BİR KELİME

11 Şubat 2017 Cumartesi

metroda ღ (*)








İşten çok yorgun çıkmıştı. Masasını toparlayarak, çantasına evrakları tıkıp, alışveriş poşetleriyle birlikte hemen sokağa atmıştı kendini. Oldukça yorucu bir haftaydı. Suçlularla uğraşıyordu. Hapishaneye girmiş ancak iyi halden dışarı çıkmış suçluların gözetim memuruydu. Her gün belli sürelerde ofisine uğramak, imza atmak, kendilerine verilen işe gitmek ve dürüst bir vatandaş olma yolunda olduğunu ispat etmek durumundalardı bu kişiler. Ayak bileklerindeki elektronik kelepçe de, onlara çizilmiş sınırdan dışarı çıkmamaları gerektiğini, aksi takdirde güvenlik güçlerince yakalanacaklarını ve tekrar hapishaneye döneceklerini biliyorlardı.

Zor işti bu; uyumlu, mülayim insanlar da vardı, çok saldırgan olanları da. Bir keresinde bir suçluyla konuşma esnasında, ona neden işe gitmediğini sorduğunda, üzerine yürümüştü. Konuşmanın normal seyrinde devam etmeyeceğini algıladığından hemen belindeki düğmeye bastı da, görevli arkadaşlar süratle yetiştiler. Korkmamıştı ama bir insanın bu noktalara gelmesindeki etmenleri epey düşünmüştü.

Metro istasyonuna doğru yürüdü. İşi ile evi arasında metro kullanıyordu. Trafik dünyanın her yerinde aynı sıkıntıyı yaşatıyordu insanlara, en iyisi toplu ulaşım araçlarıydı. İki dakika sonra istasyona geldi metro ve bindi. Kendine oturacak bir yer buldu. Elindeki torbaları da ayağının sağına soluna koydu. Bu arada yanındaki boş koltuğa da genç bir adam oturdu. Alyssa, adamın onu rahatsız etmemek için koltuğa yarım oturduğunu farketti, hemen torbalarını biraz daha kendine doğru çekerek, "Rica ederim rahat oturun, yer müsait" dedi. Genç adam "Ben iyiyim, teşekkür ederim" dedi gülümseyerek.
Yol boyunca aralarında harika bir sohbet başladı. Kenny, mimardı, bekardı, ona bir durak uzaklıkta oturmaktaydı. O kısa konuşmada Alyssa' da üstü kapalı işinden bahsetti -toplum içerisinde ilgiyi üstüne çekmekten hoşlanmayan karakterdeydi-, evinde siyam kedisi beslediğinden, haftasonunda keyif aldığı şeylerden, sinemadan, kitaplardan, müzikten ve yemeklerden bahsettiler. Her ne kadar alçak sesle konuşmaya çalışsalar da metroda herkes onların sohbetine dikkat kesilmişti. Bu da rahat sohbet etmelerini engelliyordu aslında. Alyssa' nın aksanı da buna sebep oluyordu. Çünkü onun babası İngiliz, annesi Türk' tü ve uzun yıllar Türkiye' de yaşadıklarından aksanı bir İngilizinki gibi değildi. Bu sohbette Kenny' de ona bunu sorduğunda çok hoş bir anekdot aktarmıştı hemen Alyssa' ya. İngiliz kız arkadaşı bir doğum günü partisinde, Türk bir delikanlı ile tanışmış, aşık olmuş ve evlenmişlerdi.

Bir ara Kenny ona, "Hafta sonu ne yapıyorsun?" diye sordu. Alyssa ise yanlış algılayarak, genelde haftasonları yaptığı şeylerden bahsetti. Daha sonra neden sorduğunu farkedince, herkes onları dinlediğinden lafı çeviremedi de. Derken Kenny bir durak sonra ineceğini söyledi, ona güzel dileklerde bulunarak tanıştığı için memnun olduğunu, güzel sohbet için teşekkürlerini belirtti ve indi.

Eve geldiğinde elindeki paketleri girişe bıraktı ve salondaki kanepeye kendini attı. Siyam kedisi de hemen kucağına atladı. Alyssa kediyi okşarken, bu güzel karşılaşmanın üzerinde bıraktığı hoş duyguları gülümseyerek düşündü. Onun sorusunu doğru algılamadığı ve hafta sonu için belki de çok keyifli olacak bir görüşmeyi de böylelikle kaçırdığı için kendine kızdı. Bir kez karşılaşan, bir çok defa da karşılaşabilirdi. Sonuçta çok yakın oturuyorlardı. Gece boyunca onun insana sakinliği geçiren ses tonunu düşündü. uzun süredir hayatında suçlular ve yalan ilişkilerden başka elle tutulur bir şey yoktu. 

Işıkları kapattı ve yatağına yattı. Elinde kitabı bir iki satır okuyordu ki, birden sıçradı. "Metro gazetesi !" diye bağırdı. Metroda sohbet ederlerken ikisinin de elinde metro gazetesi vardı ve ikisi de bu gazeteyi sevdiklerinden ve bir çok semt haberlerini burdan okuyup faydalandıklarından bahsetmişlerdi. Üstelik bu gazetede, insanların birbirlerine bıraktıkları mesajlar da yayınlanıyordu. Bunu hatırladığına öyle sevindi ki, yataktan kalktı ve cebinden text mesajı gönderdi hemen gazeteye. 

"21 Temmuz günü Morden - Edgware metro hattında Golders Green durağında inen mimar Kenny' e; sohbetinden çok keyif aldım, bir daha görüşmeyi çok isterim. Sevgiler, Brent Cross' da oturan Alyssa :)" mesajı metro gazetesinde yayınlanmıştı.

Kenny, sabah evinden çıkıp, metro istasyonuna yürüdü, büfeden hemen bir metro gazetesi aldı ve seyahat kartını gişeden okutarak, istasyondaki metroya yetişti. Bir koltuğa oturdu ve gazetesini okumaya başladı.





{ಠ,ಠ}
|)__) 
-”-”-


(not: fotoğraf Google görsellerden)
(tekrar yayındır)


13 yorum:

  1. Tam da bugünkü metro yolculuğumda tesadüf ettiğim bir şeyi anlatmaya hazırlandığım sırada denk geldiş yazınız. Çok güzeldi. Kalpten kalbe yol mu var demeli ? :)

    YanıtlaSil
  2. hergün metro ile gidip geliyorum okula acaba :D çok merak ettim hikayenin geri kalanını, dört gözle bekliyoruz :)

    YanıtlaSil
  3. Alyssa'ya da ancak bir mimar yakışırdı zaten. Ah siz kadınlar ve mimar takıntısı:)
    Hikaye slepples in seattle filmini de anımsattı :)
    Benimde bir metro hikayem var bulursam paylaşırım.
    İzlemediysen subway stories filmini de tavsiye ederim abla. Sevgiler...

    YanıtlaSil
  4. http://kafkayamektuplar.blogspot.com.tr/2014/12/subway-stories-guzel-filmdi.html?m=1

    YanıtlaSil
  5. Kesinlikle kalpten kalbe yol var Acemi Demirci.. bugün bloğunuzla fazlaca yoğunlaştım.. hissi kablel vuku dedikleri bu olsa gerek :)

    YanıtlaSil
  6. Hoşgeldiniz KızKardeşlerArasında, ama öykü burda bitti, gerisi bizlerin hayal dünyasına kalmış :) Sürprizli yolculuklar size :)

    YanıtlaSil
  7. Balthus ah sevgili Balthus.. bu bir yazar takıntısı değil desem, meslekleriyle baki bir gerçek durum desem, hayat; mimarı bu kadınla karşılaştırdı desem.. ne diyeceksin merak ediyorum :)

    Hemen bakıyorum senin hikayeye.. buraya da aldım belki okumak isteyen olur.
    (not: hadi yaz artık bişeyler) Sevgiler,

    YanıtlaSil
  8. Abla zaten anlamıştım bende bir yazarım,hikaye gerçek mi değil mi kaçmaz benden;) hele ki yazan sensen zira aynı kafadayız. Kan bağı olası ben diyeyim :))
    Yazarım bu gece ama paylaşamam anca yarın :)

    YanıtlaSil
  9. Eh artık "ah bu kadınlar" deyip yermezsin artık umarım Balthus :))

    tamam ok.. bekliyorum valla

    YanıtlaSil
  10. Ne güzel bir başlangıç :) İçimi ısıttı. Kenny'nin gazetesini okumaya başladığı noktada bırakman güzel olmuş, yoksa merak içinde kalırdım :) Kalemine sağlık.

    YanıtlaSil
  11. Hani herkesin hayal dünyası farklıdır ya, o yüzden bazen fitili atesliyorum gerisini akışa bırakıyorum Söz Sanatı 😊 teşekkür ederim desteğine.. Sevgiler

    YanıtlaSil
  12. Merhaba momentos ne güzel bir kültür ve sanat blogu, zenginliğine bayıldım.
    Seni de bir kahveye beklerim ;)
    Sevgiler...

    YanıtlaSil
  13. Hoşgeldiniz Kahve Yanı
    Teşekkür ederim beğeninize, hemen kahve içmeye geliyorum :)
    Sevgiler,

    YanıtlaSil

{ಠ,ಠ}
|)__)
-”-”-