********
Yanyana hizalı duran terliklerini ayağına geçirdi. Mutfak tezgahında asker gibi dizili kavanozların yanında komutan edasıyla duran sürahiden bardağa su doldurdu. İçtikten sonra bardağı yıkayıp bulaşıklığa koydu. Tezgaha sıçrayan su damlalarını bir çırpıda bezle sildi.
Salondaki koltuğa otururken aldığı nefesi büyük bir hızla verdi. Sırtına bir yastık destekledi, iyi gelmişti bu ona. Gözü pencereden gökyüzüne doğru kaydı. Hava epey rüzgarlıydı bugün, ağaçların dalları sağa sola tokat yiyormuşcasına savruluyordu. "Doğanın hesaplaşması herhalde" diye düşündü. O esnada camdaki lekeyi farketti. Hemen doğruldu, pencereyi açıp ne olduğuna yakından baktı ve yüzünü buruşturarak "Ah bu kuşlar !.. Tepemizden uçarken altlarında ne olduğuyla ilgilenmiyorlar hiç... bunların altına bez bağlamalı kesinlikle" dedi. Gerekli malzemeleri alıp temizlemeye başladı.
(Ne yorucu bir hayat bu yahu diye düşündü yazar. Her an herşeyi mükemmel(!) bir düzene tabii tutmak, herşeyin peşinde bitmek bilmeyen bir enerjiyle deli gibi koşturmak.)
Elindekileri koridordaki malzeme dolabına götürürken konsolun üstündeki telefon ahizesinin kıvrılmış kablosu takıldı gözüne ve "Umarım kontrol manyağı olursun!" diye bağırdı. "Hah !.. Tüm zamanların bedduası olmalı bu kesinlikle!.. Oh ne ala, suya sabuna dokunmadan tertemiz bir "ah" seslenişi" dedi.
(Yazar da aynı anda; "Evet evet kesinlikle bu bir beddua.. bu kadına biri beddua etmiş olmalı.. herşeyi bu kadar kontrol altında tutmak bir hastalık, bir akıllara zarar durumu. Bir nevi yaşamayı es geçmek gibi bir şey" diye düşündü.)
Kadın bir gariplik olduğunu anladı ve koltuğa oturup konuşmaya başladı.
"Böyle olmayı istediğimi mi sanıyorsunuz yazar bey? Önceleri oda düzenlemeleri, dolap yerleştirmeleriyle başlayan bu masum hareketler gittikçe derinleşti, bedenimde kendine kocaman yer edinip, beni içinde minicik bir hücreye hapsetti !"
Yazar, içine çağrıldığı konuşmanın şaşkınlığıyla oturduğu yerde doğruldu ve "Ah hayır hayır, ben sadece bir şeyler yazmalıydım ve annem aklıma geldi, onun temizlik takıntısı.. o yüzden.." dedi.
"Hah işte aynen.. ben de temizlikle başladım. Lekesiz bardaklar, tabaklar, çatallar için saatlerce oturdum onları yıkadım, kuruladım ve parlattım. Tencereleri bile mağazadan ilk aldığım hale getirdim her seferinde. Ama her seferinde yine kullanıldı mecburen ve ben yine o döngü içinde buldum kendimi. Sonraları masa üzerinde duran objeler, duvarda asılı tablolar, ayakkabılıkta dizilmiş ayakkabıların bile düzeni önemliydi. Yaptıkça daha fazlası geldi önüme, algıda seçicilik derler ya, o hesap herşeyi görür oldum, herşey gözüme batar oldu."
"Peki bu bir hastalık mı sizce?"
"Önceleri öyle düşünmüyordum ama bir gün evdeki hareketlerimi gizli kameralarla kayıda alıp, bana izlettiren nişanlım sayesinde yüzleştim."
"Sonuç?"
"Ayrıldık..."
"Üzüldüm"
"Çok sevse bile kimse katlanmaz böyle bir şeye sanırım. O duyguyu bile öldürüyor bu takıntı. İlk izlediğimde normal geldi hareketlerim, ne vardı ki, temiz ve düzenli bir hayatın içinde olmak mı ona zor geliyordu? Ayrıldıktan sonra da defalarca izledim, kendi hatalarımı buldum ne komik.. bambaşka bir kadına bakıyormuşum, sinemada bir film izliyormuşum gibiydi. Tenkit bile ettim hatta o kadını (!) "
"E bu çok iyi bir gelişme, sonra?"
"Kaydı izlemeyi bitirdikten sonra yine o takıntılı kadın oluyordum. Bir kokteyl esnasında üst düzey yöneticilerden birinin ceket omzundaki ipliği alınca kıyametler kopmuştu."
"Ne oldu?!"
"Yöneticinin eşi de kokteyldeydi ve onda da bir hastalık vardı?"
"Meraktayım?!"
"Aşırı derece kıskançtı kadın. Benim o hareketimle adeta uçtu kocasının yanına. Meğer göz hapsinde tutuyormuş. O olaydan sonra şirketteki görevim de biraz daha pasifize edildi. Anlayacağınız yazar bey, hayatım her yönden kıskaca girdi."
"Ciddi bir durum bu.. açıkçası yazmaya başladığımda bloğum için komik bir şey anlatmayı planlamıştım. Görüyorum ki, hayatınız cidden açmaza girmiş. Profesyonel yardım için bir yerlere başvurdunuz mu, araştırma yaptınız mı?"
"Evet, bir aydır psikiyatrik tedavi görüyorum. Hafif ilaç destekli. Arada firelerim oluyor elbet. Zaten bıçak gibi kesilecek bir şey değilmiş. Hayata bakışı tümden değiştirmek gerek. İlerliyorum tedavi yolunda."
"O zaman sizinle daha sonra tekrar bir araya gelelim. Sizi sadece takıntılı halinizle tanıtmış olmak istemem."
"Elbette.. sadece öğrenmem ve gelişmem için biraz zamana ihtiyaç var."
Garip bir durum yaşadıkları aşikar bu iki karakter, bulundukları yerde yüzlerinde hafif tebessümle günün içine akıp gittiler.
not: Yazıda kullanılan görseller Google' dan alıntıdır.
(Ne yorucu bir hayat bu yahu diye düşündü yazar. Her an herşeyi mükemmel(!) bir düzene tabii tutmak, herşeyin peşinde bitmek bilmeyen bir enerjiyle deli gibi koşturmak.)
Elindekileri koridordaki malzeme dolabına götürürken konsolun üstündeki telefon ahizesinin kıvrılmış kablosu takıldı gözüne ve "Umarım kontrol manyağı olursun!" diye bağırdı. "Hah !.. Tüm zamanların bedduası olmalı bu kesinlikle!.. Oh ne ala, suya sabuna dokunmadan tertemiz bir "ah" seslenişi" dedi.
(Yazar da aynı anda; "Evet evet kesinlikle bu bir beddua.. bu kadına biri beddua etmiş olmalı.. herşeyi bu kadar kontrol altında tutmak bir hastalık, bir akıllara zarar durumu. Bir nevi yaşamayı es geçmek gibi bir şey" diye düşündü.)
Kadın bir gariplik olduğunu anladı ve koltuğa oturup konuşmaya başladı.
"Böyle olmayı istediğimi mi sanıyorsunuz yazar bey? Önceleri oda düzenlemeleri, dolap yerleştirmeleriyle başlayan bu masum hareketler gittikçe derinleşti, bedenimde kendine kocaman yer edinip, beni içinde minicik bir hücreye hapsetti !"
Yazar, içine çağrıldığı konuşmanın şaşkınlığıyla oturduğu yerde doğruldu ve "Ah hayır hayır, ben sadece bir şeyler yazmalıydım ve annem aklıma geldi, onun temizlik takıntısı.. o yüzden.." dedi.
"Hah işte aynen.. ben de temizlikle başladım. Lekesiz bardaklar, tabaklar, çatallar için saatlerce oturdum onları yıkadım, kuruladım ve parlattım. Tencereleri bile mağazadan ilk aldığım hale getirdim her seferinde. Ama her seferinde yine kullanıldı mecburen ve ben yine o döngü içinde buldum kendimi. Sonraları masa üzerinde duran objeler, duvarda asılı tablolar, ayakkabılıkta dizilmiş ayakkabıların bile düzeni önemliydi. Yaptıkça daha fazlası geldi önüme, algıda seçicilik derler ya, o hesap herşeyi görür oldum, herşey gözüme batar oldu."
"Peki bu bir hastalık mı sizce?"
"Önceleri öyle düşünmüyordum ama bir gün evdeki hareketlerimi gizli kameralarla kayıda alıp, bana izlettiren nişanlım sayesinde yüzleştim."
"Sonuç?"
"Ayrıldık..."
"Üzüldüm"
"Çok sevse bile kimse katlanmaz böyle bir şeye sanırım. O duyguyu bile öldürüyor bu takıntı. İlk izlediğimde normal geldi hareketlerim, ne vardı ki, temiz ve düzenli bir hayatın içinde olmak mı ona zor geliyordu? Ayrıldıktan sonra da defalarca izledim, kendi hatalarımı buldum ne komik.. bambaşka bir kadına bakıyormuşum, sinemada bir film izliyormuşum gibiydi. Tenkit bile ettim hatta o kadını (!) "
"E bu çok iyi bir gelişme, sonra?"
"Kaydı izlemeyi bitirdikten sonra yine o takıntılı kadın oluyordum. Bir kokteyl esnasında üst düzey yöneticilerden birinin ceket omzundaki ipliği alınca kıyametler kopmuştu."
"Ne oldu?!"
"Yöneticinin eşi de kokteyldeydi ve onda da bir hastalık vardı?"
"Meraktayım?!"
"Aşırı derece kıskançtı kadın. Benim o hareketimle adeta uçtu kocasının yanına. Meğer göz hapsinde tutuyormuş. O olaydan sonra şirketteki görevim de biraz daha pasifize edildi. Anlayacağınız yazar bey, hayatım her yönden kıskaca girdi."
"Ciddi bir durum bu.. açıkçası yazmaya başladığımda bloğum için komik bir şey anlatmayı planlamıştım. Görüyorum ki, hayatınız cidden açmaza girmiş. Profesyonel yardım için bir yerlere başvurdunuz mu, araştırma yaptınız mı?"
"Evet, bir aydır psikiyatrik tedavi görüyorum. Hafif ilaç destekli. Arada firelerim oluyor elbet. Zaten bıçak gibi kesilecek bir şey değilmiş. Hayata bakışı tümden değiştirmek gerek. İlerliyorum tedavi yolunda."
"O zaman sizinle daha sonra tekrar bir araya gelelim. Sizi sadece takıntılı halinizle tanıtmış olmak istemem."
"Elbette.. sadece öğrenmem ve gelişmem için biraz zamana ihtiyaç var."
Garip bir durum yaşadıkları aşikar bu iki karakter, bulundukları yerde yüzlerinde hafif tebessümle günün içine akıp gittiler.
{ಠ,ಠ}
|)__)
-”-”-
|)__)
-”-”-
not: Yazıda kullanılan görseller Google' dan alıntıdır.