Ahmet Ozan, Yazıyı ilk okuduğumda inanamadım, vahşet her yerde var! En düşünmediğimiz yerlerde bile. :( Suluboya yıllar sonra bulduğum bir dost gibi oldu benim için. Beğenmenize çok sevindim. Kalpten teşekkürlerimi sunuyorum. :)
Şoktayım. Anlatım muhteşemdi, elbette finalde altının çizilişi de; dinleyene kadar bilmiyordum, ve ayağın neden çıplak olduğu dikkatimi çeken bir unsur bile olamamıştı. Teşekkürler:)
Buraneros, Çocukluğumun o neşeli, sarılıp kalbime sokmak istediğim iyimser çocuğun böyle bir akıbete uğramış olması yüreğimi dağladı. Ayaklarının çıplak olmasını romantik bir bakışla özgür ruh haline bağlamıştık çoğunluğumuz.
Evet özellikle tavşanı koydum, atlatabilmiş değilim bu zalimliği.
Bu konuyu biliyordum, gerçekten çok üzücü. Bir de yakın zamana kadar devam etmesi ve toplumca buna ses çıkarılmaması akıl alır gibi değil. Dışarıdan medeni görünenlerin gerçek yüzü çıkıyor ortaya.
Merhabalar. Bu konuda hiçbir bilgim yoktu. Paylaşımınızdan öğrendim. Emeğinize ve yüreğinize sağlıklar dilerim. Avrupalı olmak, medeni olmak, Batılı olmak yetmiyor, insan olamadıktan sonra... Selam ve saygılarımla.
Johanna Spyri kitabıyla bu talihsiz çocukları gündeme yıllar önce getirmiş ama çocuk gözüyle görememişiz olayın ardındaki gerçekleri. Ayakları üşümez mi niye ayakkabısız dolaşıyor diye düşündüğümü hatırlıyorum. Çizgi filmi bir de bu gözle yeniden izlemek lazım aslında satır aralarında mutlaka söylenmiş bir şeyler olmalı. Avrupa'nın göbeğinde olup 20 yy'da bile hala uygulamayı sürdürmek canavarca. 21. yy'da akılları başlarına gelmiş neyse ki. Albert Anker'in tablolarına da baktım. Resim ve yazın sınır tanımamış ve en sonunda olması gereken başarılmış...
Filmgündemi, O kadar masumca izliyorduk ki, hiçbirimizin aklından geçmemiştir böylesi bir durum. Yeniden izleyebilir miyim inan bilmiyorum ama zaten eski kayıtlar halen var mıdır? Yenilerinde ayakkabı giydirilmiş öyle diyordu yazıda.
Söyleyecek kelime bulamıyorum. 2013 te zar zor özür dilenmiş işe bak. Çabaları için isimleri geçenleri yaşıyorlarsa saygıyla, ölmüşlerse rahmetle anıyorum. 🙏 Teşekkür ederim canım yorumunla katılımına.
İlk öğrendiğimde ben de çok şaşırmıştım ve dahası o masum dönemlerde bizlere yol arkadaşlığı yapan sevimli çizgilerin birçoğunun altında böylesi acımasız gerçekler ya da aşılanmak istenen fikirler ile yüklenmiş olduğunu öğrendim maalesef :(
Daha önce duymuştum bu mevzuyu. Çocuk aklımızla bunu anlamamış olmamız normal ve aslında iyi de olmuş. Çocukluk çağımızda bir çizgi film aracılığıyla hayatın acımasızlığı ile yüzleşmek zorunda kalmak doğru değil bence. Severek izlediğimiz birçok çizgi film için çeşitli şeyler söyleniyor. Mesela Şirinler'in komünizm propagandası yapıyormuş, Teletubbyler gaymiş, Winnie the Pooh karakterlerinin her biri psikolojik bir hastalığı simgeliyormuş... Bugün çıksa yine aynı keyifle izlerim Şirinler'i de Winnie the Pooh'u da. Her şeyin içine eden sistem en azından çizgi filmlere, çocukluğumuza, güzel anılarımıza dokunmasa keşke.
Bu arada Dostun Hakikisi podcastini dinledim. Çok iyiydi. Yine de insanoğlu çiğ süt emmiş, 2 tokada satmaz da damarına basılıyorsa söylenen bir çift lafa satabilir bir anda.
KuyruksuzKedim, Aynen katılıyorum, küçükken bunu bilerek izleseydim sanırım sürekli ağlardım. Diğer çizgi filmlerin verdiği mesajlar olabilir ya da bu abartı da olabilir, incelemek lazım, bilemiyorum ama Heidi' de kocaman ve çirkin bir GERÇEK var. :( Kimbilir hangi ülkelerde daha bilmediğimiz neler var?!
Dostun Hakikisi aslında şimdinin insanlarının dost kavramını gerçekten bilmedikleriyle ilintili bir anlatı. Belki halâ bir yerlerde vardır böyle dostlar, inanmak istiyorum buna :) Teşekkürler canım yorumun için <3
Hikâyeyi bilmiyordum. İsviçre deyince medeniyetin beşiği gelir aklıma fakat kadına seçme hakkının verildiği yılın 1971, kadın ve erkeğin eşit haklara sahip olduğunun kabul edildiği yılın ise 1981 olduğunu düşününce Atatürk'ün 1934 yılında kadına verdiği bu hakkı, bu değeri bir kez daha şükranla karşılarım. Anlamakta zorlandığım bir başka konu ise Atatürk'ten sonra bugünlere gelirken gerileme hızımız...
Kaystros Tyrha, Atatürk' ün düşünce sistemi bambaşkaymış gerçekten. Ülkemizi o zamanlarda yüzlerce yıl öne taşımışken şimdi olduğumuz yer inanılmaz. Artık hiç bir ülkeyi gözümde büyütmüyorum. Sadece insan önemli. Çok teşekkür ederim katılımınıza.
Konuyu biliyordum, sizin anlatımınızla tekrar dinledim. Geçmiş hatalardan ders almak, gündeme getirmek önemli. Sanat bu konuda fyda sağlayan alanlardan biri. İnsan var oldukça kötülük bitmeyecek fakat en azından bugün global iletişimin kuvvetli olması bazı şeyleri bilinir kılıp, haksızlığın önüne geçilmesi yolunda katkı sağlayacak. Teşekkürler Momentos...
Klio'nun Şarkısı, Ben yeni öğrenmenin şokunu yaşıyorum maalesef. Evet bunları anlatmak, duyurmak gerek. Bir şeyleri değiştirmesi açısından önemli. Umarım dediğiniz gibi olur. Ben teşekkür ederim.
hüzünlü-gerçek bir hikayeyi ulaştırmışsınız bize, sulu boya resimleriniz harika gerçekten severek takip ediyorum resimlerinizi
YanıtlaSilAhmet Ozan,
SilYazıyı ilk okuduğumda inanamadım, vahşet her yerde var! En düşünmediğimiz yerlerde bile. :(
Suluboya yıllar sonra bulduğum bir dost gibi oldu benim için. Beğenmenize çok sevindim.
Kalpten teşekkürlerimi sunuyorum. :)
Şoktayım. Anlatım muhteşemdi, elbette finalde altının çizilişi de; dinleyene kadar bilmiyordum, ve ayağın neden çıplak olduğu dikkatimi çeken bir unsur bile olamamıştı. Teşekkürler:)
YanıtlaSilTavşanın ifadesi muhteşem, aynı şu andaki ben:)
Buraneros,
SilÇocukluğumun o neşeli, sarılıp kalbime sokmak istediğim iyimser çocuğun böyle bir akıbete uğramış olması yüreğimi dağladı. Ayaklarının çıplak olmasını romantik bir bakışla özgür ruh haline bağlamıştık çoğunluğumuz.
Evet özellikle tavşanı koydum, atlatabilmiş değilim bu zalimliği.
Teşekkür ederim yorumunuz için :)
Bu konuyu biliyordum, gerçekten çok üzücü. Bir de yakın zamana kadar devam etmesi ve toplumca buna ses çıkarılmaması akıl alır gibi değil. Dışarıdan medeni görünenlerin gerçek yüzü çıkıyor ortaya.
YanıtlaSilduygu emanet,
SilHem de ne kadar yakın bir geçmiş, aklım almıyor. Vahşilik her yerde, bunun ırkı, ülkesi yok maalesef.
Teşekkür ederim yorumuna.
Merhabalar.
YanıtlaSilBu konuda hiçbir bilgim yoktu. Paylaşımınızdan öğrendim. Emeğinize ve yüreğinize sağlıklar dilerim.
Avrupalı olmak, medeni olmak, Batılı olmak yetmiyor, insan olamadıktan sonra...
Selam ve saygılarımla.
Recep Altun,
SilAynen dediğiniz gibi, sonuna kadar katılıyorum söylediklerinize.
Yayını dinlediğiniz için teşekkür ederim.
Saygılar,
Johanna Spyri kitabıyla bu talihsiz çocukları gündeme yıllar önce getirmiş ama çocuk gözüyle görememişiz olayın ardındaki gerçekleri. Ayakları üşümez mi niye ayakkabısız dolaşıyor diye düşündüğümü hatırlıyorum. Çizgi filmi bir de bu gözle yeniden izlemek lazım aslında satır aralarında mutlaka söylenmiş bir şeyler olmalı.
YanıtlaSilAvrupa'nın göbeğinde olup 20 yy'da bile hala uygulamayı sürdürmek canavarca. 21. yy'da akılları başlarına gelmiş neyse ki. Albert Anker'in tablolarına da baktım. Resim ve yazın sınır tanımamış ve en sonunda olması gereken başarılmış...
Filmgündemi,
SilO kadar masumca izliyorduk ki, hiçbirimizin aklından geçmemiştir böylesi bir durum. Yeniden izleyebilir miyim inan bilmiyorum ama zaten eski kayıtlar halen var mıdır? Yenilerinde ayakkabı giydirilmiş öyle diyordu yazıda.
Söyleyecek kelime bulamıyorum. 2013 te zar zor özür dilenmiş işe bak. Çabaları için isimleri geçenleri yaşıyorlarsa saygıyla, ölmüşlerse rahmetle anıyorum. 🙏
Teşekkür ederim canım yorumunla katılımına.
1980 lerde tv de yayınlanan Heidi youtube'da -Türkiye Kids diye bir kanalda- bulunuyor. Merak edip baktım ilk bölümünün de birazını izledim hatta.
SilSen yazınca ben de hemen gidim baktım. Evet eski bölümler ve çıplak ayaklı. Demek ki bir yasak gelmemiş çizgi filmin kaldırılması yönünde.
Silİnsanlığın yatacak yeri yok şu dünyada. Gel de şimdi cehennem iyi ki var diye sevinme.
YanıtlaSilYaşamdan Yazılar,
SilGerçekten yok. Bu dünyadaki ceza sistemleri uygulanmıyor, bari içimizi böyle soğutalım dediğin gibi :)
İlk öğrendiğimde ben de çok şaşırmıştım ve dahası o masum dönemlerde bizlere yol arkadaşlığı yapan sevimli çizgilerin birçoğunun altında böylesi acımasız gerçekler ya da aşılanmak istenen fikirler ile yüklenmiş olduğunu öğrendim maalesef :(
YanıtlaSilVakt-i Dem,
SilDemek çizgi filmler konusunda daha dikkatli olmalı ebeveynler. Ne saçma ve ne garip bir dünyadayız :(
Teşekkür ederim yorumuna.
Daha önce duymuştum bu mevzuyu. Çocuk aklımızla bunu anlamamış olmamız normal ve aslında iyi de olmuş. Çocukluk çağımızda bir çizgi film aracılığıyla hayatın acımasızlığı ile yüzleşmek zorunda kalmak doğru değil bence. Severek izlediğimiz birçok çizgi film için çeşitli şeyler söyleniyor. Mesela Şirinler'in komünizm propagandası yapıyormuş, Teletubbyler gaymiş, Winnie the Pooh karakterlerinin her biri psikolojik bir hastalığı simgeliyormuş... Bugün çıksa yine aynı keyifle izlerim Şirinler'i de Winnie the Pooh'u da. Her şeyin içine eden sistem en azından çizgi filmlere, çocukluğumuza, güzel anılarımıza dokunmasa keşke.
YanıtlaSilBu arada Dostun Hakikisi podcastini dinledim. Çok iyiydi. Yine de insanoğlu çiğ süt emmiş, 2 tokada satmaz da damarına basılıyorsa söylenen bir çift lafa satabilir bir anda.
KuyruksuzKedim,
SilAynen katılıyorum, küçükken bunu bilerek izleseydim sanırım sürekli ağlardım. Diğer çizgi filmlerin verdiği mesajlar olabilir ya da bu abartı da olabilir, incelemek lazım, bilemiyorum ama Heidi' de kocaman ve çirkin bir GERÇEK var. :( Kimbilir hangi ülkelerde daha bilmediğimiz neler var?!
Dostun Hakikisi aslında şimdinin insanlarının dost kavramını gerçekten bilmedikleriyle ilintili bir anlatı. Belki halâ bir yerlerde vardır böyle dostlar, inanmak istiyorum buna :)
Teşekkürler canım yorumun için <3
Hikâyeyi bilmiyordum. İsviçre deyince medeniyetin beşiği gelir aklıma fakat kadına seçme hakkının verildiği yılın 1971, kadın ve erkeğin eşit haklara sahip olduğunun kabul edildiği yılın ise 1981 olduğunu düşününce Atatürk'ün 1934 yılında kadına verdiği bu hakkı, bu değeri bir kez daha şükranla karşılarım. Anlamakta zorlandığım bir başka konu ise Atatürk'ten sonra bugünlere gelirken gerileme hızımız...
YanıtlaSilKaystros Tyrha,
SilAtatürk' ün düşünce sistemi bambaşkaymış gerçekten. Ülkemizi o zamanlarda yüzlerce yıl öne taşımışken şimdi olduğumuz yer inanılmaz. Artık hiç bir ülkeyi gözümde büyütmüyorum. Sadece insan önemli.
Çok teşekkür ederim katılımınıza.
Konuyu biliyordum, sizin anlatımınızla tekrar dinledim. Geçmiş hatalardan ders almak, gündeme getirmek önemli. Sanat bu konuda fyda sağlayan alanlardan biri. İnsan var oldukça kötülük bitmeyecek fakat en azından bugün global iletişimin kuvvetli olması bazı şeyleri bilinir kılıp, haksızlığın önüne geçilmesi yolunda katkı sağlayacak. Teşekkürler Momentos...
YanıtlaSilKlio'nun Şarkısı,
SilBen yeni öğrenmenin şokunu yaşıyorum maalesef. Evet bunları anlatmak, duyurmak gerek. Bir şeyleri değiştirmesi açısından önemli. Umarım dediğiniz gibi olur.
Ben teşekkür ederim.