25 Şubat 2010 Perşembe

iki kişi arasında tasvir edilmiş yazı denemeleri 2

Yaşlı olan:

Bugün neler yaptım... hıımmm....bir düşüneyim..... sevgilimle buluşacaktık ama onun taşınmak için baktığı evde bir problem çıktığından yarına erteledik.. dolayısıyla ben tek başıma dolandım durdum, banka işimi hallettim en azından :))) ona kızmıyorum buluşamadık diye, sadece onu çok özlüyor olduğumdan görmeyi çok istiyorum ve buluşamamak sözcüğünü birden beynim algılayamıyor ve sesimde düşüş oluyor, o da benim kızdığımı ve küstüğümü sanıyor :)) neyse en nihayetinde beni algılamaya başladı.. daha doğrusu bu konuda diğer kadınlar gibi olmadığımı anlamaya başladı. Herşeye o koşturmak zorunda, onu da anlıyorum.. tek başına ve bütün sorumluluk bir kişide.. offfffffffff ne berbat bir şey..

Cok net bildigim bir sey varsa o da "onu cok sevdigim" ♥

Yazdıkların çok hoşuma gitti.. :)
A.' nın senin için bir şeyler yapıyor olduğunu göstermesinden memnun gibisin... ancak o artık kendisi için yapmalı bunları, senin için değil..o yüzden hep başa dönüyorsunuz...

Bak şimdi sana bir soru soracağım... sen gerçekten A.' yı seviyor musun? aşık mısın? çünkü çok fazla olayı peşpeşe yaşadın.. biri vardı, sana musallat oldu okul değiştirdin bu yüzden, sonra arkadaşım dediğin ve ev arkadaşlığı yaptığın insanın sana olan duygularını öğrendin ve bu arada biriyle mucizevi (!) bir ilişkin oldu, sonra kız arkadaşın o kişiye sulandı, ayrıldın ve uzun zamandır seninle uzaktan ilgilenen A., ev arkadaşına rağmen sana duygularını açıkladı ve bu sefer onunla bir ilişkiye başladın.. wwaaooovvv... sürat felakettir :)))

belki arada atladığım olaylar da vardır ama bütün bunlar çok üst üste ve çok fazla bence sevgili dostum. Doğru dürüst yalnızlık duygusunu, netlik duygusunu yaşayamadığını düşünüyorum. Demişsin ki; hiç üzülmüyorum artık ama gurur meselesi yapıyorum.. nasıl bir gurur? yani beni nasıl aldatırsın gibi bir duygu mu? ya da sen beni aldattın, artık seninle olamam gibi mi? yani onu köpek gibi seviyorsun ama seni aldattiği için gururundan bir daha onunla olamamak gibi mi?... 

Peki olaya bir de şöyle bakabilir misin; kendimizi bildiğimizden beri hayatımıza bir sürü insan giriyor ve çıkıyor değil mi? sevgili aldatır, arkadaş seni kullanır, ailen sana yalan söyler (bu son yazdığım tamamen örneksel.. ) bütün bu olaylar sonucunda bizim bu hayattaki tutumumuz şekillenir... yani karakterimizi belirleyen davranışlara ulaşırız... ya kabullenmek, susmak, unutmak, geriye atmak, kalmak vs vs... ya da hakaret etmek, reddetmek, silmek, bırakmak, gitmek vs vs... hayatımızda kime ne kadar önem verdiğimizi bazen davranışlarımızla gösteririz, onlarla kalarak, ya da kalmayarak... sevmek kadar nefret etmek de bize ait (insana ait) bir duygudur. Bazen birşeylerden uzak durmak istersin, sınırlarını belirlediğin sürece kimse giremez, bazen de o çizgiyi indirir yok edersin ve yeniden yaşama karışırsın... burda söylemeye çalıştığım kendine yolculuklar yaparak ne istediğin ve nasıl istediğinle ilgili saptamalar sana en büyük yardımcı olacaktır. Eğer beni aldatan kocamı (başkalarının söylediği gibi) affedip devam etseydim sanırım seninle tanışamayacaktık... zira ya onu ya da kendimi yok ederdim.. bu kadar net söylüyorum.. çünkü kendimi tanıyorum.. hayatı kendime zindan etmek istemediğim için yoluma yalnız devam etmek en iyisiydi.. :))

(daha sonra devam edeceğim...)





{ಠ,ಠ}
|)__) 
-”-”-



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

{ಠ,ಠ}
|)__)
-”-”-