BİR KELİME

10 Ocak 2017 Salı

kalemiti ceyn





Yataktan kalkıp banyoya gitti. Elini yüzünü yıkadı ve hemen mutfağa yönelip çayı koydu, dolaptan yumurta alıp haşlamak üzere bir kaba yerleştirdi.

Akşam yaptığı ekmeği çıkartıp dilimledi, üstlerine ince kaşarlar kesti ve tavaya yerleştirip, üstüne de kapak koydu, böylece altları kızaracak üstü de yumuşacık olacaktı. 

Kahvaltı hazır diye seslendi, bir yandan televizyon açıldı, haberlere korkarak baktı.

O kahvaltıyı hazırlarken  telefonuna bir mesaj geldi ama bakamadı. Camdan dışarıya göz atınca şaşırdı. Her yer bembeyazdı ve üstelik lapa lapa kar yağmaktaydı.

Bugün kesinlikle bir yürüyüş yapmalıydı, kar havasını solumak gerekti. Hatta köyde olsaydı komşularıyla beraber kar pastası yerlerdi diye düşündü gülümseyerek. 


Kahvaltısını edip evden çıkarken, birbirlerine karda dikkatli olmalarını öğütledi ikisi de. Sonra o kahvaltı masasını toparladı ve cep telefonunu eline aldı. Mesajı açtığında algılayamadı.

"Günaydın, bilgin olsun istedim. Azize bu sabah sizlere ömür vefat etti. Kendine iyi bak, görüşürüz."

Hemen odasına gidip kalınca ve sıkıca giyindi, kendini dışarı attı. Karda kayboldu, beyninde "vefat etti", "öldü" kelimeleri uçuşuyordu sürekli yağan kar tanelerine inat.

Aynı üniversitede sınıf arkadaşı ve sonra ev arkadaşı olmuşlardı. Aynı heyecanları, aynı hezeyanları yaşamışlar, aylar geçtikçe ilk zamanların sıcak arkadaşlığını kaybetmişlerdi. Bir göz yakınlığı mesafesinde onca uzaklaşma kopardı aralarındaki naif duyguları da. Göz göze gelindiğinde çekimser gülümseyişler, kısacık serince merhaba deyişler almıştı yerini.

Yıllar sonra bir keresinde aramış ve seni severim aslında, zaman aktı gitti.. gel görüşelim demiş ve kalabalık bir arkadaş toplantısına çağırmıştı. Gitmemişti işte, onun düşüncesine göre, kalabalık bir arkadaş toplantısında değil, daha özenli bir anda, gözlerinin içine bakarak, yıllar öncesinin samimiyetini yakalamak gerekti. Gitmedi, zaman daha da aktı gitti.

Ve bir gün bir mesajla önce hasta olduğu, çok kısa bir zaman sonra da öldüğü haberi gelmişti işte. 


Onu ilk tanıdığı an'a gitti.. mavi gözlü, kıvırcık saçlı, minik yüzüne büyük gelen gözlükleri ve kalemiti ceyn' i andıran incecik uzun nazenin bedeniyle birbirlerine sarıldıklarını. 

Şimdi onun bir balerin edasıyla dans edip durduğunu hayal etti, başından aşağı kar taneleri üfleyen bulutların altında...






{ಠ,ಠ}
|)__) 
-”-”-




not: kullanılan gif dosyaları Google görsellerden alıntıdır.



12 yorum:

  1. Adım Azize'de... Bir tuhaf oldum :-)
    Başınız sağolsun.

    YanıtlaSil
  2. Çok teşekkürler Azize :) Allah ondan kalan ömrü size versin.. ömrünüz sağlıklı ve huzurlu olsun <3

    YanıtlaSil
  3. Başınız sağolsun :(

    YanıtlaSil
  4. Sizler sağolun.. teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
  5. Gerçek mi, hayal mi düşündürdü beni.
    Ne güzel, akıcı bir dille aktarılmış.
    Her ölüm yeni düşünceler, yeni hayaller ekler kafamıza.
    Allah başka acı göstermesin.
    Sevgiler.

    YanıtlaSil
  6. Bu yazdığım gerçekti Makbule hanım maalesef.. kendi zamanlarımdan yaşıtım birini kaybetmek üzdü, düşündürdü.. Allah rahmet eylesin demekten başka söz yok.. Çok teşekkür ederim, Sevgiler,

    YanıtlaSil
  7. of kıyamazlar yaa başınız sağolsun.

    YanıtlaSil
  8. Sen sağol sevgili Deeptone..

    YanıtlaSil
  9. Başınız sağ olsun :( Keşke dememek için anı yaşamak gerek, ertelememek gerek belki ama hayatın içindeyken pek anlayamıyoruz. Ne zamanki ölüm geliyor bir yerlerimize dokunuyor, o zaman anlıyoruz. Sonrası yine aynen devam..
    Tekrar başınız sağ olsun. Yaşı genç olmalı. Allah Azize'ye rahmet, kalanlarına da sabır versin.

    YanıtlaSil
  10. Sağolun Neslice Tarifler... ruh kırıkları pek iyileşmiyor galiba.. sonraya kaldı bu konu üzerine sohbetimiz. Evet 62 doğumluydu ama galiba her ölüm erken ölüm :/ tekrar teşekkürler.

    YanıtlaSil

{ಠ,ಠ}
|)__)
-”-”-