Bert Kaempfert
(16 Ekim 1923 - 21 Haziran 1980)
Alman orkestra şefi, multi-enstrümantalist, müzik yapımcısı, aranjör ve besteci olan Kaempfert, Almanya'nın Hamburg kentinde doğdu ve Hamburg Müzik Okulu'nda okudu. Akordeon, piyano, klarnet ve diğer enstrümanları çalan bir multi-enstrümantalist, II. Dünya Savaşı sırasında Alman Donanması'nda bandocu olarak görev yapmadan önce Hans Busch tarafından orkestrasıyla çalmak üzere işe alındı. Daha sonra kendi büyük grubunu kurdu ve onlarla turneye çıktı, ardından aranjör ve yapımcı olarak çalışarak Freddy Quinn ve Ivo Robić ile hit kayıtlar yaptı.
Kaempfert'in orkestrasıyla ilk hiti "Wonderland by Night" oldu. Temmuz 1959'da kaydedilen şarkı Almanya'da yayınlanamadı, bu yüzden Kaempfert parçayı New York'taki Decca Records'a götürdü ve 1960 sonbaharında Amerika Birleşik Devletleri'nde yayınlandı. Charles Tabor'un unutulmaz solo trompetiyle, sessiz üflemelileri ve gür yaylılarıyla single, Amerikan pop listelerinde zirveye yerleşti ve Bert Kaempfert ve Orchestra'yı uluslararası yıldızlara dönüştürdü. Daha sonraki birkaç yıl boyunca, "Tenderly", "Red Roses for a Blue Lady", "Three O'Clock in the Morning" ve "Bye Bye Blues" gibi pop melodilerini yeniden canlandırdı ve sırasıyla Al Martino, Wayne Newton tarafından kaydedilen "Spanish Eyes" (diğer adıyla "Moon Over Naples ki bu parçayı ikinci şarkı olarak yayına aldım), "Danke Schoen" ve "Wooden Heart" gibi kendi parçalarını besteledi. Kaempfert'in orkestrası kornoları yoğun bir şekilde kullandı. "Magic Trumpet" ve "The Mexican Shuffle" adlı üflemeli çalgıların öne çıktığı bazı parçalar, hem Kaempfert'in orkestrası hem de Herb Alpert & the Tijuana Brass tarafından çalındı.
Plak yapımcısı olarak Kaempfert, Beatles'ın yükselişinde de rol oynadı. 1961'de Beatles'ı, Tony Sheridan'ı My Bonnie adlı bir albümde desteklemesi için işe aldı. Daha sonra onlarla sözleşme imzalayarak, ilk albüm ve single'larını yayınladı. 1960 larda hepimizin çok severek dinlediği "Strangers in the Night" şarkısının bestesini yaptı. Elvis Presley tarafından G.I. Blues filminde söylenen "Wooden Heart", 1961'de hit oldu. Yine hepimizin çok sevdiği "L-O-V-E", Milt Gabler tarafından eklenen sözlerle, Nat King Cole için bir hit oldu. "Almost There", "Love After Midnight", "A Swingin' Safari", "That Happy Feeling" ve daha bir çok unutulmaz şarkı besteledi. 1970'lere gelindiğinde, Kaempfert'in müziğinin satışları düşmüştü, ancak kayıt yapmaya devam etti. "Theme from Shaft" versiyonu besteci Isaac Hayes tarafından beğenildi ve izleyiciler arasında popülerliğini korudu. Grubunun müzikal kapsamını genişletti ve çok çeşitli tarzlarda kayıtlar yaptı. Ayrıca 1974'ten itibaren Londra'daki Royal Albert Hall'da sahne alarak orkestrasıyla canlı konserler vermeye başladı. Bir çok müzisyen, onun çalışmalarına katkı sağlayıp, eşlik etti. Kaempfert, Mallorca'daki evinde geçirdiği felçten sonra, 21 Haziran 1980'de İngiltere' de 56 yaşında vefat etti.
Severek dinlediğimiz şarkıları, nedense seslendiren şarkıcılara aitmiş gibi düşünürüz, oysa yayına aldığım ve bizler için en tanıdık bu iki besteyi de, bu değerli besteci yapmış. Yayına alarak hem yad etmek, hem de bestelerin gerçek sahibinden bahsetmek kaçınılmazdı.
Müzik her daim hayatınızda olsun, havaya ve suya düşen baharın müjdecisi iki cemre ile birlikte muhteşem bir pazar günü diliyorum.
{ಠ,ಠ}
|)__)
-”-”-
Günaydın Momentoscum :) Parçalar bildiğim ve sevdiğim parçalar. Bir çok mutfak dansımızın fon müziğidir Strangers in the night :)) Ama duyunca aklıma ilk Frank Sinatra geliyor. Bestekârını sayende öğrenmiş oldum, teşekkürler :)
YanıtlaSilKuyruksuzKedim,
SilHarikasınız gerçekten :Y Müzik ve dans ayrılmaz ikili gibi.
Bir şarkı, onu söyleyen şarkıcıya mal edilmez normalde çünkü beste yapanı var, yapamayanı var. Ama bu şarkı, yıllar içerisinde sanki Sinatra'ya aitmiş hissi yerleştirdi ve şarkının asıl sahibini öğrenince bunu yayında belirtmeden geçemeyeceğimi hissettim.
Teşekkür ederim ben de. :) :F
Şarkıları dinlerken bir kez daha dedim ki biz şanslı bir kuşağız, çünkü romantizmin tavan yaptığı, saygı yüklü o yıllarda güzel öğretmenlerin ve iyi bir müfredatın tıfıl öğrencileriyken, hem radyolardan ki sadece TRT, hem de plaklardan enfes şarkılar dinledik... Çünkü öncemizdeki kuşaklar muhteşem insanlardı. Onlardan mutlaka her evde vardı, gençlerdi, amca dayı, hala, teyze idiler. Emin ol seçtiğin bu şarkılar yeni bebelerin bir kısmı için için pek anlam ifade etmeyecekler, onların yetiştikleri ortam başka ki eğitim sistemi yerlerde zaten, şu son yirmi küsur yıl geçmişte var olan o kadar güzelliği yok etti ki... Ama tüm bunlara rağmen bir gün bu ülke silkinecek ve bambaşka, eskiyle yeninin sentezlendiği enfes bir ülke olacak. Çünkü mayasında Atatürk ve onun kuşağı var.
YanıtlaSilBana birden bir şey oldu sanırım, klavyeye söz geçiremedim, durduramadım... pardon:))
Sevgili Dostum,
SilÖyle güzel anlatmışsın ki, az bile.. :) Tüm bunlara eğitim sisteminin çökmesini gösteriyorum en en en başta! Çünkü senin de yazdığın gibi bizler harika şekilde eğitildik, hem okulda, hem ailede, hem mahallede, sokakta, her yerde. Bizlerden iki kuşak sonra her şey yerinden oynadı. Nasıl oturur yerine bilmiyorum, bizlere görev düşerse seve seve üstlenirim. Silkineceği günlerini bekliyorum güzel ülkemin. :A
Teşekkür ederim sana ve söz dinlemeyen klavyene :D
Üstteki müzik çok hoşmuş, zihnimi dinlendirdi adeta. :) Sayende bir kişiyi daha öğrenmiş olduk. Bayağı üretken biriymiş.
YanıtlaSilDuygucuğum beğenmene çok sevindim. Şarkıyı enstrümantal olarak bu harika orkestrasyonla dinlemek gerçekten çok anlamlı ve keyifli. :T
SilGüzel bir pazar diliyorum. :F
Besteciyi tanıtmakla çok iyi yaptınız, çünkü başlıkta ki isim bana bir şey ifade etmemişti ama dinleyince istemsiz olarak "aaaa" dedim:) Mutlu pazarlar, mutlu haftalar:)
YanıtlaSilSzgnBsl merhaba,
SilÜrettiklerinin gölgesinde kalmış, gizli kahramanlar olarak adlandırıyorum ben bu sanatçıları. Böyle yayınlarla da gün ışığına, hak ettikleri yere çıkarmak gerekiyor.
Çok teşekkürler, enfes bir hafta dilerim. :) :A
Güzel bir bilgilendirme oldu bizim için, müzik hep hayatımızda olsun. :)
YanıtlaSildövüşürken hanımefendi değilim hoş geldin :)
SilMüzisyenler, tüm notalarıyla da müzik hep hayatımızda olsun.
Aydınlık ve eğlenceli bir hafta diliyorum sana. :F
Ne doğru demişsin. Parçaları biliyoruz ama kim yapmış, hikayesi nedir hiç sorgulamıyoruz. Yine de şanslıydık biz. Şimdi müzik diye çalan şeylere bakıyorum da zevksiz, melodisi olmayan boş şeyler çoğu.
YanıtlaSilAda Deniz,
SilBizim zamanın şarkıları söz ve beste olarak çok zengin ürünlerdi. Ruhumuzun gıdasını iyi almış çocuklardık. Yetersiz bilgi ve hayal gücü ile şimdikiler eski şarkıları çevirip, ters yüz edip beste diye önümüze koyuyorlar. Neyse ki eski kayıtlarımız var :)
Merhabalar.
YanıtlaSilNe yalan söyleyeyim, Batı müziğine çok yabancıyım. Ancak, Batı müziğindeki eserlerden, formları bizim Türk müziğine yakın olursa onları dinliyorum. Yoksa, ilgi duyamıyorum. İlk müzik parçasını dinledim ama, bana pek bir şey vermedi. İkinci müzik parçasını da dinledim, ikincisinin de pek birincisinden farklı bir tarafını hissedemedim.
Şimdi bu tür müzik paylaşımları için hiç sayfaya uğramamak mı daha evla, yoksa, sayfayı ziyaret edip, paylaşılan müzikleri de dinledikten sonra, müzik parçaları için dürüstçe ne hissettiğimi yazmak mı daha evla?
Şimdi bir kısım takipçiler diyecek ki, "kardeşim tarzın değilse, o zaman hiç ziyaret etme ve yorum da yazma" Oysa, ben her müziği dinlemek ve dinlediğim müzikler hakkında ne hissettiğimi de dürüstçe paylaşmadan yanayım. Bu tür müzikten anlıyormuş ve beğeniyormuş gibi ahkam kesmek bana göre bir yaklaşım değil.
Elbette emek vererek hazırladığınız ve takipçilerinizle paylaştığınız bu iki değerli eserler için teşekkür eder, emeğinize ve gönlünüze sağlıklar dilerim.
Selam ve saygılarımla.
Recep Bey merhabalar,
SilEstağfurullah, değer verip gelmişsiniz görüşleriniz başım üstüne. Kaldı ki siz, daha önce yayınladığım yabancı müziklerin bazılarını beğenmiş ve enstrümanlarını detaylarıyla incelemiştiniz.
İlk şarkıyı orkestrasyon olarak değil de, Frank Sinatra' dan dinlemiş olsaydınız yüzde yüz eminim ki hatırlayacaktınız. Çünkü yıllardır bu şarkı, bu şarkıcı ile özdeşleşmiş ve bestecisinin de -belki de- o olduğu sanılmaktaydı. Elbette ki zevkler değişebilir ve herkes fikrini söyleyebilir.
Sadece bu yayında yıllarını müziğe vermiş birinin hakkını teslim etmek, adını sanını bilmediğim bu müzisyenin, ergenlik dönemlerimden beri dinlediğim, kulağıma nakşedilmiş şarkısının bestecisi olduğunu ifade etmek benim için önemliydi.
Eminim sonraki yayınlarda kulağınıza ve kalbinize hitap edecek binlerce müzisyenden başkaları olacaktır. Yayınlara verdiğiniz katkı ve yorumdan dolayı teşekkür ederim size. :) :T
Saygılarımla,
Merhabalar.
SilEvet, hatırlıyorum o eserleri. İşte dediğim gibi, dinlerim bir şey bulursam, hissedersem hafızama alıyorum. Esas vurgulamak istediğim konu şuydu, Batı müziğine pek aşina değilim. Biraz daha canlı, hareketli ve ölçüleri bizim ölçülere benzer formda seslendirilmiş ya da icra edilmiş müzikleri beğeniyorum elbette. Ama merak edip şu eser nasıl bir müzikmiş diye hiç araştırma yapmam. Napoli'li bir tenor saksafon cambazı olan Daniele Vitale'nin Avrupa sokaklarında çaldığı müthiş saksafon cover'larını çok beğenirim, özellikle de Lambada dans müziğini.
Selam ve saygılarımla.
Elbette, dediğim gibi daha niceleri olacaktır size hitap eden ve bu arada verdiğiniz örnek müzisyeni de araştırırım. Teşekkür ederim tekrar. :A
Sil