kâğıt, Hakkâri; gülgûn; mahkûm, sükûn, sükût vb. Bir örnek de ben ekleyeyim: Hükûmet. (Herkes hükümet diye bilir ama yanlıştır. Zaten bizde hükûmetler pek doğru olmamıştır.)
Kişi ve yer adlarında ince l ünsüzünden sonra gelen a ve u ünlüleri de düzeltme işareti ile yazılır: Halûk, Lâle, Nalân; Balâ, Elâzığ, İslâhiye, Lâdik, Lâpseki, Selânik vb.
3. Nispet ekinin, belirtme durumu ve iyelik ekiyle karışmasını önlemek için kullanılır: (Türk) askeri ve askerî (okul), (İslam) dini ve dinî (bilgiler), (fizik) ilmi ve ilmî (tartışmalar), (Atatürk’ün) resmi ve resmî (kuruluşlar) vb.
Bu örneklerden de anlaşılacağı üzere TDK ince okunması veya uzatılması gereken her harf için bu işareti kullanmıyor. Hatta yakın zamana kadar TDK, Batı'dan aldığımız plak, plaj gibi kelimelerde de bu işareti kullanıyordu, artık yok. L'nin ince okuduğunu biliyoruz bu kelimelerde de.
TDK'ye katılmadığım tek yer, katil ve kâtil kelimelerini aynı şekilde yazıyor olması.
Bu bilgilerin dışında: Yaptığım yorumların abartılacak bir yanı yok. Kelimelerle uğraşmayı seviyorum ve içimden gelerek yazıyorum. Biraz zaman bolluğu diyelim. Biraz da "Bu adam biliyor bu işi." desinler diye yazıyorum(dur kim bilir). Nihayetinde hepimiz maskelerle gezmiyor muyuz? (Güzel sanat oldu bu arada, hem gerçek hem mecaz anlamda kullandığımız için kinaye oldu. İkisi de gerçek anlam olsaydı tevriye olurdu.) Belki maskelerimizi çıkarsak kimse kimsenin yüzüne bakmayacak. Bilmiyoruz ki. İyi ki hayatta hükümler görünene göre veriliyor. İçimizden geçenlere göre değil.
Kimse beni kovmadan ben kaçayım. 😂😂
Bir Edip,
Silİnce okunur ama elzem değildir ve şapka da gerekli değildir diyoruz o zaman. Keşke şurda kelimeyi iki türlü okuyabilseydim meramımı daha iyi anlatırdım. (ben bu kelimeyi poadcaste alayım farz oldu) :)
Çok fazla yerde işaret olduğu konusunda haklısınız, ah işte kafa karıştıran eylemler bunlar, olsa bir dert olmasa daha çok dert.
En son paragrafta yazdıklarınıza bayıldım, geçmiş derslerdeki konuları tekrar hatırlatma gibi oldu kinaye, tevriye :)
Yakında içimizden geçenleri de okuma cihazları çıkacaktır, inanıyorum. :))
Kaçmayın, Allah'ın emriyle gidin. Çok teşekkür ederim.
Kelimeyi biliyorum ama cümle içinde hiç kullanmadığımı fark ettim :)
YanıtlaSilYaşamdan Yazılar,
SilBurda çok örnek verdik, belki kullanırsın bundan sonra :))
ben de kelime önereyim bugün kitapta geçince aklıma geldin
YanıtlaSilMenfur...
SevKoz,
SilHarika, çok teşekkür ederim :) Sıraya aldım hemen.
Peki benim kelimeyi aslında farzımahal sanmam? Utanarak kaçıyorum.
YanıtlaSilshe is the man,
SilYok dert etme, çünkü hepimiz yazdığın şekliyle kullanıyorduk :)