Evden
kendini dışarı atıp sokaklarda yürümeye başladı. Kafasının içinden,
saçlarını savuran rüzgardan daha hızlı geçiyordu düşünceler. Umutsuzluk
hissediyordu içinde, derin koyu renkte ve kıvamda bir umutsuzluk. Oysa
mutluydu hem de çok. İmrenilesi derecede. Kıskanılası hatta. Neden bu
duyguyu misafir etmek zorunda kalmıştı o halde?
İnsan
çevresinden bağımsız değildir elbet. Eninde sonunda çevresel faktörler,
kişinin alanına sızıntı yapabilir. Kendi kapılarını kapatabilir, bir
odanın, bir evin, bir sarayın, bir arabanın içinde izole olarak
duygularını yaşayabilir ama günü gelip kabuğundan dışarı başını
uzattığında gördükleri, bir anda atmosferini değiştirebilir. Duyarsız
olmayı, bilmemeyi, öğrenmemeyi öyle isterdi ki. Ama görüyordu,
farkındaydı herşeyin. Bilgi, bazen çok ağır geliyordu.
Uzakta
bir tarihi bilmek istemiyordu mesela, gitmek istediği, olmak istediği
yerin koşullarını öğrenmek istemiyordu, zorunluluğun dayattığı şartları
görmek ve uymak istemiyordu. Biyolojik saati belki de huysuzluk yapmaya
en yatkın zamandaydı ama o bunu bile bilmek istemiyordu.
Başını
kaldırdığında sahile geldiğini farketti. Kendi içi gibi kabaran
dalgalarla, rüzgarla karşı karşıyaydı. Öylece durdu ve rüzgarın yüzünü,
saçlarını yalamasına kayıtsızca bıraktı kendini.
|)__)
-”-”-
not: kullanılan gif buradan alıntıdır.
En azından umutsuz umutsuz düşünürken göreceği bir sahil var :D Biz zavallı Ankaralılar mutsuz, umutsuz gri binalar arasında böyleyiz :D
YanıtlaSilAynadaki Yansıman, o zaman göğe bakalım :) <3
SilAkıcı, bir çırpıda okunan bir yazı. Onun dışında çoğu insanın düşüncelerine ve duygularına hitap eden düşündürücüden çok hissedilen veyahut hislere tercüme olan bir yazı.
YanıtlaSilİnsan bildiklerini hiç bilmemek istiyor. Ne olduğu yerde olmak ne de olduğu kişi olmak istiyor işte. Yaptığı işlerden çok bazen düşündükleri daha çok yorar insanı.
Kendini; asıl kendisi olarak gördüğü, öyle davrandığı ve hissettiği karaktere bürünmek ister de bunu başaramaz bazen. Ve sadece düşüncelerin seni esir alır. Böyle işte.. :)
Bayan Hohori, bazen bilgi ağır gelir. Yorumunda ne güzel anlatmışsın insanın girdiği durumları. :) Sevgiler,
Silİlkaycığım doğru söylemişsin, katılıyorum. Sadece bir yaprak gibi rüzgara, yağmura, güneşe karşı hiç bir şey yapmadan durmak.. Sevgiler,
YanıtlaSilÇok güzel bir yazı olmuş. Bir şeyleri düşünmekten kaçmak istesek de genelde başaramıyoruz. Hep beynimizi kemiren şeyler var.
YanıtlaSilDuygu Emanet, o kemirgenleri uzak tutabilsek ne iyi olacak.. :) Teşekkürler yorumuna.
SilHepimize olduğu gibi (biz kadınlara daha sık belki de?)
YanıtlaSilCanım C., haklısın irdeleyen, inceleyen kadınlar için daha sık. <3
SilHuzur, mutluluk, mutsuzluk, umutsuzluk hep bir maviye, denize götürüyor bizi :-)) Sanırım hepimizde denize karşı inanılmaz duygular var:-) çok akıcı ve güzel bir yazı, kaleminize sağlık 🙏 ☺️
YanıtlaSilSzgnBsl, gerçekten deniz bizi ne kadar sakinleştiriyor. Ortak paydalar bulmanıza memnun oldum :)) Teşekkür ederim yorumunuza.
Silsevdim bu karakteri :)
YanıtlaSilDeeptone :)
SilBöyle kısa öykülere bayılırım. Eline sağlık:)
YanıtlaSilKaystros Tyrha, evet kısa ve öz :) Teşekkürler yorumunuza.
Sil