30 Mayıs 2017 Salı

yaşam çizgisi*








Acıyla yüzünü buruşturdu, gayri ihtiyari eli koluna gitti. Yokladığında bir ıslaklık hissetti. Eli tamamen kanlanmıştı. Yan koltukta oturan sevgilisine baktı, baygındı. seslenmeye çalıştı, sesi çıkmadı. Bakışları donuklaştı, göz kapakları yavaş yavaş kapandı.

****************

Bu şehre üç yıl önce bir kadın için gelmişti. Öyle aşıktı ki, hayatının düzenini bir çırpıda değiştiriverdi hiç düşünmeden. Daha önce de aşık olmuş, sevmişti ama hiç birinde şimdi yaşadığı duyguları hissetmemişti ya da öyle sanıyordu. Dostları ona yaptığının yanlış olduğunu, iyice düşünmesi gerektiğini söylediklerinde asabileşmişti. Huysuz ve istediğini elde etme hissiyatındaki çocuklar gibi, kimseyi dinlemedi ve bir çantaya eşyalarını koyup, kalbini takip edip, soluğu bu şehirde aldı.

Aşk; üflediği tatlı esintiyle her yerini sarmıştı artık. Yaşamadan bırakmayacaktı. Aşık olduğu kadınla beraber bir ev tuttular. İlk zamanlar her şeyi birlikte yapıyor, sokaklarda elleri ve bedenleri yapışık halde dolaşıyor, en çok da sevginin yatay halinde duruyorlardı. Yaşamlarını sürdürebilmek için ilk zamanlar sadece buna gereksinim duyuyorlardı. Kadın bir reklam ajansında metin yazarlığı yapıyor, iyi de kazanıyordu. Adam geldiği şehirde fotoğraf sanatıyla uğraşıyordu. Küçük bir çevre olduğundan tanınıyor ve yaptığı iş ona iyi bir gelir getiriyordu. Şimdi geldiği bu şehirde, kendine yeni bir çevre edinmek zorunda olduğunu biliyordu ama kadının çevresi sayesinde iyi bir stüdyoda kadroya girmişti bile. 

Hayat sanki yeni başlıyordu. İkisi de birlikte yeni doğmuş bir bebeğin yaşamına adım atmışlardı. Herşeyi birlikte öğreniyor, şehrin sokaklarını yeniden keşfediyor, gün doğumu, gün batımını seyrederken bu mutluluğa dua ediyor, günü adeta yudumlayarak yaşıyorlardı. Herşey şüphelendirecek kadar kusursuz gidiyordu. Bu kadar mutluluğun nazara geleceği inancıyla yetişmiş bir nesilden geliyordu ikisi de. Ve akla gelen düşünce, çağırıldığı yerden gelip onları buldu. 

Dört günlük tatil için bir araba kiralayıp sakin bir yere doğru yol aldılar. Bir kavşakta kuralları hiçe sayan bir tır gelip onlara çarptı. Çarpma anını öyle net hatırlıyordu ki, kolunu kadının önüne doğru siper etmişti, cama çarpmasını önleyebilecekmiş gibi. 

O kavşak bu ilişkinin sonu oldu. Aşk' ın ömrü üç yıldır diyen yazar belki böyle bir bitişi öngörmüyordu ancak hayat kendi çizgisinin dışına çıkmak isteyenlere mutlaka bir kaç şans daha veriyordu. Kimbilir, bir dahaki sefere başka kimliklerle yaşamda yeniden yerlerini alacaklardı.









{ಠ,ಠ}
|)__) 
-”-”-



not: fotoğraf google görsellerden alıntıdır.​



23 Mayıs 2017 Salı

Oyuk (Korkuluk) Festivali



Bu sene ikincisi düzenlenen Barbaros köyündeki festival oldukça eğlenceli görüntülere sahne oluyor. Tarlalardaki ürünleri korumak için kullanılan tarla korkulukları festivalin simgesi. Köyde yaşayanlar, nine ve dedelerinden kalma kıyafetleri korkuluklara giydirip, pencere, balkon ya da kapı önlerinde sergiliyorlar. Saksılar için hazırlanan minik korkulukları da kadınlar tezgahlarında, evlerinde hazırladıkları yiyeceklerle beraber satışa sunuyorlar. Bu sene kaçırdıysanız bir dahaki seneye mutlaka ziyaret etmelisiniz. 
Daha geniş bilgiye site sayfasından (tıklayınız) ulaşabilirsiniz.



 


 



 








































 



















































{ಠ,ಠ}
|)__) 
-”-”-




not: fotoğraflar Nuray Özdinç' e, yayın hakkı M©MENT©S​ ' a aittir.



21 Mayıs 2017 Pazar

30 şarkı meydan okuması (son) ♫ . • ♫









Listenin son bölümünde dinlemeyi unuttuğum bir çok şarkıyı gün yüzüne çıkarttım ve dinlerken o yıllar, resmi geçit yaptılar gözümün önünde. Çok keyif aldığım bir çalışma oldu. Öneri Makinesi' ne teşekkürlerimle..





21- Adında isim geçen bir şarkı
     Don McLean - Vincent

22- Seni ileriye taşıyan şarkı
     Şenay - Dünden Bugüne

23- Herkesin dinlemesi gerektiğini düşündüğün şarkı
     Queen - The Show Must Go On

24- Dağılmamış olmasını dilediğin gruptan bir şarkı
     Deep Purple - Soldier Of Fortune

25- Artık hayatta olmayan sanatçıdan bir şarkı
     Fikret Kızılok - Gönül

26- Aşık olmak istemene yol açan bir şarkı
     Paul Mccartney - My Valentine

27- Kalbini kıran bir şarkı
     Zuhal Olcay - Ayrılık da Sevdaya Dahil

28- Sesini çok sevdiğin şarkıcıdan bir şarkı
     Damien Rice - The Blower's Daughter

29- Çocukluğundan hatırladığın bir şarkı
     Doris Day - Que Sera Sera

30- Sana seni anlatan bir şarkı
     Zoran Dzorlev - Vanja Volkova: Site devojcinja mamo se mazija










{ಠ,ಠ}
|)__) 
-”-”-




16 Mayıs 2017 Salı

acının ışıkları *







Çok sevilen bir anneye adanmıştır...




Yazlık evlerinin verandasında gün batımına baktı. Havanın iyice kararmasına iki saat daha vardı. Salona geçti, masanın üstünde hazırladığı yağlı kağıttan sandallara baktı. Biraz daha yapmaya karar verdi. O sırada kapı çaldı, gidip açtığında kardeşi elinde büyükçe bir torbayla içeri girdi. "Bulabildin mi?" diye sordu. "Of sorma bir kaç dükkân dolaşmak zorunda kaldım ama epeyce buldum diyebilirim". "İyi" dedi ve işine devam etti. "Biliyor musun bu kadar çok mumu ne yapacaksınız diye sordu tüm market çalışanları. Bir elektrik kesintisi mi olacak yoksa? diye soranlar bile oldu". "Anlatmak çok zor, anlamazlar ki..", "Belki de anlatsak anlarlardı", "Hiç sanmıyorum. Yaptığımızda görürler, ben kimseye bir şey anlatmak niyetinde değilim". Omuzlarını silkti ve masaya yaklaşıp ablasına yardım etmeye başladı.


* * * * * *

Yaşlı kadın o sabah sanki biri onu dürtmüş gibi erkenden kalktı ve yüzmeye gitti. O plaja doğru yürürken, evde kocası ve çocukları daha yataklarındaydılar. Hava oldukça durgundu. Ellerini gözlerine siper ederek karşı adaya baktı, çok net görünüyordu. "Erkencisiniz bugün hanımefendi" dedi doktor tanıdığı. "Ah evet, bugün deniz çağırdı beni" dedi gülerek. "Yorulmuş gibisiniz, biraz dinlenin öyle girin bence", "Hızlı yürüdüm, ondandır". Doktor selâm etti eliyle ve yürüyerek uzaklaştı. Derin bir nefes aldı, evet hızlı yürümüştü, sanki sevgilisiyle buluşan genç kızlar gibi acele etmişti bacakları. "Şimdi denize girerim birşeyciğim kalmaz" diye geçirdi içinden ve tadını çıkara çıkara ayaklarını kumlara bastırdı, parmakları suyla buluşunca serinliği hissetti, ürperdi ama durmadı. Vücudunu yüzüstü denize bırakıp öylece dururdu bir iki dakika. Onu öyle görünce telaşlanıp yanına gelenlere "Balıkları seyrediyorum" derdi hep gülerek. Biraz ilerde yine o renkli minik balıkları gördü, onunla yüzmeye geldiklerini biliyordu, sanki onlar da artık tanıyorlardı onu. Bir iki adım daha attı, sabahın tüm serinliği denizin içindeydi sanki. Bir kaç adımdan sonra bacakları, karnı buz kesmiş gibi hissetti, kalbi sıkıştı, nefesi sıklaştı. Vücudunu serbest bıraktı, ayakları yerden havalandı. Kolları bedeninin iki yanında bırakıp denizin içine bakmak istedi. Minik balıklar etrafında yüzmeye başlamışlardı. Gülümsedi ve ağzından minik bir kabarcık çıktı. Kalbinde hafif bir ağrı hissetti ve sırtüstü dönemeden son nefesi bir kaç büyük kabarcıkla çıktı ağzından. 


* * * * * * 



Annelerinin şaka gibi ölümüyle sarsılmışlardı. Daha önce de denizde öyle görüldüğünden, kimsenin aklına ters bir şey var mı diye kontrol etmek gelmemişti. Beklemedikleri bir an ve biçimde gelen ölüme diyecek bir söz bulamıyorlardı. Denizi, yüzmeyi, balıkları seven birinin bu şekilde ölümü haksızca bir haykırışı durduruyor, ölürken gördüğü en son şeyin belki de sarı, mavi, turuncu renkli balıkların olması yüzlerinde hafif bir tebessümle beraber kalplerindeki acıyı hafifletiyordu. Ölüm yıldönümü akşamında, çocukları yağlı kağıttan yaptıkları sandalların içine minik mumlar koyup, onu buldukları noktadan denize bıraktılar. Bu saygı ritüelini, hayata neşe içinde bakan bir anneyi, mezarının başında değil de deniz kenarında görkemli bir şekilde anmalarını önceleri garipsedi etraftakiler. İkinci seneden sonra başkaları da katılmaya başladı bu törene. O deniz kenarında en azından acılarını, bu yüzlerce minik ışıkla dindirmeye çalışan insanların yanında, artık saygıyla yer alıyorlardı.











{ಠ,ಠ}
|)__) 
-”-”-





not: fotoğraflar google görsellerden alıntıdır.



14 Mayıs 2017 Pazar

13 Mayıs 2017 Cumartesi

30 şarkı meydan okuması - 3 ♫ ♫










Geçen haftadan kaldığımız yerden devam ediyoruz şarkı listesine. İkinci 10 luk şarkı listem aşağıda. Acaba kimler tanıdık şarkılar bulacak, kimler ilk defa dinleyecek? :) 


11- Dinlemekten asla bıkmayacağın bir şarkı
     Schubert - Serenade

12- Gençliğinden (ergenliğinden) bir şarkı
     Olivia Newton John - Hopelessly Devoted To You

13- 80 lerden favorin olan bir şarkı

     George Michael - Careless Whisper

14- Düğününde çalmasını istediğin bir şarkı

     Esin Engin - Bana ellerini ver

15- Yeniden yorumlanan (cover) bir şarkı

     Six Pack - Düşünme hiç (Ajda Pekkan cover)

16- Klasik müzikten çok sevdiğin bir şarkı

     Handel - Largo

17- Karaokede düet yapabileceğin bir şarkı

     Robbie Williams and Nicole Kidman - Somethin' Stupid

18- Doğduğun yıl çıkan bir şarkı

19- Sana yaşamı düşündüren bir şarkı

20- Senin için anlamı büyük olan bir şarkı




Meydan okumaların geri kalanını görmek isterseniz buraya tıklayın.









{ಠ,ಠ}
|)__) 
-”-”-



11 Mayıs 2017 Perşembe

seçme saçma












          Yarimden gerisi yalan
          Yalandan gerisi yarimden
          Yarimden yalan gerisi
          Gerisi yalandan yarim...

               

                2016/S.Ö.








{ಠ,ಠ}
|)__) 
-”-”-




not: Kullanılan gif Google görsellerden alıntıdır.




8 Mayıs 2017 Pazartesi

Bir kitap - Bir yaşam/İki kitap - Dostluk/Geriye Kalan




Evet bildiniz, daha önce Sevgili Blogdaşım Makbule hanımın UÇUN KUŞLAR isimli bloğunda yazdığı, karşılıklı kitaplaşma etkinliğimizin bendeki yansıması şu an okuyacağınız :)

Daha önce "Neden Blog Yazıyorum" başlıklı yazımda ifade etmiştim şiirlerim ve kitapla ilgili düşüncemi. Sadece insanlarla paylaşmaktı isteğim, yazdıklarımı. Bu düşünceden hareketle bir çok blogdaşıma yegane kitabımı gönderdim zevkle. Makbule hanıma kitap gönderimi esnasında postahanedeki yetkilinin de, bir şiirsever olduğu ortaya çıkınca epey uzunca sohbet ettik. Bir dahaki gidişimde kesinlikle kendisine de bir kitap götüreceğimi söyledim. 

Postahanedeki aksaklıklardan ötürü benim paketim geç geldi ancak o kadar güzel bir kuş eşliğinde geldi ki, sevincimden her şeyi unuttum. 



Minik bir dokunuşla nasıl da değişivermişti her şey. Uçun Kuşlar' dan minik kanat çırpışlarıyla gelip bilgisayarıma konan bu misafiri baş köşeye aldım.




2014 yılında basılmış "Geriye Kalan". Kitap içeriği anlatımlarıyla 244 sayfa. 242 ara bölümden oluşmakta. Hayatla ilgili tüm yaşadıklarını, tecrübe edindiklerini, gözlemlerini o kadar sakin, duru ve açıklayıcı bir dille anlatıyor ki, sanki karşılıklı konuşur gibi hissettim satırları okurken. Çocukken, gençken ve nihayet yetişkinken hissettiklerimi birebir aktarıyordu duru, sakin anlatımıyla Makbule Abalı. 

56. sayfada "Bir Düş müydü Öğretmenlik?" başlıklı yazıda, ilkokuldan bu yana kaç öğretmenimizin adının aklımızda kaldığını soruyordu. Kendime dönüp sorguladığımda, ilkokulda 5 sene boyunca öğretmenimiz olan kişinin adını çok net hatırladığımı ama bunun hiç de sevimli bir şekilde olmadığını farkettim. Zira bir çocuğun temel eğitimi en önemlisidir, minik bir zedelenme tüm hayatında büyük depreme yol açabilir. O kadar güzel detaylar vermiş ki sevgili Makbule öğretmen, çocukluğumda onun gibi bir öğretmenin eğitiminde büyümeyi isterdim doğrusu. 

Konuları aktarırken, satırlar o kadar zarif ve yumuşak bir anlatımla akıp gitmekte ki, aralara özlü sözler, kısa öyküler ve şiirler serpiştirip, ünlü yazar ve şairlerimizi de anmadan geçmemiş. Ayrıca bloğunun ismi olan "Uçun Kuşlar" ı, annesinin sevdiği şiirden esinlenerek koyduğunu anladım. 



Bir yaşamda tüm anların birikerek, acı tatlı anılardan oluştuğunu net bir ifadeyle anlatıyor. An' ı yaşarız ve ondan geriye kalanlardır anılar. Bir insanın ölene kadar hayattaki dersleri bitmiyor, kodladığımız tüm bilgilere, zaman ilerledikçe yenileri ekleniyor.

Daha önce yazılarından ve yorumlarından tanıdığım Makbule öğretmenimin, kitabın içerisinde satır aralarına, inci gibi dizdiği yaşamından ne kadar değerli bir insan olduğunu gözlemleyebiliyor insan okudukça.

Kitabın en son bölümü olan "Umutla Yaşamak" kısmından esinlenerek, umudun aslında hep yanıbaşımızda, bu zorlu zamanlarda bunu hatırlamanın değerli bir şey olduğunu söylemek isterim.

Teşekkürler Makbule Abalı...









{ಠ,ಠ}
|)__) 
-”-”-






not: fotoğraflar ​M©MENT©S​ arşivindendir.