Metroya bindi, ilk istasyonda boş metroya binmenin keyfi ile cam kenarı bir yer bulup oturdu. Hava güneşliydi. Yolda olduğunu haber vermek için çantasından cep telefonunu çıkardı ve mesaj yazmaya başladı.
Tam o esnada yanındaki boşalan koltuğa biri oturdu. Oturur oturmaz bacak bacak üstüne attı. Bu hareket, ona o kadar tanıdık geldi ki, bir an “o mu acaba” dese de, bambaşka şehirlerde olduklarını hatırladı ve tekrar mesajını yazmaya devam etti başını hiç kaldırmadan.
Biraz sonra yanında oturan kişi, sanki çok uzun süre oturup, hareketsiz kalmış gibi bacaklarının ikisini de yanyana açık bir şekilde koydu ve sinir boşalması yaşar gibi titretmeye başladı. Aynı onun gibiydi hareketleri, merak ediyor ama bakamıyordu sağ tarafına doğru. Daha doğrusu sanki onunla beraber yanyana yolculuk yapıyorlarmış hissini özlediğinden bakmak istemiyordu.
Yine başı önünde mesajı yazarken, yanındaki kollarıyla kocaman hareketler yapıp, en sonunda saçını başını düzeltip, tekrar sabit durdu. Bir insan, bir insana benzerdi evet ama ya hareketleri? Sanki biri onu kopyalamıştı. Hiperaktif bir çocuk gibi, yol boyunca sürekli kıpırdandı durdu yandaki yolcu.
En son durağa kadar beraberdiler. Metro istasyona girerken, ani bir zıplamaya benzer hareketle kalktı yanındaki ve kapının önüne geldiğinde yine kollarını düzeltir biçimde silkeledi. Artık kafasını kaldırdı dayanamayıp baktı, acaba o mu gerçekten? kuşkusuyla.
Tip olarak da benzer olduğunu gördü. Kalkıp kapıya doğru ilerlerken, “bugün seninle yolculuk etmek varmış sevgili arkadaşım” diye içinden geçirdi gülümseyerek.
|)__)
-”-”-
not: yazıda kullanılan gif Tumblr 'den alıntıdır.
çok güzeldi emeğine sağlık sevgiler ..bir devam olursa güzel olur :)
YanıtlaSilBeğenmene çok sevindim 😊 devamını düşünmedim, anlık gelişen bir şeydi ama olabilir gibi hissettim şmdi.. sağol sevgiler..
SilÖnce dinleyerek okudum. Sonra dayanamadım bir de ışığı kapatıp sadece dinledim. Nefis oldu vallahi! Ellerinize sağlık sevgili Momentos.. :)
YanıtlaSildipnot: devamı bence de gelmeli
Harika :) Beğenmene çok çok sevindim.. :)
Sildipnot: bakalım çalışacağım üstünde :)
Bazı ufak paranoyalarımız tatlı geliyor, onları umut yapıp tutunuyoruz. Sonrası derseniz hikayedeki gibi meçhul, mutlu son da olabilir sıkıntılı da. Hikayelerin zihni hareketlendiren empatik kurgu yaptıran taraflarını çok seviyorum.
YanıtlaSilEvet, yüreği hoplatıyor birden.. bazen özlemle, bazense korkuyla. Gülümsetmeye doğru yönlendiren daha ilgimi çekiyor itiraf edeyim :)
SilYeni tanıştığım kız bana tıpkı benzeyen birinden söz edince "sahi mi?" demiştim, sonra çocuğu görünce hak verdim, çocuk benim kopyamdı, sadece gözlük takıyordu , sakın o olmasın yanına oturan :))
YanıtlaSilHahahahahaha... bak bu da harika bir öykü girişi.. hadi Oruç Kaptan, bekliyorum(z) seni de, öyküler alemine yolculuk yapalım :)
SilBeden dili eğitiminde buna benzer bir şey söylemişti hocamız.Kişiyle ortaklık kurmak için gözüne sokmadan aynı hareketleri yapın demişti.Onun anlattıklarını hatırladım bu hikayede :)
YanıtlaSilAaa süpermiş bu :) abartılı hareketleri gösterebilmek için ayna olmak gerek, çok doğru.. :)
SilBen cok merakliyim. Bunun devami olmali bence. :))
YanıtlaSil:) Hoşgeldiniz... çalışmalar sürüyor efendim :)
Silçok hoştu bu ivit. chet baker da bayılırııım :)
YanıtlaSilİkisini de beğenmene sevindim.. Chet Baker' a daha fazla :))
SilMüzik ve yazı çok güzel. Kalemine sağlık.. Ben daha önce yazdım yorum ama geldi mi gelmedi mi bilemedim.. Tekrar yazdım, çünkü gerçekten çok hoş
YanıtlaSilMaalesef Ezgiciğim, spam ve denetleme bekleyen bölüme bile baktım yok maalesef.. Bloggerda böyle bir iki durum oldu :(
SilBeğenmene sevindim canım.. Çok teşekkür ederim. :)