BİR KELİME

21 Mayıs 2023 Pazar

PAZAR GÜNÜ MÜZİĞİ 🎵 ÇİĞDEM TALU - MELİH KİBAR




Bugün müzik dünyasından bir değil, iki değerli insanı konuk ediyoruz. 
Bu dünyada şans eseri tanışmış iki eş ruh. Böyle diyorum çünkü öğrendiklerimin ışığında, basit anlatımıyla iki aşık demek çok hafif kalıyor anlatmak istediklerime.



Çiğdem TALU - Melih KİBAR
(1939-1983)  -  (1951-2005)

Önce Çiğdem Talu’ yu tanıyalım. İstanbul’ da doğan Talu, gazeteci Muvakkar Ekrem Talu'nun kızı, gazeteci, yazar ve siyasetçi Ercüment Ekrem Talu'nun torunu, Türk edebiyatının önde gelen isimlerinden şair ve yazar Recaizade Mahmut Ekrem'in torununun kızıdır. Robert Kolejde okuduktan sonra yurtdışında filoloji eğitimi alıp, Işık Lisesi'nde İngilizce öğretmenliği yaparken, 1972'de "Ağlıyorum Yine" adlı ilk şarkı sözünü yazdı ve bu şarkı, Nilüfer'in "Kalbim Bir Pusula" adlı ilk plağının arka yüzünde yer aldı. Bu plağın başarısı üzerine, başta Yeliz ve Füsun Önal olmak üzere herkese söz yazmaya başladı. 1975'te ilk defa yapılmakta olan Eurovision Türkiye elemelerine; Füsun Önal için "Minik Kuş", Yeliz için "hayalimdeki adam" ve Uğur Akdora için yazdığı "Anılar" adlı  şarkılarla katılır. 

Buraya bir nokta koyup şimdi de Melih Kibar’ın hayatına bakalım. İstanbul da doğan sanatçı, çocukluğundan beri müziğe aşkla bağlı ve üniversitede konservatuar yerine, Boğaziçi Üniversitesi’nde kimya mühendisliği okumayı tercih eden bir gençtir. Ancak akademik tercihleri genç Melih’in müzik aşkının önüne hiçbir zaman geçmez. Üniversiteden mezun olmaya hazırlandığı 1975 senesinde müzik hocası Timur Selçuk’un da ön ayak olmasıyla Türkiye’nin Eurovision macerası için çok önemli bir besteye imza atacaktır. TRT’de yayınlanacak Eurovision Şarkı Yarışması’nın sinyal müziği olacak “Çoban Yıldızı” nı besteler. Eser tüm memlekette dinlenirken, o plağı durmadan dinleyen biri daha vardır. Çiğdem Talu, besteci ile tanışmak istemektedir. Takvimler 1975 yılının Mayıs ayını gösterirken, serin bir bahar gecesinde ikili ilk defa bir araya gelir. Melih Kibar, Çiğdem Talu’ya olan hissinin asla ilk görüşte aşk olmadığını her fırsatta dile getirir. Çünkü onun Talu’ya hissettiği şey, bir erkeğin bir kadına duyacağı romantik yakınlıktan çok daha fazlasıdır. Melih Kibar, kendisinden 12 yaş büyük bu aristokrat kadına düpedüz hayrandır! Tanıştıkları ilk dakikada kafalarının ve ruhlarının tamamen aynı frekansta olduğunu anlayan Melih Kibar ve Çiğdem Talu, o günden sonra hiç ayrılmazlar. Ruhları ve kalpleri o kadar birdir ki, sanki Çiğdem Talu Melih Kibar’ın yazdığı notaları aynen harf olarak deşifre eder. Hatta Melih Kibar neden ve hangi hisle bestelediğini bile hatırlamadığı “İşte Öyle Bir Şey” için Çiğdem Talu tarafından yazılan sözleri ilk gördüğünde, “Elim birazcık kalem tutuyor olsaydı kesinlikle bu melodi için aynı sözleri yazardım” der. 

Ancak ikili birbirlerini çok sevse de aralarındaki 12 yaş fark olması onları hep huzursuz edecektir. Çıkacak söylentilerden, Çiğdem Talu’nun saray kökenli ailesinin alacağı tepkilerden ve aralarındaki ilişkinin müzikal birlikteliklerine zarar verme ihtimalinden hep korkan çift bu yüzden ilişkilerini hep saklı gizli yaşarlar. Melih Kibar’ın master için Londra’ya gitmesi efsane çiftin bir süre ayrı düşmesine neden olsa da, kendilerini hiç tanımayan insanların arasında rahatça el ele gezen ve “aşkı aşk gibi yaşayan”  Talu ve Kibar için ayrılık aşkı körükleyen bir rüzgardan başka bir şey değildir. İkili arasındaki o inanılmaz sinerjiyi özetleyen en acayip anektod ise Melih Kibar’ın İngiltere’de maruz kaldığı şiddetli bir fırtınadan duyduğu korku ile bestelediği eserin, şarkının ne koşullarda bestelendiğini hiç bilmeyen Çiğdem Talu tarafından “İçimdeki Fırtına” olarak güfteleştirmesidir.

Biraz ürkek de olsa aşklarını yaşamaya devam eden çift Türk pop müziğine damga vurmaya devam ederken Çiğdem Talu sevgilisi ile kutladığı doğum gününün akşamında içimize işleyen “o” şarkıyı yazar: “Her şey seninle güzel / Yolda yürümek bile / Olmayacak düşlerin peşinde koşmak bile”
Bu şarkı asla eskimeyecek klasikler arasına girer. Ve maalesef nihayetinde Melih Kibar’la Çiğdem Talu’nun ilişkileri, toplumsal baskılara dayanamaz ve 2 sene sonra biter. Aralarındaki aşk ilişkisi bitmesine rağmen et ve tırnak gibi olmaya devam eden ikili birlikte üretmeye ve birbirlerinin en iyi dostu olurlar. Hatta birkaç sene sonra Melih Kibar eşi Ethel hanımla evlendiğinde Çiğdem Talu isyan etmez ama yakın dostları onun Melih’e olan aşkının aslında hiç bitmediğini söyler.
Yüzü hep gülse de, Melih’ten dostluğunu ve benzersiz şiirlerini hiç esirgemese de Çiğdem Talu’nun içinde aslında derin bir hüzün gizlidir. Belki de bu gizli hüzündendir bilinmez Talu, kendisine meme kanseri teşhisi konulduğunda henüz 42 yaşındadır ve tedavi için bir zamanlar biricik aşkı Melih Kibar ile el ele dolaştıkları Londra’nın yolunu tutar. Hastalığı Çiğdem Talu’ya bir an bile konduramayan Melih Kibar ise, kendi deyimiyle “zayıflık” göstererek Çiğdem’in hastalığını kabullenmez, durumunun ciddiyetini inkar eder ve onu görmek için Londra’ya gitmez.
Bu durumu kafaya takmıyor gibi görünse de Çiğdem Talu’nun Melih Kibar’a olan sitemi "Koca Çınar" şarkısının satırlarında gizlidir: “Serde delikanlılık, gençlik var koca çınar / sevda var / sen sevdanı çiğneyip geçer misin? / öte yanda gurur var ölesiye gurur var / seni unutanları sen olsan sever misin?”
Ve aşkını olduğu kadar acısını da yazdığı sözlere saklayan bu çok özel kadın, 1983 yılının  bir bahar akşamında bu dünyaya veda eder. Zayıflığı yüzünden ruh eşine layıkıyla veda edemeyen Melih Kibar, vicdan azabı ve hasretin de verdiği hisle müzikal anlamda uzun süren sessiz bir döneme girer. Usta bestecinin ölümünden 5 sene önce bestelediği “Sessiz Veda” isimli eser ise belki de bu duyguların çaresiz bir dışa vurumudur.

2005 senesinde cilt kanserinden hayatını kaybeden Melih Kibar ve Çiğdem Talu’nun yaşadığı şeyin adı ne olursa olsun, ikilinin 8 yıl 3 gün süren hayat ortaklığından geriye 250’den fazla şarkı ve asla ölmeyecek bir hikaye kalır. 

Youtube' da Can Dündar' ın hazrılayıp sunduğu “Yüzyılın Aşkları Çiğdem-Melih” başlıklı yayını, aşklarına şahit olmanız açısından izlemenizi öneririm. 

Müzikli pazarlar,








{ಠ,ಠ}
 |)__) 
-”-”-






17 yorum:

  1. Dönemin bebeleri olarak sanırım en iyi biz anlarız o şarkıları, elbette aşk denen şeyi... Güzel bir seçim ve zengin, duygunun altını çizen ve keyif veren bir anlatımdı Sevgili Momentos. Ellbette o güzel yılların bebesi olmak da güzel... çok güzel:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili Buraneros,
      Yazdıklarında çok haklısın, o yılların zenginliğinde büyümek cidden çok farklı bir duygu. Yayını hazırlarken oldukça duygulandım. Teşekkürler yorumuna :A :)

      Sil
  2. Bu şarkıyı çok severim. Hep söyleyenler akılda kalıyor, yazanlara dikkat etmiyoruz malesef. İkisini de tanımıyorum, sayende öğrendik Sezercim. Yazılsa roman olurmuş hayatları.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili Duygucuğum,
      O kadar doğru bir yere parmak basmışsın ki, hep şarkıcılar ön planda oluyor. Beste ve güftenin ortaya çıkış hali ve yaratanları hep gölgede kalıyor. Teşekkürler :F

      Sil
  3. Roman gibi, çok güzeldi. Keşke herkesi bosverselermiş. Özel ruhlarmis gerçekten. Arşivlik bir yazı.bir sürü şey öğrendim:))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. tosbağa günlüğü,
      Onlar bunu yaşamışlar, bizler de masal gibi anlatıyoruz bugün. Öyle değerli bir şey yakalamışlar ki, gıpta etmemek elde değil. :F :)

      Sil
  4. Ne güzel şarkılardır ama :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili Dada,
      Değil mi? Her bir şarkıyı ayrı ayrı çok severim. <3

      Sil
  5. İlk defa duydum bu yazıyı okuduktan sonra, araştırdım ve şarkıları dinledim galiba çok şey kaçırcakken bu yazıya denk gelmem güzel bir şanstı teşekkürler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Üzgün Kiraz,
      Ah ne güzel çok sevindim vesile olduğum araştırmana. :)
      Çok duygulandım ben de hazırlarken. Ben de teşekkür ederim yorumuna. :F

      Sil
  6. Şimdiden bakınca beraberlikleri kısa sayılacak bir süre, ama üretimleri müthiş ve unutulmaz.
    Ne güzel oldu, anımsamak onları. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ekmekçi Kız,
      8 yıl 3 gün diyordu Melih Kibar toplam tanışıklıkları için. Ne değerli bir zaman dilimi. Onların duygularından bizlere kalanlar ise çok daha değerli. Teşekkür ederim yorumunuza :) :F

      Sil
  7. Birkaç gündür dinleyemiyordum Momentos Radyoyu. Ne büyük eksiklikmiş.
    Bir döneme damgasını vuran , dünyamızı daha da anlamlı kılan o efsanevi şarkılar, yüreğimize işleyen o sözler.
    Bir büyük aşkın gizemli ruh hali nasıl da yansımış o unutamadığımız şarkılara. Sevdayı, her şeye bedel sevgiyi ta içimizde hissettiren o güzel insanları saygı ve özlemle anıyoruz.
    Bu harika program için yürekten teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili Makbule Hocam,
      Ne güzel sözler yazmışsınız, binlerce teşekkürler benden de. İyi ki böyle güzel insanlar var ve ben de onları tanımak, tanıtmak mutluluğuna erişiyorum sizlerle beraber.
      Çokça sevgiler benden :F :)

      Sil
  8. Canım Simyamist,
    Böyle aşkları okumak, öğrenmek insana devam etme ve yaşama sarılma enerjisi de aktarıyor. Kimbilir belki tam da o aşkın içindesindir sen de <3 :A :F
    Teşekkürler yorumunla katılımına. :)

    YanıtlaSil
  9. Aah unutulmaz onlar tabii, altın çift 💞

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Değil mi Derya, müthişlerdi bir arada. <3

      Sil

{ಠ,ಠ}
|)__)
-”-”-