Demokratik hak ve özgürlüklerin baskı altında tutulduğu, bütün yetkilerin bir elde veya küçük bir yönetici grubunun elinde toplandığı demokratik olmayan (devlet düzeni); bütüncül.
"… siyaset esnafıyla aydınlar koalisyonunun, "halk adına" totaliter diktasına dönüşmüş…" - Attila İlhan, Aydınlar Savaşı
Kelime Kökeni :
Fransızca totalitaire, "devletin topyekûn egemenliğini hedefleyen siyasi ideoloji" sözcüğünden alıntıdır. Fransızca sözcük, İtalyanca lo stato totalitario "total devlet" deyiminden alıntıdır. (Sözcüğün ilk kullanımı: 1920' de İtalyan siyasetçi Benito Mussolini tarafından olmuştur.)
Kelime, Tonalite isimli yayına yorumundan esinlenerek Sevgili Duygu Özkan sayesinde yayına alınmıştır.
Kanadalı yazar, şair, söz yazarı ve müzisyen Cohen, 70'lerde pop, kabare ve dünya müziği üzerine çalışmalar yapmış, 80'lerden itibaren tipik olarak bas bariton tonda söylediği şarkılarına kadın vokalistler ve elektronik birleştiriciler eşlik etmiş, çalışmalarında genellikle din, yalnızlık, cinsellik ve kişiler arası karışık ilişkileri konu edinmiştir. 82 yaşında vefat eden, eserleri bir çok sanatçıya ilham veren ve seslendirilen sanatçının bir bestesini konu ediyoruz bugün.
Leonard Cohen'in "Famous Blue Raincoat" şarkısı, popüler müzik tarihinin en sevilen ve gizemli şarkılarından biridir. Şarkı 1970 yılında yazılmış ve ilk olarak "Songs of Love and Hate" albümünde yer almış. Her zaman olduğu gibi bu şarkı hakkında da çeşitli spekülasyonlar söylenip, durmuş.
"Famous Blue Raincoat" birçok farklı temaya ve duyguya değinen bir şarkı. Şarkıdaki en belirgin temalardan bazıları aşk, ihanet, affetme ve pişmanlıktır. Şarkının anlatıcısı, üç kişi arasındaki ilişkiyi, yani anlatıcının kendisi, Jane ve şarkıda "kardeşim, katilim" diye anılan adamı anlatıyor.
Şiirsel ve içe dönük yazı tarzıyla tanınan Cohen, bu şarkıda da zengin, çağrıştırıcı imgeler ve metaforlar kullanmış. Sanatçının hayatındaki bir aldatma olayından esinlendiği, erkek ve kadının kimliği hakkında bir çok rivayet ortaya atılmasına karşın Cohen sessizliğini korumuş, sadece atıfta bulunduğu ünlü mavi yağmurluğun aslında kendisine ait olduğunu belirterek, bir röportajda şunları söylemiş: "O zamanlar iyi bir yağmurluğum vardı, 1959'da Londra'da aldığım bir Burberry. Elizabeth onun içinde bir örümcek gibi göründüğümü düşündü. Astarı çıkardığımda daha kahraman gibi gözüktü ve yıpranmış kollar biraz deri ile tamir edildiğinde ihtişam kazandı. Her şey açıktı. O günlerde nasıl giyineceğimi biliyordum. Yetmişli yılların başında Marianne'nin New York'taki çatı katından çalındı. Son zamanlarda pek giymiyordum zaten."
Şarkıyı dinlerken (özellikle 70 ve 80 lerdeki şarkılar konusunda bilgili olan dostlar) bir yerinde "When I Need You" şarkısını dinlediklerini sanacaklardır, hemen konuya açıklık getireyim. Daha önce yayına konuk ettiğim Leo Sayer' in 1977 de bestelediği şarkının, Cohen' in bestesinden esinlendiğini düşünerek birileri dava açmış ve sonrasında anlaşmaya varılmış.
Kısacık hayatımız boyunca bize iyi hissettirecek müzikler dinlemek dileğiyle,
1945 yılında İngiltere' de doğan Clapton, The Yardbirds, Bluesbreakers, Cream, Blind Faith, Derek and Dominos gibi gruplarda çaldı. "Tears in Heaven" isimli şarkısıyla 6 dalda Grammy ödülü kazandı.
Çalışmalarıyla kendini bir blues gitaristi olarak kanıtladı ve hayranları, o dönemde ona "God" (Tanrı) lakabını taktılar. Derek and the Dominos adlı grupla çıkardığı "Layla and Other Assorted Love Songs" albümündeki Layla, en çok bilinen şarkılarından oldu. Bu şarkıyı da incelemeye alacağım birazdan. 4 yaşındaki oğlunu kaybetmesinin ardından ona yazdığı 'Tears In Heaven' şarkısı listelerde 2. sıraya kadar çıktı. Toplam 19 Grammy ödülü bulunmakta olan sanatçı şimdilerde bir sinir hastalığı olan periferal nöropati ile uğraşmakta ve çalışmalarını çok aza indirmiş bulunmakta.
Bugüne seçtiğim şarkı, kendine özgü gitar riff'i ve duygusal sözleriyle tanınan, tüm zamanların en romantik şarkılarından biri olan 'Wonderful Tonight'. Aslında bu şarkıdan önce "Layla" isimli şarkıya da bakmak gerekiyor. Zira Clapton, bu şarkıyı o zamanlar George Harrison'ın karısı Pattie Boyd' a olan hayranlığı ve gizli aşkı için yazmış. Şarkı, 12. yüzyıl destanı Leyla ve Mecnun'un hikayesinden esinlenerek, Clapton' ın hislerine tercüman olmuş.
Diğer şarkı "Wonderful Tonight" ise, Clapton nihayet aşık olduğu kadınla beraberken ve bir akşam dışarı çıkmak için Pattie Boyd' un hazırlanmasını beklerken ortaya çıkmış. Şarkının kendisine yazıldığı Boyd, 2008'de The Guardian'a verdiği demeçte şunları söylemiş; "Ben üst katta elbiseleri denerken o gitarını çalıyordu. Saçım, kıyafetim, makyajım için o kadar fazla zaman harcadım ki, aşağı yanına indiğimde beni geciktiğim için azarlamasını bekliyordum. Ama o, 'Gel bak, şunu dinle!' dedi."
Tüm heyecanıyla sevdiği için hazırlanan bir kadına "muhteşem görünüyorsun" demek, üstelik bunun için bir de şarkı bestelemek bir kadın için hayattaki en romantik ve mutluluk verici şey olsa gerek. Dinlediğiniz tüm şarkılar hayatınıza ilham olsun dileğiyle.
19 Şubat 1957' de doğan ve asıl adı Johann (Hans) Hölzel olan Falco, Avusturyalı şarkıcı ve müzisyendir. "Yaşadığı süre boyunca gerek avangart yaşam tarzıyla, cüretkar fikirleriyle oldukça tartışmalı bir kişilikti. Lakin şarkı söylemedeki ve yazmadaki yeteneği tartışmaya kapalıydı zira müzik konusunda zamanının ustalarından biri olarak kabul görüyordu. 80’lerin başlarında müzik camiasında çoktan uluslararası nam salmıştı, bunun nedeni İngilizceden başka dillerde de (Almanca ağırlıklı) şarkılar söyleyebiliyor olmasıydı. Zaten su götürür bir kişiliği olan sanatçı, 1985 yılının son günlerinde tekli olarak yayımladığı “Jeanny” şarkısı ile ilk önce Almanya’da daha sonra ise uluslararası çapta adeta bir bomba etkisi yaratmıştı."
Böyle yazıyordu araştırmam esnasında bilgileri edindiğim sayfalarda. Bense onu yalnızca tartışmalı "Jeanny" parçasıyla tanımış ve parçanın yasaklandığı ile ilgili haberleri görmüştüm. Şarkıyı belki bilenleriniz vardır, farklı tarzıyla gitgeller yaşatan, dinlerken garip bir duygulanım içinde hissettiren bir parçaydı.
Dünya'nın gelmiş geçmiş en etkileyici baladlarından biri olan "Jeanny" şarkısı ilk olarak 1984 yılında Falco tarafından seslendirilmiştir. “Jeanny” şarkısının sözlerinin yarısı İngilizce, yarısı Almancadır. Şarkının kasvetli sözleri ve adeta sözlerini tasdikleyen müzik videosu, insanlar tarafından uygunsuz ve karanlık bulunmuş hatta farklı ülkelerdeki bazı televizyon ve radyo programları tarafından boykot edilip, gösterilmesi yasaklanmıştır. Şarkıya Doğu Almanya bölgesinde resmi sansür uygulanmış, Batı Almanya’da sansür uygulaması olmasa bile çoğu yayıncı bu şarkıyı yayımlamayı reddetmiştir. Fakat bu durum şarkının listelerden düşmesini sağlamayıp, aksine tam 6 Avrupa ülkesinde bir numara olmasına vesile olmuş uluslararası bir hit haline dönüşmüştür.
Falco, şarkıyı yazarken o sıralar Viyana’da süregelen genç kadınların kaçırılması olaylarından etkilendiğini, şarkının bir sapığın düşünceleri hakkında olduğunu fakat bunun tabi ki failin eylemlerini temize çıkarmadığını, sadece tematik bir kurgu yarattığını yani sözlerin tamamen hayal ürünü olduğunu söylemiştir. Ayrıca şarkının ilhamını seri katil Jack Unterweger‘den aldığını da belirtmiştir. Ancak seri katili yücelttiği gerekçesiyle feministler tarafından boykot edilmiştir. Tüm bunların yanı sıra şarkı hakkında daha farklı ve bir çok enteresan hikâye, hatta tabiri caizse şehir efsanesi bulunuyor.
Bilinen ilk hikaye şöyle: Mafya adına çalışan Johann, Jeanny adında bir kadına âşık olur. İkili evlenmeye karar verir fakat Jeanny, Johann’ın mafya adına çalıştığını bilmemektedir. Bir gün Johann’ın tabancasını bulan Jeanny gerçeği öğrenir. Kocasından bu mesleği bırakmasını ister. Johann bunun kolay olmadığını, mafyanın peşine düşeceklerini söyler fakat karısı ısrar etmektedir. Johann aşkını seçer ve mesleği bırakır. Çift artık mafyadan uzakta bir yerde yaşamaya başlar. Bir gün Johann eve geldiğinde Jeanny’i bulamaz ve ne olduğunu hemen anlar, polise haber verir. Jeanny’nin ölü bedeni tecavüz edilmiş bir halde ormanda bulunur. Johann’ın bildiği üzere bunu mafya yaptırmıştır fakat yine mafyanın düzenlemesi ile tüm suç Johann’ın üzerine kalır. Bunun üzerine Johann müebbet hapse çarptırılır. İntihar etmeden önce bu şarkının sözlerini yazar, Falco da bu sözleri şarkıya dönüştürür. Bu hikâye klip ile de oldukça uyuşmaktadır.
İkinci hikaye ise şöyledir: Pedofili ve sapık bir adam Jeanny adlı küçük bir kızı takibe alır. Onu uzun süre gizliden gizliye izlemeye başlar ve gözüne kestirir. Günün birinde kıza tecavüz eder ve hapsi boylar. Kızın ailesi bu olayı örtbas etmeye çalışır. Bunlara daha fazla katlanamayan Jeanny canına kıyar.
Çok tartışmalı bir şarkıyı ele aldık bugün, ancak şarkıyı seslendiren Falco, 6 Şubat 1998 tarihinde trajik bir şekilde, 41. doğum gününe günler kala kendi aracıyla Dominik Cumhuriyeti'nde bulunan Villa Montellano'ya giderken bir otobüsle çarpışarak, ölür. Ardından halen çok konuşulan bir şarkı bırakarak, bu dünyadan, sonsuzluğa uğurlanır.
Daha önce dinlemeyenler için şarkı nasıl bir duygu uyandırıyor açıkçası merak ediyorum.
Şiddetsiz ve herkesin insanca yaşadığı bir dünya dilerim.
(Kelime halk arasında iri yarı, uzun, sevimsiz, kocaman, cüsseli gibi anlamda kullanılmaktadır.)
"Mağaza lüks bir yat gibi cilalanmış ve parlaktı, ince halı üzerinde pek kazulet duran ayakkabılarımız yüzünden, çıkarken onu tekrar boydan boya katetmeye çekiniyorduk." - Louis Ferdinand Celine – Gecenin Sonuna Yolculuk
*******
Kelimenin Kökeni :
Halk arasında yaygın olarak kullanılan kazulet kelimesi, dilimize Arapçadan geçmiştir. Kazurat sözcüğünden türetilmiş olan bu kelimenin anlamı çirkindir. Genellikle davranışları kaba saba olan ve ağır hareket eden hantal insanlar için kullanılan bu sözcük, Türkçe dışında Bulgarca ve Arnavutça gibi Balkan dillerine de geçmiştir.
Bugünkü yayına, anılarımızın ne kadar güçlü olabileceği ve zaman akıp giderken kaybettiğimiz şeylerle başa çıkmanın nasıl zorlaşabileceğini hatırlatan bir yazı hazırladım. Dinlediğimiz tüm şarkılar, insan deneyiminin ve başkalarıyla bağlantı kurmanın önemine vurgu yapan güçlü hatırlatıcılardır. "Better Things" adlı enfes diziyi izlerken, dizide bir çok bölümde geçen şarkılara baktığımda, hayatımızın önemli anlarına eşlik eden bu ölümsüz notalar ve sözlerin hakkını teslim etmek gerekir dedim ve böyle bir yayın çıktı ortaya.
Tom Waits, son birkaç on yılın en ikonik müzisyenlerinden biridir. Tam adı; Thomas Alan Waits 7 Aralık 1949 yılında Amerika' da doğmuş, şarkıcı, besteci ve oyuncudur. Çıkardığı kendine özgü hırıltılı sesler, deneyselliğe olan meyli; blues, caz ve vodvil gibi rock öncesi türlere sevgisi ile müzik adına sıra dışı bir kişilik oluşturmaktadır. Dünyanın dört bir yanındaki izleyicilerde yankı uyandıran sayısız şarkı yazdı. Bu şarkılardan biri 1973'te piyasaya sürülen "Martha". Şarkı, telefonu eline alan ve yıllar öncesinden eski bir sevgilisini arayan bir adamın hikayesini anlatıyor. Şarkı basit olmasına rağmen, derin bir nostalji ve özlem duygusuyla doludur.
"Martha", Tom Waits tarafından henüz 22 yaşındayken yazılmış. Waits'in kendisine göre şarkı, o zamanki kız arkadaşı Kathleen Brennan ile yaptığı bir konuşmadan ilham alarak yazılmış. "Eski bir sevgiliyi bir daha görsen ona ne derdin?" diye konuşuyorlarken, Waits bu fikri alır, yıllar boyunca sayısız insanın kalbine dokunan, akıldan çıkmayacak kadar güzel bir şarkıya dönüştürür.
"Martha"nın sözleri basit ama derin. Eski bir sevgiliye ulaşan bir adamın hikayesini anlatıyor. Konunun özüne inmeden önce sohbete küçük bir konuşma ile başlar. Ona eski günleri hatırlayıp hatırlamadığını sorar ve sonra kalbini ona dökmeye başlar.
Şarkıdaki en dokunaklı satırlardan biri, adamın "Seni aradığım için üzgünüm ve sadece seninle bir dakika konuşmak istedim" demesidir. Bu çizgi, adamın hissettiği yalnızlık ve pişmanlık karışımını mükemmel bir şekilde yakalar. "Martha" da keşfedilen birkaç tema var. En belirgin olanı kayıp aşk teması. Adam açıkça konuştuğu kadını özlüyor ve aralarındaki şeylerin nasıl bittiğine dair pişmanlıkla dolu. Şarkıda yer alan bir diğer tema da zamanın geçişi. Adam, Martha'yla son konuşmasından bu yana kaç yıl geçtiğini anlatıyor. Birlikte olduklarından beri ne kadar çok şeyin değiştiğinin açıkça farkında ve bu gerçekle başa çıkmak için mücadele ediyor. Son olarak, nostalji teması var. Adam, hayatında kendisi için açıkça çok önemli olan bir döneme bakıyor. İlişkilerinin detaylarını büyük bir netlikle hatırlıyor ve o günlere dönmek için bir özlem duygusuyla doluyor.
"Martha", Tom Waits'in en sevilen şarkılarından biri haline geldi. Yıllar boyunca Elvis Costello ve Bruce Springsteen de dahil olmak üzere sayısız sanatçı tarafından yorumlandı. Şarkı genellikle Waits'in inanılmaz derecede basit sözler ve melodilerle derin bir duygu yakalama yeteneğinin bir örneği olarak gösteriliyor.
Umarım şarkı, notasıyla ya da hikayesiyle sizin de duygularınıza dokunmuştur. Hepimizin güzel hikayeleri olan şarkılarımızın olması dileğiyle.
Müzikli, keyifli bir sonbahar dilerim,
{ಠ,ಠ}
|)__)
-”-”-
not: görsel, theartdesk.com dan alıntıdır.
yazıdaki bilgiler beatcrave.com dan alıntılanmıştır.