Ama Ali bu, hiç vazgeçer mi iddialarından. Bu sefer ki sorusu, "Sen iskeleden atlayabilir misin?", Allahım ne zaman kurtulacağım bu çocuktan?! "Tabii ki atlarım!". Bir iskeleye gittik. Tanrım, ne kadar yüksek bu iskele diye düşündüm, küçücük bedenime bakarak.
Yine her zaman olduğu gibi onu izledim. Bana sıra geldiğinde içimdeki korku ve heyecanı bastırarak, bu minik adama yenilmeyeceğimi tekrarlayarak, parmaklarımla burnumu kapatıp çivileme atladım.
Denizi yararak içine girmem, neredeyse kumlara değmem ve sonrasında baloncuklar arasında yüzeye nefes nefese çıkışım bugün gibi aklımdadır. Öyle gururlanmıştım ki; keşke annem babam beni görseler diye düşünmüştüm. Ali' nin istekleri yine bitmedi. Bu sefer denize balıklama atlamaktan bahsetti. Bu çivilemeden daha zor olacaktı. İçimi büyük bir korku kaplamıştı. Aklımdan olabilecek tüm kötü şeyler geçiyordu. Karşımda ise iddiasına yenileceğimi sanan yaşıtım bir velet duruyordu sırıtarak. Yüzümden belki de duygularımı anlamış ve içinden işte şimdi seni yendim kız çocuğu diye geçiriyordu.
Ne olacaksa olacaktı, o daha beni tanımıyordu. Bu iskeleden balıklama da atlayacaktım, işte o kadar !
Yine her zamanki gibi onu izledim. Ve iskelede bedenimi kavis yapacak şekilde eğerek, kollarımı ileri doğru birleştirip, derin bir nefes aldım ve ayak parmaklarımla kendimi ileri doğru ittirdim. Boşluktan denize değdiğim esnada müthiş bir acı hissettim karnımda. Dipten yukarı doğru kendimi zor ittim ve deli gibi nefes almaya acımı hafifletmeye çalıştım. Ali ise bu esnada gülüyordu, "hahahah taş gibi düştün denize" diye söylenerek. Hayır, buna kesinlikle izin vermeyecektim. "Ne taşı ya? ne diyorsun sen? basbayağı atladım işte" dedim. "Bir yerin acımıyor mu şimdi?", "Yoooo" ah ah acıdan öleceğim ama sana belli eder miyim hiç... "İstersen bir daha atlayalım", "Tamam".
Bu sefer Ali' yi öyle iyi izledim ki, aynı hatayı yapmak benim için ölüm olurdu. Vücuduma daha fazla kavis verdim ve ilk önce ellerim denize girecek şekilde kendimi denize fırlattım. Evet, başarmıştım bu sefer hiç bir yerim ağrımamıştı.
Ali bir iddiada daha bulunsa, sanırım bu vücut artık isyan edecekti.
(sonrası)
(devam edecek)
|)__)
-”-”-
Yazık olmuş, o kadar abartmaya ne gerek varmış. Çocukluk işte ve rekabet denen şey o yaşlarda başlıyor. :)
YanıtlaSilDuygu Emanet,
SilÇocukluk işte "ben de yaparım"ların peşinden gidince böyle oluyor :)) Ama iyi toparladım. :D
Ali hayatın masum yüzü de olsa halen sevemedim kendisini:))) Çocukluk çağları işte, yenilgiyi kabullenmemek, herşeyi yaparım hissi:) Umarım devamı kötü bitmiyordur...
YanıtlaSilSzgnBsl,
SilAli'nin üstünü çizdiniz yani :)))) Çocukluk hep oyun, hep yarış halinde olmak gibi. En kötüsü bu karın üstü denize taş gibi düşmekti :))
Ali ile Ali olmak 😄oğlanlar hoşlanıyorum diyemez böyle uğraşırlardı bizle😉
YanıtlaSilTerspabuçlar, hahahahahahahah çok doğru ve harika bir tesbit :)
SilBu bölümde gerildim. :) Bu Ali büyüyünce youtube da sıkça videoları çekilen challenge'ları icat etmiş olmasın 😄
YanıtlaSilFilmgündemi, haklısın canım. Denizle şakaya gelmez, bilmediği denize atlayan bir arkadaş felç olmuştu :(
SilAma bu challenge olayını Ali başlatmış olabilir harika söyledin :))))
O ağrı değil sanırım resmen ateş gibi yanıyor karnı insanın ve bir daha yapmak istemiyor:)
YanıtlaSilKaystros Tyrha, hem ateş gibi oluyor ardından da müthiş bir nefes kesilmesi ve ağrı. Ben de öyle olmuştu, artık nasıl düştüysem :)) ama cidden Ali sağolsun, yine denedim, yine denedim. :)
Silyorumda yazım hatası yapmışım. "ben de" değil, "bende" olacaktı :)
Sililk balıklama atladığımda, kuşadasında, o ada gibi yerde, başımı dibe kuma vurduydum, hani boynun tutulur ya öyle oldum sudan çıktığımda bir süre :) sonra erdekte atlaya atlaya öğrendim, sonra da zaten yüzücü oldum, sonra sutopu ve tramplen, çok severim su sporlarını, suda oynanan her şeyi, 2 yazdır denize giremesem de :)
YanıtlaSilbu öyküye uygun nefis bir film var:) le grand bleu (derinlik sarhoşluğu) :)
deeptone, aman işte bu hep korkutur beni :/ şansın yaver gitmiş.
SilBahsettiğin filmi izlemiştim galiba ama yine de bakıcam.. :) sağol