Porselen reçel kaşığı elinden düştü ve yerde parçalara ayrıldı. Ta içinde o kaşığın minicik hatırası olan bir yer yırtıldı. Eğilip topladı ve onları nazikçe sarıp, mutfaktaki çöp kutusuna koydu.
O esnada salondaki televizyonda çok genç bir sinema yönetmeninin ölümünü haber olarak geçiyordu bir kanal. Ölüm her zaman yanıbaşlarındaydı. Hayat varsa, ölüm de vardı. Neşe kadar, kederin de yeri vardı yaşamda. "Yine ölüm içeren bir yazı olursa ne diyecekler acaba" diye düşündü ve hafifçe gülümsedi. Oysa onun yaşamında herşey yolundaydı. Mutluluktan ölünür mü acaba? diye düşünecek denli bir duygulanım içindeydi. Bir seyahatlerinde, uçak piste inmeyip pas geçtiğinde tüm yolcular tedirgin olmuş, pilotun "bir sorun yok, tekrar iniyoruz" açıklaması bile herkesi soğuk terler içinde bırakmışken, o, dünyayla ilişkisi sonlanırsa bundan hiç gocunmayacak, bu dünyada gerçek-saf sevgiyi yakaladığından, ruh eşiyle tanışmasından sonra tüm yaşamına eşitlenecek zamanlar yaşamasından ve tam da o anda el ele olmalarından dolayı son derece rahat, huzurlu bir tavır içindeydi.
Yaşamın son çeyreğinde böyle bir mutluluk yakalanıp da sonlanırsa eğer, ahir dünyada devamını sağlayarak torpil geçerdi elbette Yaradan. Acaba o genç yönetmen de derin bir aşkı yakalamış mıydı diye düşündü bir an. Sonra hemen aceleyle kalktı ve mutfaktaki işlerine yöneldi. Mükemmel bir pasta hazırlayıp sevgilisinin doğum gününü kutlamak, o pastayla onu ne kadar sevdiğini göstermek istiyordu. Tüm malzemeler ortaya çıktı. Saatler sürdü çalışması ama üzeri dantel gibi işlenmiş enfes bir sevgi sunumuyla hazırdı artık.
Kapı çaldığında, o da İyi ki doğdun şarkısını cd çalara koymuş düğmesine basmıştı bile.
O esnada salondaki televizyonda çok genç bir sinema yönetmeninin ölümünü haber olarak geçiyordu bir kanal. Ölüm her zaman yanıbaşlarındaydı. Hayat varsa, ölüm de vardı. Neşe kadar, kederin de yeri vardı yaşamda. "Yine ölüm içeren bir yazı olursa ne diyecekler acaba" diye düşündü ve hafifçe gülümsedi. Oysa onun yaşamında herşey yolundaydı. Mutluluktan ölünür mü acaba? diye düşünecek denli bir duygulanım içindeydi. Bir seyahatlerinde, uçak piste inmeyip pas geçtiğinde tüm yolcular tedirgin olmuş, pilotun "bir sorun yok, tekrar iniyoruz" açıklaması bile herkesi soğuk terler içinde bırakmışken, o, dünyayla ilişkisi sonlanırsa bundan hiç gocunmayacak, bu dünyada gerçek-saf sevgiyi yakaladığından, ruh eşiyle tanışmasından sonra tüm yaşamına eşitlenecek zamanlar yaşamasından ve tam da o anda el ele olmalarından dolayı son derece rahat, huzurlu bir tavır içindeydi.
Yaşamın son çeyreğinde böyle bir mutluluk yakalanıp da sonlanırsa eğer, ahir dünyada devamını sağlayarak torpil geçerdi elbette Yaradan. Acaba o genç yönetmen de derin bir aşkı yakalamış mıydı diye düşündü bir an. Sonra hemen aceleyle kalktı ve mutfaktaki işlerine yöneldi. Mükemmel bir pasta hazırlayıp sevgilisinin doğum gününü kutlamak, o pastayla onu ne kadar sevdiğini göstermek istiyordu. Tüm malzemeler ortaya çıktı. Saatler sürdü çalışması ama üzeri dantel gibi işlenmiş enfes bir sevgi sunumuyla hazırdı artık.
Kapı çaldığında, o da İyi ki doğdun şarkısını cd çalara koymuş düğmesine basmıştı bile.
Maşallah güzel kurguluyorsun.. Ze vkle okudum.. Devam lütfen..
YanıtlaSilSevgili Profösör :) sizi görmek ne güzel..
YanıtlaSilDevam edeceğim efendim, zira beni çok mutlu eden bir şey yazmak.
Sağlıcakla kalın,
hımm satırlar gerçek olsa keşke dedim...
YanıtlaSilkurdu değil de yaşamın satırları olsaydı sevinirdim ben...
"Yaşadıklarımız yazdıklarımızdır, yazdıklarımız yaşadıklarımızdır" demiş bir yazar. Neden olmasın Ebrucuğum :)
YanıtlaSil