Kallavi : (Arapça) 1. (isim, tarih) Vezir ve sadrazamların giydikleri bir tür kavuk.
2. (sıfat, mecaz) Çok iri, kocaman olan.
"Köşede, kesme taşlardan örülü istinat duvarına oturtulmuş, kallavi bir incir ağacını sırtlamış serin ve gölgeli çeşmeyi görünce, içim “Ohh!” dedi." - İlhami Algör
Birleşik kelime olarak kullanımı :
Kallavi fincan : (isim) İri, kulpsuz fincan.
"Kallavi fincanını çalkalayıp çalkalayıp diker, dibinde hiç telve bırakmamacasına!" - Attilâ İlhan
Kelime Kökeni :
(Etimoloji sözlüğü web sayfasında kelimeye yönelik hiç bir şey bulamazken Nişanyan Sözlük' te aşağıdaki açıklamaları tespit ettim.)
Evliya Çelebi sözcüğün Macarcada "taç" için kullanıldığını belirtir, ancak Macarca sözcüğün aslı açık değildir. Orta Yunanca kalymmávkion καλυμμαύχιον ("yüksek baca şeklinde ruhban başlığı") sözcüğüyle ilgili olması mümkün görünüyor.
Tespit edilen en eski Türkçe kaynak ve diğer örnekler:
“Bir tür kavuk” [Evliya Çelebi, Seyahatname, 1665]
[Macarlar kral tacına] korona ve manlifke ve kallevine derler. Hattā āl-i Osman'da ḳallavī nām sarık andan kalmışdır.
[Ahmed Vefik Paşa, Lehce-ı Osmani, 1876]
ḳıllavī قلّوی, ḳıllāvī قلّاوی: kule resminde vezir kavuğu.
Dip Not : Kallavi aynı zamanda Edirne mutfağına ait bir kurabiyenin de ismi.
{ಠ,ಠ}
|)__)
-”-”-
not: gif, giphy.com dan alıntıdır.