Yürüdü; kendi koridorlarında. Kaç adım atması gerekiyordu bilmiyordu. Arşınladıkça dibe gittiğini, koyu bir karanlığa girdiğini farketti. Önce korktu, seslendi. Sesine yankı buluyordu ama aynı şeyi duyuyordu, sorduğu şeyi, ya da söylediği şeyi. Sonra yoruldu, bıraktı artık kendini. Ama bu bırakış, kendini tanıdık birine teslim edasıydı. Bu yolculukta debelenmenin faydası olmadığını görüp, tevekkül edişe yöneldi ve dinledi iç sesleri. Kendi sesinin, bir çok tonda yankısını duydu. Sohbet etmeyi öğrendi kendiyle, dinlemeyi. Huzur dalgası yayılmaya başladı tüm bedenine. Burdaydı işte ve hep gelecekti, biliyordu artık.
{ಠ,ಠ}
|)__)
-”-”-
Kendimle hep didişen biri olarak,sohbet etmeyi öğrenmem gerek biliyorum...
YanıtlaSilyukarıdaki fotoğrafa bayıldımmm...
YanıtlaSilUzun zaman önce farkettim ki; en iyi sohbetleri kendimizle yapıyoruz, yazmak da bunun değişik bir versiyonu aslında :)
YanıtlaSilBu fotoğrafı ben de çok severim ebruli günce, çok teşekkürler.
Sevgiler,
Biri birini
YanıtlaSilDiğeri birini
Herkes birini bekler.
Herkesin beklediği
Kendi biridir.
Özer Bal
Selamlar :)
Üstad, yine mevzuya uygun bir şiir denk düşürmüşsünüz :)
YanıtlaSilMüthiş olmuş, teşekkürler yoruma.
Sevgiler,
Chuck Palahniuk tarafından yazılmış, aynı isimle David Fincher tarafından sinemaya uyarlanan Dövüş Kulubü adlı filmi bilirsin değil mi Momentos? Hani Brad Pitt ve Edward Norton’un oynadığı kült film... Bazan öyle bir kavga ederim ki benle... Allah seni inandırsın kan ter içinde kalırım aynen Dövüş Kulubü gibi... Bir sağ kroşe ben... Bir sol kroşe ben... Mideme... Mideme... Olan gene bana olur tabii.
YanıtlaSilNe güzel Momentos,
belir/siz de- mişsin ama belli ki kendinle anlaşabilmişsin. Bloğa müzik ekleme gibi bunu da bana bir yol öğretsen keşke... Az önce benle olan büyük dövüşten çıktım da gene... Anlatabiliyor muyum bilmem? Bir acı oturdu yüreğime.
Bilirim HayalKahvem, bilirim... :)))
YanıtlaSilama bu kadar da itiş kakış gereksiz be ya.. o güzelim canını o kadar acıtma, var elbette uzlaşmanın bir yolu :)) öğretilebilir bir şey mi bilmiyorum daha önce kimse sormadı, ama oturur sana anlatırım nasıl bir formül izlediğimi. Bak yüreğe acı oturması da fenadır ! Ciddiyim... anlatırsan burdayım, ya da ordayım.. biliyorsun işte...
Yukarıdaki fotoğraf tanıdık biri mi acaba diye düşündüm durdum.
YanıtlaSilHoşgeldiniz Profösör,
YanıtlaSilO fotoğraf 1 yıldır orada ve o benim :)
tanıdık mı acaba size bu "ben"?
Momentos,siz şu şarkıyı biliyor musunuz?
YanıtlaSil"Söyleyemem derdimi kimseye, Derman olur diye" söyleyemem o nedenle...
Ya da şu şarkı sözü:
"Dertleri zevk edindim, Bende neşe ne arar" yaa böyleyken böyle...
Ya şunu..
"Şu gülen yüzüme bakıp da sanmayın gönlüm bahtiyardır. Dudağımdan dökülen her kahkahada binlerce göz yaşı vardır." aynen böyle...
Hocam, anlayacağınız anlatamam. Gizli. Varsa anlatmadan acıyı geçiren bir formül, rica edeceğim..
Lütfen.
NOT: momentos, çok eskiden rahmetli öztürk serengil'in bir programı vardı hani. ağlayan şarkı, gülen şarkı, kızan şarkı falan diye aynı şarkıyı farklı tadlarda söylerlerdi. şimdi ben senin bu yazını yormaya acımtrak başladım ya artık, üzgünüm ama böyle gidecek. fakat istersen bak hemen gülen yoruma geçebilirim. momentos içimden böyle geldi. ben bu yazıyı böyle hüzünlü hüzünlü yorayım olmaz mı:)ama formül varsa of... mutlaka lazım... lütfen:))
Efenim elbette bilirim o şarkıları, pek de güzel terennüm eyleriz amma velakin başka şarkılar da vardır; "Derdimi ummana döktüm, âsumâne inledim.."(TSM), "Niçin baktın bana öyle? Derdin nedir, durma söyle, Gül dalında gonca güller, Bülbül sevdâsında çiler, Söyle dermânın olayım, Dertli olan devâ diler"(TSM), "Derdini söyle derman olayım, Hele sen bana gel ilacını bulayım"(Harun Kolçak şarkısı). İşte biraz da bu şarkılara yaslanmalı derim HayalKahvem...
YanıtlaSilAma yok ille de hüzündür bize yakışan derseniz, ona da sesimi çıkarmam bilesiniz :)
Formüle gelince; onu da bir sakızlı kahve içiminde söyleşiriz.
Not: İçten gelmiyorsa gülmek, olduğu gibi davranmalı...vizen hazır HayalKahvem, istediğin ülke hüzünlerine geçiş yapabilirsin :)
"Bu sabah uyandığımda aynı kişi miydim ben? Aynı kişi değilsem sorayım o zaman; Kimim Allahaşkına ben?"
YanıtlaSilYoo.. Bu sözleri ben demedim. Lewis Carroll söylemiş... Eh yabancı değil.
O da benim gibi hayalcinin teki:)
Diğer fotoğraflarınla karşılaştırdım. Bu sanki çocuksu ve sahici duruyor. Anlamı büyük ve derin bunun...
YanıtlaSilHer sabah değişik kimliklerle uyanmak da hoştur bilir misiniz HayalKahvem :) bir gün çocuk, bir gün baba, bir gün simitçi, bir gün baloncu, bir gün pastacı :)))) devam eder gider böyle :) ama hayal' in yanında kahve olması her zaman iyidir ! :)
YanıtlaSilDoğrudur Profösör, çocukluğa öykünme var burda...
YanıtlaSil