25 Kasım 2011 Cuma

S.A.D.' a










"Bu dünyadan kalp kırıklığıyla gideceksin."




Çok üzgündü. İçi kırıklarla doluydu. Vücudunun onu sınamasından sonra, bir de onca yıllık ilişkisinin silkelenmesi ona ağır gelmişti. 

Herşeyin "ilk" i ne kadar farklıydı bazı insanlar için. "İlk", başladığında kişi mutludur, heyecanlıdır. Bu mutluluk yüzüne aydınlık bir gülümseme olarak yansır. Herhangi bir olumsuzluk bile değiştirmez duruşunu. Ama zaman ilerleyip "ilk" safhasını geçince tüketim başlar, duygular erozyona uğrar, çabalar azalır, ağızdan gül dalı gibi çıkan kelimeler, yerini kurşun ağırlığındaki atışlara bırakır.

O ise, tutunduğu "ilk" e, hayatı devam ederken ve günler ilerlerken de aynı derecede bağlıydı. Değişen bir şey yoktu. Aynı heyecanı, sevgiyi, özlemi, merakı, ilgiyi içinde saklı tutuyordu. Tüm duygularını "ilk" günkü gibi içinde taşıyordu. Hisleri sıcaklığını yitirmemişti, artık hiç bir şeyi beraber yapmamalarına rağmen. Sağlık durumunun eve ve ilişkiye yansımasını, yüzünden okuyabiliyordu. Herşeye rağmen yine de onu yanında istiyordu. 

Çünkü ondan güç alıyordu. 
Çünkü ona sevgisi bitmemişti. 
Çünkü sadece kendi sevgisiyle bile bu ilişkiyi ayakta tutabileceğine inancı vardı. 
Çünkü o giderse, yaşamı da bitecekti.

Ama o gitti. Üstelik en gösterişli törenlerle gitti. Ona bir ceza verir gibi her hareketini, mutlaka onun da göreceğini bile bile, göstere göstere ilan etti. Maddesel acıdan çok, manevi acı içini matkap gibi oydu. Aklından geçen en kötü şeyleri sıraladı, yapmak istedi. Ama kendisi onu nasıl seviyorsa, onun da diğerini öyle sevdiğini gördü ve durdu. 

Bu yaşamda, ömrünün böyle bir deneyimle sonlanacağını anladı. Sevdiğine kalbi kırık olsa da, onu tanıdığı, sevdiği için şükretti ve nihayet onu almaya gelen yol gösterici meleklere kendini teslim etti.


......
.......
Demiştim sana hatırlarsan:
"Önemli olan zamana bırakmak değil,zamanla bırakmamaktır."
Şimdi bana, geçen o zamanın
Unutulmaz sancısı kalır.

Gittiğim eğer bensem, söyle bana kimden gittim?

Sende yoktum zaten ben, ben yine bende bittim...

 
Nazım Hikmet Ran
(Bir Fotoğrafa isimli şiirden)




{ಠ,ಠ}
|)__) 
-”-”-





Not: kullanılan görsel Google görsellerden alıntıdır.


22 Kasım 2011 Salı

coşku









Kapıdan içeri neredeyse hoplaya zıplaya giren arkadaşına baktı ve gülümseyerek, "Yine mi aşık oldun kız?" diye sordu. Yanakları pembe pembe kızaran kadın, "Evet! Ama bu sefer gençlik duygularımı yaşıyorum" dedi. Soran gözlerle karşılaşınca da, anlatmaya devam etti.

Kadın aşık oluşunun tüm öyküsünü müthiş coşkulu anlatırken, arkadaşı onu seyretmeye başladı. 
Belki bu aşk da bitecekti, tıpkı diğerleri gibi. Hem zaten aşka bile bir ömür biçilmemiş miydi? "Üç vakte kadar" denilecek bir zaman diliminde yaşanıp bitecek duygular için hırpalanan insanoğlu ve kızının, en çok başlangıçtaki yükselen duygularını izlemekten keyif alıyordu o. Özellikle bu esnada tutkuyu yaşayan kişilerde zenginleşen kelime haznesini, hayatı müzikale çeviren şarkı söyleme halini, gözlerin sürekli ışıldamasını, her daim yüzdeki mutluluk ifadesini, her ayrıntının farkına varılıp neşeyle tezahürat yapılmasını, tükenmeyen coşkuyu ve saçmalamasını seyretmeyi.
İşte karşısındaki kadın da, tam bu safhadaydı. Anlattığı detaylardan aslında bu adamla bu ilişkinin yürümeyeceğini görüyor fakat kadının çocuksu, saf mutluluğuna ilişmeye kıyamıyordu. Hem biliyordu ki bu durumda söyleyeceği tek olumsuz söz, kadını sadece kısa bir an durduracak, sonra "ama...." larla her lafı geri püskürtecek bir açıklaması olacak, belki de bu süreçte ona kırılıp, biraz uzaklaşacağı bir durum yaratacaktı. Ayrıca yaşanması gerekenler, yaşanmalıydı. Hayattaki tecrübelerin, tek başına yaşanıp özümsenenler olduğuna inancından dolayı, buna müdahale etmesinin çok anlamsız olduğuna karar verdi.

Düşünceleri durdurdu ve duygularını odanın her yerine saçmış arkadaşına, mutluluğunu paylaştığını ifade edercesine sarıldı ve yorulana kadar onu dinledi.




{ಠ,ಠ}
|)__) 
-”-”-




1 Kasım 2011 Salı

sonbahara balad








               Görünen kıyılardan da uzak,
               bir yer var içimde...
               Tüm geceler tuzak,
               yolculuklarım hiç bitmiyor..

               Bahar, sonunu yaşıyor 
               göz hizamda bir yerlerde.
               Solgun kızıllarda dans ediyor,
               güneşten hüzmeler.

               Kış gelmiş sokakta,
               cengaver bir kelebek.

               Kimbilir ömrü yeterse
               Yeni baharlar bekleyecek...


               Momentos (S.Ö.)




















{ಠ,ಠ}
|)__) 
-”-”-


(Kullanılan görsel google' dan alıntıdır.)