üç çesit hikâye vardır;
benimki, seninki
ve gerçek olan…
benimki, seninki
ve gerçek olan…
Mungan
Sabah erken kalkamıyordu artık. Gece film seyrediyor, film seyrederken genellikle aklına birşeyler takılıyor, gördüğü ama algılamadığı sahneyi tekrar geri alıp izliyordu.
Ancak gözleri farkında olmadan kapandığı ve bir noktada bedeninin daha rahat bir pozisyon aradığı zamanda da bilgisayarı, ışıkları kapatıp tam uykuya geçiyordu.
Yine böyle bir gece uykuda mı yoksa rüyada mı olduğunu ayırt edemediği bir zamanda, kapı zili çaldı. Hafiften algıladığı sese, bir de kapıyı kuvvetlice tıklatma eklenince kalkması zorunlu oldu. Evin dik merdivenlerden aşağıya indi tutuna tutuna. Kapının önünde “kim o?” diye kuvvetli bir sesle bağırdı. “Sürpriz ben” diye bir cevap geldi. Sürpriz olduğu aşikardı ama bu ses tınısı çok eskilerden bir tanıdığı uyandırdı getirdi kulaklarına ve sisli gözlerine.
Kapıyı açtı ve işte karşısındaydı. İnanamadı. Nasıl olur diye düşündü, buraya taşındığından beri görüşmemişti ve adresini bilmiyordu. “Onca zaman ve onca yoldan sonra, kapı önünde mi bekleteceksin beni?!” dedi gülümseyerek. Kafasını şaşkınlıkla hayır anlamında sallayıp içeriye buyur etti.
“Gel şöyle bir sarılayım, çok pek çok özlemişim seni” dedi. “Ben de güzel dostum, ben de… bilirsin deliyimdir, gece gece yollara düştüm geldim.” Salonun ışıklarını yaktı, hemen açık mutfağa yöneldi ve çaydanlığın altını açtı. “Aç mısın, bir şey yemek, içmek ister misin?” diye sordu. “Sadece sıcak bir kahve iyi olur” dedi.
Ellerinde kahveleri güle oynaya konuşurlarken, “Biliyor musun, geçenlerde metroya bindim ve nerdeyse yanıma oturan kişinin sen olduğuna yemin edebilirdim. Hareketleri izleyince sen sanmak kaçınılmazdı” dedi. “Ah evet bu bana çok oluyor. Geçenlerde yeni tanıştığım bir kız, bana tıpkı benzeyen birinden bahsedince ‘sahi mi?’ demiştim. Sonra çocuğu görünce hak verdim, çocuk benim kopyamdı sadece gözlük takıyordu. Sakın o olmasın yanına oturan?” dedi muzip bir şekilde gülümseyerek. Sıcacık bir kahkaha atarak “Bu harika bir öykü girişi, bence başla artık yazmaya ne dersin?”
Kapı tekrar çalmaya başladı. “Allah Allah.. bu gece kapı çalma gecesi belli ki” dedi. Kapı daha kuvvetli çalınmaya başladı. Kalktığını düşünüyordu, kapıya gittiğini ama sanki gidemiyordu bir türlü.
En sonunda gözlerini açtı, yataktaydı. Fazlasıyla şaşırmış bir halde kalktı ve aşağıya indi, “daha biraz önce inmemiş miydim?” diye düşünerek. "Kim o?” diye seslendi, gelen sesten karşı komşusu olduğunu anladı. Açtı ve açar açmaz kedisi ok gibi eve daldı. “Kediniz dışarda kalmış, sürekli miyavlıyordu, o yüzden bu saatte rahatsız ettim, kusura bakmayın” dedi. “Çok teşekkür ederim, gelmediğini farketmemişim, sağolun iyi geceler” diyerek kapıyı kapattı.
Kedisinin mama tabağını doldurdu ve salona şöyle bir bakıp, “eh metrodan sonra, bu gece de evimde ağırlamak varmış seni sevgili dostum” dedi ve ışıkları kapatarak yatak odasına doğru yollandı.
|)__)
-”-”-
Bu dostlar da ayrı güzel oluyor. Kaleminize sağlık:)
YanıtlaSilÇok uzun bir zaman dilimi birlikte geçirince sen/ben=ben/sen eşitlemesi oluyor. Birinci bölüm ve yorumlarıyla ilintili bu kısım. :))
SilTeşekkür ederim. Sevgiler,
Bir an déjà vu mu var acaba işin içinde dedim ama değilmiş, tabi henüz, belki olabilir :) Sıcacık bir öykü olmuş, elinize sağlık...
YanıtlaSilHoşgeldiniz :) Yazılan mesajların öyküye katkısı oluyor, hiç şüpheniz olmasın :) Beğenmenize sevindim. Çok teşekkürler.
SilEnnio morricone olmasaydı bu kadar keyifli olur muydu acaba okuması.Malena'da ne filmdir bu arada. He sende yeni nesil senaristler gibi yorumlarla şekillendirme ne öykünü :) Talep olmasaydı devamı dahi olmayacaktı.Aman bana ne :)
YanıtlaSilO zaman şöyle: kadın bir daha uyanır,ah hala metrodadır ve gene karşısında arkadaşına benzeyen adam.İçi burkulur çünkü yıllar önce kaybetmiştir onu.Derken metro anı bir fren yapar...eh sen bağlayıver artık ;))
Ben bilmem keyifli olur muydu olmaz mıydı... bulup buluştururum, yayınlarım,okuyan okur..ondan sonrası okurun. ;) ayrıca bırak işte öyle de böyle de yazıyoruz şurda, ne güzel.
SilHah senin yorumunla da tam "şekil" oldu zaten.. :))))
Artık o frende kadın metronun duvarlarına yapışmıştır. Onu ordan kazımazlar, duvara adını yazarlar... :D
Ne güzel kediyi getiren birinin olması.Hoşuma gitti :)
YanıtlaSilEtrafta böyle ilgili komşuların olması ne hoş değil mi? Şu aralar duyduğumuz haberlere inat yazdım.. :)
Sil