Bir adam, bir kadın canları aşktan yandığından artık kendilerini kapatmış ve hiç bir ilişki yaşamamaya karar vermişler öyle mi? Ya bu mümkün mü? Hayat devam ediyor eninde sonunda gelip seni bulur aşk bulacaksa, sen istediğin kadar kapat. Sonra bir gün yolda birbirleriyle çarpışıp yeniden aşkı buluyorlar(!) Bu ne saçma şey böyle.
Üstelik çarpışmalarında can yakıcı bir şey var; sıcak kahve!! Gerçekten saçmalığın daniskası. O sıcak kahve senin kafandan aşağı dökülünce nasıl tepki verirsin acaba? İki insanın canı yanınca önce bağırır, haykırır. Nerde öyle göz göze gelecek de gülmeye başlayacak, palavra ! Bunlar sadece romanlarda olur canım kardeşim. Geçiniz bunları bir kalem.
Onlar orada bir güzel tartışırlar, sağdan soldan birileri koşturur, illâ ki biri daha fazla etkilenip yanar ve 1. derece yanıkla hastahaneye kaldırılır.
Sevgili dostum HayalKahvem' in bloğunu ziyaret ettiğimde, bu pazar yayına girecek müziğimi bulmuştum.
İsrail'li şarkıcı-besteci ve oyuncu Riff Cohen, şarkılarını İbranice, Arapça ve Fransızca söylüyor. Youtube videolarında oyuncu kişiliğini de sergilemekte. Müthiş bir enerji var şarkılarında. Tek şarkıyla başladım ve diğer şarkılarıyla devam ettim. Şarkıları dinlerken dans etmeniz garanti :)
(eğer isterseniz hareketli bir şarkısını da burayatıklayarak izleyebilirsiniz.)
Yayınladığım eserin şarkı sözlerinin çevirisini videonun altındaki yorumlarda buldum ve buraya taşıdım.
Var olan Tanrı'yı seviyorum Olmayan Tanrı'yı seviyorum Fırsatçıları seviyorum Fırsatçılık yapmayanları da Gezegenimin insanlarını seviyorum Benim gezegenimden olmayanları da Çubuklarla yemek yiyenleri de Parmaklarıyla yemek yiyenleri de seviyorum Menekşeleri seviyorum, pirzolayı seviyorum Kastanyetleri seviyorum Taçları seviyorum, mırıldayan kedimi seviyorum Saçmalayan arkadaşlarımı seviyorum Sıkıntı veren Ganj nehrini seviyorum Sıkıntı vermeyen Ganj nehrini de Meleklere gülümseyeni de Gülümsemeyenleri de seviyorum Latince konuşanları da El hareketleriyle konuşanları da Böğürlerini sallayarak dans edenleri de Yunus balıklarıyla dans edenleri de Çiğ gıdayı seviyorum, Bollywood'u seviyorum Ud çalmayı seviyorum Gülümseyen Jean'ı seviyorum Konfetileri, gıdıklamaları seviyorum Hayaletleri seviyorum, cikletleri seviyorum Küçük rom bardaklarını seviyorum Dantelleri, uğurböceklerini seviyorum Sadık insanları seviyorum Seviyorum na ni na na na Seviyorum na ni na na na Beni sevdiğin zaman seviyorum
İkisi de uzun zamandır yalnızdı. İlişkilerinden canları yandığı için, aşka uzaktılar ama kader onlara sürpriz yapmak üzereydi.
Aynı gün ikisi de farklı dükkanlardan aldıkları kahve ellerinde, hızlı hızlı yürüyorlardı. Az sonra yollarının kesişeceği köşeye gelmişlerdi ki, bir araç yola fırlayan kediye çarpmamak için frene basınca o asfaltı kazıyan ses ortalığı inletti ve sokağın tam köşesine geldiklerinde ikisi de yola baktığından oldukça sıcak(!) bir çarpışma gerçekleşiverdi.
İkisinin de baştan aşağı kahve olmuş giysileri ve yüz ifadeleri o kadar komiklerdi ki aynı anda gülmeye başladılar.
Sonuç; iki yalnız insanın bir araya gelme mucizesi gerçekleşti.
Tam "bu pazar günkü yayını es geçeceğim galiba" derken, karşıma kıpır kıpır, insanı yerinde oynatacak bir video çıktı. Üstelik rahmetli Şükrü Tunar' a ait bir beste. Onun sazından da çok dinlemişizdir bu eseri. Sonra bir sürü saz üstadı çaldı ama ben burdaki tınıları sevdim. Belki kayıttan da olabilir ancak Makedon İsmail Lumanovski gerçekten çok iyi ses veriyor klarnete. Bu cümleyi yazmak için kaç videosunu izledim bilemezsiniz :)
Tam yazıyı sonlandıracaktım ki, son anda bir video daha buldum.
Seslendirdiği Nihavend Longa' yı buraya almazsam pazar eğlencesi eksik kalacaktı :))
"Bu yayında benzer iki kelimeden ilkini işleyeceğim.
Sıklıkla kullanımları karıştırılan, birbirlerinin yerine kullanılan kelimeler vardır. Bu kısacık kelime de çok sık karıştırılıyor. Oysa yazılışları da, telaffuzları da birbirlerinden farklı.
Buyrunuz ilki bu yayında, yarın da diğer kelime yayına girecek."
Tâbi (I) : (sıfat, Arapça)(ta : bi) Bağımlı.
"Sanki bütün kamara, bütün halk, onlara tâbi, onlara mahkûmdu." - Peyami Safa
Tâbi (II) : (Arapça) (ta : bi) 1. (isim) Basıcı.
2.(isim) Yayımcı.
(Deyim, Birleşik fiil hali: tâbi olmak, tâbi kılmak, tâbi tutmak şeklinde kullanımı mevcuttur.)
(Kelimedeki a harfini okurken uzatmak için şapka koydum. Ayrıca parantez içinde fonetik okunuşu da mevcuttur. Fonetik alfabesinde iki nokta üst üste işareti, öncesindeki sesli harfi bir değer uzatır.)