Bat artık parlayan güneş
Karanlığa karış
Ve sen de ayışığı
Sen de kaybol
Keder ormanı, benim üzgün kardeşim
Gel birlikte üzülelim;
Sen yapraklarına
Ben gençliğime
Senin yaprakların, kardeşim
Geri gelecektir yine
Fakat benim gençliğim, kardeşim
Bir daha geri gelmeyecek
*************
Hüzünlü bir şarkı yukarda yayınladığım. Buradaki savaşın etkileri ve ölümleri, şarkıyı anlamasak bile nağmesi ve okunuşundan acıyı hissetmemek mümkün değil. Türkçe sözlerini de ekledim belki okumak istersiniz diye.
Öte yandan videoda şarkıyı söyleyen genç Makedon şarkıcı Tose Proeski, Balkanların Tarkan' ı olarak anılıp sevilmekte iken, maalesef Hırvatistandaki bir trafik kazasında hayatını kaybetmiş.
Coğrafya olarak çok gerginlik ve acı yaşanmış yerlerde bulunduk. Benim gözümün önünden de "Before the Rain" filmi sıklıkla geçti. Seyretmemiş olanlara tavsiye ederim.
Ertesi
gün 320 km yaparak Sarajevo (Saraybosna) ya geldik. Bu şehirde
gerçekleşen çatışmaların izlerini maalesef her binada gözlemledik. Şehir
merkezinde asfaltta bazı yerleri kare çerçeve içine almışlar ve içi
kırmızı boyalıydı. Bunun, tam da o yerde yüzlerce kişinin
öldürüldüğünü hatırlatan bir ritüel olduğunu öğrenince içimiz daha da
buruldu.
Başçarşı'
da gezindikten sonra, Kurşunlu Medresesi, Hüsrev Bey Camii, Saat
Kulesi, Katolik Katedrali, Ortodoks Kilisesi ve 1. Dünya Savaşının
çıktığı Latin Köprüsü ve Fatih Camii' yi ziyaret ettik. Rehberimiz,
Osmanlı Çeşmesinde iki çeşme olduğunu, hangisinden su içtiğimizi
unutmamamızı söyledi. Sonra kimlerin nerden içtiğini sorunca, kimimiz
soldan, kimimiz de sağdan içtiğimizi söyledik.
Rivayete göre soldan
içenler bu şehre bir daha geleceklermiş (ki ben soldan içtim) sağdan
içenler de Sarajevo' lu biriyle evleneceklermiş. :)
Saraybosna'dan hareket ederek Mostar' a geldik. Sonrasında bir Osmanlı köyü olan Poçitel' e ve akşam konaklayacağımız Trebinje' ye vardık.
Saraybosna kütüphanesi
Başçarşı içinde camii
Başçarşı
Başçarşı dükkanları
Hüsrev Bey Camii bahçesinde çeşme
Hüsrev Bey Camii ve Saat Kulesi
Katedral önünde Papa heykeli
Katolik Katedrali
Sönmeyen Ateş Anıtı
Sönmeyen Ateş Anıtı
Başçarşı dükkanları
Neretva Köprüsü
Düşman askerleri köprüden geçerek yaralı askerlerini öldürmesin diye, Tito köprünün yıkım emrini vermiş.
Savaşın acımasız izlerini taşıyan bir ev
Mostar
Köprü kenarında tarihi evler
Köyün gençleri bahşiş karşılığında köprüden dereye atlıyorlar.
Mostar Köprüsü
Poçiteli - eski Osmanlı köyü
Poçiteli kalesi
Unesco tarafından kültür mirası seçilmiş
Köyün taş merdivenleri
Çatılarda kayrak taşları var, zorlu geçen kış ve sıcak geçen yaza karşı
Köyden manzaralar
Ve akşam otelde kalacağımız Trebinje şehrine geldik.
Sıcak Ağustosta hayatımızın geri kalan kısmına devam ediyoruz. Bezmiş olanlara karşılık, başka ülkeleri gezip gelmiş olmanın keyfi var üstümde.
Ebeveynlerimin geldiği ve o zamanlar tek ve güzel bir ülkeyken, birbirlerini paramparça etmiş ve bölünmüş kara parçalarına dönüşen ve yıllar sonra bu bölünmüşlüğün, aslında kendilerine hiçbir fayda sağlamadığını pişmanlıkla anlayan insanların yaşadığı yerlerde dolaştım.
Kameramda çok fazla fotoğraf karesi var. Kurguyu tamamladıktan sonra yayınlayacağım. Yukardaki seramik heykel orda gezdiğim bir sergiden, detaylar daha sonra.
Sadece şunu söyleyebilirim ki, kalbim ve ruhum orda kaldı.
Aile büyüklerinden dinlediğim o güzel ülkenin yeşilliği ve dağlarından, göllerinden içtiğim suyun tadını bizzat yaşadım.
İyi ki o ülke toprakları bizde kalmamış ! İyi ki...
Daha önce şehir içinde gezinirken, bilmediğimiz, yanından geçerken farketmediğimiz yapılardan bahsetmiştim"Dramalılar Köşkü" yazımda.
Belediye bazı köşklerin tarihçesini, bina duvarına iliştirdiği tabelayla verirken, bazı köşkleri nedense es geçmiş. Bunlardan bir tanesine denk geldim. Levantenlerin yaşadığı bir köşkmüş burası, içindeki zarif odaları, merdivenleri, bahçesi ile aniden karşısına çıkıveriyor insanın.
Sahipleri bazı eşyaları (avize, dolap ve dolap içinde detaylanan minik eşyalar) sergilenme amacıyla bırakmışlar -şimdiki adıyla Kafepi- köşkte.
Bahçesinde kuşların bolca öttüğü, çiçeklerin salındığı, kedilerin kafe içinde ve dışında rahatça dolandığı, çalışanlarının güleryüzü, saygılı ve ilgili davranışlarıyla çok beğendiğim bu yeri fotoğrafladım.