BİR KELİME

13 Ocak 2018 Cumartesi

Bipolar 6





gif death depressed depression sad alone black dark siyah beyaz depresyon yalniz




Nazlı, Öykü' yü can kulağı ile dinliyor ve cümlelerinin sonunu tekrarlıyordu. Adeta hipnoz etmişti onu Öykü. Ancak bazı hasta yakınları, onların koltuklarının yakınında bir yere oturmaya çalıştıklarında, "Oturma oraya!" diye bağırıyordu. İnsanlar şaşırıyor, Öykü ile göz göze geldiklerinde onun mimiklerinden durumu anlayıp, hemen terk ediyorlardı orayı.

Nazlı yine farketti yaptığı şeyi ve "Ben niye öyle dedim insanlara?" diye sordu. Öykü, "Bunu farketmesinin çok iyi bir gelişme olduğunu, uykusuz ve yorgun olduğu için böyle davrandığını ve o insanların da onu anlayacağını, affedeceğini, hep böyle burda ve anda kalmasını" söyledi durdu. Tabii baş cümle "Ben Öykü' yüm, sen Nazlı' sın" oluyordu her seferinde.

Öykü, tekrarladığı cümlelerin gerisinde sürekli dua ediyordu içinden. Ambulans ve ailenin bir an önce gelmesi ve duruma müdahale edilmesi için. Derken Nazlı' nın babası gelip ona sarıldığında, önce tanıyamadı ve "Git" dedi. Öykü "Aa olur mu bak baban gelmiş gördün mü? Dün akşam hep ondan bahsediyordun, hatırladın mı?" diye müdahale edince, "Baba, sen misin? Sen misin? Ben hep seni çağırdım dün akşam, sen duydun mu beni?" deyip bir yandan da sarılıyordu ona.

Ambulansın acil kapısında olduğunu ve oraya gitmeleri gerektiğini söyledi bir çırpıda Nazlı' nın babası. Öykü, Nazlı' nın elinden tutup kaldırarak "Hadi canım, bak ilacımız gelmiş hem dışarı çıkıp hava alalım, hem de ilacımızı alıp uyuyalım artık tamam mı  tatlım?" dedi. Nazlı, hem babasının, hem Öykü' nün elinden tutarak yürümeye başladı. Dışardaki sert soğuk ikisine de iyi geldi. Nazlı derin derin nefes alıyor ve "Sen Öykü' sün, ben Nazlı' yım" diyerek yürüyordu. Ambulans görevlileri kapıyı açıp içeri aldı ikisini de ve Nazlı' yı sedyeye yatırdılar.

Nazlı hala aynı cümleleri tekrarlıyordu. Görevliler de dikkatle onları izliyor, hastayı rahatsız etmemek için Öykü' yle göz kontağı kuruyorlardı. Ambulans görevlisi sakinleştirici iğneyi kalçasından yaptı ve yolculuk başladı. Oturduğu koltuktan, Nazlı' ya doğru eğilmiş şekilde duran Öykü, hala aynı cümleleri tekrarlayıp, onun saçını okşuyordu.

İlacın etkisiyle artık sakinleşmiş olan Nazlı, arada gözünü kapatıyor ama uykuya geçmiyordu. Bu tür durumlarda tam bir teslimiyet sergileyemiyordu bazı hastalar. Nazlı, ilk atağını geçirdiğinde evdeyken, kimseye açmadığı için kırılan kapının ardından eve giren 3 erkek hastabakıcıyı bertaraf etmek için vargücüyle çabalamış, arka arkaya yapılan dozu yüksek sakinleştiricilere rağmen zorlukla kolları ve bacaklarından tutularak ambulansa bindirilebilmişti.

Nazlı' nın hastalık geçmişini bilen Öykü, bu sefer herşeyin farklı olması için çabalıyordu. 






{ಠ,ಠ}
|)__) 
-”-”-





not: gif buradan alıntıdır.




22 yorum:

  1. "Hastalıklar olmasaydı!" diyesi geliyor insanın okuyunca...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sahi nasıl olurdu diye bir an düşündüm...

      Sil
  2. Keşke hasta olmasaymış. Ama sonunda iyileşmesini diliyorum...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Maalesef genetik bu. Hastanın iyileşmeyi istemesi önkoşul. İnşallah iyileşecek.

      Sil
  3. Momentos, biliyorsun sanatçı potansiyeli olan insanlarda bu tip haller olabiliyor. Acaba Nazlı'da sanata eğilim var mı?
    Her musibette vardır bir hikmet derler ya hani, ne dersin?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hıımm.. kurutulmuş çiçeklerden resim yapıyordu bir aralar ama uzun zamandır bıraktı.. keşke onu yoran, yıpratan üretirken ulaştığı bu duygular olsa, değil maalesef. Umarım bir aydınlanma çağına girer kendi içinde.

      Sil
    2. Yooo. Momentos ben sanatsal duygularının yoğunluğu sebebiyle hasta olmuştur diye söylemiyorum ki. (Bildiğimden değil, sadece düşündüklerimi yazıyorum tabii.) Acaba bu yoğun duyguları sanata sarfederek şifalanabilir mi demek istiyorum.

      Bir ara psikanaliz ve resim sanatıyla ilgili gittiğim derste, hoca Dali’yi anlatıyordu.
      Freud'a göre, insan beyninde bilinç ve bilinçaltını ayıran filtreler varmış. Dali psikolojik hastalığı sebebiyle paranoya esnasında, bilinçli olanla bilinçdışı olanı aynı anda algılayabiliyormuş. Böylece hastalığı, Dali’nin bazı eserlerinin çok özel olmasının sebeplerinden biri olmuş. Ayrıca resim yapması da, Dali’ye derman olmuş.

      Zor haller elbette. Bakalım neler yazacaksın? Takipteyim.

      Sil
    3. Evet Dali' nin deli-dahi çizgisinde olduğunu biliyordum. Bazen yönlendirme yapmak gerekiyor, bazen de yönlenmeyi durdurmak sanırım. O yüzden bu tür hastalara genelde beyindeki durmak bilmeyen o fabrikayı, yavaşlatmak ya da durdurmak için ağır ilaçlar veriliyor. :( Keşke herkesin yönelimini bulabilse doktorlar, o zaman dahilerle dolar çevremiz :)

      Sil
  4. Öykünüzü baştan sona okudum; ben de bir pencere açtım tekrar Bipolar Hastalığı neymiş tam olarak diye yeni sekmede. Gerçekten çok zor bir hastalık. Sanırım yaşanmış bir olaydan esinlenme aynı zamanda. Devamını çok merak etmekteyim...
    Allah kimsenin başına vermesin...
    Farkındalık yaratmak adına böyle bir öykü için ayrıca teşekkürler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet çok zor. Hiç atak geçirmeden 15 seneyi tamamlamış tanıdıklar, bazıları da 2 senede bir atak geçirmekte. Sanırım teslimiyet gerekiyor. Yaşanmış bir olay bu evet. Ben teşekkür ederim sevgili FeriPeri yorumunuz ve ziyaretiniz için. :)

      Sil
    2. O kadar korkmayın lütfen.Aslında çok sık var toplumda.Biraz yazılar korku kültürüyle anlatılıyor.Sevgiyle yaklaşmak lazım.Klinik tecrübemde sevgiyle yaklaştığım şizofreni hastası bile yumuşamıştı bana.Tabi ki ne zaman nasıl davranacağını bilmek de çok önemli :)

      Sil
    3. Katılıyorum, hani sokaktaki köpekler kendilerinden korkan kişiyi algıladıklarından daha çok havlar ve peşinden koşarlar ya, o hesap. Yumuşak bir sesle ve insanca muamele uysallaştırabiliyor. Tabii elinde delici kesici alet olan bir hasta için aynı şeyi söyleyemem o da ayrı :)

      Sil
  5. Dilerim nazlı sağlığına kavuşur öykü iyi ki varmış böyle güzel dostu olması çok güzel hemen devam 😊

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bazen aileler ne yapacaklarını şaşırıyorlar haklı olarak ve onlara hastanın tepkisi daha ağır olabiliyor. Böyle bir dostluk cidden çok güzel. (zorlamıyor okurken değil mi?)

      Sil
  6. Ne güzel yorumlar yapmış arkadaşlar. İnsan beyni anlaşılması güç, sır adeta. Deli- dahi ikilisinin arasında tek tık var. Beyin işlevinin tavan yapması herhalde. Ailemde tanıdığım ve bu kadar yoğun olmasa da babamda rastladığım durumlar. Hayat ne kadar enteresan değil mi Sezer'ciğim. Kimi hasta, kimi eğer bu durumdaki yakınınıyla uzun süre geçirmek zorundaysa bir şekilde hasta adayı...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hani derler ya pamuk ipliği diye, işte aynen öyle bir ince çizgi var arasında. Çok eskiden bu tür rahatsızlıklar bilinmediği için kimbilir kimler neler yaşadı. Çok sert bir karakter diye ifade ettiğimiz kişinin de aslında bu veya benzer rahatsızlığı barındırmadığı ne malum değil mi?

      Sil
  7. Koyduğun müzikler eşiliğinde okuyorum yazıları.Gerçekten ilk kez duyduğum ve başarılı müzikler.Çok uyumlu gidiyor :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnan ben de yazarken bu müzikleri dinleyerek yazıyorum. Daha fazla derinleştiriyor.. teşekkürler Canım. :)

      Sil
  8. Bakalim neler olacak 😊

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Desteğin ve yorumların için teşekkürler sevgili Derya :)

      Sil

{ಠ,ಠ}
|)__)
-”-”-