İstasyona tüm heybetiyle yanaşmış trene bindi. Yanına hiç bir şey almamıştı. Aslında bu yolculuğu da planlamamıştı. Sabah evde ağzına birkaç parça meyva attıktan sonra, pencereden havaya şöyle bir bakmış ve sanki biri dışardan çağırıyormuş gibi çantasını, ceketini alarak kapıyı çarpıp çıkmıştı.
Biraz yürüdükten sonra da kendini istasyonda bulmuştu işte. Gişedeki memurun söylediklerini duymadan, başını evet anlamında salladı ve biletini aldı. Nereye gittiği önemli değildi ki, sadece gitmek istiyordu. Kompartımanın penceresinden boş boş bakmak, herhangi bir detayı görmeden, akıp giden görüntülerde kaybolmaktı niyeti.
Tren, rayların üstünde hızla kayıp giderken o da kararan havanın hediyeleri olan nokta nokta ışıkların içinde yüzüyordu.
|)__)
-”-”-
not: yazıda kullanılan gifler buradan alıntıdır.
İzban (metro benzeri bir araç) veya metrodayken dış sesleri dinliyorum. İnsanları, trenin uğultusunu, aradaki sessizliği. O sesleri ve sessizliği yazmak aklımdaydı benim de. Ama nasıl ifade ederim bilememiştim. Bu anlatıysa daha çok kişinin kaçma gitme isteğiyle ilgili olmuş gerçi. Kaleminize -tuşlarınıza :)- sağlık :)
YanıtlaSilGünaydın sevgili İlkay,
SilBen de İzbanı, tramvayı sık kullananlardanım. Hatta İstanbul' dayken de (şimdi çok eskide kalan) İzmit-Haydarpaşa tren hattını kullanırken yaşadıklarımı yazmıştım blogda. Seviyorum bu, yol alırken kendi melodisini yaratan yolculuk aracını. Bana beşiği anımsatır tıngır mıngır sallanırken. :) Dışarının, akıp giderkenki flu görüntüsü büyüler.. Sanırım daha trenle ilgili yazacaklarım bitmedi :)
Hadi sen de yaz, seninkini de okumak isterim <3
Teşekkürler günüme renk kattın.
Bir başlasam kelimeler dökülecek gibi ya, bakalım zamanı var az daha :) Ve ne mutlu yorumumun böyle hissettirmesi :)
SilMerakla bekleyeceğim yazını :)) Sevgiler benden <3
Silçocukken tren ile yolculuğa çıkardık. çukurova ekspres ile uzun yolculuklar. o günleri çok özlüyorum.
YanıtlaSilGünün aydın olsun burcu,
SilSenin yolculuklara özendim. Benim çocukluğumda sirkeci-halkalı trenine binip menekşe veya floryaya plaja giderdik. Şöyle dört başı mamur bir yolculuğa çok özeniyorum.
Biliyor musun, eminim "o günler" de seni ve yolcularını özlüyordur. 🤗
Çok severim tren yolculuğunu, bu yüzden kalabalık olmasa tramvayları da çok seviyorum. Bazen ineceğim yerde değilde, inmeyip sonuna kadar gidesim geliyor. Sanırım çoğu kişi hissediyor bunu bazen:)
YanıtlaSilKedi Mırıltısı,
SilEvet evet, ben de hep o en son durağa kadar gitme hissini yaşıyorum tüm taşıtlarda 😁
Bunu mutlaka yapacağım.
Sizi blogumda paylaştım:)
SilTeşekkür ederim :) geliyorum hemen ziyarete.
Siltren yolculuğunu üniversitedeyken İzmir'den Ankara'ya yapmıştım .
YanıtlaSilGaliba Mavi tren di....
Fatmauzmez.blog,
SilMavi trene hiç binmedim.. eminim keyifli bir yolculuk olmuştur. 😊
Düşüncelerin gidişine kapılıp yolculuklara çıkabilmeyi ister miydim? İsterdim. Tren yolculuğu da bunun için mükemmel bir seçenek olurdu. Şu an Haydarpaşa garında yaşadıklarım bir bir ziyaret ediyor beni... Uzun yola uğurladıklarım, sergiler, kayıp eşya bürosu, fotoğraf çektirilen köşeler, vapura yetişmek için koşturmalar, trende oturacak yer bulmak için taa trenin ucuna kadar yürümeler... Bunların içinde en çok buranlar uğurlamalar oldu... yazarım daha da yazmayayım :)
YanıtlaSilfilmgündemi,
SilEn çok sevdiğim şey trenin tıkır tıkır nağmeleriyle bir yolculuk yapmak.
İnan senin burulduğun yerden ben sazı alıyorum şu anda.. Yine de tüm bunları yaşamak bile güzel aslında. Teşekkür ederim sana <3