BİR KELİME

16 Haziran 2019 Pazar

Mucize ✨










"Yüzü pencereye dönüktü. Bahçe göz alabildiğine uzanıyor, yeşil çimenlerin bazı yerleri kelleşmiş, üstünde mevsime uygun sarı, turuncu, kırmızı yapraklar yuvarlanıyordu. Ağaçlar rüzgarın her esişinde hoyratlığa dayanamayıp yapraklarını teker teker bırakıveriyorlardı sonsuzluğa ve yeniden dirime.

Bu okul üç nesildir ailesine emanetti. Büyükbabası ile ona içinde kaybolacağı dev bir orman gibi gelen okul bahçesinde gezinirlerken, bir gün kendisinin onun yerine geleceği temennileriyle büyümüştü. Dedesi ve babasının ardından aldığı görevde; onlar kadar ses getirebileceğinden kuşku duysa da yeniliklere, zamana ayak uyduran yöntemiyle gençlerin ve aynı zamanda sisteme, gelenekçi tutumu yumuşak bir şekilde yerleştiren yapısıyla da ailelerin gönlüne yerleşmesini bilmişti.

Zaman öyle hızla akıp gitmişti ki, şairin dediği gibi "yılların telaşlarda bu kadar çabuk geçeceği" aklına gelmezdi. Şiirin devamındaki gibi "sevgileri yarınlara bırakmamıştı" asla. Çok sevmişti hem dünde, hem bugünde, hem yarında. 

Okula yeni ders yılında gelen genç öğretmenlerdendi. İlk görüşte kalbinin, göğüs kafesini yırtarak ona koşmak istediğini bugün gibi hatırladı. Ortak ilgi alanlarını keşfetmek için farkettirmeden etrafında dolaşıp, en ufak bilgiyi bile kaçırmıyordu. Onun üstüne düşmeden  ama ilgisini de belli edecek tekliflerde bulunuyor, her seferinde "ya kabul etmezse"  endişesini yaşıyordu. Ne kadar uzun gelmişti bu yakınlaşma süresi ona. Sonunda ilk yemek   teklifini ettiğinde, o da yanakları pembe pembe gülümseyerek "evet" demişti.  Sonrasında hislerini yavaşça itiraf etmiş ve onun da bu ilgiye cümleleriyle sıcak baktığını görünce aklını kaçıracağını sanmıştı mutluluktan."


********************

Sıkılmıştı. Aynı tarz öyküleri okumaktan fena halde sıkılmıştı. Göz kapaklarını oğuşturdu. Daha fazla devam edemeyeceğini anlayıp, elindeki dosyanın en son sayfasını açtı:

******************

Bir hayat üzerine yıkıldı adamın. Hem iki gözünden birini, kalbini, ruhunu kaybetmişti, hem de ikisinin mutluluğunun ışığı olan bebeği. O gün; aldığı karardan oldukça emindi ama şimdi tek başına, yaşadığı mutluluğun izlerini fotoğraf karelerinde seyrediyordu. 

Belki hayat, hepimize birşeyleri işaret ediyordu... olanları görmek ve tüm kalbiyle algılamak ise bize kalıyordu."


SON 



*****************
Dosyanın kapağını kapattı. Okuduğu şeyin fazlasıyla duyguları sömürdüğünü düşündü. Yorgundu, dosyayı masaya gelişigüzel bıraktı ve gözlerini oğuşturdu. Merakla sonucu bekliyordu bunu yazan kişi. Artık daha fazla oyalayamayacaktı. Her defasında sekreteriyle muhatap olmaktan sıkılmış bir ses tonuyla konuşmuştu en sonuncusunda. Oysa böyle kaç taslak okuduğunu bilseydi, bu kadar üsteler miydi acaba?

Bu tarz hikayeler çok fazla yazılmıştı. İki aşık, düzgün bir aile yaşantıları var. Herşey tam yolunda gidecekken çiftten biri mutlaka hastalanır ve ölümcüldür durumu. vs vs. Evet anlatımı iyiydi, kelimeleri seçişi, cümleler arasındaki ahenk ama olmazdı işte olmazdı. Yarın ona neler söyleyeceğini düşünmek istedi ama başı çatlayacak kadar ağrıyordu.  Işıkları kapadı ve yatak odasına gidip, kendini uykuya teslim etti.

********************

Geceyarısı diğer odadan gelen sese uyandı. Gözkapakları birbirine yapışmış gibi açılmıyordu sanki. Elleriyle iyice oğuşturdu ve üstüne birşey alarak odaya doğru yürüdü.  Çalışma odasının kapısını kapattığına emindi. İçeri girdi, herşey yerli yerinde gözüküyordu, yolunda olmayan bir şey yok gibiydi. İçinden "beni uyandıran neydi acaba?" diye düşündü, eliyle boşver işareti yaptı ve tam dönüp gidecekken birden masadaki ışıltılı notu farketti. 

Merakla masaya yaklaştı, lambayı yaktı. Yatmadan önce okuduğu dosyanın kabı duruyordu ama içinde kağıtlar yoktu, bomboştu. Şaşkınlıktan ağzı açık kaldı ve üstüne bırakılan notu eline aldı. Bu nesne kağıt gibi de değildi aslında, ipek ve tüy karışımı bir dokusu vardı ve üstünde mürekkep yerine ışıltılar saçan altın tozu kullanılarak yazılmış, uçar gibi duran elyazısı vardı.

***************


"Sayın Bay,
Eşimle yaşadıklarımızı anlamanız için gerçekten aşk duygusunu tüm damar uçlarınızda bir kez hissetmiş olmanız gerekir. Bunu hiç hissetmediğinizi anlamış bulunuyor ve üstünüzde yük olan dosyayı sizden alıyorum."


***************

Senenin sonlarına doğru yayınlanan bu eser, 7 dilde çeviriyle satış rekorları kırdı. 










{ಠ,ಠ}
|)__) 
-”-”-





not: yazıda kullanılan görsel google' dan alıntıdır.



14 yorum:

  1. Aşk hikayelerinde klasik zaten. Hastalık ve araya giren kara kediler. Ama sonu çok iyiydi. Demek satış rekorları kırmış:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mesleğinin getirdiği tükenmişlik sendromundan, farkedemediği ve okurken içine giremediği satırların kendisine tokat gibi indiği andır işte satış rekorları :))
      Teşekkür ederim sevgili Beyda

      Sil
  2. Güzelmiş, duygusal romanları severim. Çok teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de severim.. teşekkür ederim Eğitim Pınarı :)

      Sil
  3. teşekkürler güzel blog beğendim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hoşgeldiniz Sev7, ben teşekkür ederim ziyaretiniz için. Sevgiler,

      Sil
  4. güzel sonu vardı. hangi öykü ki buuu yaaaaa :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Deep, sadece öykü valla :)))

      Sil
    2. 7 dilde çeviriyle deyince hımm, o da kurguya dahilmiş, kandidin biziiii :)

      Sil
    3. kandırdıımm nazlı yarii, ödüllü öykülerleeee :)))))))

      Sil
  5. Ben de deep gibi düşündüm tam hangi kitap diye soracakken onun yorumunu gördüm 😅

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Derya,
      :)))) öykü içinde de nobel aldırtırım valla, hiç sakınmam :)))

      Sil

{ಠ,ಠ}
|)__)
-”-”-