hay allah yorumum uçtu diyordum ki "mücrimi pohpohlayanı" diye şarkısı var sezen aksunun okudum da şarkısından. kendi içinde bir ağırlığı var sanki sözcüğün.
küçük Joe, ben de açtım o şarkıyı dinleyerek yazıyorum şu anda :) Gerçi o "ağırlık" şarkının içinde hafiflemiş görünüyor ama dediğiniz doğru, 'cürüm'den yükünü almış öyle geliyor.
Kahve Zamanı, mücrim kelimesini mücbir ile karıştırmış olabilir misin? Mücbir= Zorlayıcı anlamına geliyor ve mücbir sebep ise "Herhangi bir kimse tarafından alınacak önlemlere karşı, önüne geçilmesi olanaksız, borcun yerine getirilmesine engel, borçlunun iradesi dışında beklenmedik olaylar." demek oluyormuş TDK ya göre. Sayende bir taşla iki kuş vurduk bu kelime dizisinde. :))
Harika bir şarkıdır bu. Ama şarkının şairi İhsan Raif Hanım'ı anmadan geçmek olmaz. Tanzimat sonrası şekillenen edebiyatımızın ilk kadın şairlerindendir kendisi. Aralarında Rıza Tevfik’in de bulunduğu hocalarından iyi bir eğitim almıştır. “Kimseye Etmem Şikâyet”i yazmasına yol açacak “talihsiz hadise” İhsan Raif 13 yaşındayken Taş Konak’ta yaşanır. Odasında kardeşi Belkıs’la oynarken bir gürültü kopar. Kapı açılır ve içeri hayatında hiç görmediği bir adam dalar. İhsan Raif’in hatıralarında “Arap Bacıların komplosu” olarak anacağı olayda içeri dalan ve İhsan’ı kaçırmaya kalkışan adam Reji memuru Mehmet Ali’dir. Hiçbir temas olmaz, Mehmet Ali korkar ve kaçar ancak İhsan Raif’in “adı kirlenmiştir”. Babası, İhsan Raif’in ve diğer aile fertlerinin ağlamalarına, yalvarmalarına aldırmaz ve 13 yaşındaki kızını “o hain Mehmet Ali’yle” evlendirir ve İzmir’e bir sürgün havasında yollar. 1890’da, 14 sene dönemeyeceği İstanbul’a veda ederken içinde ailesinden, çocukluk masumiyetinden, çok sevdiği İstanbul’dan, hem de hiç sevmediği kocaman bir adamın karısı olarak ayrılırken yazar İhsan Raif bu şiiri.
Şiiri ve şairi anarken anmamıza vesile olan kelimeye değinmeden geçmeyelim. Kelimeye sadece "suçlu" manasını vermek yeterli olmaz. Çünkü kelimenin "günahkar" manası da vardır. (Şairin mısrasına bu manayı da ekleyip öyle bakmak yanlış olmaz bence.) Kelimenin Arapça köküne inince 'cirm' ve 'cereme' kelimelerini de buluruz. Ki hepsi aynı manalar etrafında döner. Aşağıdaki manaların hepsi Arapça "c-r-m" kökünün içindedir. vücut, beden, ceset, gövde, oylum, cisim, bir şeyin ana bölümü, miktar, hacim, suç, günah, kusur, kabahat, cürüm, cinayet, suçluluk, kemiklerini ayırmak, suç işlemek, günah işlemek, zarar vermek, hasar vermek...
Bir kelimeden nereye vardık yine. Ne diyordu şair: "Kimseye etmem şikayet"
Ah bu şarkı benim içimi acıtırdı ama hikayesi daha da fena yaptı. O zamanlar nasıl bir mantıkmış bu Yarabbim, 13 yaşındaki çocuğu ceza gibi evden uzaklaştırmak. :(
Siz cirm yazınca cürüm geldi aklıma hemen. Dediğiniz gibi crm kökten türemiş. Neden sadece tek bir kelime ile açıklamış acaba TDK? Sorular, sorular.. :)) Etmem şikayet tamam :)
Oh, ruhun gıdasını aldık sabah sabah :)
YanıtlaSilSokaktaki Asosyal,
SilSokaktaki tezgahtan yemeğimizi yedik, biraz da müzik ve kelimelerle sarmaş dolaş olma zamanı :))
Mücrim, hımm.. Cürümden geliyordur evet. biraz tanıdık geldi..
YanıtlaSilEvet Buketciğim, cürüm kelimesinden türemiş. :)
Silkendini mücrim hissetmek diyolarmış demekki o zaman :)
YanıtlaSilDeeptone,
Sil"Titrerim mücrim gibi, baktıkça istikbalime" bir şeyler hatırlattı mı sana? :))
hay allah yorumum uçtu diyordum ki "mücrimi pohpohlayanı" diye şarkısı var sezen aksunun okudum da şarkısından. kendi içinde bir ağırlığı var sanki sözcüğün.
YanıtlaSilküçük Joe, ben de açtım o şarkıyı dinleyerek yazıyorum şu anda :) Gerçi o "ağırlık" şarkının içinde hafiflemiş görünüyor ama dediğiniz doğru, 'cürüm'den yükünü almış öyle geliyor.
SilHer zaman uğrayamadığım için kendimi mücrim hissettim.:)
YanıtlaSilAh Ebemkuşağı, o mücrim duyguyu ben daha çok taşıyorum asıl, şu aralar ihmal ettim sizi :))
SilMücrim sebepler
YanıtlaSilKahve Zamanı, mücrim kelimesini mücbir ile karıştırmış olabilir misin? Mücbir= Zorlayıcı anlamına geliyor ve mücbir sebep ise "Herhangi bir kimse tarafından alınacak önlemlere karşı, önüne geçilmesi olanaksız, borcun yerine getirilmesine engel, borçlunun iradesi dışında beklenmedik olaylar." demek oluyormuş TDK ya göre.
SilSayende bir taşla iki kuş vurduk bu kelime dizisinde. :))
Ahahshhj:):)öyle olsun
YanıtlaSilKahve zamanı :)))) olsun
SilKelimeyi görür görmez aklıma gelen şarkı:
YanıtlaSilKimseye etmem şikayet, ağlarım ben halime
Titrerim mücrim gibi, baktıkça istikbalime
Perde-i zulmet çekilmiş, korkarım ikbalime
Titrerim mücrim gibi, baktıkça istikbalime
https://youtu.be/HDIBU25z6X4
Ah di mi KuyruksuzKedim.. bu şarkı benim içimi titretiyor.. tam da sevdiğim şarkıcıdan göndermişsin şarkıyı.. helal sana :) <3
SilHarika bir şarkıdır bu. Ama şarkının şairi İhsan Raif Hanım'ı anmadan geçmek olmaz. Tanzimat sonrası şekillenen edebiyatımızın ilk kadın şairlerindendir kendisi.
SilAralarında Rıza Tevfik’in de bulunduğu hocalarından iyi bir eğitim almıştır.
“Kimseye Etmem Şikâyet”i yazmasına yol açacak “talihsiz hadise” İhsan Raif 13 yaşındayken Taş Konak’ta yaşanır.
Odasında kardeşi Belkıs’la oynarken bir gürültü kopar. Kapı açılır ve içeri hayatında hiç görmediği bir adam dalar. İhsan Raif’in hatıralarında “Arap Bacıların komplosu” olarak anacağı olayda içeri dalan ve İhsan’ı kaçırmaya kalkışan adam Reji memuru Mehmet Ali’dir. Hiçbir temas olmaz, Mehmet Ali korkar ve kaçar ancak İhsan Raif’in “adı kirlenmiştir”. Babası, İhsan Raif’in ve diğer aile fertlerinin ağlamalarına, yalvarmalarına aldırmaz ve 13 yaşındaki kızını “o hain Mehmet Ali’yle” evlendirir ve İzmir’e bir sürgün havasında yollar.
1890’da, 14 sene dönemeyeceği İstanbul’a veda ederken içinde ailesinden, çocukluk masumiyetinden, çok sevdiği İstanbul’dan, hem de hiç sevmediği kocaman bir adamın karısı olarak ayrılırken yazar İhsan Raif bu şiiri.
Şiiri ve şairi anarken anmamıza vesile olan kelimeye değinmeden geçmeyelim.
Kelimeye sadece "suçlu" manasını vermek yeterli olmaz. Çünkü kelimenin "günahkar" manası da vardır. (Şairin mısrasına bu manayı da ekleyip öyle bakmak yanlış olmaz bence.) Kelimenin Arapça köküne inince 'cirm' ve 'cereme' kelimelerini de buluruz. Ki hepsi aynı manalar etrafında döner. Aşağıdaki manaların hepsi Arapça "c-r-m" kökünün içindedir.
vücut, beden, ceset, gövde, oylum, cisim, bir şeyin ana bölümü, miktar, hacim, suç, günah, kusur, kabahat, cürüm, cinayet, suçluluk, kemiklerini ayırmak, suç işlemek, günah işlemek, zarar vermek, hasar vermek...
Bir kelimeden nereye vardık yine. Ne diyordu şair:
"Kimseye etmem şikayet"
Bir Edip,
SilAh bu şarkı benim içimi acıtırdı ama hikayesi daha da fena yaptı. O zamanlar nasıl bir mantıkmış bu Yarabbim, 13 yaşındaki çocuğu ceza gibi evden uzaklaştırmak. :(
Siz cirm yazınca cürüm geldi aklıma hemen. Dediğiniz gibi crm kökten türemiş. Neden sadece tek bir kelime ile açıklamış acaba TDK? Sorular, sorular.. :))
Etmem şikayet tamam :)
Sözsüz olarak daha duygu yüklü geldi bana... İlk kez bu şekilde burada dinledim.
YanıtlaSilSemih Keçecioğlu,
SilNarcos' un müziğini ben de bu şekilde sevdim. Teşekkürler katılımına.
Müzik seçimlerin her zamanki gibi harikulade:) Mücrim hazineme katılan yeni bir kelime oldu:)
YanıtlaSilKaystros Tyrha ÇOOOOK teşekkür ederim :))
SilAma mücrim' i bilmiyor olmanıza şaşırdım :)
Cürüm'den çıkabilirdim yola, haklısınız:)
Sil:)
Sil