*****************
Neden yazı sevmiyorum diye üç kez yazıp sildim. Sonunda bu cümle kaldı ve şimdi okunuyor tarafından.
Fazla nedenim yok aslında, yani yaz meyvelerini ve sebzelerini düşündüğümde, -a bu arada ben kesinlikle sebze ve meyvelerin zaman takipçisiyim, yani eskilerin turfanda tabir ettiği hiçbir şeyi almam, herşeyin mevsimine göre gerçek oluşum zamanını beklerim, hoş bunu uyguluyorum da seracılığın alıp başını gittiği bu ortamda kendimi koruyabiliyor muyum emin değilim ama yine de kendimce aldığım böyle bir önlem var- insanın hem gözü hem de gönlü şenleniyor orası ayrı. Ancak insanın, ölü balık bakışlarının bol olduğu bir ortam ve zaman diliminde ne kadar canlı kalabileceği de aşikar. Sokağa çıkıyorsun; bulanık bulanık bakan insanlar, sıcak beynini pişirmiş halde araç koltuğuna yapışmış ve her daim sert bir çıkışa hazır sürücüler, kendinden geçmiş halde yolda yürüyen yayalar, beni bu sıcakta niye sokağa çıkardın diyemeyip ağlayarak meramını anlatmaya çalışan çocuklar - bebekler, dilleri bir karış dışarda -kendileri için sokağa konulmuş su kaplarına plastik toplayıcılar yüzünden ulaşamayan- bir damla su içmek için sersem sefil halde dolaşan köpekler - kediler, her an tartışma çıkarmaya hazır insanat topluluğu !..
Ve üstündekini çıkar çıkar nereye kadar soyunacağın belli olmayan ve derinin üstünde vücut tuzundan meydana gelen sıcak kaşıntılar, kızarıklıklar, ah o etinden et koparan sinekler -her ikisi de, hem sivri, hem kara sinekler- nedense özellikle yazın toplanması geciken çöpler, kapağı açık çöp konteynırları.
İnsanın sabahtan itibaren yorgun kalkması ve hiç bir şeye hali olmaması, bir su kuşundan başka bir şeye dönüşmek istemediği zaman dilimi olarak anıyorum bu günleri.
Biraz serinlik, minik bir rüzgar için kıvrım kıvrım kıvranan canlı topluluğunun elinde litrelik su şişeleriyle dolaşması hep bu zamana denk geliyor.
Bunları yazdım da noldu...? Blog yazılarım arasına da böyle bir seçme - saçma sıkıştırmış oluverdim işte :) Ama halime acıdı galiba Tanrım ve cidden bugün ayrıcalıklı olarak sürekli esti geçti saç dalgalarımın arasından rüzgar !
Bunları yazdım da noldu...? Blog yazılarım arasına da böyle bir seçme - saçma sıkıştırmış oluverdim işte :) Ama halime acıdı galiba Tanrım ve cidden bugün ayrıcalıklı olarak sürekli esti geçti saç dalgalarımın arasından rüzgar !
Teşekkürler....
{ಠ,ಠ}
|)__)
-”-”-
|)__)
-”-”-
Aa..sen pakistanda falanmısın??
YanıtlaSilNe zaman gittin oralara..ne işin var..
Dön gel bak bizim köy püfür püfür esiyor..insanı sere serpe geziyor..
Buralarda sera mera olmaz..Köylüler sabahtan toplayıp getirir herşeyleri..Böğürtlen dut kaz ayağı bitkisi..hünnap.. ne istersen var en hormonsuzundan bizde.
Dağ istersen dağa çık serinle.. göl istersen göl..deniz ayagının altında..martılar güvercinler insanla dost..
Gel sen kardeş.. gel. Burada selam rüşvetten sayılmıyor.
hahahahahaha... yazımdan böyle bir sonucu ancak sen çıkartırdın dilek.. süpersin her zaman olduğu gibi..
YanıtlaSilama sizin köy konusunda yavaş yavaş aklım çelinmiyor değil ha !.. dur bakalım zaman ne gösterir.. kapı komşusu olamasak bile mahalleli oluruz kısmet :)))))
merhaba momentos, evet sev,p sevmemen olduğu yerle ilgili.tamam bizim burasıda sıcak ama şu akşama yaklaşan saatler var ya en sevdiğim zaman dilimidir.işte bizim burada öyle güzeldir ki, tatlı tatlı rüzgar eser..ben yazı çok severim :))
YanıtlaSilBu rüzgar esmeli.. bizim gibi bağrı yanık garibanları sernletmeli. Buruşmuş yürekleri diriltmeli..
YanıtlaSilSevgili Buket,
YanıtlaSilDilek' le aynı şehirdendiniz biliyorum. Burda da esen yer elbette var, mesela Boğaz daima eser ama insan Kartal' da oturunca Boğaz' a gidip gelmesi bile yollarda helak olmasına yol açıyor. Benim sorunum aslında sıcağı sevmemem. Serinlik beni daha diri tutuyor :) Ama ne güzel, sıcağı seven siz arkadaşlarım için mutluyum. :)))
Profösör, umarım siz tamamen benim gibi değilsinizdir. Ama herkese olduğu gibi size de esmeli elbette rüzgar...
YanıtlaSilSevgili Sezer,
YanıtlaSilBen senin yazı sevmeyişini sevdim, dört mevsimi de seven biri olarak...
Alanya'dan "sıcak" selamlar...
Ö. Özdil
Blog dünyasına ve sayfama hoşgeldin sevgili Özhan,
YanıtlaSilGönderdiğin selamı biraz deepfreeze' de soğuttuktan sonra alabildim :) malum sıcak serzenişlerim :)
Sevgiler,
Sevgili momentos yazı sevmem deyince çok şaşırdım, yorumlardaki avatar resminle tanıyan birisi olarak seni hep içimde bir parça da yazla özdeşleştirme vardı. Sen güzelim kumsalın arkanda olduğu resmi koy sonra yazı sevmem de, oldu mu hiç canım benim? :P Ben yazı çok severim ama dediklerine de katılıyorum, nihai bir rüyada gibi oluyor insanlar yazın.
YanıtlaSilhttp://gizliteras.blogspot.com/
Evet evet sevgili Giz, şaşırma ben yazı sevmem, bütün yakınlarım bunu bilir. :) Ancaaak o profil fotoğrafına gelince; o yazın çekilmedi. Ben hiçbir tatilime Haziran, Temmuz, Ağustos ayında gitmedim, daimi bir Mayıs, Eylül, Ekim ve hatta Kasım tatilcisiyim ben :)) ve o kare de Eylül sonu Olimpos kalesinden çekildi. Vallahi de billahi de durum budur.
YanıtlaSil