İstanbul etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
İstanbul etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

1 Aralık 2013 Pazar

İstanbul




Muhteşem Ayasofya

ve karşı komşusu Sultanahmet Camii


Büyülü bir şehirdir İstanbul, sokaklarını arşınlayan, kıyısında oturup simidini kemiren, balık ekmeğini yiyen, kare kare fotoğraflayan herkes için müthiş konu zengini bir yerdir. 

Doğdum, büyüdüm. Suyunu içtim, havasını kokladım, ekmeğini yedim. Milyonlarca anıma eşlik etti. Artık bu şehrin en güzel, en renkli, en sıcak sahnelerini hatıralarda saklamak çok daha keyifli olacak ama küskünlük yok !.. Geldikçe, turist gibi gezineceğim sokaklarında. Kısa bir süre ama yine sen ve yine ben...







{ಠ,ಠ}
|)__) 
-”-”-









not: fotoğraflar ​M©MENT©S arşivindendir.​




29 Temmuz 2012 Pazar

yazmıyor ki alnımda







Ben her sabah kalktığımda
Düşüyorum bir boşluğa
Ne yazıyorsa alnımda
Sen yoksun hiç yanımda 

Anlamazlar halimi
Kim ne yapsın derdimi
Bilmezler özlediğimi
Yazmıyor ki alnımda

İstanbul'dayım takılıyorum
Doğru değil seni düşünüyorum
Bazen bir durup nefes alıyorum
İçimde bir umut bir umut
Nasıl şey bir güneş, bir bulut

Nasıl şey bir hatırla, bir unut...





29 Aralık 2011 Perşembe

son yazı







Malum yılın son zamanları, sadece tarih değişecek biliyoruz ama yine de herkes de bir heyecan, bir koşturmadır gidiyor. Tatlı heyecanların yanı sıra, sürpriz durumlar da gelişebiliyor. Yaklaşık bir aydır sağ kolumda bazı hareketlerde kısıtlama yaratan dirsekteki sıkıntımı, "geçer" diyerek görmezden geldim. Ama hiç bir şeyi taşıyamadığımı ve ağrı vermeye başladığını görünce çaresiz dün hastahaneye gittim. 


Muayene, ultrason çekiminden sonra "Lateral Epikondilit" teşhisi konuldu. Halk diliyle "Tenisçi dirseği" diye anılan bir rahatsızlık. Kaale alınmadığında ameliyata kadar giden bir keyfiyetsizlik de sunabiliyormuş ileriki safhalarda. Başında yakaladığımız için fizik tedavi ve bir iki ilaçla halledilebilecek bir durum. 

Ancak sağ eli tokalaşmak, yazı yazmak, bilgisayarda mouse' u kullanarak bileği oynatmak dahil -bir şey taşımak, ağır kaldırmak zaten zinhar yasak- kullanmayı durdurmam gerektiğini söyleyince doktor kalakaldım. Ama ben söz dinleyen bir hastayımdır. Fizik tedavi bir haftanın sonunda epey işe yarayacak biliyorum, o yüzden söz dinlersem çabuk iyileşirim dedim ve bu yılın son yazısını yayınlamak istedim.

Çam ağacımı ve beni ziyarete gelerek çok mutlu eden iki dostu da burda anmadan geçemeyeceğim. Yeni yıla onlarla beraber biriktirdiğim anılarım ve bu güzel karelerle gireceğim.

Sevgili HayalKahvem ve eski adı Nessuno, yeni adıyla İstanbul' un ışıklar içindeki fotoğraflarını sizlerle de paylaşmayı istedim. 


hayalkahvem ve ben

Nessuno-İstanbul

Kalbinizden sevginin, umudun hiç eksilmemesini diliyorum.

İyi bir sene olsun hepimize...




{ಠ,ಠ}
|)__) 
-”-”-


Not: Gifler google görsellerden alıntıdır.
fotoğraflar kendi objektifimden.


13 Ocak 2011 Perşembe

İstanbul' un şımarık çocukları



Pachelbel - Canon

*************************



"............................ 
Uyandırırım çığlıklarımla
kıyısında karnı aç yatan çocukları
yiyecek aradığım kent çöplüğünün
ama bir parça olsun
koparmam beyazlığından
bilirim ki Kız Kulesi
doğum günü pastasıdır özgürlüğün!..." (*)
























{ಠ,ಠ}
|)__) 
-”-”-


(*) Sunay Akın' ın Martı isimli şiirinden
not: fotoğraf  M©MENT©S arşivindendir.


14 Mayıs 2010 Cuma

Güneş İstanbul' dan Doğar




(görüntü ve müzik eşliğinde okunması tavsiye edilir.)


*************************


 Saygıyla uyanır her sabah
 bu şehr' e beden,
 Boğazın çelik sularında nefes alır
 Hezarfen uçuşla Galata kulesinden.

 Yedi kat elbise giyilir ihtişamla
 eteklerinde kıvrılırken sisler,
 ortalık aydınlanır birden erguvanla.

 Kuyruğu Salacak, gövdesi Ayasofya' da
 bin hikaye anlatır Şahmaran yeraltında.
        
 Zincir vurulsa da denize;
 aşktır bu yürütür gemileri,
 indirir Haliç' e.

 İğne batmaz minareler,
 Harem - selam Topkapı.
 Kızkulesi' nden göz kırpar
 güzelliğine tutsak padişah kızı.

Denizde allı pullu vapurlar
Peşinde çığlık çığlığa martılar.
Her semtinde, yanyana
kardeşlik içinde inançlar.

Yaşandı herşey aynı bulut,
aynı gökyüzü altında,
Yoksulluğu da gördü
bu kent, şaşaayı da.

Ne güneşler doğdu,
ne güneşler battı,
Hala vaadediyor umutla
gelecek sabahlara doğmayı !..



S.Ö
Nisan/2010



{ಠ,ಠ}

|)__) 
-”-”-