İrlanda' lı şovmen ve pop şarkıcısı enerjik ve karizmatik sahne performansı, yenilikçi tarzı ve tiz ses tonuyla dikkatleri üzerine çekti.
1960 lardan 1990 lara kadar müzik listelerinde 1 numaraya ulaşan tek İrlanda' lı sanatçıdır.
Dolan' ın sesi falset(*) kullanmadan, kapsamlı bir aralıkta yükselebiliyor ve melisma(**) olarak bilinen bir tekniği de kullanabiliyordu. Bu şarkısında özellikle bu ses iniş-çıkışlarını dinleyebilirsiniz, diğer şarkılarında olduğu gibi. Maalesef 1960 ve 70 lerde bu teknikler henüz revaçta olmadığından değeri de pek bilinememiştir.
Geriye 19 u stüdyo, 14 ü derleme olmak üzere albümler, bir çok çalışma ve istediği gibi yaşadığı bir hayat bırakmıştır.
Ergenlik dönemimin, şarkıları aklımda ve kalbimde yer etmiş şarkıcılarından biri olan Joe Dolan' ı, iki gün önce izlediğim filmde(***) kullanılan müzikler sayesinde hatırladım.
Buraya taşımam kaçınılmazdı.
İyi pazarlar,
(Falset* : Erkeklerde yanlış ses demektir.
Melisma** : Tek hecede birden fazla nota kullanma tekniği, melodik süsleme. Örnek: Whitney Houston, Mariah Carrey
Bugün Ara Malikian' ı güzel bir parçası eşliğinde konuk ediyoruz.
Ermeni asıllı Lübnan doğumlu, İspanyol kemancı ve müzisyen sanatçı, kendisi gibi müzisyen olan babası sayesinde müziğe başlamış. Beyrut' ta savaş patlak verdiğinde genç yaşta ülkeden ayrılmış.
İlk konserini 12 yaşında veren sanatçı, 15 yaşında Hochshcule für Musik und Theater Hannover' e kabul edilen en genç müzisyen olmuş.
Kendine klasik oryantal caz, çingene rock ve Latin müziğinden mülhem bir tarz yaratan ve Niccolo Paganini ve Bach' tan etkilenen Malikian, 2015' te Latin Grammy Ödülünü kazanmış.
Sevgili Blogger Yıldız bir mim hazırlamış. Ben de kendi cevaplarımı aşağıda yayınladım. Yıldız' ın bu sorulara yanıtlarına ise şuradan ulaşabilirsiniz. Kendisine buradan teşekkürlerimi ileteyim.
1- Yaptığınız paylaşımla ilgili yorum alış-verişine önem verenlerden misiniz?
Yıllar evvel blog yayınlarına ilk başladığımda, yazı altına yorum almanın önemli olduğu gibi bir kanı vardı. Sonradan bunu önemsemedim, çünkü bu serüveni kendim için başlatmıştım. Yorum gelse de hoş, gelmese de.
2- Yorum geldiğinde iade-i ziyaret yapar mısınız?
Yorum yapan kişiyi hiç tanımıyorsam, bloğuna ulaşmaya ve neler yazdığını öğrenmeye çalışırım. İlgi alanımda ise devamını getiririm ama değilse ilgi dışı kalır.
3- Okunmadan yorum bırakıldığını ya da hızlıca göz gezdirildiğini hissettiğiniz olur mu?
Elbette, yayına okumadan yorum bırakmak, hariçten gazel atmak gibi oluyor. Yorumcu başka bir şey anlatıyor, yayın bambaşka bir şey.
4- Önünüzdeki yazıyı okuduktan sonra o yazıya gelen diğer yorumları da okur musunuz?
Bu genellikle ruh halime bağlıdır. Yazıdan çok etkilenmişsem hemen kendi yorumuma geçerim. Sonra okurum yorumları ya da okumam.
5- Yazınıza gelen yorumları cevaplar mısınız?
Yorum denetimi benden geçtiği için gelen yanıtları görür ve ben de karşı cevap veririm.
6- Yorumları biriktirip hepsini aynı anda mı açarsınız? Neden?
Eğer dışarda değilsem kesinlikle hepsini anında cevaplarım. (Yorum denetimi ile ilgili açıklamayı daha önce Sevgili Yıldız' ın bloğunda yapmıştım.)
7- Yazıyı okuduğunuz halde yorum bırakmadan ayrıldığınız olur mu?
Evet oluyor ama bunun çeşitli sebepleri var. Ya sonra yazarım diye bırakıyorum, ya yorum bırakmakla ilgili bir sıkıntı yaşamışımdır o anda, ya da yazacak bir şey bulamamışımdır.
8- En az ve en fazla yorum alan paylaşımlarınız hangileri?
Buna cevap vermek istemiyorum çünkü ilgi alanım içerisinde değil bu soru.
9- Hiç yorum almayan yazınız oldu mu?
Yazılarımı yoruma kapattığım dönemler oldu.
10- Daha önce hiç bir etkileşimde bulunmadan, tesadüfen tek bir yorumunu okuyup beğenerek takibe aldığınız biri oldu mu?
Elbette olmuştur, bundan sonra da olacak. Ama yıllar öncesinden ve artık blog yazmayan "Tomrukcan" diyebilirim bir isim vermem gerekiyorsa.
11- Size göre yorum bırakmada en iyi ve en sürekli olan bloglar hangileri? (En az 3 isim veriniz)
Hiç kimseyi bir diğeriyle kıyas etmek istemem. Öyle zaman olur ki, hiç yorum yazmamış bir takipçi bir yayında yorum yapar ve dokunduğu yer tüm boşlukları kaplar.
{ಠ,ಠ}
|)__)
-”-”-
not: kullanılan görsel Yıldız' ın yayınından alıntıdır.
Bugünkü "pazar müziği" köşemizde Stamatis Spadounakis' i ağırlıyoruz. 1948 Atina doğumlu modern bir Yunan klasik bestecidir. Erken yaşlarda klasik gitar eğitiminin yanı sıra klasik müzik, teori öğrendi ve ileri yaşlarda da, gruplarda bas gitar ve klavye çaldı.
Almanya' da Würzburg Devlet Konservatuarında Profesör Bertold Hummel ile çalıştı ve ardından Atina' da Profesör Konstantinos Kydoniatis ile kompozisyon çalışmalarına devam etti. Bizans müziğini inceledi, bir çok sanatçıya hit parçalar (söz ve müzik) yazdı. Televizyon ve film müziklerinin yanı sıra 60 tan fazla albüme imza attı.
Yayına aldığım bu eseri bir yürüyüş esnasında radyoda dinledim. İki ülkenin her konuda benzerliklerini biliyoruz, o yüzden kullanılan enstrümanlar, ezgi yabancı gelmedi bana.
Ancak bu orkestrasyon beni farklı açıdan kavradı.
Sanki bir operet dinliyormuşum, hatta izliyormuşum gibi hissettim. Notaların nüktedan ve hüzünlü ifadeleriyle zaman zaman yükseldim, zaman zaman alçaldım.
Bugünün şarkısı, 1936 da Buenos Aires' de doğan Giora Feidman' a ait. Feidman, klezmer müzisyenlerinden oluşan bir aileden geliyor.
Ünlü klarnet ustası en genç müzisyen olarak İsrail Filarmoni Orkestrasında 20 yıl görev yaptı.
1970 lerin başında solo kariyerine başladı. Berliner Senfonikeri, Kronos Quartet, Polonya Oda Filarmoni, Münih Oda Filarmoni, Münih Radyo Orkestrası ile performanslarını sergiledi.
Ülkemizde de konserler veren sanatçının bu neşeli eserini pazar günü için yayına aldım.
Bu senenin nisan ayından beri podcast yayınları yapıyorum.
Hayatımda en zevk aldığım şey oldu bu.
Cep telefonundan yayın yapmaya olanak veren uygulamalar arasından, tam kendime göre bir program bulup heyecanla denemelerime başladım.
Bu konuda bana epey destek veren Sevgili Buraneros' un önerisiyle, yayınları arasıra ana sayfaya da alma düşüncesi gelişti.
Aslında blogda sol tarafta gördüğünüz ikonu, bu yazıyı yayınladığım alana taşımak istedim ancak sistemde bir şeyler yayının tamamını almama izin vermedi. Araştırıyorum belki daha sonra gerçekleştirebilirim.
Şimdilik, üzerine tıklayıp erişebileceğiniz link olarak yayına aldım.
Umarım hayatın içinden, blogdan, şiirden, masaldan, öyküden alıntılarla yapılmış bu kısacık yayınları seversiniz.