BİR KELİME

29 Kasım 2012 Perşembe

Yurdum halkı









- 155 polis imdat

- Alo memur bey iyi akşamlar

- İyi akşamlar

- Apartmanımızda beşinci kat balkonundan birisi aşağıya çekmeceler, dolap parçaları, büyük tahtalar atıp duruyor.

- Şu an halen devam ediyor mu?

- Evet.

- Adresi alalım.

- Saraylı basma semti Pekmez çıkmazı sokak Değnek apartmanı numara 80 

- Tamam hanımefendi ekibi adrese yönlendiriyorum.

- Teşekkürler


Üç dakika sonra ekip gelir.

- Memur bey burası. Beşinci kat dokuz numaralı daire. Buyrun sokağa bakın !

Bakarlar ve etrafa saçılmış eşya parçalarını görürler, daireye doğru çıkarlar.

- Kim o?

- Polis !

- Buyrun memur bey?!

- Hanımefendi hakkınızda şikayet var. Balkondan eşyaları sokağa atıyormuşsunuz ki biz de durumu tesbit ettik.

- Biz taşınıyoruz da, o attıklarım da kullanılmayacak eşyalar. 

- İyi de bayan çöpse eğer dairenizden aşağıya taşır, bir çöp konteynırına getirir bırakırsınız. Buna devam ederseniz sizi karakola alıp hakkınızda işlem başlatacağım.

- Yok yok tamam memur bey. Ben zaten hepsini attıktan sonra inip çöpe taşıyacaktım.

- Hanımefendi söylediğimiz şey de bu işte ! Bu davranışınız yanlış, üstelik bir yaralamaya sebep olabilirsiniz. Bunu ne şimdi ne de bir başka zaman yapamazsınız ! Cezası var... anladınız mı?

- Cezası olduğunu bilmiyordum. Tamam memur bey, şimdi iniyorum toparlamaya.

Hepsi birlikte iner. 


Polis memuru diğer arkadaşına,

- Nasıl bir zihniyet bu anlaşılır gibi değil !

- Şikayet eden ne dese haklı, elimizden daha fazlası gelse inan cezasını keserdim şimdi.

- Neyse gecenin vakası olmaya aday bence bu, ne dersin?

- Öyle gözüküyor 

der gülerek ve arabaya binip giderler.




{ಠ,ಠ}
|)__) 
-”-”-



Not: Görsel google' dan alıntıdır.



25 Kasım 2012 Pazar

baba





"Hey bak ne diyeceğim, haydi gidip iskeleden ayaklarımızı sarkıtalım."

"Soğuk değil midir su?"


"Sanmam, şimdi su ısınmıştır ama dışarısı serin olduğundan su soğukmuş gibi gelir insana."


"Sen nerden biliyorsun bunu?"


"Babam anlatmıştı bana."


"Bana niye anlatmadı?"


"Sen küçüktün, anlamazsın diye anlatmamıştır."


"Ben onu özlüyorum.."


"Hepimiz özlüyoruz. Ben de, annem de, büyükannem ve büyükbabam da.."


......


"..ama biliyor musun o da bizi özlüyordur."


"Nerden biliyorsun?"


"Rüyamda gördüm bir kere. Kollarını açmış bizim eve doğru koşuyordu. Hepimiz ona bakıyorduk ama öylece duruyorduk. O ise bütün gücüyle koşuyor, koşuyor bir yandan da sizi çok özledim diye bağırıyordu ama bir türlü yaklaşamıyordu."


"Sonra ne oldu?"


"Sonra ben uykumdan uyanıp ağlamaya başladım. Çok üzülmüştüm babamı öyle görünce. Kollarını açmış koşuyor ama bir türlü sarılamıyordu bize."


"Ağlama abla... şimdi babam da üzülür"


"Evet, haklısın."


"Gel haydi ayaklarımızı sokalım suya, en fazla kim dayanacak soğuya yarışalım."


"Tamam"






{ಠ,ಠ}
|)__) 
-”-”-



Not: Görsel burdan alınmıştır.




8 Kasım 2012 Perşembe

bir kış








Epey eski, nerdeyse miladi denilecek türde bir şarkı, dükkanın içini yavaşça doldurmaya başladı. Çoktan başka bir boyuta geçmiş genç bir ses şarkısında, "bir çiçek istiyorum ben bakmazsam solacak.." diye sesleniyordu.

Kendisine muhtaç ne bir kimse, ne de herhangi bir şey yoktu yıllardır. Yalnızlığın dipsiz kuyusunda, şairin dediği gibi "merdivensiz" kalmış gibiydi. Ne var ki onca yıldır bunu fark etmeden yaşadığını şimdi anlıyordu. Yerleri silmeyi bitirdiğinde dükkana birinin girdiğini haber veren zil çaldı. Kovayı bir kenara alıp, tezgaha doğru yürüdü ama içerde kimse yoktu. Merakla zaten küçük olan dükkanın sağına soluna bakınıp,  "İçeri girdikten sonra vazgeçip çıkan biriydi herhalde" dedi. Temizlik malzemelerinin olduğu yere adım atarken tekrar zil sesini duydu. Süratle dönüp baktığında yine kimse yoktu. O zaman yüzünde bir gülümseme belirdi, "Ah tabii ya, alarmı elden geçirmek gerek, işte böyle durduk yerde çalıp şaşırtır insanı" dedi ve tezgahtaki çekmeceden iki pil çıkardı, cihazı alıp pillerini değiştirdi. "Hadi bakalım artık gereksiz yere çalmazsın" deyip yerine koydu. 

Dükkan, sabah ışıklarını yan camdan içeri doğru sızıntı halinde alıyordu. Işıl ışıl bir dükkan değildi ama bu görüntü, adeta ruhani bir hava katıyordu. Tezgah arkasında küçücük bir oda vardı. Burda hem mutfak gereçleri, hem dinlenme için dar bir yatak ve diğer malzemeler vardı. İşi çok yoğun olduğunda eve kadar gitmeyip orda kıvrılır yatardı. Nefesi sıklaşınca yorulduğunu farketti, biraz dinlenmenin iyi geleceğini hissedip uzandı yatağa. 

Gözleri uykunun derinliklerine doğru kapanmış, zihni tam bir dinlenceye teslim olmuştu. Rüya mı, gerçek mi olduğunu anlayamadığı bir ses çınlıyordu hayal meyal. Gözkapakları uyanmak istese bile açılamıyordu. Ama arka arkaya çalan alarm sesiyle birden yatakta zıpladı, hemen kalktığı için başı döndü. Gözlerini kapatıp elleriyle başını tuttu ve bir süre bekledi. Alarm bozulmuş gibi arka arkaya çalıyordu. Telaşla kalktı, ön kısma geçti. Gördüğü manzara karşısında hem çok şaşırdı, hem de gülmeye başladı.

Mavi renkte bir muhabbet kuşu dükkanın içinde ordan oraya uçuyordu. Alarmın olduğu yerden geçerken alarm onu algılıyor ve çalmaya başlayınca ürküyor ve çılgınca kanat çırpıyordu. Hemen oraya doğru yürüdü ve içindeki pilleri çıkarttı. Ortalık sakinleşince mavi kuş da tezgaha tünedi ve dikkatle bakmaya başladı ona. 




"Hoşgeldin" dedi ona işaret parmağını uzatarak. Kuş, terbiye edilmiş olduğunu belli edercesine hemen tünedi parmağa ve kendince bir şeyler gevelemeye başladı.

Parmağında kuş ile vitrinden dışarı baktı ve bu kış, her zamankinden daha güzel olacağını düşünerek gülümsedi.




{ಠ,ಠ}
|)__) 
-”-”-



(Fotoğraf Google görsellerden alıntıdır.)



4 Kasım 2012 Pazar

öylesine









Sakin adımlarla kumda yürüdü. Güneş mevsime göre epey ısıtıyordu ortalığı. Yorulduğunu hissedip eğilip oturdu. Avucunu kumlara bastırdı, hafif nemliydi. Sonra parmaklarını teker teker batırdı ve yuvarlaklar çizmeye başladı. Bir yandan güneş, bir yandan denizin sesi ve üstünde oturduğu kumlar terapi yapıyordu ruhuna sanki. Gözlerini kapattı ve bu günü hissedebildiği için teşekkürlerini sundu evrene.

Başının üstünde martılar uçuşmaya başlarken, o da ayağa kalkıp kıyı boyunca yürüdü.





{ಠ,ಠ}
|)__) 
-”-”-



(Görsel Yüksek Ökçe' den alıntıdır.)