25 Kasım 2012 Pazar

baba





"Hey bak ne diyeceğim, haydi gidip iskeleden ayaklarımızı sarkıtalım."

"Soğuk değil midir su?"


"Sanmam, şimdi su ısınmıştır ama dışarısı serin olduğundan su soğukmuş gibi gelir insana."


"Sen nerden biliyorsun bunu?"


"Babam anlatmıştı bana."


"Bana niye anlatmadı?"


"Sen küçüktün, anlamazsın diye anlatmamıştır."


"Ben onu özlüyorum.."


"Hepimiz özlüyoruz. Ben de, annem de, büyükannem ve büyükbabam da.."


......


"..ama biliyor musun o da bizi özlüyordur."


"Nerden biliyorsun?"


"Rüyamda gördüm bir kere. Kollarını açmış bizim eve doğru koşuyordu. Hepimiz ona bakıyorduk ama öylece duruyorduk. O ise bütün gücüyle koşuyor, koşuyor bir yandan da sizi çok özledim diye bağırıyordu ama bir türlü yaklaşamıyordu."


"Sonra ne oldu?"


"Sonra ben uykumdan uyanıp ağlamaya başladım. Çok üzülmüştüm babamı öyle görünce. Kollarını açmış koşuyor ama bir türlü sarılamıyordu bize."


"Ağlama abla... şimdi babam da üzülür"


"Evet, haklısın."


"Gel haydi ayaklarımızı sokalım suya, en fazla kim dayanacak soğuya yarışalım."


"Tamam"






{ಠ,ಠ}
|)__) 
-”-”-



Not: Görsel burdan alınmıştır.




2 yorum:

  1. Buketciğim hayatın içinden bir kesit işte. Bir hüznü yadederken, içinde bulunulan an da nasıl kaçırmadan yaşabilinir yazmak istedim. Herşeye rağmen...

    YanıtlaSil

{ಠ,ಠ}
|)__)
-”-”-


Dikkat Spama düşen yorumlar denetimden geçerek yayınlanacaktır.

:)

;)

:D

:(

=(

:@

:X

:O

:P

:F

:Y

:A

<3


:T

:H