Bir türlü konuşmaya başlayamayan, kekeleyip duraksayan sesiyle "Merhaba Öykü, ben seni görebilir miyim?" dedi Nazlı. "Yarın sabah erkenden gelecektim zaten. Bekleyemeyeceksen tamam görüşelim." Ahizeden gelen sesin tonu aceleci ve sabırsızdı. "Evet evet görüşelim."
"Tamam, ben karşıya geleyim o zaman." "Yok, ben kadıköye geliyorum, seninle beraber döneriz." "Tamam peki"
Dışarıda yağmur ve fırtına vardı, Nazlı arabayı kullanacak pozisyonda değildi ki, vapurla geçeceğini söylemişti. Öykü, zorlu bir gece olacağını hissederek yanına bir iki eşyasını aldı ve o da hemen evden çıktı. Vapur iskelesinde buluştuklarında, Nazlı' nın üstünde incecik bir monttan başka birşey olmadığını gördü. Sarıldılar, "Bir çay içelim mi?" dedi Nazlı ve hemen yakındaki kafeye yürüdüler hızlı hızlı.
İçerinin sıcak havası ikisine de iyi gelmişti, tokat gibi yedikleri rüzgardan sonra. Sipariş ettikleri çay masaya geldiğinde Öykü, Nazlı' ya farkettirmeden onu incelemeye aldı. Bu yaptığının bir sebebi vardı. Zira Nazlı bipolar hastasıydı, zaman zaman atak geçiriyor, hastahaneye yatırılmasına gerek duyulacak endişe ve takıntıları oluyordu. Üstelik daha önceki ataklar, kendini eve kapattığından, kapıların kırılması ve evin içine iri kıyım hastabakıcıların ellerinde epey güçlü sakinleştiricilerin olduğu iğnelerle dalmasıyla son bulmuştu hep. Sakinleştiği ve kendinde olduğu dönemlerde konuştuklarında, bu yaşadığı sahnelerin beyninde çok iz bıraktığını, kendini çok kötü hissettiğini anlatmıştı Nazlı.
(devamı var)
{ಠ,ಠ}
|)__)
-”-”-
not: fotoğraf buradan alıntıdır.
merak ettim devamını, ayrıca lindsey e hastayımm
YanıtlaSilBen de yeni keşfettim ve bayıldım :) teşekkürler Buşra.
SilSevgili arkadaşım. Daha "bipolar" başlığını görür görmez, kardeşimin yanımda geçirdiği nöbet aklıma geldi. Kendimi o kadar çaresiz ve ona doğru hiçbir yaklaşımımın yararı olmayacağını bilerek çırpınışımı hâlâ unutmadım. Yalnızca bir defasında gençti, askerliği Van'da yapıyordu ve dayak olayından dolayı atak geçirmiş, Ankara'ya hastaneye sevk edilip bırakılmış ve aileye almaları için haber verilmişti. Eşim biraz işgüzardı, o hasta çocuğun derhal İstanbul'da bir Üniversite hastanesine yatırılması gerekirken (ki tüm ailem oradaydı, onlara teslim edebilirdi.), alıp Çanakkale'ye iki çocuklu eve getiriyor. O bir haftanın ne kadar uzunmuş gibi geçtiğini, sürekli teyakkuzda olmanın zorluğu bir yana, çocuklarımı korumakta çok güçlük çektiğimi hatırlıyorum. O gecelerden birinde, eşim belki de polis olup müdahale hakkını bulmuş olmalı ki, birden yüksek sesle "Yeter!" diye bağırdı. Bir kedi gibi büzüldü yatakta ama ben göz yaşlarına boğuldum. Çok zordur. Hikâyeni ilgiyle takip edeceğim Sezer'ciğim. Eline sağlık, sevgimle canım :)
YanıtlaSilEceciğim, bu hem hasta hem de yakınları için oldukça yorucu, sıkıntılı anlar yaşatan bir hastalık. Hastanın ciddi ilaç takibinde olması gerekir, yoksa herhangi küçük bir sıkıntıyı kafalarında kurgulamaları ve o kurgu üzerinden yürümeleri an meselesi. Allah kolaylık versin, şu anda ne durumda kardeşin merak ettim.. sen de yazsana Ece kendi gözünden izlediğin bu durumu, belki yardımcı olabiliriz birilerine.. Çok teşekkür ederim yorumuna, içtenliğine. :)
SilMerakla bekliyorum devamını. Kaleminize sağlık...
YanıtlaSilİkinci bölüm geldi :) Teşekkürler, sevgiler...
SilCanım Yüreğine, kalemine sağlık..
YanıtlaSilDevamını şimdiden merak ettim.Kafamda kurmaya başladım 😂
Sevgiler 😍
Çok teşekkür ederim :)
SilBebeğe ve sana kucak dolusu sevgiler <3 :)
Merakla bekliyorum. Istanbulcanlandi gözlerimin önünde okurken 😊
YanıtlaSilBir nostalji yapayım dedim kendime :) Teşekkürler :)
SilCanım, rica ederim. Şu anda kardeşim altmış yaşında, ilaçlarını düzenli içiyor. Hatta çalışıyor. Fakat iç aleminde neler yaşıyor, biraz uzak oturuyoruz bilemiyorum. En azından çok uzun süredir hastaneye yatış olmadı. İlaçlarını düzenli almasına veriyorum. Tabii ki hikâye ederim. Aslında farkındalık yaratabiliriz. Teşekkürler arkadaşım. Sevgimle :)
YanıtlaSilSanırım belli yaşa gelince duruluyor ve sakinliyorlar. O iç alem var ya, kazan gibi kaynıyordur eminim. :/
SilDesteğin için çok teşekkürler canım Ece :)
Az önce 2. bölümünü okumuştum... Müzikler yayınlarda çok iyi gidiyor... İyi müzik seçimi... Öykü her ne kadar zor bir yaşamdan bahsetse de
YanıtlaSilHoşgeldiniz SNMZ, müzik ve edebiyat vazgeçilmez ikilim.. Farkındalığınız için teşekkürler :) Cidden çok zor bipoların yaşamı.
Silaman yaaa yazık öyle kapı kırmak filan of of ya yazık onaa.
YanıtlaSilAllah aklımızla sınamasın bizi deep :/
SilMerhabalar.
YanıtlaSilHikayenin kahramanı olan Nazlı'nın bipolar hastası olduğunu okuyunca, hemen yeni bir pencere açarak bipoların nasıl bir hastalık olduğunu öğrendim. Türkçesi "iki uçlu duygulanım bozukluğu" kısaca ruhsal bir hastalık olduğunu ve eğer tedavi edilmezse hastanın intihar bile edebileceğini öğrendim. Hikayenin kahramanı olan Nazlı'dan yola çıkarak, Cenab-ı Hakk'ın tüm hasta kullarına şifa vermesini niyaz ediyorum.
Paylaştığınız bu hikayenin, gerçek bir yaşam öyküsünden esinlenerek mi, yoksa hayal gücünüzün bir kurgusu olarak mı kaleme alındığını merak ettim doğrusu? Kaleminize ve yüreğinize sağlık ve mutluluklar dilerim.
Selam ve dualarımla.
Recep bey hoşgeldiniz, umarım artık daha iyisinizdir siz de.
SilBipolar duygu durum bozukluğu diye de tanımlanan, manik ve depresif eğilimler gösteren bir rahatsızlık. Gerçek yaşam öyküsüdür yazdığım. Farkındalık yaratmak, bu tür hastaları en azından kendi gözlemlediğim türü anlatarak yakınlarına yardımcı olabilmek için yazıyorum. Çok teşekkür ederim ilginize ve değerli yorumunuza. İyilikler üstümüze olsun. Saygılar,
Çok bir Güzel bir hikaye olmuş emeğine sağlık canım benim hemen devamlarını okuyorum bakalım ne olacak 😊
YanıtlaSilHoşgeldin :) teşekkür ederim yorumuna canım.
SilBipolar nasıl bir şey tam bilmiyorum ama bende de lanet "kaygı bozukluğu" var. İğrenç bir şey. Cehennem gibi bir şey. İnşallah Nazlı ilerki bölümlerde iyileşiyordur.
YanıtlaSilDuygu durum bozukluğu diye tarif ediliyor doktorlar tarafından, hasta bir depresif oluyor, bir manik yani bir yükseliyor bir alçalıyor.
SilDaha önceki yazılarında anlatmıştın kaygı durumunu. Ama inan biraz üstünde çalışmayla seninki kesinlikle düzelir. :) teşekkür ederim ziyaretine.