Vefat ettiğinde Üç yaşında bir kızı olan ve uzunca bir süredir kanser tedavisi gören şair Didem Madak; 41 yıllık ömrüne sığdırdığı üç şiir kitabında yaşadığı “çok zor ve sert bir hayata” karşı var olmanın şiirini, ironiyle ve kendine özgü bir dil kurarak yazmıştır.
Yazmak onun var olmak istediği ütopyaya ulaşmak için kullandığı bir tür sıçrama tahtası, kendini kurtarma aracıydı. Yaşadığı dünyada gördüğü çirkinliklere karşı kendini o dünyadan ayrıştırmanın şiirini yazıyordu. Nitekim geçtiğimiz yıllarda yayın hayatına son veren Heves Şiir Eleştiri Dergisinin 26.sayısında Aslı Serin’le yaptığı söyleşide: “Şiirle ancak kendini kurtarırsın bence, dünyayı kurtarmak isterdim ama ben bir çeşit “Didem’in kurtuluş örgütü” kuruyorum şiir yazarken” diyordu.
İlk iki kitabı “Grapon Kâğıtları ve “Ah’lar Ağacı” nda okurlarına daha çok ölüm temasını duyumsatan Madak, son kitabı “Pulbiber Mahallesi” nde yaşama sarılan, içindeki yaşama gücünü keşfeden, yaşama ısrarıyla dolu şiirler kaleme almış, yeni bir kitap yazarsa isminin “efsun” olacağını belirtmişti.
“Şiir bir yalnızlaşma aracı, rest çekme çekip gitme tükürme aracı başka da bir olanak yok hayatta rest için” diyen ve son dönem Türk şiirinde yazdıklarıyla kendi okur kitlesini oluşturmayı başarmış bir şair olan Didem Madak’ı ebedî âleme uğurlamış olsak da; onun şiirleriyle okurlarının gönlünde yaşamaya devam edeceğinden kuşkum yok.
Didem Madak'ın vefat haberini duyduğumda yukarıdaki satırları yazmıştım. Okurları onu ve şiirlerini geleceğe taşıdı. Taşımaya da devam edecek. Yüreğinize sağlık.
Hayatın içinde ölümle sınanmış bir kadının, ölümsüzlüğe mertebesi ne kadar ironik. Ben en çok Grapon Kağıtları kitabında yer alan "Annemle İlgili Şeyler" şiirinden etkilendim. O kadar net, dolambaçsız anlatmış ki içindeki kökleşmiş acıyı, hissetmemek mümkün değil. Buraya almak istedim şiiri.
Annemle İlgili Şeyler
Yaşasaydın, hayatının ortasına Güller yığan bir adam olsun isterdim babam. Sen bir çocuk romanı annesi ol isterdim. Ölü mısır tarlaları hışırdıyordu Ve kalbimde çıngıraklı yılan sürüleri diye başlayan bir çocuk romanında… Şalına sarınırdın, toprağa sarınır gibi Erken öleceğini biliyordum bana bırakmak için, bu acımasız ölü anne sesini.
Satırlarınızı paylaştığınız için teşekkür ederim mabelard. Şiirler daima bizimle olsun !
İstanbul kadar kocaman bir karga omzumdayken Tom tom yokuşundan aşağı bırakıyorum kendimi/ ağanın eli tutulmaz / içimden öyle geldi / yokuş aşağı kaptırmak çocuklar gibi çılgıncasına / bir de kargayı karıştırdık postallarımız yetmezmiş gibi :) öptüm Momentos :)
Taksim' in oyuncu çocuğu.. ruhun hiç doymasın oyunlara. Akşam olup da annen eve çağırdığında bile, mutlaka sokakta bir yerlerde soluğun koştursun.. Sevgiler :)
yorumunu gördüm dee, en iyi teklif adlı filmle ilgili, tornatore yaa, en sevdiğim bikaç yönetmenden birii, kieslowski ile birlikte, kaçırma filmlerinii. cennet sineması zaten bilirsin en önemli filmiii :)
Gördüm deep, ama burdan değil de, o sayfadan cevap yazdım sana ben.. konuyla alakalı diye.. senin sayfanda da son yazına yorum yapıp, durumu aktarmıştım. Teşekkürler.
Yine çok güzeldi. Devamlarını bekliyorum:)
YanıtlaSilTeşekkürler Beyda :) devamı gelecek.
SilTek kelimeyle harikaydı... :) Ellerine sağlık!
YanıtlaSilDinlediğin ve yorumun için teşekkürler efsunvari :)
SilVefat ettiğinde Üç yaşında bir kızı olan ve uzunca bir süredir kanser tedavisi gören şair Didem Madak; 41 yıllık ömrüne sığdırdığı üç şiir kitabında yaşadığı “çok zor ve sert bir hayata” karşı var olmanın şiirini, ironiyle ve kendine özgü bir dil kurarak yazmıştır.
YanıtlaSilYazmak onun var olmak istediği ütopyaya ulaşmak için kullandığı bir tür sıçrama tahtası, kendini kurtarma aracıydı. Yaşadığı dünyada gördüğü çirkinliklere karşı kendini o dünyadan ayrıştırmanın şiirini yazıyordu. Nitekim geçtiğimiz yıllarda yayın hayatına son veren Heves Şiir Eleştiri Dergisinin 26.sayısında Aslı Serin’le yaptığı söyleşide: “Şiirle ancak kendini kurtarırsın bence, dünyayı kurtarmak isterdim ama ben bir çeşit “Didem’in kurtuluş örgütü” kuruyorum şiir yazarken” diyordu.
İlk iki kitabı “Grapon Kâğıtları ve “Ah’lar Ağacı” nda okurlarına daha çok ölüm temasını duyumsatan Madak, son kitabı “Pulbiber Mahallesi” nde yaşama sarılan, içindeki yaşama gücünü keşfeden, yaşama ısrarıyla dolu şiirler kaleme almış, yeni bir kitap yazarsa isminin “efsun” olacağını belirtmişti.
“Şiir bir yalnızlaşma aracı, rest çekme çekip gitme tükürme aracı başka da bir olanak yok hayatta rest için” diyen ve son dönem Türk şiirinde yazdıklarıyla kendi okur kitlesini oluşturmayı başarmış bir şair olan Didem Madak’ı ebedî âleme uğurlamış olsak da; onun şiirleriyle okurlarının gönlünde yaşamaya devam edeceğinden kuşkum yok.
Didem Madak'ın vefat haberini duyduğumda yukarıdaki satırları yazmıştım. Okurları onu ve şiirlerini geleceğe taşıdı. Taşımaya da devam edecek. Yüreğinize sağlık.
Şiirle kalın.
Hayatın içinde ölümle sınanmış bir kadının, ölümsüzlüğe mertebesi ne kadar ironik. Ben en çok Grapon Kağıtları kitabında yer alan "Annemle İlgili Şeyler" şiirinden etkilendim. O kadar net, dolambaçsız anlatmış ki içindeki kökleşmiş acıyı, hissetmemek mümkün değil. Buraya almak istedim şiiri.
SilAnnemle İlgili Şeyler
Yaşasaydın, hayatının ortasına
Güller yığan bir adam olsun isterdim babam.
Sen bir çocuk romanı annesi ol isterdim.
Ölü mısır tarlaları hışırdıyordu
Ve kalbimde çıngıraklı yılan sürüleri
diye başlayan bir çocuk romanında…
Şalına sarınırdın, toprağa sarınır gibi
Erken öleceğini biliyordum bana bırakmak için,
bu acımasız ölü anne sesini.
Satırlarınızı paylaştığınız için teşekkür ederim mabelard. Şiirler daima bizimle olsun !
ah ne şair ama de mi yaa bi de birhan keskin :) dolunay gecelerini koydum şincik blogumaaa :)
YanıtlaSilGördüm, çok teşekkürler yardımına deep. Sevgiler,
Silİstanbul kadar kocaman bir karga omzumdayken Tom tom yokuşundan aşağı bırakıyorum kendimi/ ağanın eli tutulmaz / içimden öyle geldi / yokuş aşağı kaptırmak çocuklar gibi çılgıncasına / bir de kargayı karıştırdık postallarımız yetmezmiş gibi :) öptüm Momentos :)
YanıtlaSilTaksim' in oyuncu çocuğu.. ruhun hiç doymasın oyunlara. Akşam olup da annen eve çağırdığında bile, mutlaka sokakta bir yerlerde soluğun koştursun..
SilSevgiler :)
Severim bu Didem Madak şiirlerini...
YanıtlaSilSen güzel okuyup,hakkını vermişsin.Tebrikler :)
Şiirlerini okurken, yaşadığı acılar acılarım oluyor birden. Kimbilir belki o yüzden..
SilTeşekkür ederim Yurdagül :)
yorumunu gördüm dee, en iyi teklif adlı filmle ilgili, tornatore yaa, en sevdiğim bikaç yönetmenden birii, kieslowski ile birlikte, kaçırma filmlerinii. cennet sineması zaten bilirsin en önemli filmiii :)
YanıtlaSilGördüm deep, ama burdan değil de, o sayfadan cevap yazdım sana ben.. konuyla alakalı diye.. senin sayfanda da son yazına yorum yapıp, durumu aktarmıştım. Teşekkürler.
Silah o yorumu gördüm deee, ben burda yanıtlıycan daa adadenizinde de ilgili yorum yapcan sandımdı, tımıms pikuuu :)
Sil:))
SilŞiiri okumaktan çok dinlemeyi severim ben. Teşekkürler...
YanıtlaSilBir şiiri de sizin için okurum madem :) Ben teşekkür ederim.
Silne güzelmiş..sevgiler...
YanıtlaSilTeşekkür ederim.. benden de sevgiler,
Silgüzel olmuş şiirli video..sesinize sağlık..🙂
YanıtlaSilZiyaretiniz ve yorum için teşekkür ederim Ertuğrul bey :)
Sil