"Yüzü
pencereye dönüktü. Bahçe göz alabildiğine uzanıyor, yeşil çimenlerin
bazı yerleri kelleşmiş, üstünde mevsime uygun sarı, turuncu, kırmızı
yapraklar yuvarlanıyordu. Ağaçlar rüzgarın her esişinde hoyratlığa
dayanamayıp yapraklarını teker teker bırakıveriyorlardı sonsuzluğa ve
yeniden dirime.
Bu
okul üç nesildir ailesine emanetti. Büyükbabası ile ona içinde
kaybolacağı dev bir orman gibi gelen okul bahçesinde gezinirlerken, bir
gün kendisinin onun yerine geleceği temennileriyle büyümüştü. Dedesi ve
babasının ardından aldığı görevde; onlar kadar ses getirebileceğinden
kuşku duysa da yeniliklere, zamana ayak uyduran yöntemiyle gençlerin ve
aynı zamanda sisteme, gelenekçi tutumu yumuşak bir şekilde yerleştiren
yapısıyla da ailelerin gönlüne yerleşmesini bilmişti.
Zaman
öyle hızla akıp gitmişti ki, şairin dediği gibi "yılların telaşlarda
bu kadar çabuk geçeceği" aklına gelmezdi. Şiirin devamındaki gibi
"sevgileri yarınlara bırakmamıştı" asla. Çok sevmişti hem dünde, hem
bugünde, hem yarında.
Okula
yeni ders yılında gelen genç öğretmenlerdendi. İlk görüşte kalbinin,
göğüs kafesini yırtarak ona koşmak istediğini bugün gibi hatırladı.
Ortak ilgi alanlarını keşfetmek için farkettirmeden etrafında dolaşıp,
en ufak bilgiyi bile kaçırmıyordu. Onun üstüne düşmeden ama ilgisini de
belli edecek tekliflerde bulunuyor, her seferinde "ya kabul etmezse"
endişesini yaşıyordu. Ne kadar uzun gelmişti bu yakınlaşma süresi ona.
Sonunda ilk yemek teklifini ettiğinde, o da yanakları pembe pembe
gülümseyerek "evet" demişti. Sonrasında hislerini yavaşça itiraf etmiş
ve onun da bu ilgiye cümleleriyle sıcak baktığını görünce aklını
kaçıracağını sanmıştı mutluluktan."
******************
********************
Sıkılmıştı.
Aynı tarz öyküleri okumaktan fena halde sıkılmıştı. Göz kapaklarını
oğuşturdu. Daha fazla devam edemeyeceğini anlayıp, elindeki dosyanın en
son sayfasını açtı:
******************
Bir
hayat üzerine yıkıldı adamın. Hem iki gözünden birini, kalbini, ruhunu
kaybetmişti, hem de ikisinin mutluluğunun ışığı olan bebeği. O gün;
aldığı karardan oldukça emindi ama şimdi tek başına, yaşadığı mutluluğun
izlerini fotoğraf karelerinde seyrediyordu.
Belki hayat, hepimize birşeyleri işaret ediyordu... olanları görmek ve tüm kalbiyle algılamak ise bize kalıyordu."
SON
*****************
Dosyanın
kapağını kapattı. Okuduğu şeyin fazlasıyla duyguları sömürdüğünü
düşündü. Yorgundu, dosyayı masaya gelişigüzel bıraktı ve gözlerini
oğuşturdu. Merakla sonucu bekliyordu bunu yazan kişi. Artık daha fazla
oyalayamayacaktı. Her defasında sekreteriyle muhatap olmaktan sıkılmış
bir ses tonuyla konuşmuştu en sonuncusunda. Oysa böyle kaç taslak
okuduğunu bilseydi, bu kadar üsteler miydi acaba?
Bu
tarz hikayeler çok fazla yazılmıştı. İki aşık, düzgün bir aile
yaşantıları var. Herşey tam yolunda gidecekken çiftten biri mutlaka
hastalanır ve ölümcüldür durumu. vs vs. Evet anlatımı iyiydi, kelimeleri
seçişi, cümleler arasındaki ahenk ama olmazdı işte olmazdı. Yarın ona
neler söyleyeceğini düşünmek istedi ama başı çatlayacak kadar
ağrıyordu. Işıkları kapadı ve yatak odasına gidip, kendini uykuya
teslim etti.
********************
Geceyarısı
diğer odadan gelen sese uyandı. Gözkapakları birbirine yapışmış gibi
açılmıyordu sanki. Elleriyle iyice oğuşturdu ve üstüne birşey alarak
odaya doğru yürüdü. Çalışma odasının kapısını kapattığına emindi. İçeri
girdi, herşey yerli yerinde gözüküyordu, yolunda olmayan bir şey yok
gibiydi. İçinden "beni uyandıran neydi acaba?" diye düşündü, eliyle
boşver işareti yaptı ve tam dönüp gidecekken birden masadaki ışıltılı
notu farketti.
Merakla
masaya yaklaştı, lambayı yaktı. Yatmadan önce okuduğu dosyanın kabı
duruyordu ama içinde kağıtlar yoktu, bomboştu. Şaşkınlıktan ağzı açık
kaldı ve üstüne bırakılan notu eline aldı. Bu nesne kağıt gibi de
değildi aslında, ipek ve tüy karışımı bir dokusu vardı ve üstünde
mürekkep yerine ışıltılar saçan altın tozu kullanılarak yazılmış, uçar
gibi duran elyazısı vardı.
***************
"Sayın Bay,
Eşimle
yaşadıklarımızı anlamanız için gerçekten aşk duygusunu tüm damar
uçlarınızda bir kez hissetmiş olmanız gerekir. Bunu hiç hissetmediğinizi
anlamış bulunuyor ve üstünüzde yük olan dosyayı sizden alıyorum."
***************
Senenin sonlarına doğru yayınlanan bu eser, 7 dilde çeviriyle satış rekorları kırdı.
|)__)
-”-”-
not: yazıda kullanılan görsel google' dan alıntıdır.
👍👍👍
YanıtlaSil🤗🌷
SilAşk hikayelerinde klasik zaten. Hastalık ve araya giren kara kediler. Ama sonu çok iyiydi. Demek satış rekorları kırmış:)
YanıtlaSilMesleğinin getirdiği tükenmişlik sendromundan, farkedemediği ve okurken içine giremediği satırların kendisine tokat gibi indiği andır işte satış rekorları :))
SilTeşekkür ederim sevgili Beyda
Güzelmiş, duygusal romanları severim. Çok teşekkürler.
YanıtlaSilBen de severim.. teşekkür ederim Eğitim Pınarı :)
Silteşekkürler güzel blog beğendim.
YanıtlaSilHoşgeldiniz Sev7, ben teşekkür ederim ziyaretiniz için. Sevgiler,
Silgüzel sonu vardı. hangi öykü ki buuu yaaaaa :)
YanıtlaSilDeep, sadece öykü valla :)))
Sil7 dilde çeviriyle deyince hımm, o da kurguya dahilmiş, kandidin biziiii :)
Silkandırdıımm nazlı yarii, ödüllü öykülerleeee :)))))))
SilBen de deep gibi düşündüm tam hangi kitap diye soracakken onun yorumunu gördüm 😅
YanıtlaSilDerya,
Sil:)))) öykü içinde de nobel aldırtırım valla, hiç sakınmam :)))