Durum :
1. (isim) Bir şeyin içinde bulunduğu koşulların hepsi; yer, vaziyet (I), hâl, hâlet, keyfiyet, mevki, manzara, pozisyon.
"Genel Sekreter, kazadaki sıtma durumu hakkında verdiğim uzun tafsilattan pek memnun kaldı." - Reşat Nuri Güntekin
2. (isim) Duruş biçimi; tavır.
3. (isim) Bireyin toplum içindeki ilişkileriyle belirlenen yeri.
* * * * *
Birleşik Kelime olarak kullanımı :
Durum eki, açık durum, coğrafi durum, geçerli durum, istenmeyen durum, ruhsal durum, seferî durum, süredurum, sürer durum, üç durum yasası, yalın durum, ad durumu, araç durumu, ayrılma durumu, belirtme durumu, birliktelik durumu, bulunma durumu, çıkma durumu, çiçek durumu, dış çizgiler durumu, duygu durumu, eşitlik durumu, gün durumu, hava durumu, ilgi durumu, isim durumu, kalma durumu, tamlayan durumu, uzaklaşma durumu, yönelme durumu, yükleme durumu.
(Liste uzun olduğu için kelimelerin açıklamalarını buraya alamadım. TDK' dan bknz.)
* * * * *
Birleşik Fiil veya Kalıp Söz olarak kullanımı :
... durumuna düşmek, ... durumunda olmak (veya bulunmak), durum almak, durumdan ders çıkarmak, durumdan vazife çıkarmak, durumu bozulmak, durumu düzelmek, durumunu açmak.
* * * * *
Kelime Kökeni:
(Bilgiler, Nişanyan sözlükten alıntıdır.)
Eski Türkçe turum “boy, endam” sözcüğü ile eş kökenlidir. Bu sözcük Eski Türkçe tur- fiilinden Eski Türkçe +Im ekiyle türetilmiştir.
Türkiye Türkçesi kullanımdan düşmüş bir sözcük iken, Dil Devrimi döneminde canlandırılmıştır.
(durum vaziyet)
Tespit edilen en eski Türkçe kaynak ve diğer örnekler :
Eski Türkçe: “boy” [Kaşgarî, Divan-i Lugati't-Türk, 1073]
"bir er turumı sūw" [bir adam boyu su]
Yeni Türkçe: “vaziyet, hal” [Cumhuriyet (gazete), 1934]
"Böylece yurd yarı koloni oldu. Bu durum kurtuluş savaşına kadar sürdü."
{ಠ,ಠ}
|)__)
-”-”-
not: görsel, internetten alıntıdır.