16 Mayıs 2017 Salı

acının ışıkları *







Çok sevilen bir anneye adanmıştır...




Yazlık evlerinin verandasında gün batımına baktı. Havanın iyice kararmasına iki saat daha vardı. Salona geçti, masanın üstünde hazırladığı yağlı kağıttan sandallara baktı. Biraz daha yapmaya karar verdi. O sırada kapı çaldı, gidip açtığında kardeşi elinde büyükçe bir torbayla içeri girdi. "Bulabildin mi?" diye sordu. "Of sorma bir kaç dükkân dolaşmak zorunda kaldım ama epeyce buldum diyebilirim". "İyi" dedi ve işine devam etti. "Biliyor musun bu kadar çok mumu ne yapacaksınız diye sordu tüm market çalışanları. Bir elektrik kesintisi mi olacak yoksa? diye soranlar bile oldu". "Anlatmak çok zor, anlamazlar ki..", "Belki de anlatsak anlarlardı", "Hiç sanmıyorum. Yaptığımızda görürler, ben kimseye bir şey anlatmak niyetinde değilim". Omuzlarını silkti ve masaya yaklaşıp ablasına yardım etmeye başladı.


* * * * * *

Yaşlı kadın o sabah sanki biri onu dürtmüş gibi erkenden kalktı ve yüzmeye gitti. O plaja doğru yürürken, evde kocası ve çocukları daha yataklarındaydılar. Hava oldukça durgundu. Ellerini gözlerine siper ederek karşı adaya baktı, çok net görünüyordu. "Erkencisiniz bugün hanımefendi" dedi doktor tanıdığı. "Ah evet, bugün deniz çağırdı beni" dedi gülerek. "Yorulmuş gibisiniz, biraz dinlenin öyle girin bence", "Hızlı yürüdüm, ondandır". Doktor selâm etti eliyle ve yürüyerek uzaklaştı. Derin bir nefes aldı, evet hızlı yürümüştü, sanki sevgilisiyle buluşan genç kızlar gibi acele etmişti bacakları. "Şimdi denize girerim birşeyciğim kalmaz" diye geçirdi içinden ve tadını çıkara çıkara ayaklarını kumlara bastırdı, parmakları suyla buluşunca serinliği hissetti, ürperdi ama durmadı. Vücudunu yüzüstü denize bırakıp öylece dururdu bir iki dakika. Onu öyle görünce telaşlanıp yanına gelenlere "Balıkları seyrediyorum" derdi hep gülerek. Biraz ilerde yine o renkli minik balıkları gördü, onunla yüzmeye geldiklerini biliyordu, sanki onlar da artık tanıyorlardı onu. Bir iki adım daha attı, sabahın tüm serinliği denizin içindeydi sanki. Bir kaç adımdan sonra bacakları, karnı buz kesmiş gibi hissetti, kalbi sıkıştı, nefesi sıklaştı. Vücudunu serbest bıraktı, ayakları yerden havalandı. Kolları bedeninin iki yanında bırakıp denizin içine bakmak istedi. Minik balıklar etrafında yüzmeye başlamışlardı. Gülümsedi ve ağzından minik bir kabarcık çıktı. Kalbinde hafif bir ağrı hissetti ve sırtüstü dönemeden son nefesi bir kaç büyük kabarcıkla çıktı ağzından. 


* * * * * * 



Annelerinin şaka gibi ölümüyle sarsılmışlardı. Daha önce de denizde öyle görüldüğünden, kimsenin aklına ters bir şey var mı diye kontrol etmek gelmemişti. Beklemedikleri bir an ve biçimde gelen ölüme diyecek bir söz bulamıyorlardı. Denizi, yüzmeyi, balıkları seven birinin bu şekilde ölümü haksızca bir haykırışı durduruyor, ölürken gördüğü en son şeyin belki de sarı, mavi, turuncu renkli balıkların olması yüzlerinde hafif bir tebessümle beraber kalplerindeki acıyı hafifletiyordu. Ölüm yıldönümü akşamında, çocukları yağlı kağıttan yaptıkları sandalların içine minik mumlar koyup, onu buldukları noktadan denize bıraktılar. Bu saygı ritüelini, hayata neşe içinde bakan bir anneyi, mezarının başında değil de deniz kenarında görkemli bir şekilde anmalarını önceleri garipsedi etraftakiler. İkinci seneden sonra başkaları da katılmaya başladı bu törene. O deniz kenarında en azından acılarını, bu yüzlerce minik ışıkla dindirmeye çalışan insanların yanında, artık saygıyla yer alıyorlardı.











{ಠ,ಠ}
|)__) 
-”-”-





not: fotoğraflar google görsellerden alıntıdır.



20 yorum:

  1. Yanıtlar
    1. Ölüm bir gerçek sadece onu bize benimsetilen şekilden çıkarabilmek önemli bir adım. Zencileri düşün, şarkılarla anıyorlar, bir başkası daha farklı şekilde.. üzücü bir şey yok aslında düşününce Balthus .

      Sil
  2. İnsan ölümüne hangi ruh haliyle yaklaşır diye düşündüm okurken, nasıl yaşamışsa öyle diye de umut ettim. Ölüm barındıran bir yazı ama hüzün hissettirmedi bana. Kaderimiz ne ise onu teslimiyetle kabul etmek belki de.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet teslimiyet güzel bir kelime. Bildiğimiz bir şeye bu kadar üzülmeyi sorguluyorum ne zamandır kendi içimde. Bir paket program gibi şimdi şu yapılacak, ardından bu gibi. Kaleme aldığım bu öykü hayatın tam içinden, gerçek. Hala Geyikli' de o tarihte denize kağıttan sandallar içinde mumlar bırakılıyor. Teşekkür ederim değerli yorumunuza.

      Sil
  3. Denize sevdalı birinin sevgilisinin kollarında ölümü gibi olmuş onunkisi.Onu sevenler onu çok iyi tanımış ki en sevdiği yerde anıyorlar.Bu çok güzel.Kaleminize, yüreğinizi sağlık​...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne güzel söylediniz, sevdiği bir şeyi yaparken başka bir diyara göçetmek, ardında kalanların teselli bulacağı bir duygu yaratır sanırım. Çok teşekkür ederim, değer kattınız yazıma yorumunuzla.

      Sil
  4. Offff dedim sabah sabah:( Kaleminize sağlık... Sevgiler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hoşgeldiniz Persephone, inşallah çok üzmemişimdir sizi, aslında ne güzel bir ritüel çocuklarının yaptığı. Çok teşekkür ederim yorumunuza. Yürekten sevgiler,

      Sil
  5. Her ölüm kabul edilebilir belkide ama anne ve çocuk ölümleri kolay kolay hazmedilmiyor kalbimizde.Rabbim herkesin yardimcsi olsun.Son kez göreceğini bilseydi bunlar baliklar değilde evları olurdu bence. :(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haklısınız. Çok teşekkür ederim ziyretinize ve yorumunuza. Kalbî sevgiler..

      Sil
  6. Etkileyici bir yazı.Beğeniyorum yazım dilinizi :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim.. yorum yazan ellerine sağlık :)

      Sil
  7. Ne yazayım yorum olarak bilemedim ölüm olunca

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İlginç bir anma şekli değil mi? :) Teşekkür ederim ziyaretinize.

      Sil
  8. Sanki bir gerçek. Vücudumun ürpertisiyle karışık hisettiğim bu. Ölüm çağırır ve insanoğlu gider. Sonra kuvvetli bir fırtınanın dalgaları, ardında kalanları sık sık döver. Katlanmak çok zor, hatırlamak, o anı onunla yaşarmış gibi daralmak, denize bakmaların artık acı verdiği, daha bir çok haller miras kalır. Acılar insanlara özel. Çok gerçekti.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili Ece' ciğim, tamamen gerçek bir olay, bana anlatıldı, çok etkilendim ve eksik kısımlarını da tamamlayarak kaleme aldım.

      Aile elbette çok üzülmüş her ölene üzüldüğümüz gibi ama onlar anneleri denizi çok sevdiği için orda ölmesine bir anlam yükleyerek, artık anma günlerinde böyle bir hoşluk yapıyorlar. O bölgede yaşayanların da katılımıyla çok manevi bir manzara sergileniyormuş. Mesela ben, annem öldüğünde sanki ben de ölmüş gibi hissettim. Oysa annemin çok sevdiği müziği ve çalabildiği akordiyonu anımsatacak bir şeylerle kendimi rahatlatabilirdim.

      Aslında ne güzel söylenmiş bir söz vardır, acılarımızı bal eyleyebiliriz bizler de.
      Teşekkür ederim değerli yorumuna :)

      Sil
  9. off:((( Tüylerim diken diken oldu. Çok etkileyici.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de arkadaşımdan dinlediğimde böyle hissetmiştim..
      Teşekkürler katılımına.

      Sil
  10. Müzikle bütünleşince yazı ağlıcaktım nerdeyse :(

    YanıtlaSil

{ಠ,ಠ}
|)__)
-”-”-


Dikkat Spama düşen yorumlar denetimden geçerek yayınlanacaktır.

:)

;)

:D

:(

=(

:@

:X

:O

:P

:F

:Y

:A

<3


:T

:H